MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Beyoğlu Kültürü 

ANA SAYFAKÜLTÜR SANATBeyoğlu Kültürü 
Beyoğlu Kültürü 

Beyoğlu ve Galata özellikle 19. Yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren yüksek bir hızla gelişmeye başlamış ve nüfusu artmıştır.

13 Mayıs, 2025, Salı 06:00
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Ayşe Övür
Ayşe Övür

Elbette gelenler kendi kültürlerini de bölgeye getirdi. Özellikle aileleriyle İstanbul’a gelen tüccarların okul, kilise, kasap, fırın gibi günlük hayatın ihtiyaçlarını da karşılamaları gerekiyordu. Artan nüfus sonucunda Beyoğlu’nda yaşam gittikçe zorlaşmaya başlayıp, düzensizleşince bölgede ticaret yapan isimler bir araya gelerek aynı Paris’te olduğu gibi modern belediyeciliğin başlaması için karar alırlar.

Beyoğlu ve Galata özellikle 19. Yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren yüksek bir hızla gelişmeye başlamış ve nüfusu artmıştır. Kuşkusuz bu gelişmenin temelinde Kanuni Sultan Süleyman ile başlayan kapitülasyonlar sayesinde bölgeye hızla yerleşen Fransız nüfusun artmasının da payı vardır. 16 Ağustos 1838 tarihinde Boğazdaki Baltalimanı semtinde imzalandığı için bu adı alan, Baltalimanı Anlaşması da Beyoğlu ve Galata tarihinde yeni ve çok önemli bir sayfa açmıştır. Çünkü bu anlaşmayla Osmanlı devleti İngiltere’ye bir dizi ekonomik imtiyaz sağlamıştır. Anlaşma, Osmanlı devleti ve İngiltere arasında imzalandığı halde kısa sürede pek çok Avrupalı devlet İngiltere’ye sağlanan ekonomik imtiyazlardan faydalanmaya başlamıştır. 

Bu çekici imtiyazlar nedeniyle Avrupa’dan pek çok küçük ve büyük işletme sahibi, sermayedarlar ticaret yapmak amacıyla İstanbul’a gelmiş ve Galata, Beyoğlu civarına yerleşmiştir. Böylece Baltalimanı anlaşmasının imzalanmasından sonra kısa süre içinde bölgeye gelen Avrupalı nüfusun sayısı daha da artmıştır. Elbette gelenler sadece sermaye sahibi zengin batılılar değildi. İçlerinde iş bulmak amacıyla gelen mühendislerden Avrupalı tüccarların yanında çalışma fırsatı arayan yoksul memurlara, işçilere kadar çok farklı kesimlerden yeni göçmenler bölgeye yerleştiler. Yapılan akademik çalışmalara göre Fransızca, İtalyanca ve Rumca başta olmak üzere 19. Yy da Beyoğlu çevresinde 28 farklı dil konuşuluyordu. 

Elbette gelenler kendi kültürlerini de bölgeye getirdi. Özellikle aileleriyle İstanbul’a gelen tüccarların okul, kilise, kasap, fırın gibi günlük hayatın ihtiyaçlarını da karşılamaları gerekiyordu. Bunlar içinde fırıncıların özel bir yeri vardır. Önceleri sadece Avrupalılara hizmet eden fırınların çıkardığı ekmek ve diğer hamur ürünlerini zamanla bölgede yaşayan Müslümanlara da hizmet vermeye başladı. Böylece bugün ekmek için kullandığımız “francala ekmek” tabiri de ortaya çıktı. 

Beyoğlu ve çevresine 19. Yüzyılda batıdan gelenlerin içinde kendi ülkelerinde dikiş tutturamamış onlarca kişi de vardı. Özellikle Marsilya’dan gemilerle kontrolsüz şekilde gelen gençler kendi aralarında gruplaşarak aileleri rahatsız etmeye başlayınca Osmanlı yönetimine şikayetler artmıştır. Mahallelerde artan huzursuzluk nedeniyle Osmanlı yönetimi bu duruma bir çare bulmaya çalışır. Sonunda Osmanlı Devleti o dönemde çok moda olan şekilde bu gençlerin Amerika’ya gitmeleri için çare arar. Gençler, Osmanlı Devletinden kendilerine New York’a giden buharlı gemiler için bilet almalarını ve cep harçlığı vermelerini ister. Osmanlı devleti bu istekleri karşılar ve sokaklarda sorun yaratan çok sayıda Marsilyalı genç İstanbul’dan ayrılır. 

Artan nüfus sonucunda Beyoğlu’nda yaşam gittikçe zorlaşmaya başlayıp, düzensizleşince bölgede ticaret yapan isimler bir araya gelerek aynı Paris’te olduğu gibi modern belediyeciliğin başlaması için karar alırlar. Osmanlı yönetimi de batılıların bu isteklerini olumlu şekilde karşılar. Böylece 1857 yılında 6. Daire olarak tarihe geçen Beyoğlu Belediyesi kurulur.  Belediyenin 6. Daire adını almasının nedeni Paris’te 6. Bölge olarak adlandırılan semtin o dönemin şartlarında modern bir yerleşim olması ve aynı modernliği İstanbul’a taşıma amacıdır. Aslında kentin farklı bölgelerinin de Beyoğlu örneğinde olduğu gibi isimlendirilerek modern belediyeciliğin tüm İstanbul’da başlaması niyetlenmiş ama bu ancak Cumhuriyetin ilanından sonra tam olarak gerçekleşmiştir. 

Kurulan 6. Daire yönetiminin büyük çoğunluğu batılı tüccarlar ve bankerlerden oluşmaktaydı. Başkanlığa batılılarla ilişkileri oldukça iyi olan Mehmet Kamil Bey getirildi. 6. Daire bölge için oldukça önemli hizmetlerde bulunmuş olsa da tarihi mezarlıkların kaldırılması gibi bazı kararları tartışmalıdır. 

6. Daire yönetiminin ilk yaptığı iş harita ve kadastro işlemlerini başlatmak olmuştur. Ardından sokakların temizlenmesi, güvenlik sağlanması, sokak isimlerini gösteren tabelaların asılması, adres sistemini kurması, sokak aydınlatmasının başlaması gibi önemli hizmetleri olmuştur.

  • Beyoğlu - 5 Beyoğlu - 5
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
BeyoğluGalataBaltalimanı Anlaşması

Yorum Yazın

Ayşe Övür
    Ayşe Övür

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yargının siyaset kıskacı ve Yeni Çözüm Süreci dengeleri
    Yavuz Saltık
    Yavuz Saltık Kültür ve sanat yoksunluğu: Görünmeyen uçurum
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Görünüşün gücü ve hakikatin çürüme ile imtihanı
    Ahmet Ziya Gökalp
    Ahmet Ziya Gökalp Gerçek, Anlatının Gölgesinde Kayboluyor
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Finans Alla Turca
    Fatih Öztürk
    Fatih Öztürk Türkiye Cumhuriyeti Demokrasisi’ni kurtarmak (3): Temsilcilerin azli
    İlter Turan
    İlter Turan Önceliklerimizi yeniden gözden geçirmek gerekiyor
    Sema Erder
    Sema Erder Dost/Düşman siyaseti ve yer değiştiren kimlikler
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Çerçioğlu'nun transferi ya da siyasetin 'sıfır'lanması
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı Türkiye'nin makroekonomik görünümü
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Zengezur kavşağı: İki lider, tek kader
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Teknoloji, pedagoji ve içeriğin kesişiminde ‘etkili öğretim’
    Ece Uğuz
    Ece Uğuz CHP ne yapıyor, ne yapmalı?
    Ali Arslan
    Ali Arslan Araştırma Üniversitesi yerine araştırma yapan akademisyen destek programına geçilmelidir
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Müzayede
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Yapay zeka, robotlar ve insanlık
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı