MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Yemekle gelen yoksulluk: Türkiye’nin sessiz salgını

Ana SayfaSağlikYemekle gelen yoksulluk: Türkiye’nin sessiz salgını
Yemekle gelen yoksulluk: Türkiye’nin sessiz salgını

Ve evet: Bugünün salgını obezitedir. Ve bu salgın en çok yine yoksulları vuruyor. Eskiden veba fakiri bulur öldürürdü; bugün obezite aynı işi daha sistematik ve sessiz biçimde yapıyor. Çünkü artık açlık değil, yanıltıcı tokluk hissi öldürüyor.

20 Temmuz, 2025, Pazar 09:13
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yavuz Saltık
Yavuz Saltık

Bugünün salgını obezitedir. Ve bu salgın en çok yine yoksulları vuruyor. Çözüm sadece kişisel iradeye, yürüyüş uygulamalarına ya da diyet listelerine bırakılamaz. Çocukların tabağından başlamak gerekir. Eğitimde fırsat eşitliğinin temel anayasal bir hak olduğunu unutmadan, okullarda ücretsiz ve dengeli beslenme programları, yalnızca sosyal bir destek değil; bir kalkınma politikasıdır. Çünkü eşit eğitim, eşit sağlık, eşit fırsat ancak eşit beslenme ile mümkündür. Bizim bu anlamda pilava değil, plana ihtiyacımız vardır.

Sağlık Bakanlığı’nın 81 ilde gerçekleştirdiği “İdeal Kilonu Öğren, Sağlıklı Yaşa” çalışması kapsamında, yaklaşık 5 milyon kişinin boy ve kilo ölçümleri yapıldı. Kimilerinin sosyal medyada alay ettiği, kimilerinin ise devletin önemli bir halk sağlığı adımı olarak gördüğü bu çalışmada, yapılan ölçümlere göre bireylerin %6’sı zayıf, %33’ü normal kilolu, %35,2’si fazla kilolu ve %25,7’si obez kategorisindeydi. Bu veriler, artık Türkiye’de obezitenin yalnızca bireysel bir “yaşam tarzı sorunu” değil, toplumun tamamını tehdit eden sessiz bir salgın haline geldiğini ortaya koyuyor.

Ekonomik kalkınmayla obezite arasındaki ilişkiye dair kamuoyunda sıklıkla tartışılan bir çelişki var. Yüksek gelirli bireylerde hareketsiz yaşam ve yoğun hazır gıda tüketimi gibi nedenlerle obezitenin daha yüksek olduğunu gösteren araştırmalar olduğu gibi; düşük gelirli bireylerde sağlıklı ve nitelikli beslenmeye yeterince erişilemediği için, ucuz, kalorisi yüksek ve besin değeri düşük sağlıksız gıdaların daha fazla tüketilmesi nedeniyle obezitenin daha yüksek olduğunu gösteren araştırmalar da var. Araştırma sonuçlarındaki farklılıklar, ülkelerin gelişmiş veya gelişmekte olan bir ülke olması, kültürel değerleri gibi farklı değişkenler ile açıklanıyor. Türkiye bu konuda hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin sorunlarını birlikte yaşayan bir ülke. Ancak Türkiye’de beslenme alışkanlıklarından/olgusundan söz ederken, gelir düzeyi düştükçe sağlıklı gıdaya ulaşmanın zorlaştığı; ekonomik nedenlerle sağlıksız ve kalorisi yüksek ancak besin değeri düşük gıdalar tercih edildiği/edilmek zorunda kalındığı gerçeğini unutmamak gerekir.  Bu nedenle obezite, bireysel tercihlerden çok sosyoekonomik eşitsizliklerle beslenen yapısal bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Aslında anlıyoruz ki mesele; sadece fazla yemek değil; neyle beslendiğin.

Bugün İstanbul’da Arnavutköy gibi düşük gelirli bir ilçede yaşayan bir çocukla, Beşiktaş gibi varlıklı bir semtteki yaşıtı arasında gözle görülür bir fark var. Ancak bu fark zayıflık değil; tersine, yoksul çocuğun daha kilolu olması. Çünkü dar gelirli aileler ucuz olduğu için karbonhidrat ağırlıklı, işlenmiş, katkı maddeli gıdalarla beslenmek zorunda kalıyor. Paketli kekler, gazlı içecekler ve tuzlu atıştırmalıklar çocukların günlük menüsüne dönüşüyor.

Aynı sınıfta bir çocuk her sabah tost ve meyve suyuyla gelirken, diğeri çay ve simitle günü geçirmeye çalışıyorsa; orada yalnızca bir kahvaltı değil, bir gelecek farkı oluşmuştur. Kalori değil, içerik eşit olmalı. Zihin eşitliğinin ön koşulu enerji eşitliğidir.

ÇOCUKLAR EŞİT GIDAYA ULAŞMALI

Bu sadece bedensel değil; aynı zamanda zihinsel yıpranma anlamına da geliyor. Harvard Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmaya göre, çocukluk çağında obeziteye maruz kalan bireylerde bilişsel performans düşüşü ve öğrenme güçlükleri görülme oranı anlamlı ölçüde artıyor. Sınıfta uyuklayan, dikkatini toplayamayan öğrenciler aslında uykusuz değil; kan şekeri dengesizliği yaşıyor. Bu da eğitimde adaleti daha sıraların başında yok ediyor.

İyi beslenemeyen çocuk iyi öğrenemez; iyi öğrenemeyen çocuk potansiyelini gerçekleştiremez. Ve potansiyelini gerçekleştiremeyen bireylerden oluşan toplum, ne kadar altyapı inşa ederse etsin, gerçek kalkınmaya ulaşamaz. Bu yüzden eğitimde fırsat eşitliğinden bahsedebilmek için önce beslenmede eşitliği sağlamak gerekiyor.

Aynı sınıfta bir çocuk her sabah tost ve meyve suyuyla gelirken, diğeri çay ve simitle günü geçirmeye çalışıyorsa; orada yalnızca bir kahvaltı değil, bir gelecek farkı oluşmuştur. Kalori değil, içerik eşit olmalı. Zihin eşitliğinin ön koşulu enerji eşitliğidir.

Tarih boyunca “etli butlu olmak” hem Doğu’da hem Batı’da zenginlik ve sağlık göstergesi sayıldı. Zayıflık hastalıkla özdeşleştirildi. Bu anlayış günümüzde hâlâ kimi ailelerde sürse de, çağ değişti. Artık ölüm kolera ya da vebadan değil; yüksek şeker, trans yağ ve raf ömrü uzatılmış katkı maddeleriyle geliyor. Hem de sessizce.

Ve evet: Bugünün salgını obezitedir. Ve bu salgın en çok yine yoksulları vuruyor. Eskiden veba fakiri bulur öldürürdü; bugün obezite aynı işi daha sistematik ve sessiz biçimde yapıyor. Çünkü artık açlık değil, yanıltıcı tokluk hissi öldürüyor.

Bu nedenle çözüm sadece kişisel iradeye, yürüyüş uygulamalarına ya da diyet listelerine bırakılamaz. Çocukların tabağından başlamak gerekir. Eğitimde fırsat eşitliğinin temel anayasal bir hak olduğunu unutmadan, okullarda ücretsiz ve dengeli beslenme programları, yalnızca sosyal bir destek değil; bir kalkınma politikasıdır.

Çünkü eşit eğitim, eşit sağlık, eşit fırsat ancak eşit beslenme ile mümkündür. Türkiye, çocuklarına doğru ve dengeli beslenme imkânı sunabilirse, sadece sağlıklı bireyler değil; adil, üretken ve özgüvenli bir toplum da inşa edebilir. Bizim bu anlamda pilava değil, plana ihtiyacımız vardır.

Ve belki o zaman, gerçekten de muasır medeniyetler seviyesine doğru tırmanmaya başlayabiliriz.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
ObeziteEşitsizlik

Yorum Yazın

Yavuz Saltık
Yavuz Saltık

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Murat Aksoy
Murat Aksoy Kamusal alandan sonra sıra vatandaşlık tanımında mı?
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel Koçgiri ile başlayan ve Ümmete uzanan ilginç bir siyasal yolculuk
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Kalkınmayı vergisiz düşünmek: Bir hayalin peşinde Türkiye
Yavuz Saltık
Yavuz Saltık Yemekle gelen yoksulluk: Türkiye’nin sessiz salgını
Nilden Bayazıt
Nilden Bayazıt Necati Özkan’dan bir tane var
Tuğba Yıldırım
Tuğba Yıldırım Genç bir gazeteci gözünden duayene veda
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Ani Katedrali’ni "Fethiye Camii" olarak adlandırmak ne anlama geliyor?
Tunay Şendal
Tunay Şendal Türk-Kürt-Arap birliği modelinin Türkiye için riskleri
Bilgehan Uçak
Bilgehan Uçak Zakintos’un plajları ve restoranları
Herkül Millas
Herkül Millas Taner Timur ve Modernleşme
Başak Yağmur Eray
Başak Yağmur Eray Kötülüğün sıradanlığı üzerinden Türkiye’ye bakmak
Onur Tuğrul Karabıçak
Onur Tuğrul Karabıçak Altun’un ardından: Boğaziçi, İletişim Başkanlığı, iktidar ve kültürel hegemonya
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Bir hafıza ve direniş ritüeli olarak Fatih Altaylı’nın koltuğu
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy Zamanı Ölçmek - Takvimin Doğuşu (1)
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Dağın öteki yüzü
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Batı Karadeniz’in ruhunda pedal çevirmek
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Cumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Yeni Proje Okulları Yönetmeliği ne getiriyor, mevcut uygulamalardan ve IB DP’den nasıl farklılaşıyor?
Özgür Çoban
Özgür Çoban Polonya'da TVP vakası: Devletin televizyonu, iktidarın borazanı
Ali Kılıç
Ali Kılıç İran: Sükûnetten doğan fırtına
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı