MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Yüz Yılda Geldiğimiz Yer

Ana SayfaEkonomi̇Yüz Yılda Geldiğimiz Yer
Yüz Yılda Geldiğimiz Yer

Yüz Yılda Geldiğimiz Yer

08 Nisan, 2024, Pazartesi 21:01
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış

1923’de Türkiye Cumhuriyeti ilan edildiğinde GSYH 570 milyon dolar, kişi başına gelir 48 dolar, ihracat 57 milyon, ithalat 80 milyon dolardı. Sanayinin payı GSYH’nin yüzde 10’undan azdı. Gerçek anlamda okuma yazma bilenlerin oranı yüzde 3 dolayındaydı. Lozan Antlaşması imzalandığında İstanbul ve Çanakkale Boğazları uluslararası gücün yönetimindeydi, Hatay Türkiye sınırları içinde değildi. Boğazların Türk egemenliğine geçişi 1936 yılında Montrö Antlaşmasıyla oldu. Hatay’ın Türkiye Cumhuriyeti’ne katılması 1939 yılında gerçekleşti. Türkiye, Cumhuriyetin ilanından sonra sayısız fabrika ve üretim kurumu kurdu, sanayileşmeyi hızlandırdı, eğitime ağırlık vererek okuma yazma sorununu çözdü, 1929 Büyük Depresyonu ve İkinci Dünya Savaşına karşın gücünü ve üretimini artırarak ilerledi.

Özetle Türkiye, özellikle 1945 sonrasında yaptığı bazı hatalara ve çözmesi gereken sorunlarını çoğaltmasına karşın çok kötü başladığı yirminci yüzyılı zaman ilerledikçe lehine çevirmeyi Osmanlı’dan devralınan dış borçları da temizleyerek başardı.

Yirmi birinci yüzyıla girdikten kısa bir süre sonra Cumhuriyetin 100. Yılı için hedefler ortaya kondu. Ama ne yazık ki bu hedeflere ulaşmak için gerekli yapısal reformlar yapılamadı. Tam tersine mevcut yapısal düzenlemeleri tersine çevirecek hatalar, yanlışlar yapıldı. Hatalar yalnızca ekonomi alanıyla sınırlı da kalmadı. Sosyal ve siyasal alanlarda da hatalar peş peşe geldi. 2018’den itibaren geçilen başkanlık sistemi hataların, yanlışların katlanarak artmasına yol açtı.

Çürümüşlük, yolsuzluk, yoksulluk, görgüsüzlük, ahlaksızlık, adam kayırma, kara para aklama, dolandırıcılık, mafya, terör: Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını tamamlayıp ikinci yüzyılına geçerken elimizde olanlar ne yazık ki bunlar. Her gün yeni bir faciayla uyanır olduk. Kara para aklayıcıları, uyuşturucu kaçakçıları, fon vurguncuları, din tacirleri ülkenin her yanını sardı. Diyanetinden futboluna, siyasetinden bürokrasisine, eğitiminden denetimine, yargısına kadar her alanda lime lime dökülen bir yapı var karşımızda. İşin en acı yanı bunların hesabı sorulmuyor. Örneğin bütün bu kara para, uyuşturucu işlerine niçin göz yumulduğu sorusunun üzerine gidebilen yok. Hatta bu soruyu basında birkaç kişiden başka soran da yok.

Netflix’de son zamanlarda izlediğim üç dizide (Undercover, Ferry ve Berlin) Türkler, Avrupa’da uyuşturucu ticaretini yöneten, kara para aklayan insanlar olarak geçiyor. Eskiden Türklerin adı bu tür işlerle anılmazdı. Ama gerçek bu olduğu için şimdi filmlerde Türkler, Bulgarların, Sırpların, Kolombiyalıların yerini almış görünüyor.

Bütün bunların nedeni siyasetin teknik konulara karışması: Siyasetin merkez bankasından, TÜİK’den, futboldan, polisten, adliyeden, üniversiteden elini çekmesi lazım. Çünkü siyaset, bizde, bu tür yerlere atamaları liyakate değil sadakate göre yapıyor. Eskiden bu kadar feci bir durum yoktu. Teknik konulara siyaset karışmadığında başarının nasıl peş peşe geldiğini bize voleybolcu kızlarımız gösterdi. Eskiden basketbol kadın takımımız da başarı yolunda ilerliyordu. Ne yazık ki oraya da siyaset girdi ve başarı düştü.

Yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğinde, Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında geldiğimiz noktada Türkiye gri listede yer alan, uygar ülkelerin kendi çıkarları söz konusu olduğunda aralarına aldığı, onun dışında dışarıda tutmaya çalıştığı, yurt dışına giden insanlarının son derecede kötü muamele gördüğü bir ülke konumuna düşmüş görünüyor.

100 yılda geldiğimiz yer ne yazık ki berbat bir yer.


Bu yazı, yazarın izni ile www.mahfiegilmez.com‘dan alınmıştır.
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Herkül Millas
    Herkül Millas Türkiye gelişmedi mi, yoksa geri mi kaldı?
    Onur Tuğrul Karabıçak
    Onur Tuğrul Karabıçak 5 Soruda AKP iktidarına karşı nasıl direneceğiz: Toplumsal müzakere, yurtdışından örnekler ve iktidar pratikleri
    Bora Şahin
    Bora Şahin Kadıköy’de üç milyarder
    Gülşah Eker
    Gülşah Eker Kent, Mekân, Geçicilik (2)
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy The Piano: Yönetmeni kadın olan en iyi film
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Kadın ve aile tartışmasının arkaplanı
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’siz yeni sürecin imkansızlığı  
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin Disiplin, ölüm ve sessizlik
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Yıkımın adı Jarhanpur, acının adı Filistin
    Deniz Nas
    Deniz Nas Sosyal Demokrasi ve Sol Liberalizm: Modern siyaset felsefesinde özgürlük ve eşitlik açıklaması
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Tersine dönen modernleşme
    Gönen Orhan
    Gönen Orhan Belediyeler “rayiç” yerine taş mı yesinler? 
    Akın Özçer
    Akın Özçer Süreç ya da Çözüm Komisyonu
    Yavuz Saltık
    Yavuz Saltık Üretimin ve emeğin sessiz tanıkları: Türkiye’de emeklilik, yaşlılık ve toplumsal adalet
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Komisyonda MHP+CHP+DEM Parti+muhalefet birlikte hareket edebilir mi?
    Özgür Çoban
    Özgür Çoban Almanya'da demokrasinin sessiz intiharı
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Öğrenci konuşmalarının eğitimdeki yeri ve TED-Ed
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Bilgisiz inanç mı, yoksa bilginin değişken inancı mı?
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı