MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Aşırı değerli TL, yüksek enflasyon ve Türkiye Turizmi: Ekonomi politikalarının sektörel etkilerİ

Ana SayfaSi̇yasetAşırı değerli TL, yüksek enflasyon ve Türkiye Turizmi: Ekonomi politikalarının sektörel etkilerİ
Aşırı değerli TL, yüksek enflasyon ve Türkiye Turizmi: Ekonomi politikalarının sektörel etkilerİ

Turizm sektörünün yaşadığı gelir ve kârlılık yaratma sorunlarına yönelik olarak, kur politikası ve enflasyon yönetiminde TL’nin gerçek piyasa değerine yakınlaşması sağlanmalıdır. Kitle turizminden çok, yüksek gelirli turist segmentlerine odaklanılmalıdır.

02 Temmuz, 2025, Çarşamba 06:20
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Onur Saatlı
Onur Saatlı

Türkiye’nin izlediği ekonomi politikaları kısa vadede bazı makro göstergelerde iyileşme sağlasa da, turizm gibi döviz kazandırıcı sektörlerde yapısal sorunları derinleştirmektedir. Yüksek enflasyon ve aşırı değerli TL, Türkiye’nin rekabet gücünü azaltmakta ve sürdürülebilir büyümeyi tehdit etmektedir. Turizmin geleceği, yalnızca tanıtım stratejilerine değil; aynı zamanda para politikalarının öngörülebilirliğine, kur rejiminin gerçekçiliğine ve sektörel desteklerin kalitesine bağlıdır.

Yeni Arayış okurlarına merhaba. Kuruluşuna bizatihi şahit olan bir kişi olarak uzun bir süre sonra yazısal olarak katkı koyabilmek için oldukça geç kalınmış bir merhaba olsa da, arada belirli periyotlarda belki buradan düşüncelerimizi paylaşma imkanı bulabiliriz sevgili Murat Aksoy aracılığıyla.

Bu yeni merhaba yazısında, Türkiye'nin son yıllarda izlediği ekonomi politikalarının –özellikle düşük faiz, baskılanan döviz kuru ve yüksek enflasyon üçlüsünün– turizm sektörü üzerindeki etkilerine yer vermeye çalışacağım özetle. Türk Lirası’nın reel değerinin üzerinde tutulması, enflasyonist baskılarla birleştiğinde turizm gelirlerinin sürdürülebilirliğini ve rekabet gücünü tehdit etmekte. Avrupa’daki başlıca rakip ülkelerle yapılan karşılaştırma, Türkiye’nin fiyat avantajını kaybetmeye başladığını ortaya koyarken, çözüm olarak politika uyumu, yapısal reformlar ve değer odaklı turizm stratejileri önerilmektedir.

Türkiye ekonomisi, son beş yılda alışılmışın dışında bir ekonomik deney sürecinden geçmiştir. "Türkiye Ekonomi Modeli" adı altında uygulanan düşük faiz–yüksek büyüme politikası, döviz kurunun kamu müdahaleleriyle baskılanması ve buna rağmen artan enflasyon, ekonominin farklı alanlarında çarpan etkisi yaratmıştır. Turizm sektörü, bu dönüşümden doğrudan etkilenen en stratejik alanlardan birisi oldu. Türkiye’nin cari açığını kapatmakta önemli rol oynayan turizm gelirleri, ekonomik istikrarsızlık koşullarında sürdürülebilirliğini yitirme riskiyle karşı karşıyadır. Bu yazıda, Türkiye’deki ekonomi politikalarının turizm üzerindeki etkileri değerlendirilmekte ve rekabet avantajının kaybına dair somut deneyimsel ve karşılaştırmalı bulgulara yer vermeye çalıştım.

Ekonomi Politikalarının arka planında, 2021 sonrası dönemde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın politika faizini düşürmesiyle başlayan süreçte, döviz kuru üzerindeki baskı artırılmış, Türk Lirası'nın aşırı değerli kalması sağlanmıştır. Aynı dönemde tüketici fiyatları endeksi (TÜFE), TÜİK verilerine göre yıllık % 50-70 bandında seyretmiş; buna karşın döviz kurundaki artış sınırlı tutulmuştur. Bu politika, ihracatçılar ve turizm sektörü açısından kısa vadede öngörülebilirlik sağlasa da, orta ve uzun vadede maliyet baskıları nedeniyle sektör üzerinde olumsuz etkiler doğurmuştur.

Yüksek enflasyon turizm üzerindeki etkileri açısından ise Turizm sektöründe maliyet kalemleri (gıda, enerji, personel, kira) hızla artarken, fiyatlandırmalar döviz üzerinden yapılamamakta veya baskılanan kur nedeniyle yetersiz kalmaktadır. 

Bu durum:

- İşletmelerin kârlılığını azaltmakta,
- Hizmet kalitesinde düşüşe neden olmakta,
- Yatırım iştahını zayıflatmakta,
- Kalifiye iş gücünün sektörden uzaklaşmasına yol açmaktadır.

Aşırı değerli TL’in fiyat rekabetine etkilerine bakacak olursak, Türkiye’nin uzun yıllardır sahip olduğu "uygun fiyatlı tatil" imajı, döviz kurunun piyasa değerinin altında tutulması nedeniyle zayıflamaktadır. Özellikle Avrupa'dan gelen turistler açısından Türkiye, artık "ucuz" değil; benzer fiyatlara sahip ancak daha istikrarlı alternatiflerin olduğu bir destinasyon haline gelmektedir. Rekabet halinde olduğumuz Akdeniz çanağındaki İspanya, İtalya, Yunanistan ve Hırvatistan ile kişi başı turizm gelirleri, yıllık enflasyon ve kur dalgalanmalarına baktığımızda ise sektör ve sektör oyuncularının işinin kolay olmadığını çok daha net görebiliriz.

(Tabloda yer verilen veriler “ Eurostat, Avrupa Turizm Gelirleri ve Enflasyon Verileri" ve  “UNWTO (2024) World Tourism Barometer." Raporlarından alıntılanmıştır.)

Avrupa’daki rakip ülkeler ile karşılaştırmalı değerlendirmede en temel 4 noktada ayrışma yaşadığımızı söyleyebiliriz.

• Kur istikrarı: Rakip ülkelerde döviz kuru dalgalanmaları çok düşük olduğu için tur operatörleri ve yatırımcılar uzun vadeli planlama yapabiliyor. Türkiye’de ise döviz kuru politik müdahalelere açık olduğu için belirsizlik yüksek.

• Enflasyon: Türkiye’deki yüksek enflasyon işletme maliyetlerini sürekli artırırken, Avrupalı rakipler enflasyonu kontrol altında tutarak fiyat istikrarını sağlıyor.

• Kişi başı gelir: Türkiye’ye gelen turist sayısı yüksek olsa da, kişi başı gelir hala rakip ülkelerin oldukça altında. Bu, "ucuz ama çok turist" modelinin sürdürülebilirliğini sorgulatıyor.

• Marka ve algı yönetimi: Avrupa ülkeleri, turizmde yalnızca fiyat değil, kalite ve kültürel miras üzerinden rekabet ederken; Türkiye hâlâ fiyat bazlı rekabete bağımlı durumda. Bu da aşırı değerli TL nedeniyle avantajı ortadan kaldırıyor.

Turizm sektörünün yaşadığı gelir ve kârlılık yaratma sorunlarına yönelik olarak, kur politikası ve enflasyon yönetiminde TL’nin gerçek piyasa değerine yakınlaşması sağlanmalıdır. Kitle turizminden çok, yüksek gelirli turist segmentlerine odaklanılmalıdır. Gastronomi, sağlık turizmi, kültür rotaları, eko-turizm gibi niş alanlar desteklenmelidir. Döviz kazandırıcı hizmet statüsü kapsamındaki turizm yatırımlarına özel teşvikler sağlanmalıdır. Finansmana erişimde sektör önceliklendirilmeli, TL bazlı gelirlerle döviz borçlanmanın riski azaltılmalıdır.Türkiye’nin turizm markası sadece "ucuzluk" üzerine değil; tarih, doğa, mutfak ve misafirperverlik üzerine kurgulanmalıdır. Dijital tanıtım ve veri odaklı pazarlama stratejileri geliştirilmelidir.

Türkiye’nin izlediği ekonomi politikaları kısa vadede bazı makro göstergelerde iyileşme sağlasa da, turizm gibi döviz kazandırıcı sektörlerde yapısal sorunları derinleştirmektedir. Yüksek enflasyon ve aşırı değerli TL, Türkiye’nin rekabet gücünü azaltmakta ve sürdürülebilir büyümeyi tehdit etmektedir. Turizmin geleceği, yalnızca tanıtım stratejilerine değil; aynı zamanda para politikalarının öngörülebilirliğine, kur rejiminin gerçekçiliğine ve sektörel desteklerin kalitesine bağlıdır.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Ekonomi PolitikalarıEnflasyonTLTurizm Sektörü

Yorum Yazın

Onur Saatlı
Onur Saatlı

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Oğuz Demir
Oğuz Demir Sakin sular, gergin bekleyiş: Ekonomi iki kritik virajın eşiğinde
Eser Karakaş
Eser Karakaş Sıfır ilke, sonsuz eyyamcılık… 
Yüksel Işık
Yüksel Işık Tarlakuşu Olmak
Başak Yağmur Eray
Başak Yağmur Eray Küçük dozlarla gelen felaket: Siyasi zehir
Murat Kartalkaya
Murat Kartalkaya Kalpler Trump, Trump diye atıyor
Emir Berke Yaşar
Emir Berke Yaşar Taner Akçam’a ve Post Kemalizm’e cevap
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu Erdoğan’ın Yeni Osmanlısı
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel Terörsüz Türkiye
Murat Aksoy
Murat Aksoy Erdoğan hangi Kürtlerle masaya oturacak?
İbrahim Özden Kaboğlu
İbrahim Özden Kaboğlu Suçsuz sayılma hakkı (Savaşta bile korunan sert çekirdek)
Mustafa Ergen
Mustafa Ergen Emirden niyete: Yazılımda soyutlama yolculuğu
Tunay Şendal
Tunay Şendal Siyasal İslam ve Post-Kemalizm’in hedefi: 1923
Ali Kılıç
Ali Kılıç İki kapının arasında kalan ülke 
Bilgehan Uçak
Bilgehan Uçak Yunan resmi (2)
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Yeliz’in top atışları: Soğuk Savaş’tan kalma ucuz taktikler
Reha Çamuroğlu
Reha Çamuroğlu İktidar medyası 
Bilal Sambur
Bilal Sambur Kabilecilikle barış olur mu?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Çelik Gülersoy’un sıra dışı kamusal alan deneyimi 
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy Venüs'e bakmak Zühre'yi görmek
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı