Ergenlik dönemi, yaşamın en kritik gelişim evrelerinden biridir. Bu süreçte bireyler yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda nörolojik ve psikososyal açıdan da yoğun değişimler yaşarlar. Ergenlerin davranışlarını anlamak için beyin gelişim süreçlerine bakmak oldukça aydınlatıcıdır.
Beyin Gelişimi ve Prefontal Korteksin Rolü
Nörobilim araştırmaları, insan beyninde en geç olgunlaşan bölgenin prefrontal korteks olduğunu göstermektedir. Bu bölge, mantıklı karar verme, plan yapma, dürtü kontrolü ve sonuçları öngörme gibi üst düzey bilişsel işlevlerden sorumludur. Steinberg’in (2014) ergenlik üzerine yaptığı çalışmalar, bu bölgenin tam olgunlaşmasının 20–21 yaşlarına kadar sürdüğünü ortaya koymuştur. Ancak yeni araştırmalar, prefrontal korteksin gelişiminin kimi zaman 25 yaşına kadar devam edebileceğini göstermektedir (Goodpaster ve ark., 2025). Yani beynin “mantıklı karar verme” mekanizması genç yetişkinlikte bile gelişmeye devam eder.
Buna karşılık, duyguları işleyen limbik sistem ergenlikte daha erken ve hızlı gelişir. Bu nedenle ergenler sıklıkla duygularına göre hareket eder, ani kararlar alır ve riskli davranışlara yönelirler. Denge henüz kurulmadığı için “gaz pedalı” işlevi gören duygular, “fren mekanizması” olan mantıklı düşüncenin önüne geçebilir. İşte tam da bu dönemde onlara yaptığınız mantıklı açıklamalar çok da işe yaramaz. Bu durum zaman zaman onlara ulaşamadığınızı düşünmenize sebep olabilir.
Ergenlikte Duygusal Kararların Baskınlığı
Ergenlik döneminde gözlenen öfke patlamaları, ani karar değişiklikleri veya arkadaş grubunun etkisiyle verilen riskli kararlar bu temele dayanmaktadır. Araştırmalar, ergenlerin özellikle akran baskısıyla daha riskli davranışlarda bulunabildiğini çünkü sosyal onayın bu dönemde çok güçlü bir motivasyon kaynağı olduğunu göstermektedir (Steinberg, 2010). Arkadaşlarını sizden çok önemsiyor gibi görünmesinin altında yatan sebep de budur.
Ayrıca, cinsiyet farklılıkları da bu süreçte önemlidir. Yeni çalışmalar, amigdala ile prefrontal korteks arasındaki bağlantıların kadınlarda daha erken, erkeklerde ise biraz daha geç olgunlaştığını göstermektedir (Roeske ve ark., 2025). Bu farklılık, duygusal düzenleme biçimlerinde çeşitliliğe yol açabilir.
Çevresel Faktörlerin Etkisi
Beyin gelişimi çevresel faktörlerden güçlü biçimde etkilenir. Erken yaşta yaşanan stres ya da travmalar, ergenlerde prefrontal bağlantılarda bozulmalara yol açabilir (Gunatilake ve ark., 2025). Medial prefrontal korteks, beynin ön-orta kısmındaki bir kontrol merkezi gibi çalışır. Hem duygularımızı hem de sosyal ilişkilerimizi düzenleyerek kim olduğumuzu ve nasıl davranacağımızı belirlemede kritik bir rol oynar. Bu bulgular, sosyal ve çevresel koşulların ergenlerin karar verme becerilerini doğrudan etkilediğini göstermektedir.
Ailesi Olarak Ne Yapabilirsiniz?
Ergenlik, bireylerin kimliklerini inşa ettikleri, akademik ve sosyal yönelimlerini belirledikleri, geleceğe dair önemli kararlar aldıkları bir dönemdir. Dolayısıyla bu süreçte aile desteği kritik rol oynar.
Araştırmalar, ebeveynleri tarafından koşulsuz sevgi ve destek gören gençlerin daha sağlıklı kararlar aldığını, riskli davranışlara daha az yöneldiğini ve akademik açıdan daha başarılı olduğunu göstermektedir (Collins & Steinberg, 2006).
Anne babaların bu dönemde yapabilecekleri en önemli katkılar şunlardır:
- Empati ve Anlayış: Onları yargılamak yerine anlamaya çalışın.
- Sınır Koymak: Sevgiyle birlikte tutarlı sınırlar koymanız, güven duygusunu artırır.
- Rehberlik Etmek: Karar verme süreçlerinde baskıcı değil, yol gösterici bir rol üstlenin.
- Açık İletişim: Duygularını paylaşabilecekleri güvenli bir ortam sağlayın.
Bunlara ek olarak, ailelerin yalnızca rehber değil, kimi zaman karar verici rol üstlenmesi de gerekir. Çünkü prefrontal korteksin gelişimi henüz tamamlanmadığı için ergenler, uzun vadeli sonuçları öngörmekte zorlanabilirler. Özellikle okul seçimi, akademik alan tercihi veya sosyal çevre belirleme gibi geleceği doğrudan etkileyecek hayati konularda, ailelerin sorumluluk alması önemlidir. Bu durum, çocuğunuzun iradesini yok saymak değil aksine onun duygusal ihtiyaçlarını gözetirken, uzun vadede geleceğini güvence altına almaktır.
Şu dengeyi kurmalısınız;
- Günlük ve kişisel tercihlerde (giyim, hobiler, arkadaş seçimleri) çocuğunuza özgürlük tanıyın.
- Çocuğunuzun hayatının yönünü belirleyecek kararlar (okul seçimi, akademik alan, ciddi sağlık kararları) konusunda sorumluluğu siz alın.
- Çocuğunuzun görüşlerini dinleyin ama son kararı siz verin.
Hayatlarının yönünü belirledikleri bu dönemde gençlerin en çok ihtiyaç duydukları şey, eleştiriden ziyade sabır, anlayış ve rehberliktir. Ebeveyn desteği, yalnızca bugünkü mutluluklarını değil, gelecekteki akademik, sosyal ve mesleki başarılarını da şekillendirecektir.

Yorum Yazın