MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Kentlerin başlangıcı ve Saramago’nun kısırdöngüsü

ANA SAYFAKENTKentlerin başlangıcı ve Saramago’nun kısırdöngüsü
Kentlerin başlangıcı ve Saramago’nun kısırdöngüsü

yaşadığımız bu kozmos içinde, zaman yalnızca doğrusal bir çizgi değil, aynı zamanda tekrarlar ve dönüşlerle işleyen bir döngü. Nasıl anlatılar kaosu düzenlerken geçmişle bugün arasında görünmez köprüler kuruyorsa, kentler de bu döngünün mekânsal izdüşümlerini sunuyorlar.

19 Eylül, 2025, Cuma 00:20
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Gülşah Eker
Gülşah Eker
yazı içi reklam

Bazen zamanda bir anı işaretler, oradan geriye bakarız. Her şeyin nasıl başladığını anımsamaya çalışırız, çünkü zihnimiz olayları tek tek değil, ancak onları geriye dönük olarak birbirine bağlayarak anlam kurar. Anlatı, kaotik deneyimleri sıraya sokar; parçaları birbirine bağlayarak dünyayı organize etmemizi sağlar (Bruner, 1990). Zihnimiz yaşantılarımızı ancak hikayeler sayesinde anlamlandırabilir.

Mekânı anlamak da aslında hikâye kurmaktan çok farklı değildir; kentleri de geriye dönük olarak okur, katman katman çözümleyerek bugün yaşadıklarımızı anlamlandırmaya çalışırız. Bugün kentlerde gördüğümüz manzara, belki de insanlık tarihinin en karmaşık tablosunu sunuyor. Bu yoğunluk içinde bir adım geri atıp “her şey nasıl başlamıştı? diye sormak, aslında kentlerin binlerce yıllık hikâyesini yeniden açıyor. Uruk’un zigguratından günümüzün mega-projelerine uzanan bu çizgide, kentlerin kökenine ilişkin teoriler geçmişle bugün arasında yeni bağlantılar kurmamıza imkân veriyor.

Kentlerin ortaya çıkışıyla ilgili en yaygın görüş, tarımsal artığa dayanır (Childe, 1950). İnsanlar ihtiyacından fazla üretmeye başlayınca bu fazlalığı yönetmek için yeni düzenler kurdu. Artık üretim, sulama sistemlerini, kayıt tutmayı ve ticareti zorunlu hale getirdi. Böylece kâtipler, zanaatkârlar, rahipler, askerler gibi farklı işlerde uzmanlaşan gruplar ortaya çıktı. Yani fazla üretim, bir yandan bazı insanları geleneksel işlerden özgürleştirirken, öte yandan bürokrasi ve iş bölümü sayesinde kentlerin doğmasına zemin hazırladı (Childe, 1950).

Ancak bir başka teori ilk kentlerin törensel merkezler olduğunu, kentlerin doğuşunu tarımsal artıktan çok, toplumu bir arada tutan dini ritüellerin ve kutsal mekânların örgütlediğini öne sürer. Kozmik kent tanımı bu temele dayanır. Kozmik kent modelinde kent yalnızca işlevsel değil, evrenin bir aynasıdır ve temelinde insanların böylesine yoğun çabayı ancak tanrılar için gösterdiği düşüncesini öne sürer. Kozmik kentlerde biçim gerçekten sınırları belirlenmiş, geometrik ve simgeseldir (MIT OpenCourseWare, 2013). Bunun nedeni de kentin yalnızca işlevsel değil, evrenin bir modeli olarak düşünülmesi. Yani kent, “dünyevi” olmaktan çok “kozmik düzenin” yeryüzündeki izdüşümü gibi tasarlanır. Zaman döngüseldir. Ritüellerle sürekli aynı düzen yeniden üretilir edilir (Eliade, 1959). Merkez kutsal, yönler göksel, sınırlar ritüelle teyit edilir.

Modern kentlerin de çoğunda “merkez” hala değerli ve anlamlı bir noktadır. Kentlerin logoları, simge yapıları (Eiffel Kulesi, Kâbe, Empire State) kent kimliğini tıpkı kozmik şehirdeki kutsal simgeler gibi temsil eder. Uruk’un zigguratından Mısır’ın Gize piramitlerine, Atina Akropolü’nden Babil Kulesi’ne kadar birçok kent kozmik kent modelinin farklı biçimlerini temsil eder (MIT OpenCourseWare, 2013).

Saramago’nun Kısırdöngü’sü

Kozmik şehir ile modern şehir arasındaki uzun tarihsel süreyi düşündüğümüzde, kabaca 9 bin yıllık bir süreklilik ve dönüşüm hattından bahsediyoruz. Arada Ortaçağ kentleri, Rönesans kentleri, Barok düzenlemeler, Sanayi kentleri var. Yani her kent bir anda “modern” olmadı. Yine de 9 bin yıl önce var olan kozmik kent modeli ile, modern kentin dinamikleri arasında kolaylıkla bağlantı kurabileceğimiz inancındayım. Örneğin, Saramago’nun Ölümlü Nesneler (1978/2005) kitabındaki Kısırdöngü öyküsü, krallığın tam merkezinde kusursuz bir kare mezarlık inşası etrafında dönüyor: “Başlangıçta dört tane yol inşa edildi… her bir kenarı on kilometre uzunluğunda mükemmel bir kare… mezarlık ülkenin geometrik merkezindeydi; dört ana rüzgârın kesiştiği noktada.”

Saramago’nun Kısırdöngü öyküsü, kozmik kent mantığının modern bir alegoriyle yeniden yazımı gibi. İktidarın mekânı biçimlendirmesi, bu biçimi geometrik/kutsal bir düzen içinde sunması ve toplumun böylesi bir merkezi projeye seferber edilmesini ele alır. Saramago’nun kenti ne tam kozmiktir ne de moderndir; ama “düzenin kendini yeniden üretmesi” temasıyla her iki dünyaya da ayna tutar: Kozmik kent ritüellerle, modern kent piyasa ve teknolojiyle aynı döngüyü sürdürür. 21. yüzyılın mega-projelerinden Uruk’un zigguratına baktığımızda merkez fikri, ritüel, simgesel yapılar, iktidar ve mekân arasındaki ilişkiler hiç kaybolmadı, ancak biçim ve anlam değiştirdi. Kentlerin 9 bin yıllık serüveninde bir uçta kozmik şehirler, diğer uçta ise modern, akıllı, yeşil, yavaş, mega… kentler var.

Şimdi bu noktada durup, hikâyelere ve bu yazının başına yeniden dönmeyi anlamlı buluyorum. Çünkü yaşadığımız bu kozmos içinde, zaman yalnızca doğrusal bir çizgi değil, aynı zamanda tekrarlar ve dönüşlerle işleyen bir döngü. Nasıl anlatılar kaosu düzenlerken geçmişle bugün arasında görünmez köprüler kuruyorsa, kentler de bu döngünün mekânsal izdüşümlerini sunuyorlar.

 

Kaynaklar

Bruner, J. (1990). Acts of meaning. Harvard University Press.

Childe, V. G. (1950). The urban revolution. Town Planning Review, 21(1), 3–17. https://doi.org/10.3828/tpr.21.1.u3502037p6v60450

Eliade, M. (1959). The sacred and the profane: The nature of religion. Harcourt, Brace & World.

Jobs, S. (2005, June 12). ‘You’ve got to find what you love,’ Jobs says [Commencement address]. Stanford University. https://news.stanford.edu/2005/06/14/jobs-061505

MIT OpenCourseWare. (2013). Normative theory I: The city as supernatural (Lecture notes, 4.241J Theory of City Form). Massachusetts Institute of Technology.

Mumford, L. (1961). The city in history: Its origins, its transformations, and its prospects. Harcourt, Brace & World.

Polkinghorne, D. E. (1988). Narrative knowing and the human sciences. State University of New York Press.

Saramago, J. (1978). Objecto quase. Editorial Caminho.
Saramago, J. (2005). Ölümlü nesneler (Çev. I. Ergüden). Can Yayınları.

Trigger, B. G. (2003). Understanding early civilizations: A comparative study. Cambridge University Press.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Gülşah Eker
    Gülşah Eker

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’liler için bir seçimlik başarı mı, Türkiye’nin demokratik dönüşüm mü?
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Muhalefet araştırma sonuçlarına başka gözle bakmalı
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Şantiyeye dönen Türkiye: Vergiyle adalet mümkün mü?
    Deniz Tarım
    Deniz Tarım Öğretmek ≠ Öğrenmek
    Gülşah Eker
    Gülşah Eker Kentlerin başlangıcı ve Saramago’nun kısırdöngüsü
    Gönen Orhan
    Gönen Orhan Su krizi, belediyeler ve otonom çözüm
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı FED kararları ve resesyon beklentisi
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Ergenlikte mantık nereye gider?  
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Kadın, yaşam, özgürlük: Mahsa’nın yankısı
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Terörist İsrail Türkiye’ye saldırabilir mi?
    Murat Paker
    Murat Paker CHP üzerinden narsisizm, haset ve politik liderlik
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Biz ne yaşıyoruz, biz ne yapıyoruz?
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Gösteri toplumu: Yaşamı geri alabilir miyiz?
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı