MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Yazık bir durum

Ana SayfaGenelYazık bir durum
Yazık bir durum
29 Ocak, 2024, Pazartesi 18:00
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu

Bilmiyorum farkında mısınız ama bütün partilerde bir yaprak dökümü olduğunu mutlaka görüyorsunuzdur. Hele hele muhalif cephede kısa bir süre önce aynı masaya oturup da memleketin geleceğini biçimlemek üzere ittifaklar kuranlar, şimdi neredeyse birbirlerine küfür edecek noktaya evrilmiş durumdalar.

Yüz yıl önce kurulmuş bir ulus-devlet, kurulurken göz ardı ettiği, sonrasında da üzerine gitmekten çekindiği konuları konuşmak yerine yüzyıldır yaptığı gibi boş boş laflayarak yeni bir yüzyıla girdi. Kimileri, “Yaşasın Atatürk!”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” sloganları eşliğiyle yüzüncü yılı kutlarken, kimileri ise, yüz yıl önce ülkenin anahtarını İngilizlere vererek yurdu terketmiş olan son padişah “Vahdettin’in” konutunda devlet erkanı ile kutlamayı tercih etti. Ve ne yazık ki Türkiye, “Nerede hata yaptık, sorunlarımız nelerdir, neler yapmamız gerekir?” gibi sorular sormak yerine yine yeni bir seçime gidiyor.

Bilmiyorum farkında mısınız ama bütün partilerde bir yaprak dökümü olduğunu mutlaka görüyorsunuzdur. Hele hele muhalif cephede kısa bir süre önce aynı masaya oturup da memleketin geleceğini biçimlemek üzere ittifaklar kuranlar, şimdi neredeyse birbirlerine küfür edecek noktaya evrilmiş durumdalar.

Sanmayın ki bu durum sadece muhalif partilerde böyle. İktidar partileri olan AKP ve MHP’de de benzer olaylar var ama oralarda “kol kırılıp yen içinde kaldığından” ortalığa dökülmüyorlar. Yoksa durumun oralarda da benzer olduğu açık.

Açık çünkü bizim gibi ülkelerde “yerel seçimler” özünde “kent rantları kimin olacak” seçimleridir. O nedenle toplumda çeşitli güç odakları arasındaki çekişmeler bazen “genel seçimlerdekinden” daha yüksek olabiliyor. Ne de olsa yerel seçimlerde “çıkar” elde etmek görece daha kolay.İçinde bulunduğunuz toplumsal atmosferin niteliği bazen sizin de davranışınızı belirler. Mesela, eğer toplumda “Herkes yapıyor neden biz yapmayalım ki?” ya da “Herkes oluyor neden biz olmayalım ki?” gibi cümlelerle ifade edilebilecek bir toplumsal atmosfer varsa, toplum içindeki grupların davranışları da kendilerini öne çıkaracak davranışlar şeklinde olur. Oysa her kişi ya da grup kendi “çıkarı” için değil de diğerleriyle “birlikte” davranmış olsalardı belki de herkesin “çıkarı” en yüksek olabilirdi. Ama ne var ki bireyin ya da grupların kendi çıkarlarını ençoklaştırmak için davranmaları herkes için hüsran olabilir.

Öyle ya “Ben Anayasa Mahkemesinin kararını benimsemiyorum!”, Ben Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına uymuyorum!”, “Anayasa Mahkemesi kapatılmalı! Üyeleri yargılanmalı” diyen, diyebilen siyasi liderlerin ortalıkta olduğu bir ülkede, insanlar neden herhangi bir kurala uysunlar ki? Durumumuz budur.

Önümüzdeki yerel seçimlerden söz ediyorum. Öyle görünüyor ki muhalif siyasi partiler ya da gruplar ittifak arayışlarını bırakmışlar kendi dümenlerine bakar gibiler. “Eti ne ki budu o olsun!” diyeceğiniz partiler aralarında ittifak arayışına girmektense her biri diğerini kötüleyerek sürdürdükleri siyasetle ne yapmak istiyorlar dersiniz?Hele hele iktidarın bütün imkanlarını kullanarak seçimlere girecek olan AKP+MHP karşısında? Dedim ya atmosfer bu! Mayıs seçimleriyle hüsrana uğramış bu partiler artık şu noktaya gelmiş durumdalar: “Herkes yapıyor neden biz yapmayalım ki?” ya da “Onlar düşünsün biz niye düşünelim ki?”

Şimdi bu konuya girmeyeceğim ama değinmiş olayım ki bu durum ekonomide de böyle. Oradaki atmosferi anlatan cümle de şu: “Herkes fiyatını arttırıyor neden ben arttırmayayım ki?”. Enflasyon bir kere başladığında yarattığı atmosfer bireylerin fiyatlama davranışlarını etkiler- özellikle arttırabilme gücü olanlar fiyatlarını sürekli olarak arttırırlar. Ama sonuçta ortaya çıkan ekonomi onları da içine alan bir biçimde duvara çarpar. Bu da başka bir hikaye!Ekonomide de siyasette de ortaya çıkan bu atmosfer bana aslında toplumun genelinin paylaşmış olduğu bir düzenin olmadığını söylüyor. Bir başka ifadeyle toplum tarafından paylaşılmış kurum ve kuralların olmadığını. Öyle olunca da hiçbir dikiş tutmuyor. Öyle ya “Ben Anayasa Mahkemesinin kararını benimsemiyorum!”, Ben Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına uymuyorum!”, “Anayasa Mahkemesi kapatılmalı! Üyeleri yargılanmalı” diyen, diyebilen siyasi liderlerin ortalıkta olduğu bir ülkede, insanlar neden herhangi bir kurala uysunlar ki?

Durumumuz budur. Liberal iktisatçıların dediği gibi her birey kendi amacını ençoklaştırmak için davrandığında toplumun da çıkarları ençoklaşmış olur sözü bir hikâyedir. Toplum da ekonomi de bireylerden oluşur ama birbirlerine değen bireylerden oluşur!

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Yavuz Saltık
    Yavuz Saltık Üretimin ve emeğin sessiz tanıkları: Türkiye’de emeklilik, yaşlılık ve toplumsal adalet
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Öğrenci konuşmalarının eğitimdeki yeri ve TED-Ed
    İlter Turan
    İlter Turan Türkiye’yi Lübnanlaştırma hevesleri yersizdir
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Alevi Açılımı
    Osman Erden
    Osman Erden Almanya- İsrail ilişkileri ve kültür sanat alanında ifade özgürlüğü (1)
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Unutmanın teolojisi: Kronos, Antigone ve küller arasında zamanın bedenini aramak
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Komisyon oturumları canlı yayınlansın
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Komisyon kuruluyor sorular çoğalıyor
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy İktidarın Kürtlerle sınavı
    Özgür Öğütcen
    Özgür Öğütcen Gündelik Hayattaki Şiddet Üzerine
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Kılıç, kalkan ve ümmet: Türkiye'yi geçmiş nostaljisiyle yönetmek
    M. Coşkun Cangöz
    M. Coşkun Cangöz Yaz sıcakları Hazine’yi de vurdu: Borçlanma yakıyor!
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı