MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

21. Yüzyıl yazıları…

Ana SayfaSi̇yaset21. Yüzyıl yazıları…
21. Yüzyıl yazıları…

21. Yüzyıl yazıları…

15 Haziran, 2024, Cumartesi 04:50
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
"Enseyi karartmayın"Bugün arife… Sonra bayram…Uzun bir tatil başlıyor.Böyle zamanlarda iki adım geri gidip daha geniş bir perspektifle olup bitene bakmak iyidir.Charles Dikens’in dünyası olan Sanayi Çağı ile şimdi yaşanan sanayi sonrası dönemi kıyasladığınızda insanlığın umudunun hiç bitmeyeceğini görürsünüz.Umutları yitirmemek, nefes alamaz hale gelsek de insanlığın macerasındaki ağır sarsıntıları kalıcı kabul etmemektir.Teknoloji ve bilim en parlak çağlarından birini yaşıyor.Toplumsal değişim ise yalpalaya yalpalaya salınıyor.Avrupa Parlamentosu seçimleri, teknolojinin parlak gelişimine uyum sağlayamayanların göçmen korkusuyla da büyüyen öfkesini gösteriyor.Türkiye’de ise “köklü ve ilkeli değişimi” gündemden kaldırıp siyasetçiler arası diyaloglarla mevcut çürümeye makyaj yapılıyormuş gibi bir görüntü var.Çürümüş siyaset kurumu nedeniyle cehennemin kapılarını kapatamadığımız ve umut arayarak oyalandığımız bu ortamda, yaz sıcakları da bizi ayrıca kavurmaya başladı…İnsanlık doğaya aykırı davrandıkça doğa da insanlığı cezalandırıyor. Küresel iklim felaketleri hız kazanarak artıyor.Bu yaşama biçimini sürdürürsek ve bunun sonunda dünyanın sıcaklık artışı 2 derece ile sınırlı kalmazsa, karşılaşacağımız felaketler dünyayı yaşanılamaz bir yere çevirecek.Ama neyse ki dünyadan gelen bilim ve teknolojiyi içeren son haberler kötümserliğe çok da fazla imkân tanımıyor.
Avrupa Birliği'nde ilk kez tam bir ay boyunca yenilenebilir enerji kaynakları, diğer kaynaklara göre daha fazla enerji üretti. Bunun ilk kez olması, yeni bir çağın da başlamak üzere olduğu anlamına geliyor. Çünkü enerji kaynağı değişince dünya da kökten değişiyor.

YENİ BİR ÇAĞ BAŞLAMAK ÜZERE

Bunaltıcı, sığ ve insanı gerileten Türkiye’nin siyasal gündeminde yer almasa da Avrupa Birliği'nde rüzgâr ve güneşten üretilen enerji, bütün fosil yakıtlardan elde edilen enerji miktarını geçti. Avrupa Birliği'nde ilk kez tam bir ay boyunca yenilenebilir enerji kaynakları, diğer kaynaklara göre daha fazla enerji üretti. Bunun ilk kez olması, yeni bir çağın da başlamak üzere olduğu anlamına geliyor.Çünkü enerji kaynağı değişince dünya da kökten değişiyor.Sanayi devrimi de buharın enerji olarak kullanılması ile gerçekleşmedi mi?İlk kez klasik enerjinin yerini ciddi bir biçimde alternatif kaynaklar almaya başlıyor.Petrol ve kömür yerine güneş ve rüzgâr…Gelişmeler bununla da kalmadı… Bilim insanları, karanlıkta çalışabilen ve yağmurlu günlerde de güneşten güç alabilen güneş panelleri geliştirdi.Bu olağanüstü bir gelişme.Eskiden güneş panelleri, güneş ışığından enerji alıyor ve gün boyunca elektrik enerjisi üretiyor, geceleri veya hava bulutlu olduğunda ise çalışmıyordu.Dünyanın dört bir yanındaki bilim insanlarının bu sorunun üstesinden gelmek için geliştirdiği yeni çözümler sayesinde güneş enerjisi 24 saatlik bir güç kaynağına dönüştü.Bu yeni buluş, dünyanın net sıfır emisyona geçişinin de kapısını açıyor bir anlamda.Jeremy Rifkin, “Üçüncü Sanayi Devrimi” kitabında enerji kaynağının değişiminin nasıl yaşamı da değiştirdiğini şöyle anlatır:“Eski fosil yakıt enerjilerinin artan maliyetleri ile yenilenebilir enerjilerin azalan maliyetleri arasında giderek açılan fark, küresel ekonominin büyük bir değişimden geçmesi ve 21. Yüzyıl için yeni bir ekonomik paradigmanın ortaya çıkması için zemin hazırlıyor.”
Enerji kaynaklarının değişmesi, eski ile yeninin cenkleşmesi, toplumsal kasırgaların kopması, ülkelerin yapısal değişimler yaşaması demek.Ama statüko tahtını hiçbir zaman kolayından bırakmaz.

STATÜKO TAHTINI KOLAY BIRAKMAZ

Nasıl bir paradigma?“Güneş ve rüzgâr teknolojilerinin ticari anlamda büyümesi, kişisel bilgisayar ve internet kullanımının büyük oranda yaygınlaşmasını anımsatıyor.İlk kişisel bilgisayarlar 1970'lerin sonlarında kitlesel pazara sürülmüştü. 2008'e gelindiğinde sayıları bir milyarın üstündeydi.Aynı şekilde, internet kullanıcılarının sayısı 21. yüzyılın ilk on yılında ikiye katlandı, 2010'a gelindiğinde iki milyardan fazla kullanıcı vardı.Şimdi güneş ve rüzgâr tesisleri her iki yılda bir sayılarını ikiye katlıyor ve önümüzdeki 20 yılda kişisel bilgisayar ve internet ile aynı yolu takip edecek gibi görünüyorlar.”Enerji kaynaklarının değişmesi, eski ile yeninin cenkleşmesi, toplumsal kasırgaların kopması, ülkelerin yapısal değişimler yaşaması demek.Ama statüko tahtını hiçbir zaman kolayından bırakmaz.“Ancak, eski enerji sanayileri, en başta devletlerin enerji politikalarını şekillendirirken, onlara etki edebilen zenginler yüzünden güçlerini halen koruyor.Devlet ödenekleri ve adam kayırma biçimleri, yeni yeşil enerji sanayileri karşısında haksız bir avantaj sağlayarak miadı dolmuş enerji sektörünü suni olarak ayakta tutuyor.Petrol, kömür, gaz ve nükleer sanayileri, yeşil enerjilerin yükselişini istemeye istemeye kabul etmek zorunda kalsalar da küresel ekonomiyi yürütemeyecek kadar hafif ve yetersiz olduklarını ve en iyi ihtimalle fosil yakıtlara ve nükleer enerjiye bir ek görevi görebileceklerini öne sürüyorlar.Ancak bu iddiaları herhangi bir araştırmaya dayanmıyor.”Henüz bunu kullanabilecek düzeyde olmasak da biliyoruz ki bir saatlik güneş ışığı, küresel ekonomiyi bir yıl yürütecek enerji sağlayabiliyor.Devrim nedir?Enerji kaynağının değişmesidir.Mayıs ayı itibariyle yeni enerji kaynağı Avrupa’da ilk kez bir üstünlük sağladı.Güneş enerjisinden 24 saat yararlanma olanağı doğdu.Büyük bir devrimin kapısını açacak adımlar bunlar.Biz Türkiye’de bunu henüz yeterince fark edemesek de yaşam derinden ve hızlıca değişiyor…Yeni bir çağ ve yeni bir dünya yaklaşıyor.
Bugün de Büyük Umutlar’ın yazıldığı dönemleri andıran bir aralıktan geçiyoruz.Şimdi bambaşka bir çağın derin sancılarını yaşıyoruz.Acılar, derin adaletsizlikler, yerleşik olanın kaybolup yenisinin de ortaya çıkamadığı bir dönem.Dickens’in Londrası gibi…

DICKENS’IN LONDRASI GİBİ…

Aslında bu derin değişimin benzerini daha önce de yaşadık…Sanayi çağının başlangıcı da , çetin hayat koşullarının fırtınalı ortamıydı..Bu konular Dickens’ın eserlerinde sürekli olarak işlenir.Charles Dickens’ın insafsızlığını anlattığı Sanayi Devrimi, bir önceki çağa kıyasla insanlığa çok daha büyük bir zenginlik ve özgürlük getirdi.Büyük dönüşüm yıllarının başlangıcındaki derin toplumsal acılar, daha sonraki kuşaklara refah ve özgürlük olarak döndü.Bugün de Büyük Umutlar’ın yazıldığı dönemleri andıran bir aralıktan geçiyoruz.Şimdi bambaşka bir çağın derin sancılarını yaşıyoruz.Acılar, derin adaletsizlikler, yerleşik olanın kaybolup yenisinin de ortaya çıkamadığı bir dönem.Dickens’in Londrası gibi…Çağ depremli ve huzursuz…Dünya çeşitli sorunlar yaşarken Türkiye de çürümeye pansuman tedbirleri aramakta…Gene de seçim sonuçları “ufuneti” aldı, umut kıpırtılarına hız verdi…Bugün arife… Sonra bayram…Uzun bir tatil başlıyor.Böyle zamanlarda iki adım geri gidip daha geniş bir perspektifle olup bitene bakmak iyidir.Charles Dikens’in dünyası olan Sanayi Çağı ile şimdi yaşanan sanayi sonrası dönemi kıyasladığınızda insanlığın umudunun hiç bitmeyeceğini görürsünüz.Umutları yitirmemek, nefes alamaz hale gelsek de insanlığın macerasındaki ağır sarsıntıları kalıcı kabul etmemektir.İyi tatiller, mutlu bayramlar.
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Siyasal dönüşüm ve muhalefet
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP’nin CHP’lilerle sınavı
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Savaşın gölgesinde: Madenler, hafıza ve satranç
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Yenilikçi Sınıf Projesi: Vizyoner bir başlangıç mı, ileriye taşınması gereken bir deneme mi?
    Özgür Çoban
    Özgür Çoban Aşırı sağın gölgesinde Alman yargısı 
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Duvarların ardına saklanan siyaset
    Emir Berke Yaşar
    Emir Berke Yaşar İthal bir şey: Homofobi
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Toplumun dışına düşenler, buraya!
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Geliyor gelmekte olan 
    Onur Saatlı
    Onur Saatlı Aşırı değerli TL, yüksek enflasyon ve Türkiye Turizmi: Ekonomi politikalarının sektörel etkiler
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Görünmez olmak: Hiçleşmek mi, hükmetmek mi?
    Gökhan Bozkurt
    Gökhan Bozkurt David Hume ve Epikuros Türkiye Futbol Ligi’ni izleseydi…
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı