MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Su krizi, belediyeler ve otonom çözüm

ANA SAYFAKENTSu krizi, belediyeler ve otonom çözüm
Su krizi, belediyeler ve otonom çözüm

Devlet Su İşleri’nin (DSİ) yatırımcı kuruluş olmaktan çıkarak planlama ve koordinasyonda kalması, belediyelerin kendi yatırımını planlayan, koordine eden, finans bulan ve yatırımı gerçekleştiren otonom bir yapısı olması yerinde, hızlı ve kaynakları doğrudan kullanan bir çözüm olacaktır.

18 Eylül, 2025, Perşembe 00:35
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Gönen Orhan
Gönen Orhan
yazı içi reklam

2025 yaz aylarında Türkiye, ciddi bir kuraklık ve içme ve kullanma su krizi ile karşı karşıya kaldı. Özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında yağış miktarlarının olağan seviyelerin çok altında kalması, baraj doluluk oranlarını kritik eşiklerin altına çekti. İşte son aylarda en çok etkilenen bölgeler için gazete başlıklarından seçtiklerim:

 Su Krizinin En Yoğun Yaşandığı Kentler:

Ankara’da baraj seviyeleri alarm veriyor. Meteorolojik veriler, yağışların geçen yıla göre %40’tan fazla azaldığını gösteriyor.

Bodrum için kritik uyarı: Mumcular Barajı'ndan Bodrum'a verilen suyun kesilmesi nedeniyle başta Bodrum merkez mahalleleri olmak üzere ilçe genelinde planlı su kesintileri uygulanacak.

Bursa: Nilüfer Barajı tamamen kurudu, Doğancı Barajı %18 dolulukta. Kentte yaklaşık bir aylık su kaldığı bildirildi.

İstanbul: Baraj doluluk oranı iki ayda %66’dan %41’e düştü. Elmalı Barajı %60 ile en dolu, Kazandere ise %23 ile en düşük seviyede.

İzmir’de barajlar hızla boşalıyor. Vahşi sulama ve bilinçsiz yeraltı suyu kullanımı, krizi derinleştiriyor.

Uşak’ta su krizi büyüyor: Bütün barajlar kurudu, kente sadece 6 saat su verilecek!

Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’da su ihtiyacını karşılayan 14 barajın ortalama doluluk oranı, yağışların yetersizliği nedeniyle yüzde 32’ye kadar geriledi. Uzmanlar, su tüketiminde tasarruf çağrısı yaparken, barajlardaki düşüş bölge halkı için ciddi bir risk oluşturuyor.

Gaziantep ve çevresi, hem içme suyu hem de tarımsal sulama açısından kritik seviyelere geriledi.

Hatta su sorunu yok diye bildiğimiz Antalya’da da kriz kapıda: Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı, Antalya hakkında ekibinin yaşanan su krizini yerinde gözlemlediği Ekşili Göleti ve Kırkgöz Gölü'nde önemli açıklamalarda bulundu. Karancı, “Üç ila beş yıl içinde Antalya hem içme suyu hem tarımsal sulamada büyük bir krizle karşı karşıya" diyerek tehlikenin önemini vurguladı. Liste uzayıp gider.

Genel olarak: 

Türkiye genelinde barajların doluluk oranı hızla düştü. Temmuz 2025’te metrekareye düşen yağış miktarı sadece 9,6 kg oldu (geçen yıl aynı dönemde 15,6 kg idi). Tarımsal üretimde %4 ila %24 arasında düşüş beklendiği açıklandı.

Birleşmiş Milletler (BM) destekli “Dünya Genelinde Kuraklığın Yoğunlaştığı Bölgeler”[1] adlı raporuna göre Türkiye, 2030 yılına kadar ciddi su krizi, çölleşme ve tarımsal üretimde daralma riskiyle karşı karşıya. Rapora göre, Türkiye, çöl iklimine benzer koşulların görülme olasılığının artması nedeniyle, kuraklıktan en fazla etkilenme riski taşıyan ülkeler arasında yer alıyor. Şunun şurasına 2030’a kaç yıl kaldı?

Su Ekonomisi Küresel Komisyonlarının 2023 raporunda, dünya nüfusunun 2050 itibarıyla 9,7 milyara çıkması beklenirken, 2030 itibarıyla tatlı su talebinin, arzı %40 oranında aşması bekleniyor. Sanayi ve madencilik gibi sektörlerde su israfının önlenmesi, su ayak izlerinin raporlanması ve hassas tarıma geçilmesi gibi somut adımlar öneriliyor.

Bu, dünya genelinde ciddi bir su kıtlığı anlamına geliyor. Felaket kapıda. Eşik aşıldı. 

İçme ve kullanma suyu sorunu Türkiye ve Dünya’nın sorunu. Varlığı kabul edilmeyen iklim krizi, son gaz devam eden sera gazı üretimi, tüketim çılgınlığı, ölçüsüz tarımsal sulama[2], hesapsız ve ölçüsüz imar ruhsat izinleri, şebeke kaçakları ve “bedava su”  şimdilik yalnızca Orhan Veli şiirinde ( yazının devamında Orhan Veli’ye nasıl hak vereceğimizi tekrarlayacağız).

Başka bir yazının konusu olmakla birlikte gerçek şu ki Ekosistem taşıyacağı kapasiteyi geçmiş durumda.

“Son sekiz bin yıldır yaklaşık olarak her binyılda bir ikiye katlanan dünya nüfusu, sadece bir yüzyıl içinde ikiye katlandı.1830 yılında 1 milyar olan insan nüfusu1930 yılında 2 milyara çıktı. Ardından daha da hızlandı bu süreç. Nüfusun bir kez daha iki katına çıkması yalnızca kırk yıl aldı.1970’e gelindiğinde dört milyar kişi olmuştuk. Günümüzdeyse sekiz milyar.”[3]

Ve dünya aynı dünya, her yeni buluş ve ilerleme ile doğayı biraz daha sömürüyoruz. Daha fazla büyüme, daha fazla tüketim, daha fazla fosil yakıt kullanımı ve neleri kaybettiğimizi sorgulamıyoruz bile. Hızla yok ettiğimiz doğal kaynakların başında gelen tatlı su rezervi ise yolun sonunun uzak olmadığının habercisi. Yukarıda alıntıladığımız BM raporu tatlı su kaynaklarının, mevcut suyun sadece 0.5’i olduğuna dikkat çekiyor. Ve iklimin bu ivmelenmesinin bu oranı daha da aşağıya çekeceği kaçınılmaz olarak görünen köy. Bir de diğer bir gerçeklik var ki yalnızca değinip geçelim:

“İçilemez su, insanlar ve çiftlik hayvanları için zehirli siyanobakteri popülasyonlarının patlaması ve ilgili alanlarda oksijen eksikliği nedeni ile sucul faunanın ölmesi”[4] 

Bugün İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Muğla’da su idareleri bir metreküp suyu evlere 65-75 TL ( 1.5 – 1,80 USD ), işyerlerine ortalama olarak 92-199 TL ( 2.2- 4,8 USD)’den satıyorlar. Yani bugün, büyükşehir su idarelerinin su satış fiyatlarını değiştirmeden bu yatırımların yapılması, bakımı ve geri ödemesi mümkündür.

Krizden çıkış: Desalinasyon;

Desalinasyon veya başka bir deyişle tuzdan arındırma; ters ozmos[5] membranlar yardımı ile yüksek tuzluluk seviyesindeki deniz suyunun (özellikle deniz suyunun), ırmak veya yeraltı sularının arıtılarak, içilebilir veya sulamaya uygun tatlı suya dönüştürülmesi[6] gerek teknolojinin hızlı gelişmesi gerekse ucuzlayan maliyetler nedeniyle belediyelerin önünde yeni bir yol olarak durmaktadır. Yirmi yıl önce, deniz suyundan içme ve kullanma suyu elde etmenin metreküp maliyeti 1,5 dolar civarında iken bugün bu rakam 35-40 cente inmiş durumda. Bugün dünyada ABD, Japonya, Singapur, İspanya, İtalya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Katar, Libya, İsrail, Güney Afrika, Avustralya olmak üzere yaklaşık 160 ülke bu yöntemi kullanıyor. Özellikle ada devletleri (Maldivler, Bahamalar, Seyşeller gibi) ve kıyı kentleri bu teknolojiyi yerel düzeyde uyguluyor.

Büyükşehirlerde suyu kaça tüketiyoruz? [7]

Bugün (Eylül 2025 itibarıyla), Türkiye’nin büyükşehirlerinde su idarelerinin konut ve işyeri abonelerine uyguladığı 1 metreküp su + atıksu toplam fiyatları aşağıdaki gibidir. Fiyatlar KDV hariçtir ve ortalama tüketim düzeyine göre 2. kademe üzerinden verilmiştir.

 

2025 Su Tarifeleri – Ortalama (2. Kademe) Tüketim

Şehir

Konut (16–30 m³/ay)

 İşyeri (16–50 m³/ay)

İstanbul (İSKİ)

75,45 TL

137,31 TL

Ankara (ASKİ)

50,79 TL

92,46 TL

İzmir (İZSU)

99,83 TL

199,65 TL

Antalya (ASAT)

87,87 TL

105,15 TL

Muğla (MUSKİ)

~65–70 TL (tahmini)

~110–120 TL (tahmini)

Notlar:

  • Kademeli tarife uygulanıyor: Tüketim arttıkça birim fiyat da yükseliyor.
  • Kırsal bölgelerde ve sosyal yardım alan abonelere özel indirimler mevcut.
  • İzmir ve İstanbul’da atıksu bedelleri toplam fiyatın yaklaşık %45–50’sini oluşturuyor.
  • Muğla için net rakamlar MUSKİ’nin Eylül tarifesinde yer almadığı için tahmini aralık verildi.

Bu tablo, suyun artık sadece doğal değil aynı zamanda ekonomik bir kaynak olduğunu net biçimde gösteriyor.

Bugün İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Muğla’da su idareleri bir metreküp suyu evlere 65-75 TL ( 1.5 – 1,80 USD ), işyerlerine ortalama olarak 92-199 TL ( 2.2- 4,8 USD )’den satıyorlar.   

Yani bugün, büyükşehir su idarelerinin su satış fiyatlarını değiştirmeden bu yatırımların yapılması, bakımı ve geri ödemesi mümkündür.

Otonom Çözüm:

Merkezi devlet ve yerel yönetimler açısından yetki paylaşımını yeniden konuşurken, su konusunda Devlet Su İşleri’nin (DSİ) yatırımcı kuruluş olmaktan çıkarak planlama ve koordinasyonda kalması, belediyelerin kendi yatırımını planlayan, koordine eden, finans bulan ve yatırımı gerçekleştiren otonom bir yapısı olması yerinde, hızlı ve kaynakları doğrudan kullanan bir çözüm olacaktır. Yazının başında adı geçen kentlerin kendi alanlarındaki deniz, ırmak, yeraltı ve göl kaynakları üzerinde tasarrufun kendilerine ait olması, bulunacak hibe veya kredilerin merkezi onaya tabii olmaksızın yalnız bildirimin yeterli olması, yatırımın konusu olan teknolojiyi kendisinin seçmesi ve yapılacak yatırımın yerinde denetimi su krizinin çözümünde akılcı bir yönetim gerçekleşmesine neden olacaktır.

Bu tam da, Avrupa Konseyi’nin Yerel Yönetimler Özerklik Şartı kapsayıcılığındaki “yerindenlik” ilkesinin bir gereğidir.  Yerindenlik İlkesinin temel vurgusu, yerel düzeyde karar alma veya başka bir deyişle kamu işlerinin mümkün olan en yakın düzeyde, yani vatandaşlara en yakın olan yerel makamlar tarafından yürütülmesini öngörür. Bu, kararların merkezi otoriteden değil, yerel ihtiyaçlara göre yerel yönetimlerce alınmasını teşvik eder. Temiz, içilebilir ve kullanım suyuna ulaşma en temel haklardan biri olarak, su kaynağının bulunduğu yerdeki belediye yönetiminin karar alması, işlemesi ve dağıtıma sokulması belediyelerin hüküm ve tasarrufu altında olmalıdır.  

Su Kooperatifi girişimi bileşenlerin, kentte suyu kullanan tarafların sektörel ( tarım, sanayi ve hizmet sektörleri) temsilcileri, aktif yurttaş girişim veya inisiyatifleri, varsa üniversite temsilcileri gibi karma kent kurulu katılımıyla oluşturulması suyun kamusal kullanımında ortak iradeyi egemen kılacaktır

İçme ve Kullanma Suyu Kooperatifleri

Dikili eski Belediye Başkanı Osman Özgüven “su temel haktır satılamaz ve ticarete konu olamaz” dediği ve uyguladığı için yargılandı ve ceza aldı. Eğitim ve sağlık gibi İçme ve Kullanma Suyuna ulaşım da dünyada temel haklar statüsüne girmiş durumda.

2023 tarihli Akıntıyı Tersine Çevirmek: Toplu Eylem Çağrısı başlıklı raporda “[8]su kaynaklarının “küresel ortak varlık” olarak yönetilmesi öneriliyor.”  Bu, uluslararası işbirliği ve adil paylaşım çağrısı anlamına geliyor.

Bu temel hakkın kullanımı için üretim, dağıtım ve tüketiminin ulaşılabilir ve gerçekleştirilebilir olması için yerel kaynaklar üzerinde söz ve kararının yerelde olması ve üretimden tüketime kadar, yalnızca kaynağın kullanıma sunulması değil üretilenin israf edilmemesi ve verimli kullanıyor olması da gerekir. Bunun için Belediyelerin su idarelerinin yanında kaynaktan tüketime kadar denetimin de esas olabilmesi için Su Kooperatiflerinin kurulması yatırımı, hibe veya kredi kullanım ve geri ödenmesinin şeffaf ve izlenebilir olması, geri ödemenin tamamlanması sonrası su fiyatlarının önce düşürülmesi sonra da kademeli olarak, ilk kademenin ( 0-5 m3)  bedavaya yakın kullanımı dahil her kademede suyun ödenebilir ve verimli kullanılması için su kullanan herkesin sürece dahil edilmesi kolektif aklın gereği olacaktır.

Su Kooperatifi girişimi bileşenlerin, kentte suyu kullanan tarafların sektörel ( tarım, sanayi ve hizmet sektörleri) temsilcileri, aktif yurttaş girişim veya inisiyatifleri, varsa üniversite temsilcileri gibi karma kent kurulu katılımıyla oluşturulması suyun kamusal kullanımında ortak iradeyi egemen kılacaktır.

Önemli bir onay:

Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Su İdaresi MUSKİ, Bodrum Yarımadası içme suyu sorununu yukarda ele aldığımız desalinasyon yaklaşımı ile İTÜ’lü akademisyenlerin koordinasyonunda ele alarak önemli bir adım attı. .

MİLAS EKİNANBARI KAYNAĞINDAN İÇME VE KULLANMA SUYU TEMİNİ (DESALİNASYON) PROJESİ FİZİBİLİTE RAPORU’u tamamlanarak  MUSKİ’ye teslim edildi. Ve ardından da  Tarım Orman Bakanlığı SU YÖNETİMİ  GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’nden de  ONAY ALINDI.[9]  BU TÜRKİYE’DE BİR İLK.

Gerek Bodrum Yarımadası içme ve kullanma su sorunun yeraltı ve deniz suyu kaynakları ile çözülmesi,  yılda 20 milyon metreküp yeraltı suyu potansiyelinin ekonomik olarak kullanıma sunulabilecek olması ve gerekse projenin SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ tarafından da onaylanması ülkemiz açısından yeni ve yaratıcı çözümlerin önünü açmaktadır.

Yazının başında belirttiğimize sonunda da vurgu yaparak, tatlı su kaynaklarının giderek azalması, yeni teknolojik gelişmelerle enerji maliyetlerinin düşmesi deniz suyunu bir alternatif olarak gündeme getirmiştir. Üstelik bu yatırımın, kamu kaynakları kullanılmadan Büyükşehir Su İdarelerinin birim fiyatları esas alınarak da yapılması mümkün.

 

[1] https://tr.euronews.com/2025/08/05/izmirde-susuzluk-riski-bilincsiz-yer-alti-suyu-kullanimi-ve-vahsi-sulama-tehlike-arz-ediyo

[2] https://turkeyoutdoor.org/unep-arazi-bozulmasi-ve-kuraklik/

[3] Pablo Servigne ve Raphael Stevens,“Her Şey Nasıl Çökebilir”,Türkiye İş Bankası Yayınları,1. Basım Ekim 2024, s.6

[4] Age, s.41

[5] Deniz Suyundan Tatlı Su Eldesinin Teknik ve Ekonomik Analizi,  Muhiddin CAN* Akın B. ETEMOĞLU Atakan AVCI, Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt 7, Sayı 1, 2002

[6] Deniz Suyundan Tatlı Su Üretiminin Teknik ve Ekonomik Etüdü, Erkan Akdemir, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2009

[7] Bu soruyu Microsoft Copilot’a sordum ve tabloyu kendisi yaptı. Rakamlardaki hata yapay zekaya aittir.:)

[8] https://yesilgazete.org/rapor-kuresel-tatli-su-talebi-2030a-kadar-arzi-yuzde-40-asacak/

[9] https://www.milliyet.com.tr/ege/bodrumun-su-sorunu-cozuluyor-mugladan-turkiyeye-ornek-proje-7436148

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Gönen Orhan
Gönen Orhan

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Gönen Orhan
Gönen Orhan Su krizi, belediyeler ve otonom çözüm
Erdem Bağcı
Erdem Bağcı FED kararları ve resesyon beklentisi
Murat Aksoy
Murat Aksoy Ekonomi kötü, geçinemiyorum diyor Cumhur İttifakı’na oy veriyor…
Ali Kılıç
Ali Kılıç Kadın, yaşam, özgürlük: Mahsa’nın yankısı
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Ergenlikte mantık nereye gider?  
Armağan Öztürk
Armağan Öztürk Terörist İsrail Türkiye’ye saldırabilir mi?
Murat Paker
Murat Paker CHP üzerinden narsisizm, haset ve politik liderlik
Başak Yağmur Eray
Başak Yağmur Eray Biz ne yaşıyoruz, biz ne yapıyoruz?
Kübra Evliyaoğlu
Kübra Evliyaoğlu Gösteri toplumu: Yaşamı geri alabilir miyiz?
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
Hasan Çetin
Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı