MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Aşkın Kuantumu: Beden, zihin ve ruh üçlemesinde bir dalgacık 

ANA SAYFAPSİKOLOJİAşkın Kuantumu: Beden, zihin ve ruh üçlemesinde bir dalgacık 
Aşkın Kuantumu: Beden, zihin ve ruh üçlemesinde bir dalgacık 

İşte aşkın üçlemesi de burada başlar: beden, zihin ve ruh. Beden, arzunun laboratuvarıdır; zihnimiz, onun senaryosunu yazar; ama ruh, perde arkasındaki yönetmendir.

11 Haziran, 2025, Çarşamba 06:00
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Beril Esra Atahan
Beril Esra Atahan
yazı içi reklam

Belki de aşk, bizim değil; hücrelerimizin, travmalarımızın, atalarımızın aşkıdır. Belki onu hissettiğimizde, aslında bir zamanı değil bir titreşimi yaşıyoruzdur. 

Aşkı bugüne kadar hep kalpte aradık. Oysa aşk, belki de kalpten çok bir kuantum alanında yaşanıyor; olasılıklarla, belirsizlikle, bir bakışın foton gibi davranmasıyla. Herkesin farklı bir gözle baktığı, herkesin kendinden bir şey bulduğu bir fenomen. Yani… tıpkı ışık gibi: hem dalga, hem parçacık.

Kuantum psikoloji der ki, insan sadece görünen değil, salınan bir varlıktır. Düşüncelerimiz, duygularımız ve inançlarımız bilinçdışında titreşen enerji alanları yaratır. Ve bu alanlar bir başkasıyla temas ettiğinde ya rezonansa girer, ya da parazit yaratır. Bazı insanlar hayatımıza girer, çünkü bizimle aynı frekansta bir yük taşırlar. Bazılarıysa bizi terk eder, çünkü aynı melodide dans edemeyiz.

İşte aşkın üçlemesi de burada başlar: beden, zihin ve ruh. Beden, arzunun laboratuvarıdır; zihnimiz, onun senaryosunu yazar; ama ruh, perde arkasındaki yönetmendir. Aşkı sadece bedensel arzuda arayanlar, yalnızca fragmanı izleyip salondan çıkanlardır. Zihinle yetinenler, uzun uzun analiz eder ama hissedemez. Ruhuna dokunanlarsa, tüm gösterimi izler ve sonunda ağlayarak çıkar salondan. Çünkü aşk dediğin, bir kendinden geçme halidir.

Albert Einstein bir keresinde şöyle der:

“Aşk, evrendeki en güçlü kuvvettir. Çünkü açıklanamaz, ölçülemez ama hissedilir.”

Biz de hissettiğimiz şeyin ne olduğunu anlamaya çalışırız. Oysa aşk bir anlam değil, bir haldir. Bir varoluş biçimi. Ve çoğu zaman karşılıklı olmaktan çok, karşılıklı yankılanmadır.

Biriyle aynı anda aynı şeyi düşündüğünde… birden kalbin hızlandığında… onun sana bakmadığı anda bile içini titrettiğinde… işte orada kuantum psikolojinin aşk üçlemesi devrededir: beden titrer, zihin susar, ruh hatırlar.

Belki de aşk, bizim değil; hücrelerimizin, travmalarımızın, atalarımızın aşkıdır. Belki onu hissettiğimizde, aslında bir zamanı değil bir titreşimi yaşıyoruzdur.

Ve belki… gerçekten sevmek, birine değil, onun varlığında kendine dönüşmektir.

  • Uçurumun kenarında bir ayna: İnsan neden zıddına aşık olur? Uçurumun kenarında bir ayna: İnsan neden zıddına aşık olur?
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
AşkBedenRuhZihin

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Beril Esra Atahan
Beril Esra Atahan

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Sema Erder
Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
Eser Karakaş
Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
Yüksel Işık
Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
Akın Özçer
Akın Özçer Yanlışta ısrar
Murat Kartalkaya
Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
Çağhan Uyar
Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel Düyunu Umumiye ve Reji Deneyi
Reha Çamuroğlu
Reha Çamuroğlu Değişen savaşlar, değişen insanlar
Murat Aksoy
Murat Aksoy İhtiyaç olan tek şey: Samimi bir görüşme
Fahri Bakırcı
Fahri Bakırcı  “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (3)
Tunay Şendal
Tunay Şendal Karşı-Devrimci hafızanın intikamcı tarih anlatısı
Mustafa Ergen
Mustafa Ergen Yeni Aracılar Çağı: Reklamdan akademiye, Agentic Web ve ArXiv’in yükselişi
Herkül Millas
Herkül Millas Milli açıklamaların yetersizliği
Deniz Nas
Deniz Nas Dönüşen CHP, sol popülizm ve Özgür Özel
Bilal Sambur
Bilal Sambur Hakimiyet saplantısı, hassasiyet değildir
Semih Çoban
Semih Çoban Bir öğle arası: Stephansplatz’da 20 dakika
Aydan Bakan
Aydan Bakan Pijamalı balon
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı