Özellikle son on yıldır yüksek enflasyonun neden olduğu derin yoksulluk halen genişleyerek ve derinleşerek devam ediyor.
Faiz haram diyerek atıldığı maceraya “faiz neden enflasyon sonuçtur” diye devam eden Erdoğan ekonomisi sonuçta nerdeyse iflas noktasına kadar gelmiş durumda…
Her ne kadar hükümetin siyasi aparatı gibi çalışan TUİK, istatistikleri ile ekonomik facianın üstünü örtmek istese de artık mızrak çuvala sığmıyor.
TUİK son olarak Kasım ayı enflasyonunu %0,87 yıllık enflasyonu da % 31,07 olarak açıkladı.
Bu açıklama karşısında herkesin ağzı açık kaldı.
Neden?
Zira bir grup akademisyen tarafından kurulan ENAG ise Kasım ayı enflasyonunu % 2,13 yıllık enflasyonu da %56,82 olarak açıkladı.
Bu iki enflasyon oranı arası ortaya çıkan açık ara fark ENAG kurulduğu 2016 yılından beri devam ediyor.
Yani bir diğer ifadeyle söyleyecek olursak ENAG hükümetin ve TUİK’in ipliğini pazara çoktan çıkarmış durumda…
TÜİK’in açıkladığı hükümetin enflasyonu yani siyasi propaganda enflasyonu, ENAG enflasyonu ise çarşı, pazarın yani halkın yaşadığı gerçek enflasyonu bizlere gösteriyor.
Şimdi yüksek enflasyonun yarattığı ekonomik ve toplumsal tahribat, yoksulluğu derinleştirirken diğer yandan ise ahlaksızlık ve toplumsal çürümeyi birlikte getirdi.
Türk-İş araştırması dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması 29.828.TL yine dört kişilik bir ailenin gıda dahil aylık zorunlu harcamalarının toplamı ise 97.752.TL tespit ediyor.
Asgari ücret 22.104.TL…
Dört kişilik bir ailede asgari ücretle iki kişi çalışsa bile geçimlerini sağlayamıyor.
Bu durumun bir diğer tanımı çalıştığınız halde yoksulluktan kendinizi kurtaramıyorsunuz. Adınız çalışan yoksullar…
İşin birde gelir adaleti tarafı var.
Türkiye, OECD gelir adaletsizliği endeksinde Costa Rika ve Şili’nin ardından üçüncü sırada bulunuyor.
Kamu denetiminde yaşanan yozlaşma, aşırı karlar, yüksek fiyatlar ve vergi adaletsizliği var olan derin yoksulluk içinde yaşayan insanların yoksulluğunu daha da derinlerine itiyor.
Bir yandan da yılın sonuna geliyoruz.
1 Ocak itibariyle yeni asgari ücret yürürlüğe girecek, diğer yandan milyonlarca emeklinin ve kamu çalışanının maaşlarına zam gelecek.
Üzerinde çalışılan senaryolar var, artış tahminleri yapılıyor.
Adeta “ücret toto” gibi bir tartışma ortamındayız.
Ve TUİK son beş aylık enflasyon oranını %11.20 olarak açıkladı.
Bu oran özellikle sayıları 11 milyona yaklaşan SSK emeklileri için önem kazanıyor.
Çünkü enflasyonda Aralık ayında %1 artış olacağını tahmin etsek de, demek ki SSK emeklileri toplam %12 civarında bir emekli maaş artışı alabilecek.
Bunun anlamı en düşük emekli maaşı 16,881.TL’den 18,906.TL’ye yükselmiş olacak. Yani en az emekli maaşına 2.025.TL maaş artışı yapılmış olacak.
Bozdur, bozdur harca…
İnsanın dili varmıyor ama hükümet sanki emeklilere fiilen “hala neden yaşıyorsunuz” demek istiyor.
Aylık gıda harcaması 29,828.TL emekli maaşı 18,906.TL el insaf yahu!!!
Asgari ücret artışı ise yıllık enflasyona göre arttırılacağı öngörülüyor. Daha çok %25 oranında bir artış senaryosu üzerinde tahminler yapılıyor.
Bu istikamette artış olursa yeni asgari ücretin 27,630.TL olacağı sanılıyor.
Ancak asgari ücret yıllık enflasyon oranı kadar arttırılmalı ve bu oranın TUİK’e göre 2025 yılı enflasyonu %30 belli oldu.
Diğer yandan ise ekonomide Orta Vadeli Planda 2026 yılı enflasyonu %16 olarak tahmin ediliyor.
Asgari ücret artış hesaplanması o zaman şöyle yapılmalı.
Önce 2025 yılı enflasyonu kadar %30 artış yapıldıktan sonra üzerine %16 yani 2026 enflasyon tahmin oranı kadar daha artış sağlanmalıdır. Ve bu hesaplamayla 22.104.TL net olan asgari ücret 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren hiç olmazsa net 33.332.TL olmalıdır.
Bakalım ne olacağını göreceğiz.
Tabi bu arada hükümet kimi üst düzey memurlar için ise zam artı 30 bin TL seyyanen artış yapacağını açıklıyor.
Kim bu memurlar, siyasi irade tarafından devlette görevlendirilen kişiler, neymiş efendim teknik yöneticileri başka türlü çalıştırılmaları sorunluymuş, anladık da diğer kamu çalışanları içinde bir ilave artışı kademeli bir şekilde hakkaniyet ölçüleri içinde yapmak gerekmiyor mu?
Ne oldu anayasadaki eşitlik hakkına, ne oldu?
Kamu çalışanları ise bir önceki altı aydan kalan enflasyon farkı kadar maaş artışı yapıldıktan sonra ki bu %7’lik bir artış demek ve bu oranın üzerine %11 maaş artışı yapılarak ve toplam olarak %18-19 maaş zammı bekleniyor.
Ez cümle işin neresinden bakarsanız bakın yüksek enflasyon ve yaşanan derin yoksulluk ister asgari ücretli ve ister emekli ve kamu çalışanı olun hepimizin alın yazısı gibi…
Yoksulluk rakamları da bu acı durumu gösteriyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı açıklamalarına göre 85 milyon 664 bin nüfusta 25 milyona kişi (100 kişide 29 kişi) 3,6 milyon hanede yoksul olarak yaşıyor.
2026 yılı da toplumsal ve ekonomik tarihimize yokluklar ve yoksulluklar yılı olarak geçecek. Oysa ki Ak Parti iktidarı yasakları, yoksullukları ve yolsuzlukları kaldıracağım diye gelmişti. Geldiğimiz yerde yasaklar, yoksullar ve yolsuzluklar altında ezilen bir toplum ve bir ülke olduk.


























Yorum Yazın