MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Vefanın ve vicdanın lideri: Özgür Özel

ANA SAYFASİYASETVefanın ve vicdanın lideri: Özgür Özel
Vefanın ve vicdanın lideri: Özgür Özel

Ferdi Zeyrek’in kaybıyla hepimizin içinden bir şey koptu. Ama o acının tam ortasında, başka bir şey doğdu: Özgür Özel’in sessizce kurduğu vicdan köprüsü.

12 Haziran, 2025, Perşembe 07:15
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Başak Yağmur Eray
Başak Yağmur Eray
yazı içi reklam

Artık biliyorum: Bir yerimiz acıdığında, bütün bedenimiz yara alırmış meğer. Ve bu yaraları iyileştirecek, bu ülkenin geleceğini kuracak olanlar; vicdanla yol alan liderlerdir. Ve o liderlerden biri, hiç şüphesiz: Özgür Özel.

Aslında bu hafta bambaşka bir yazı kaleme alacaktım. Ancak hayat, bazen bizi hiç planlamadığımız cümlelere mecbur bırakıyor. Ne yazık ki Ferdi Zeyrek’in ani ve derin acı yaratan kaybı, tüm gündemleri anlamsız kıldı. Bu sadece kişisel bir yas değil, hepimizin kalbinde hissedilen ortak bir sarsıntıydı. Ve tam da bu yüzden, bugün bu satırları yazıyorum.

Ferdi Zeyrek’in ardından Özgür Özel’in sergilediği insanî duruş, bana ve eminim milyonlarca insana derinden dokundu. O gün toprağa verildiğinde, kameralarda değil, kalbimizin içinde yer etti Özgür Özel’in hâli. Acıya ortak olan o bakışları, bir liderin susarak da nasıl konuşabileceğini gösterdi.

Hastane önündeki sessizliği, cenazede yüzüne yansıyan o içten kederi, defin sırasında üstü başı toprak içindeki hali... Her defasında gözlerim doluyor. Sadece ben değil, pek çok insanın aynı duyguları yaşadığına inanıyorum. Çünkü bu sahneler, bir siyasetçinin değil, bir insanın, bir yoldaşın, bir kardeşin yüreğinden gelen mahsulü, vefasını gösteriyor.

Ve bunu belki de en iyi Edip Cansever’in şu dizeleri anlatıyor:

“Bir yerimiz acıdığında,
bütün bedenimiz yara alırmış meğer.
”

Ferdi Zeyrek’in kaybıyla hepimizin içinden bir şey koptu. Ama o acının tam ortasında, başka bir şey doğdu: Özgür Özel’in sessizce kurduğu vicdan köprüsü.

Ve bu köprüyü yalnızca o gün değil, bir süredir kararlılıkla inşa ediyor.
Özgür Özel, siyasetin merkezine yeniden ahlakı, vicdanı ve ortak aklı yerleştirmeye çalışan bir mücadele veriyor. İçeriden ve dışarıdan gelen baskılara, büyük sorumlulukların ağırlığına rağmen dimdik ayakta duruyor. Tartışmaların, yıpratma çabalarının, yapıcıdan çok yıkıcı dillerin arasında kaybolmadan; partisini birleştiriyor, büyütüyor ve ileri taşıyor.

Gerçek liderlik tam da budur.
Kriz zamanlarında omzundaki yükü taşıyabilmek, herkes için umut olabilmektir.

O gün Özgür Özel sözleriyle değil, hâl diliyle konuştu.
Sadece CHP'nin genel başkanı olarak değil, içimizdeki insan yanına dokunan bir figür olarak oradaydı. Sessizdi ama güçlü, samimiydi ama ölçülüydü. O duruşta gösteriş değil, gerçek vardı. Bu yalnızca bir taziye ziyareti değil, siyasetin hâlâ vicdanla yapılabileceğinin sade ve güçlü bir ispatıydı.

Ahlaki üstünlük; en gergin anlarda bile empati kurabilmekle, doğru yerde susabilmekle mümkündür. O gün Özgür Özel bize bunu hatırlattı. “Siyasette vefa, İstanbul’da bir semtin adıdır" diyenlere bunun sadece semt adı olmadığı, bir karakter meselesi olduğunu gösterdi. Türkiye’de siyasetin yitirdiği en insani değerlerden biri olan vefayı, yeniden siyaset zeminine transfer etti.

Bu yüzden artık ben Özgür Özel’i yalnızca Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı olarak görmüyorum.
O, Türk siyasi tarihinin “Vefa Lideri”.

Çünkü onun liderliği; duvarları aşan, kalplere değen, ayrıştırmayan bir liderlik.
Artık yalnızca partililerin değil, bu ülkenin vicdan sahibi her bireyinin temsilcisidir.

Ferdi Zeyrek’in ardından yaşanan derin acı, hepimizi sarstı. Ancak o acının tam kalbinde, bir liderin nasıl birleştirici olabileceğine de tanıklık ettik. Bu ortak yas, siyasetin sınırlarını aştı; insan olmanın en saf hâlinde buluşturdu bizi. Özgür Özel’in gösterdiği duruş, ayrılıkları değil, ortak duyguları görünür kıldı. Bu yüzden bu yazıyı kaleme almak, benim için bir tercih değil, bir vicdan borcuydu.

Çünkü bu toprakların en çok ihtiyaç duyduğu şey; kutuplaşma değil, ortak acıda yan yana durabilen bir siyaset anlayışıdır.

Artık biliyorum:
Bir yerimiz acıdığında, bütün bedenimiz yara alırmış meğer.
Ve bu yaraları iyileştirecek, bu ülkenin geleceğini kuracak olanlar; vicdanla yol alan liderlerdir.
Ve o liderlerden biri, hiç şüphesiz:
Özgür Özel.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Özgür ÖzelFerdi Zeyrek

Yorumlar

yorum avatar

Başak hanım yine çok güzel bir yazı yazmışsınız. Sanırım sizi takip etmeye devam etmemiz gerekiyor. Çünkü yetenekli kalemler ancak aramakla bulunuyor artık ülkemizde. Kolay gelsin

Hüseyin kocabıyık

12-06-2025 12:19

yorum avatar

Zaman zaman bir liderin gücü, sesiyle değil, sessizliğiyle ölçülür. Bu yazı, o ölçünün notası gibi olmuş.

Buse Damla

12-06-2025 11:48

yorum avatar

Yüreğinizden süzülen bu satırlar, sadece bir yazı değil; hepimizin içinde yankı bulan bir duygu manifestosu olmuş. Ferdi Zeyrek’in ardından yaşanan acıyı bu kadar içten, bu kadar insanî bir dille anlatmanız; biz okurların yüreğine de dokundu.

Melih

12-06-2025 11:40

yorum avatar

Mekanı cennet olsun. Bu kadar güzel de anlatılmazdı, teşekkürler

Korkmaz

12-06-2025 11:31

yorum avatar

Başak hanım, düşüncelerimize ses olduğunuz icin size teşekkür ediyorum.

Leyla

12-06-2025 11:05

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP yönetiminin hiç mi suçu yok?
    Hasan Çetin
    Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
    Sema Erder
    Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
    Akın Özçer
    Akın Özçer Yanlışta ısrar
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Düyunu Umumiye ve Reji Deneyi
    Reha Çamuroğlu
    Reha Çamuroğlu Değişen savaşlar, değişen insanlar
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı  “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (3)
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Karşı-Devrimci hafızanın intikamcı tarih anlatısı
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Yeni Aracılar Çağı: Reklamdan akademiye, Agentic Web ve ArXiv’in yükselişi
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı