MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

​​Savaşın ortasında bir kadın, bir yemin

Ana SayfaKültür Sanat​​Savaşın ortasında bir kadın, bir yemin
​​Savaşın ortasında bir kadın, bir yemin

Çoban köpeği gibi sahibini koruyan Azem’in, savaşın ortasında bir kadın olan Lea’nın, Filip’in, bu kişilerin birbirleriyle de olan ilişkisinin ve daha pek çok şeyin hikayesi Besa. Benim içinse, “Beni kurtaran/koruyan ordu değil Azem’di” diyen Lea’nın ayakları dünyaya sağlam basan hikayesi. Ayağındaki iplerle savaşa tutsak edilmiş bir kadının hikayesi.

26 Şubat, 2025, Çarşamba 03:10
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın

Besa’da karşımıza ilk olarak dil bilmenin verdiği güven duygusu çıkıyor. Filip savaşa gidecektir ve Lea ona yalnız kalsa da korkmadığını çünkü dil bildiğini söylüyor. Günümüzde de insanların özellikle de göçmenlerin/mültecilerin başlıca güvensizlik sebeplerinden biri dilsizlik.

21 Şubat Uluslararası Anadili Günü için… ​

Savaş, insandan daha fazla mı kutsaldır? Sevgi tanımı ne kadar değişebilir? Yeryüzünün neredeyse tüm koruma hikayelerinin ortaklığı namus şemsiyesi altında toplanmak mıdır? Bu kadarla da sınırlı değil. Besa, bu ve benzer ve hiç benzemeyen sorularla başbaşa bırakıyor izleyiciyi.

​Besa, yönetmen ve senaristliği Srđan Karanović’e ait 2009 yapımı Sırbistan filmi. Başrollerini, Predrag Miki Manojlovic, Radivoje Bukvic, Radivoj Knezevic, Iva Krajnc, Nebojsa Dugalic paylaşıyor. Kelime olarak, Arnavutların bozulması imkânsızyemini anlamında.

Filmin konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Arnavutlar’ın yaşadıkları köye atanan Sırp öğretmen Filip’ten başlamak yerinde olacaktır. Birinci Dünya Savaşı çıkınca savaşa katılacak olan öğretmen, eşi Lea’yı okulun Arnavut hademesi Azem’e emanet ederek gider. Arnavutların besa adını verdikleri yemin geleneğine göre Azem, emanetine ölesiye sahip çıkar. Bu sahip çıkma durumu Lea’yı sıksa da durumun değiştiği zamanlar da olur. Film, genel olarak Azem ve Lea’nın geçirdiği zaman çerçevesinde şekillenir. 

Annem, çocukluk anılarının birinde öğretmenlerinin akşamları pencereden evlerini dinlediğini ve Kürtçe konuşanları bir sonraki gün okulda dövdüğünü anlatmıştı. Okulda hem anadilini konuşamadığını hem de konuşulan dili anlamadığı için ifade problemi yaşadığını ve bu problemin getirdiği özgüven eksikliğini hala hissettiğini de eklemişti.

Besa’da karşımıza ilk olarak dil bilmenin verdiği güven duygusu çıkıyor. Filip savaşa gidecektir ve Lea ona yalnız kalsa da korkmadığını çünkü dil bildiğini söylüyor. Günümüzde de insanların özellikle de göçmenlerin/mültecilerin başlıca güvensizlik sebeplerinden biri dilsizlik. Bunun yanında anadilini konuşmanın yasak olduğu coğrafyaların dilsizliğe mahkum edilmiş insanlarında da aynı güvensizlik görülüyor. İnsanlar, çevreyle iletişim kuramadıkları için zorluk yaşıyorlarve hayattan soyutlanmış hissediyorlar kendilerini. Çeşitli zorbalıklara maruz kalmaları da cabası. 

Annem, çocukluk anılarının birinde öğretmenlerinin akşamları pencereden evlerini dinlediğini ve Kürtçe konuşanları bir sonraki gün okulda dövdüğünü anlatmıştı. Okulda hem anadilini konuşamadığını hem de konuşulan dili anlamadığı için ifade problemi yaşadığını ve bu problemin getirdiği özgüven eksikliğini hala hissettiğini de eklemişti. Lea ise, ayakları yere sağlam basan korkusuz bir kadın olarak karşımızda çünkü bahsettiğimiz özgüven duygusunun temelini dil bilmekten alıyor.

Lea’yı bu özgüven duygusu içinde gördüğümüz bir diğer yer ise savaşın tam ortası. Lea, ayağına bağlı iplerle savaşa tutsak edilmiş bir kadın ve bu tutsaklık aslında savaşın başka bir cephesi. Bu da bize bir kez daha kadının aslında savaş gibi toplumsal olaylar yaşanırken edilgen özne gibi görüldüğünü fakat bu durumdan en çok etkilenenin onlar olduğunun bir göstergesi.

Lea, besa yemini eden Azem’e emanet edilince onların bir aradalığından farklı sevgi tanımları olduğunu anlıyoruz. Lea, Azem’e karısını sevip sevmediğini sorduğunda Azem tabii ki sevdiğini çünkü onu koruduğunu ve onun karnını doyurduğunu anlatıyor. Lea içinse bunlar sevgi değil. Burada, birbirine emanet edilmiş iki farklı dışlanmışın dünyasına tanıklık ediyoruz. Öyle zamanlar geliyor ki Azem, Lea için canını ortaya koyduğunda bu kez onu kurtaran Lea oluyor. İşte tam da bu noktada birbirine emanet edilme durumu devreye giriyor.

Lea ve Azem arasındaki yoldaşlığın başka bir kanala akması besa yemini yüzünden mümkün olmasa da ete kemiğe bürünemeyen bir kutsal tutkunun yaşanmasının da önüne geçilemiyor. Örneğin Lea, hayatının ilk duasını vatanı korumaya giden kocası için değil kendisini koruyan Azem için ediyor. Burada film, savaşmak insanın sevdiği insandan kıymetli mi; gerçek savaş hangisi gibi sorularla baş başa bırakır izleyici. 

Kuşkusuz bu koruma, içine duygular da girince yerini namus hikayesine bırakıyor. Azem artık Lea’yı koruyan olmanın yanında kıskanan da bir adam. Lea’nın iradesi dahilinde olsa da başka bir erkekle münasebeti olmasına büyük tepkiyle yaklaşıyor. Bugün de öyle değil mi? Kadın “koruma” başlığı altında, namus hikayesiyle istenen boyunduruğa sokulabilir düşüncesi, ataerkinin yüzyıllardır değişmeyen manipülatif algısı demek.

Çoban köpeği gibi sahibini koruyan Azem’in, savaşın ortasında bir kadın olan Lea’nın, Filip’in, bu kişilerin birbirleriyle de olan ilişkisininve daha pek çok şeyin hikayesi Besa. Benim içinse, “Beni kurtaran/koruyan ordu değil Azem’di” diyen Lea’nın ayakları dünyaya sağlam basan hikayesi. Ayağındaki iplerle savaşa tutsak edilmiş bir kadının hikayesi.

KÜNYE

Yönetmen: Srdjan Karanovic 

Senaryo: Srdjan Karanovic 

Oyuncular: Predrag Manojlovic, Iva Krajnc, Radivoje Bukvic. 

Süre: 1 saat 46 dakika

  • Jeffrey Hatcher‘ın "Bir Picasso, Lütfen" oyunundaki biyografik izler Jeffrey Hatcher‘ın "Bir Picasso, Lütfen" oyunundaki biyografik izler
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
21 Şubat Uluslararası Anadili GünüBesaPredrag ManojlovicIva KrajncRadivoje Bukvic

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Murat Aksoy
Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
Tunay Şendal
Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
Mehmet Hasgüler
Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
Ali Kılıç
Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
Hakan Şahin
Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
Buse Ayazma
Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
Mesut Balcan
Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
tanpınar haber altı
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı