MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Cumhuriyetin ilginç bir döneminden geçiyoruz

ANA SAYFASİYASETCumhuriyetin ilginç bir döneminden geçiyoruz
Cumhuriyetin ilginç bir döneminden geçiyoruz
28 Kasım, 2024, Perşembe 08:58
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel

Suriye’nin bölünmesiyle kurulacak bir Kürt Özerk Bölgesi hazırlıklarının yapıldığı artık sır değil. MHP’nin önerisiyle; Öcalan’ın TBMM’de DEM Parti grubunda konuşturulmasını bu açıdan da değerlendirmek gerekiyor. En azından salt AKP’nin istediği anayasa değişikliğine destek amaçlı olarak değerlendirilmesi yetersiz kalır. 

MHP Genel Başkanının son önerisi siyaseti derinden etkileyeceğe benziyor. Yıllardır muhalefeti ilişkili olmakla suçladığı, -AKP’nin siyasal jargonuna göre- iltisaklandırdığı bir örgütün, 25 yıldır İmralı’da yatan liderini, TBMM’de koşullu bir konuşma yapmaya çağırdı. Beklenmedik bu davet; muhalefet kadar iktidar partisi çevrelerinde de şaşkınlık yaratmışa benziyor.

Üzerinde yaşadığımız topraklarda, Cumhuriyeti’nin kuruluşuna uzanan süreç; zorlu siyasal gelişmelerle örülüdür.  Osmanlı döneminde  ticaret yollarının denetiminden sağlanan gelirlerin azalması ile ortaya çıkan sorunların, siyasal sonuçları ile pek ilgilenilmez. Bölgemizdeki egemenlik haritalarının bu nedenlere değişmesi, siyasetçilerimizce pek göz önüne alınmaz.

Ortadoğu ve Akdeniz’i kapsayan kadim coğrafyanın, Amerika kıtasının keşfiyle önemini  yitirdiği  umursanmaz. Sanayi Devrimiyle başlayan büyük değişimin, Eski Dünya’daki ekonomik ve -doğal olarak- siyasal ağırlık merkezilerini de ortadan kaldırdığı da  bilinmez.

Daha yakın dönemlere  gelirsek, Fransız İhtilalinin-1789- Eski Dünyanın egemen hanedanların geleceklerini belirlediği dönemde;  Osmanlı’daki reform hamlelerinin ardında bu kaygıların  etkileri de tartışılmaz. Sonuçta 1.ve ardından yirmi yıl sonra başlayan, 2.Dünya Savaşının, uluslararası ticaret yolları ile doğal kaynakları ele geçirme amacını taşıması üzerinde durulmaz.

Kuvvacı olarak anılan Milli Kurtuluş Hareketi, yukarıda değinilen başlıkların farkında olan bir kadro tarafından yönetildi. Tartışmasız lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşı sürecinde ve ardından dış izlediği politika, bu konuda en somut örnektir. Güçlü devletler arasındaki çelişkileri doğru değerlendiren yaklaşımlarıyla, 1.Savaş sonunda teslim olan ülkesinin Kurtuluş Savaşına öncülük etti.

Atatürk’ten sonra  2.Dünya Savaşının bitimiyle oluşan yeni siyasal dengeler, Türkiye’nin önce komşularıyla ilişkilerinde, ardından iç siyasal yapılanmasında tarihsel değişikliklerin nedeni oldu.

NATO üyeliği ile başlayan süreci bir yana bırakırsak, 1990 yılına kadar dış politikada köklü değişikliklere -ya da TİP dışında bu olguyu savunan, siyasal hareketlere- rastlanmaz. İstisna sayılacak gelişmeler kuşkusuz vardır. Örneğin Kıbrıs Barış harekâtı sonrasında farklı bir dış politika çizgisinin izlenilmesini savunan eğilimler. Ancak Ecevit’in iktidardan ayrılmasıyla, bu tartışma da etkisini yitirdi. Güneydoğu sınırlarımız dışında, 1990 yılına kadar Türkiye’nin tepkisini çeken değişiklikler yaşanmadı.

“1990 Körfez Harekâtı”; İran-Irak Savaşı Ortadoğu’da siyasal sınırların yeniden belirlenmesinde, dönüm noktasıydı. Aradan 34 yıl geçti. Irak’ın fiilen bölünmesi ve özerk bir Kürt Yönetiminin kurulması ile harekatın ilk aşaması tamamlandı. Son gelişmeler sıranın Suriye’de olduğunu gösteriyor.

GELİŞMELER SIRANIN SURİYE’DE OLDUĞUNU GÖSTERİYOR

Türkiye Suriye’ye yönelik -1958-  askeri hazırlıkları sayılmazsa, uzun süre Ortadoğu’dan uzak durmaya  özen gösterdi. Kurtuluş Savaşını yöneten askeri kadronun, 1.Dünya Savaşında, Bölge’de savaşmaları, bu yaklaşımın nedeni olmalıdır.

“1990 Körfez Harekâtı”; İran-Irak Savaşı Ortadoğu’da siyasal sınırların yeniden belirlenmesinde, dönüm noktasıydı. Türkiye 1 Ağustos 1990 günü Irak’ın Kuveyt’e saldırısıyla başlatılan sürecin, ikincil aktörleri arasında yer aldı. 

Aradan 34 yıl geçti. Irak’ın fiilen bölünmesi ve özerk bir Kürt Yönetiminin kurulması ile harekatın ilk aşaması tamamlandı. Son gelişmeler sıranın Suriye’de olduğunu gösteriyor.

İsrail geçtiğimiz yıl sivillere yönelik Hamas  saldırısını bahane ederek, Filistinlileri bir kez daha yaşadıkları topraklardan çıkardı. Netanyahu’nun on binlerce sivilin hayatlarına mal olan acımasız tutumu, çevremizi gerçek anlamda bir ateş çemberine dönüştürdü. Bu gelişme Ortadoğu’da ABD tarafından hazırlanan, BOP-Büyük Ortadoğu Projesinin uygulanmasında yeni bir aşamaydı.

Suriye’nin bölünmesiyle kurulacak bir Kürt Özerk Bölgesi hazırlıklarının yapıldığı artık sır değil. Türkiye’nin izniyle Kuzey Irak’tan Bölgeye gelmelerine izin verilen, YPG yapılanmasının, Güneydoğu sınırlarımızda BOP’un amaçlarından bağımsız geliştiği düşünülemez.

MHP’nin önerisiyle; Öcalan’ın TBMM’de DEM Parti grubunda konuşturulmasını bu açıdan da değerlendirmek gerekiyor. En azından salt AKP’nin istediği anayasa değişikliğine destek amaçlı olarak değerlendirilmesi yetersiz kalır.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Kürt SorunuÇözüm SüreciBarış SüreciKörfez SavaşıCumhuriyetMHPDem Parti

Yorum Yazın

Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Büyük Dil Modellerinin Ateşi Çıkarsa
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı “Yeter söz milletindir” sloganı üzerine (2)
    Murat Paker
    Murat Paker Psikoterapi nedir?
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Kamuoyu desteğinin süresi var mıdır?
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy İnan Güney ya da nöbetleşe mağduriyet
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Dezenflasyon masalı, yoksulluk gerçeği
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Sistemin enkazı altında kalan hafızayı kurtarmak
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Siyasette etik omurga
    Deniz Nas
    Deniz Nas Machiavelli'ye göre bir ‘Prens’ hangi özelliklere sahip olmalıdır?
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Üniversite bina değildir, üniversite hümanizimdir!
    Herkül Millas
    Herkül Millas Batı ile Doğu’nun farkları
    Gülşah Eker
    Gülşah Eker Şehirleri dinlemek: Yerel karar alma süreçlerinde veri neden önemli?
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Alaska satranç tahtası
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak Simi’nin plajları
    Aydan Bakan
    Aydan Bakan Sevgili küçüğüm
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ne kadar iyi olabilirsin ki!
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Hiçbir yer evin değilse, her yer evin oluyor
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yargının siyaset kıskacı ve Yeni Çözüm Süreci dengeleri
    Yavuz Saltık
    Yavuz Saltık Kültür ve sanat yoksunluğu: Görünmeyen uçurum
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Görünüşün gücü ve hakikatin çürüme ile imtihanı
    Ahmet Ziya Gökalp
    Ahmet Ziya Gökalp Gerçek, Anlatının Gölgesinde Kayboluyor
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Finans Alla Turca
    Fatih Öztürk
    Fatih Öztürk Türkiye Cumhuriyeti Demokrasisi’ni kurtarmak (3): Temsilcilerin azli
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı