MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Türkiye’de istifa kültürünün eksikliği

Ana SayfaSi̇yasetTürkiye’de istifa kültürünün eksikliği
Türkiye’de istifa kültürünün eksikliği

Türkiye’de istifa kültürünün olmaması, siyasi sistemin yapısal sorunlarıyla doğrudan ilişkilidir. Özellikle son yıllarda, yürütme erkinin güçlendiği ve denetim mekanizmalarının zayıfladığı bir sistemde, yetkililerin hesap verebilirliği de azalmıştır. Yargı bağımsızlığının zayıflaması, medya üzerindeki baskılar ve sivil toplumun etkisinin kısıtlanması, yetkililerin hatalarını örtbas etmesini kolaylaştırmaktadır.

02 Şubat, 2025, Pazar 08:59
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Tunay Şendal
Tunay Şendal

Türkiye’de istifa kültürünün olmaması, sadece geleneksel eksikliği değil, aynı zamanda siyasi sistemin ve toplumsal yapının derin sorunlarının bir yansımasıdır. Sorumluluk bilincinin gelişmesi, ancak demokratik kurumların güçlendirilmesi, yargı bağımsızlığının sağlanması ve sivil toplumun etkin hale gelmesiyle mümkün olabilir.

Türkiye, tarihi boyunca birçok doğal afet, ekonomik kriz ve toplumsal sorunla karşı karşıya kalmıştır. Ancak son yıllarda yaşanan felaketler ve aksaklıklar, sadece olayların kendisiyle değil, bu olaylara karşı yetkililerin tutumuyla da gündeme gelmektedir. Özellikle büyük çaplı afetler ve krizler sonrasında, sorumlu kişilerin istifa etmemesi, Türkiye’deki istifa kültürünün neden işlemediği sorusunu akıllara getirmektedir. Bu durum, siyasi sorumluluk bilincinin eksikliğini ve yönetim anlayışındaki çarpıklıkları gözler önüne sermektedir.

Batı demokrasilerinde, özellikle de gelişmiş ülkelerde, bir bakan, yetkili veya yönetici, göreviyle ilgili ciddi bir hata yaptığında veya bir kriz yönetiminde başarısız olduğunda istifa etmektedir. Bu durum hem sorumluluğun kabulü hem de hesap verebilirlik ilkesinin bir gereğidir. Örneğin, bir tren kazası, bir bina çökmesi veya bir salgın hastalığın yanlış yönetilmesi gibi durumlarda, ilgili bakanlar veya yetkililer istifa etmelidir. Bu gereklilik, sistemin sağlıklı işlediğinin ve hataların kabul edildiğinin bir göstergesidir.

Türkiye’de durum farklıdır. Türkiye’de istifa etmek, neredeyse bir “zayıflık göstergesi” olarak algılanmakta ve yetkililer tarafından nadiren başvurulan bir seçenek haline gelmektedir. Örneğin, 1999 Gölcük depremi, 2011 Van depremi, 2014 Soma maden faciası, 2020 Elazığ depremi, 2023 Kahramanmaraş depremleri ve son olarak Kartalkaya otel yangını gibi büyük felaketlerde, sorumlu kişilerin istifa etmediği görülmüştür. Bu durum, halkın gözünde yönetimin hesap verebilirliğini zedelediği gibi, siyasi sistemin otoriterleşme eğilimini de ortaya koymaktadır.

Türk siyasi tarihinde, iktidarın güçlü olduğu dönemlerde, yetkililerin hatalarını kabul etmesi ve istifa etmesi neredeyse tabu haline gelmiştir. Bunun yerine, hatalar ya görmezden gelinmekte ya da başka faktörlere yüklenmektedir.

Siyasi Kültürde Bir Sorumluluk Gereği: İstifa

Türkiye’de istifa kültürünün gelişmemiş olmasının temelinde, siyasi kültürün otoriter ve merkeziyetçi yapısı yatmaktadır. Türk siyasi tarihinde, iktidarın güçlü olduğu dönemlerde, yetkililerin hatalarını kabul etmesi ve istifa etmesi neredeyse tabu haline gelmiştir. Bunun yerine, hatalar ya görmezden gelinmekte ya da başka faktörlere yüklenmektedir. Örneğin, bir afet sonrası yaşanan can kayıpları veya maddi hasarlar, “kader” veya “dış güçler” gibi soyut kavramlarla açıklanmaya çalışılmaktadır.

Bu durum, siyasi liderlerin ve bürokratların kendilerini “vazgeçilmez” olarak görmesiyle de ilişkilidir. Türkiye’de siyasi kültür, liderlerin ve yetkililerin halka karşı değil, üst makamlara karşı sorumlu olduğu bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla, bir yetkili, halkın tepkisini önemsemek yerine, üst makamların desteğini korumaya odaklanmaktadır. Dolayısıyla bu durum, istifa etmeyi gereksiz kılmaktadır.

Siyasi Sistemin Yapısal Sorunları

Türkiye’de istifa kültürünün olmaması, siyasi sistemin yapısal sorunlarıyla doğrudan ilişkilidir. Özellikle son yıllarda, yürütme erkinin güçlendiği ve denetim mekanizmalarının zayıfladığı bir sistemde, yetkililerin hesap verebilirliği de azalmıştır. Yargı bağımsızlığının zayıflaması, medya üzerindeki baskılar ve sivil toplumun etkisinin kısıtlanması, yetkililerin hatalarını örtbas etmesini kolaylaştırmaktadır. Ayrıca, siyasi partilerin iç işleyişindeki otoriter yapı da istifa kültürünün gelişmesini engellemektedir. Parti içi demokrasinin zayıf olduğu bir sistemde, yetkililerin hataları parti liderleri tarafından tolere edilmekte ve bu durum, istifaların önünü tıkamaktadır. Örneğin, bir bakanın istifa etmesi, parti liderinin tensipleriyle yerine getirilmekte ya da parti liderinin otoritesini zayıflatabileceği düşüncesiyle engellenmektedir.

Türkiye’de istifa kültürünün olmaması, toplumsal tepkilerin de yetersiz kalmasıyla ilişkilidir. Halk, yaşanan felaketler ve aksaklıklar karşısında büyük bir öfke duysa da bu öfke organize bir siyasi muhalefete dönüşememektedir. Bunun nedeni, siyasi kültürün otoriter yapısı ve toplumsal hafızanın zayıflığıdır. Örneğin, bir afet sonrası yaşanan öfke, kısa süre içinde unutulmakta ve siyasi sistemin işleyişi değişmemektedir. Ancak, son yıllarda özellikle genç nesil arasında, hesap verebilirlik ve şeffaflık taleplerinin arttığı görülmektedir. Sosyal medya ve dijital iletişim araçları sayesinde, halkın sesini duyurma imkânı artmış ve yetkililerin hataları daha görünür hale gelmiştir.

Türkiye’de istifa kültürünün olmaması, sadece geleneksel eksikliği değil, aynı zamanda siyasi sistemin ve toplumsal yapının derin sorunlarının bir yansımasıdır. Sorumluluk bilincinin gelişmesi, ancak demokratik kurumların güçlendirilmesi, yargı bağımsızlığının sağlanması ve sivil toplumun etkin hale gelmesiyle mümkün olabilir. Aksi takdirde, yetkililerin hataları karşısında istifa etmemesi, Türkiye’nin siyasi ve toplumsal gelişiminin önünde büyük bir engel olmaya devam edecektir.

İstifa, bir zayıflık değil, sorumluluğun kabulüdür. Türkiye’nin demokratik bir geleceğe ulaşması için, bu bilincin hem siyasi liderler hem de toplum nezdinde yerleşmesi gerekmektedir.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Tunay Şendal
    Tunay Şendal

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hasan Bülent Kahraman
    Hasan Bülent Kahraman 27 Mayıs 1960 Darbesine Yeni Bakışlar - 1
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Erdoğan’ın uğradığı en büyük hezimet
    Adnan Ekinci
    Adnan Ekinci Anayasa Günlüğü - İlk Gün
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Ey CHP: Titre ve Kendine Dön
    Tuğba Muslu
    Tuğba Muslu Düşünmeyen nesiller projesi
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beyaz Saray’da aşk başkadır!
    Osman Erden
    Osman Erden “Führer’e İtaat”
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı