MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Amerika İş Planını değiştiriyor: Bedavadan aboneliğe geçiyor

ANA SAYFATEKNOLOJİAmerika İş Planını değiştiriyor: Bedavadan aboneliğe geçiyor
Amerika İş Planını değiştiriyor: Bedavadan aboneliğe geçiyor

Bir anlamda ABD, dünyaya “Beni kullanmak istiyorsan abone olmalısın” diyor. Bir şirket, “bedava” modelden “abonelik” modeline geçtiğinde, “açık kaynak” alternatiflerine yeni fırsatlar doğar. Bakalım, dünya düzenindeki bu boşluğu kim dolduracak?

10 Mart, 2025, Pazartesi 06:30
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Mustafa Ergen
Mustafa Ergen
yazı içi reklam

Hippi kültürü ve 1960’ların mülkiyet yerine kolektif paylaşımı savunan karşı kültür hareketleri, internetin ücretsiz ve açık bir yapı olarak tasarlanmasını etkiledi. Özellikle hippi hareketinin önemli figürlerinden Stewart Brand’in savunduğu “Bilgi özgür olmak ister” (Information wants to be free) felsefesi, internetin ilk dönemlerindeki açık paylaşım anlayışını besledi. “Whole Earth Catalog” adlı dergide bilgi paylaşımının önemini vurguladı.

Bu anlayış, internetin ilk yıllarında akademik araştırmaların, açık kaynak yazılımların ve bilginin serbestçe paylaşılmasını teşvik etti. Aynı zamanda, bilgisayarların bireyleri güçlendirebileceğini savunan “Hacker Etiği” fikrinin gelişimine de katkı sağladı. Hippi kültürü ile MIT, Stanford, Berkeley’deki hacker toplulukları arasında ideolojik bir bağ vardır. Açık kaynak yazılım, ücretsiz internet ve özgür bilgi paylaşımı fikri, bu kesişimin bir sonucu oldu. 1970’lerde ve 80’lerde internetin temel protokollerini geliştiren kişiler, bilgiye erişimin serbest olması gerektiğine inanıyordu. ARPANET gibi erken dönem internet sistemleri, ticari kazanç amacıyla değil, bilgi paylaşımı için oluşturuldu. Örneğin, Internet protokollerinin oluşturulduğu IETF (Internet Engineering Task Force) örneğin hala .txt dosyaları gibi en temel dijital enstrümanlar ile oluşturulur. Buradaki amaç her bilgisayarın bu dosyaları açabilmesi ve herkesin buraya katkı verebilmesi içindir. 

1990’larla birlikte internetin ticarileşmesi başladı. Hatta bu dönüşüm için Sovyetler Birliğinin çöküşü bile beklendi denir. Soğuk Savaş’ın iki kutuplu dünyasında bilgi saklamaya odaklanılmışken, internetle birlikte bilgi paylaşımı esasına dayalı bir paradigma gerekiyordu ki, yaygınlaşsın ve değeri artsın.

Bugüne kadar “bedava internet” fikri büyük ölçüde reklam modeline dayandı. Google ve Facebook gibi şirketler, daha çok kullanıcıya ulaşarak “network effect” ile değer kazanmayı hedefleyen iş modelleri geliştirdi. Kitlelere erişmek için reklam mecrası haline gelen bu platformlar, yatırımlarını hızlandırarak uzun süre negatif bilançolarla büyüdü. 2000’li yıllarda bu agresif yatırımlar, fiber optik altyapının tüm dünyaya yayılmasını sağladı. Ancak, 2000 krizinde bu yatırımların büyük bir kısmı borsada eridi ve sonuç olarak, internet altyapısını finanse eden aslında halk oldu.

İnternetin ticarileşmesindeki ikinci aşama, abonelik modellerine geçişti. “SaaS” (Software as a Service) modeli ile yazılımlar bir hizmet olarak sunulmaya başlandı ve yazılım şirketleri, aylık veya yıllık aboneliklerle gelir elde etmeye başladı. Şimdi ise internet, yapay zekâ asistanları ile üçüncü ticarileşme modeline evriliyor.

ABD, dünyaya “Beni kullanmak istiyorsan abone olmalısın” diyor. Bir şirket, “bedava” modelden “abonelik” modeline geçtiğinde, “açık kaynak” alternatiflerine yeni fırsatlar doğar. Bakalım, dünya düzenindeki bu boşluğu kim dolduracak?

ABD’nin Küresel Stratejisi: Bedavadan Aboneliğe

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra küresel liderliği ele geçiren ABD ise son yüzyılda neredeyse “bedava” bir modelle ilerledi. Kendi siyasal ve kültürel hegemonyasını yaygınlaştırmak için genişleyerek, Amerikan şirketlerinin ve politikalarının dünyaya yayılmasını sağladı. Bir anlamda, kendisini bir reklam platformu gibi konumlandırdı. Bu, bütün dünyanın bir nevi ABD gibi yaşamaya, yaşadıkça onun üretimlerini daha da çok istemeye dönük bir iş planıydı. Başarısız olmadı çok da başarılı oldu. 

Şimdi, Trump ve Musk ekseninde bir abonelik modeline geçiş söz konusu. ABD, siyasi hegemonyasının en önemli aracı olan NATO’ya, “Para vermezseniz koruma sağlamam” diyerek yeni bir yaklaşım benimsedi. Kanada’ya yardım karşılığında girişimcilik ekosisteminde olduğu gibi “exit” sağlamaya çalışıyor. Grönlandı “firesale” ile almaya çalışıyor. USAID gibi, ülkelerin kılcal damarlarında faaliyet gösteren birçok yardım programı aniden durduruluyor. Fulbright gibi meşhur öğrenci bursları iptal edileceği söyleniyor. 

Ukrayna’ya, “Madenlerin karşılığında koruma sağlanır” mesajı verildi. Musk, Starlink uydularını kapatma tehdidinde bile bulundu. Ülkeler arasında karşılıklı ekonomik yaptırımlar ve tarifeler havada uçuşuyor. ABD’nin teknoloji ve ekonomi politikaları da bu dönüşüme aynı şekilde ayak uyduruyor. Çin’e yönelik çip ve yapay zekâ ihracatı sınırlandırıldı, ABD teknolojilerine erişim artık koşullara bağlı hale geldi. Çinli öğrencilere vize engelleri getirildi, burslar ve araştırma fonları belirli ülkelere kapatıldı.

Bir anlamda ABD, dünyaya “Beni kullanmak istiyorsan abone olmalısın” diyor. 

Bir şirket, “bedava” modelden “abonelik” modeline geçtiğinde, “açık kaynak” alternatiflerine yeni fırsatlar doğar. Bakalım, dünya düzenindeki bu boşluğu kim dolduracak?

  • Kalkınmada kamu harcamalarının rolü: Anti-Keynes tekrar yükselişte! Kalkınmada kamu harcamalarının rolü: Anti-Keynes tekrar yükselişte!
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
ARPANETDonal TrumpElon MuskAbonelik

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP yönetiminin hiç mi suçu yok?
    Hasan Çetin
    Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
    Sema Erder
    Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
    Akın Özçer
    Akın Özçer Yanlışta ısrar
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Düyunu Umumiye ve Reji Deneyi
    Reha Çamuroğlu
    Reha Çamuroğlu Değişen savaşlar, değişen insanlar
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı  “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (3)
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Karşı-Devrimci hafızanın intikamcı tarih anlatısı
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Yeni Aracılar Çağı: Reklamdan akademiye, Agentic Web ve ArXiv’in yükselişi
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı