MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Babacan\'ın yanlış ve doğrularına dair

Ana SayfaGenelBabacan\'ın yanlış ve doğrularına dair
Babacan\'ın yanlış ve doğrularına dair
13 Eylül, 2024, Cuma 07:40
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan

Babacan’ın tek adam rejimi teessüs ettikten, kökleştikten sonra vaziyetten haz etmediği ve bu süreçte başta Erdoğan olmak üzere yıllardır birlikte yürüdüğü partisine mesafe koyduğu bir sır değil.

Ali Babacan ile aynı yıllarda ODTÜ’de öğrenim gördük. Ben 1991’de o benden 2 yıl önce mezun oldu.

ODTÜ genel olarak sol görüşlerinin okulu olarak bilinir. Ali Babacan’ın solla pek işi yoktu. AKP’yle yolu 2002’de birleşti ve partinin iktidara yürüyüşü ile beraber o da ekonomi gemisinin kaptan köşküne oturdu.

Bu aralar özellikle Deva Milletvekili Burak Dalgın’ın paylaşımlarına karşılık Sn. Babacan’ı eleştiriyorum.

Deva Partililerin benim eleştirilerimi anlamakta zorlandıklarını görüyorum. Babacan’ın parti içindeyken yaptığı eleştiriler ve hukuk dışılık saptamalarını işaret edip neden böyle davrandığımı sorguluyorlar.

Babacan’ın tek adam rejimi teessüs ettikten, kökleştikten sonra vaziyetten haz etmediği ve bu süreçte başta Erdoğan olmak üzere yıllardır birlikte yürüdüğü partisine mesafe koyduğu bir sır değil.

Babacan’ın Şimşek gibi doğrudan Erdoğan’ın ağır ithamlarına maruz kalmasına rağmen Şimşek gibi koşarak geri dönmeyeceğine eminim. Uzun süre yol arkadaşlığı yaptığı Şimşek’in Babacan’dan daha “İdeolojik” olduğu ve önce parti ve idealler sonra diğerleri gelir dediği anlaşılıyor.

Babacan bu yönüyle daha muhalif ve tereddütsüz bir biçimde farklı yolun yolcusu.

Bunda sorun yok. Bunu tartışmıyoruz.

Babacan Makro İhtiyatlılık Ambalajı içinde “anakronik” (zamansız) bir kumanda ekonomisinin oluşumuna imkan verdi.

Ben Babacan’ın son 10 yılını değil ondan öncesini tartışıyorum sorguluyorum. Bugünlere gelinmesine yol açan vahim hatalarını ve üzerimde kalan hakkını ifade ediyorum. Üzerinde kalan hakkımı diyorum. Çünkü Babacan bu ülkenin kuruluşundan bu yana eline geçen neredeyse ilk finansal istikrar döneminin erimesine göz yuman ve yol açan uygulamaların arkasında oldu.

2022’de 31 yıllık çalışmamın sonunda elime sayılan ve Nebatisel ekonomiyle fırlayan fiyatların karşısında komik duruma düşen kıdem  tazminatını eriten gaz ocağı daha 2010’lar gelmeden açılmıştı.

En fazla 3 dakikada okunmasını istediğim bir yazı için kısa ve öz olarak ifade edecek olursak Babacan Makro İhtiyatlılık Ambalajı içinde “anakronik” (zamansız) bir kumanda ekonomisinin oluşumuna imkan verdi.

2007’de Kamu Haznedarlığı Tebliği yürürlükten kalkacak ve Bankaların kamu yada özel olmasına bakılmaksızın rekabet koşullarına göre Kamu Mevduatı Bankalar arasında dolaşacaktı. Devlet yani Babacan’ın AKP’si sözünü tutmadı.

Özelleştirmeler tam gaz giderken özelleşmeyen tek kurum Bankalar oldu. Özellikle bilinçsiz muhalefet için kamu bankalarının özelleştirilmemesi yapılan onca özelleştirmeler yanında olumlu bir iş gibi duruyor. Gerçekse farklıydı giderek bir parti devletine dönüşen yapı kamu bankalarını emme basma tulumba misali alternatif darphane olarak kullandı.

Kamu her şeyi satarken Ali Babacan dönemi iktisadı Kamu Bankalarını devleti arkasına koyarak ihtisas alanlarından çıkarıyor ve klasik tüketim bankacılığına sevk ediyordu. 

Bu tuhaf makro ihtiyati manzume ekonominin asıl çözülmesi gereken sorunları halının altına süpürüldükçe daha da genişleyen bir tirada dönmekteydi.

SORUNLARI HALININ ALTINA SÜPÜRMEK

2013 Sonbaharında Kredi Kartı limitleri Makro İhtiyati tedbir adı altında kısıtlanırken Paraf Kart yüz milyonlarca lira reklam bütçesiyle lanse ediliyordu.

Babacan, İngilizcesi Prudentiality olan İhtiyatlılık’ı gündeme sokuyor ve gerekçe olarak da Amerikan Bankacılık krizini öne sürüyordu. Konut kredisi kullanım oranını %75’le sınırlamayla başlayan düzenlemeler giderek Bankacılık üzerinden para ve maliye politikası düzenlemeye evrilmekteydi. İthalatı kısmak için yerli üretimi özendirmeye gerek yoktu tüketici kredisini yasaklıyordunuz. Bankalar cep telefonu kredisi veremiyordu ama Telco’cular taksitle telefon satıyordu.

Bu tuhaf makro ihtiyati manzume ekonominin asıl çözülmesi gereken sorunları halının altına süpürüldükçe daha da genişleyen bir tirada dönmekteydi.

Kamu Bankaları yoluyla istenilen sektör ve firmalar fonlanmış, İstanbul’un silueti allak bullak olmuş , halkın politik isteklerine ve kaybedilen 7 Haziran 2015 seçimlerine karşı eldeki tüm ekonomik kozlar finansal ekonomi aracılığıyla oynanmaktaydı.

2018 seçimlerini kazanmak için KGF kredileri aracılığıyla belki de dünya tarihinde ilk defa devlet alalade ticari kredilere kefil bile edildi.

Bu uzun hikayeyi anlatmak için enerjim çok. Hatta bu konuda bir master tezini de seneye bu zamanlar tamamlamış olacağım. Ama bu yazı yeterli uzunluğa ulaştı.

Finansal istikrar birileri toplum mühendisliği için para biriktirsin demenin ötesinde bir kavramdır. 

FİNANSAL İSTİKRAR

Türkiye ekonomisine dair anlatıların “2010’larda para çoktu sonra para bitti” basitliğine yönelmesi bu finansal tasallut rejiminin nasıl örüldüğünü hiçe saymaktan kaynaklanıyor. Zaten böyle olsa gelişen ekonomilerin hiçbiri bugün Türkiye’ye tur bindiriyor olmazdı.

Dünyada makro ihtiyatlılık kavramı hiçbir zaman ana hedefte ekonominin düzeltilmesi için kullanılmadı. Makro İhtiyatlılığın hedeflediği “sistemik risk” Bankacılık ortamının bozulmaması idi. 

Bugün Babacan’ın sağın liderliğinde kendini rakipsiz görmesi konjonktürel bir tercihdir. Güçlü lider ortadan çekilirse alanın kendisine kalabileceğini hayal etmektedir.

Bir ham hayal olmaması için yaptığı ağır yanlışların öz eleştirisini vermeli, ben nerde yanlış yaptım sorusunun cevabını aramalıdır.

Belki o zaman Türkiye’de sağ da muhafazakarlığın değişime yavaş adımlarla ulaşmaktan ötesi olmadığını, değişmeyen tek şeyin değişimin kendisi olduğunu anlar.  Ve finansal istikrarın birileri toplum mühendisliği için para biriktirsin demenin ötesinde bir kavram olduğunu algılar. 

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Çağatay Arslan
Çağatay Arslan

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Akın Özçer
Akın Özçer Süreç ya da Çözüm Komisyonu
Yavuz Saltık
Yavuz Saltık Üretimin ve emeğin sessiz tanıkları: Türkiye’de emeklilik, yaşlılık ve toplumsal adalet
Murat Aksoy
Murat Aksoy Komisyonda MHP+CHP+DEM Parti+muhalefet birlikte hareket edebilir mi?
Özgür Çoban
Özgür Çoban Almanya'da demokrasinin sessiz intiharı
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Öğrenci konuşmalarının eğitimdeki yeri ve TED-Ed
Ali Kılıç
Ali Kılıç Bilgisiz inanç mı, yoksa bilginin değişken inancı mı?
İlter Turan
İlter Turan Türkiye’yi Lübnanlaştırma hevesleri yersizdir
Armağan Öztürk
Armağan Öztürk Alevi Açılımı
Osman Erden
Osman Erden Almanya- İsrail ilişkileri ve kültür sanat alanında ifade özgürlüğü (1)
Kübra Evliyaoğlu
Kübra Evliyaoğlu Unutmanın teolojisi: Kronos, Antigone ve küller arasında zamanın bedenini aramak
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu Komisyon oturumları canlı yayınlansın
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Komisyon kuruluyor sorular çoğalıyor
Özgür Öğütcen
Özgür Öğütcen Gündelik Hayattaki Şiddet Üzerine
Çağhan Uyar
Çağhan Uyar Kılıç, kalkan ve ümmet: Türkiye'yi geçmiş nostaljisiyle yönetmek
M. Coşkun Cangöz
M. Coşkun Cangöz Yaz sıcakları Hazine’yi de vurdu: Borçlanma yakıyor!
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı