MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Konfor alanının sessiz zincirleri ve yolculuğun çağrısı 

ANA SAYFAPSİKOLOJİKonfor alanının sessiz zincirleri ve yolculuğun çağrısı 
Konfor alanının sessiz zincirleri ve yolculuğun çağrısı 

Yolculuğa çıkmak bir eylem değil, bir cesaret meselesidir. Çünkü mekan değiştirmek demek, sadece bir şehirden başka birine gitmek değil; kendi içindeki durağan düşünceleri de yerinden oynatmak demektir.

18 Haziran, 2025, Çarşamba 06:00
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Beril Esra Atahan
Beril Esra Atahan
yazı içi reklam

Konfor alanından çıkmak, yeni bir şehre gitmek ya da sadece evdeki koltuğu değiştirmek… Hepsinin özünde aynı çağrı var: Değişimin ferahlığı. Belki de bu yüzden mekan değiştirmekte gerçekten bir ferahlık vardır; çünkü insan, ancak yeni bir yere vardığında, eski zincirlerinin ne kadar sıkı olduğunu fark eder.

Bütün edebiyat literatürü iki temel hikâyeye dayanır: Ya şehre bir yabancı gelir ya da biri bir yolculuğa çıkar. Bu cümleyi ilk duyduğumda, insan ruhunun özlemlerini ve korkularını böylesine sade ama güçlü ifade eden başka bir söz hatırlayamadım. Çünkü aslında hepimiz, her sabah uyandığımızda içimizdeki o iki ihtimalle baş başa kalırız. Ya konfor alanımızın içindeki güvenli duvarlara biraz daha sıkı tutunuruz ya da bir yabancı gibi kendi iç dünyamızda yeni bir sokağa, yeni bir hikâyeye adım atarız.

“Mekan değiştirmekte ferahlık vardır.” Belki bu yüzden dilimize yerleşmiş bir deyimdir; çünkü insan, bazen bulunduğu yerin duvarları tarafından değil, kendi zihninin görünmez sınırları tarafından boğulur. Aynı şehir, aynı sokak, aynı sesler… Hepsi bir zaman sonra yavaş yavaş ruhu sıkıştırmaya başlar. Konfor alanı dediğimiz şey, başta huzur ve güven vaat eder; ama zamanla bir hapishaneye dönüşebilir. Carl Jung’un dediği gibi: “Karşılaşmadığınız gölge sizi kontrol etmeye devam eder.” O gölge, alışkanlıklarımız ve korkularımızın biçim verdiği konfor alanıdır aslında.

Yolculuğa çıkmak bir eylem değil, bir cesaret meselesidir. Çünkü mekan değiştirmek demek, sadece bir şehirden başka birine gitmek değil; kendi içindeki durağan düşünceleri de yerinden oynatmak demektir. O ilk adımda bir ferahlık vardır; çünkü insan birden, kendisinin bile unutmaya başladığı hayallerini hatırlar. Bir tren camından dışarı bakarken, yeni bir sokağın taşlarını ilk kez çiğnerken, belki de yıllardır unuttuğu bir şey fısıldar içinden: Başka türlü de olabilir.

Konfor alanından çıkmak, yeni bir şehre gitmek ya da sadece evdeki koltuğu değiştirmek… Hepsinin özünde aynı çağrı var: Değişimin ferahlığı. Belki de bu yüzden mekan değiştirmekte gerçekten bir ferahlık vardır; çünkü insan, ancak yeni bir yere vardığında, eski zincirlerinin ne kadar sıkı olduğunu fark eder.

Ve o anda anlarız ki, bütün büyük hikâyeler bir yolculukla başlar. Belki de şimdi, senin yolculuğunun ilk satırını yazma zamanıdır.

  • Aşkın Kuantumu: Beden, zihin ve ruh üçlemesinde bir dalgacık  Aşkın Kuantumu: Beden, zihin ve ruh üçlemesinde bir dalgacık 
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Konfor AlanıDeğişimin Ferahlığı

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Görüşmeden CHP’nin çıkaracağı ders yok mu?
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Negatif Barıştan Pozitif Barışa geçişin tarihi kavşağındayız
    Ali Arslan
    Ali Arslan Araştırma yapmayan üniversiteler yüksekokul tarzında yeniden düzenlenmelidir
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Başkanın bütün adamlarıyla ‘Back to the Past’
    Ömer Terzi
    Ömer Terzi Z Kuşağı: Gerçekçilikten umuda
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Yapay zekâ kendi egzozunu soluyor: Veri petrolü bitti, sıra kaya gazında
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Neden yalan haber ve iftira üretilir?
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Hazar’ın kıyısında bir kültür başkenti: Aktau
    Ersin Kalaycıoğlu
    Ersin Kalaycıoğlu Sol siyasal partilerin açmazı: Sosyal demokrasi ile Ulusalcılık arasında sıkışmışlık
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Sağ popülizm neyi savunur?
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Çürümenin Kitabı: Hangi gelecek bizim adımıza konuşacak?
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak Sadettin Saran’ın seçim zaferinin düşündürdükleri
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı