MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Venedik’in son maskesi: Bezos’un Düğünü, kentin geleceği ve gerçek sahipleri

Ana SayfaKültür SanatVenedik’in son maskesi: Bezos’un Düğünü, kentin geleceği ve gerçek sahipleri
Venedik’in son maskesi: Bezos’un Düğünü, kentin geleceği ve gerçek sahipleri

Bezos’un düğünü sona erdi. Işıklar söndü, gondollar iskeleye bağlandı, San Giorgio Adası bir kez daha sessizliğe gömüldü. Ama şehir unutmaz.

30 Haziran, 2025, Pazartesi 06:00
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Serap Mumcu
Serap Mumcu

Venedik bir sahneye dönüştükçe, içerik yerini görüntüye bırakıyor. Filozof Massimo Cacciari’nin de işaret ettiği gibi, bu tür bağışlar sembolik jestler olmaktan öteye geçmiyor. Şehir, evet, büyük bir törenle yeniden dünya gündemine taşındı. Ama bu gösteri, içinde yaşayanlara ne verdi?

Sahne Açılıyor: Işıklar, Gondollar ve Sessiz Seyirciler

Bir Venedik Düşünde Gelin Olmak

Venedik’te bir yaz romantizminde evlenmek, dünya üzerinde belki de milyonlarca insanın hayalini süsler. Hayatımın uzun yıllarını bu şehirde geçirmiş bir akademisyen olarak, ben de bu romantizmin payını aldım. 2018 yılının Eylül ayında, benim için çok özel ve son derece keyifli bir günde, Venedik’te evlendim.

İtalya’da gelenek gereği, gelinin ikameti neredeyse düğün de orada olurmuş. Evlenirken öğrendiğim bu bilgi beni çok mutlu etmişti. Kendimi ilk kez bu kadar “Venedikli” hissetmiştim. Şehrin en romantik salonlarından biri olan Palazzo Cavalli’de, nikâh memurunun karşısına geçtiğim o anlar, kalbimin sesini bastıracak kadar heyecanlıydı.

Binadan çıkarken üzerimize konfetiler ve pirinç taneleri atıldı. Bolluk ve bereket bizimle olsun diye… Krem rengi sade gelinliğim ve el çiçeğimle, o an kendimi adeta Venedikli bir kontes gibi hissediyordum. Şehrin sokaklarında yürürken, gelenek olduğu üzere “viva gli sposi!” diye tezahürat yapan Venedikliler, bu düşü daha da gerçek kılıyordu.

Şehir beni romantizmiyle sarıp sarmalarken, davetliler arasında yer alan Türk arkadaşlarım “Ayol biz düğüne geldik, oynamayacak mıyız?” deyip açtılar Erik Dalı’nı. Rialto’nun göbeğinde başladık oynamaya! Ardından, kutlama için seçtiğimiz restorana doğru yürümeye başladık. Mekânı benden başka kimse bilmeyince çiçeğimi havaya kaldırıp “Takip edin beni!” dedim ve gelin olarak, düğünümde 70 kişilik davetliyi arkamdan sürükledim. Gerçek anlamda rehberlik ettiğim, unutulmaz bir andı bu.

Düğünden bir gün önceyse, gelenekleri gözeterek güzel bir kına gecesi yapmıştık. Türkiye’de evlenen pek çok arkadaşımın bile bu kadar geleneksel bir tören yapmadığını düşünüyorum. Gelin ağlatma merasimine kadar her ritüeli yaşadık. After party ise, San Giovanni e Paolo meydanındaki evimizin önündeki banklarda oldu. Üstelik gelenlerin çoğu birbirini tanımıyordu; ama saatler süren partinin ardından herkes birbiriyle dost olmuştu. Hatta o gece tanışıp hâlâ görüşen arkadaşlarım var.

Eşimin isteğiyle Venedik’teki nikâhın ardından, ailesinin yaşadığı şimdiki kasabamızda, yüksek bir tepenin zirvesine kurulmuş kırmızı renkli bir kilisede dini nikâh kıyıldı. Sessiz, doğayla iç içe, samimi bir atmosferdi. Milyonlarca dolar harcamadık belki Jeff Bezos gibi ama bu düğün, benim için çok daha kıymetliydi.

Şimdi gelelim bütün dünyanın konuştuğu Bezos’un düğününe…

Geçtiğimiz günlerde Venedik, bir başka düğünle dünya sahnesine çıktı. Jeff Bezos’un üç gün süren görkemli töreni, şehrin hem tarihî hem de estetik kodlarını baştan sona yeniden kurgulayan bir gösteriye dönüştü. Kilise töreni için Madonna dell’Orto gibi turist yoğunluğunun uzağında, mahremiyet sunan bir mekân seçilmişti. Ana tören San Giorgio Maggiore Adası’nda, kapanış galası ise Arsenale’ye taşındı. Bu mekânları iyi tanıyorum. Yıllar önce Misericordia’da Türkiye’den gelen aristokrat kökenli bir ailenin düğününde İngiliz bir turizm firmasının talebiyle “hoş geldiniz” ekibindeydim. Aynı organizasyonda Arsenale Nord da kullanılmıştı. Bu tür etkinliklerin sahne arkasını bilen biri olarak söyleyebilirim ki, bu işler artık başlı başına bir sektör haline geldi.

Organizasyonda çalışan herkes, normal bir işten kazanacağının birkaç katı gelir elde eder. Mekânlar öylesine büyülü bir biçimde düzenlenir ki, şehir adeta baştan yaratılmış gibi olur. Bu gösteride şehri yaşamak değil, şehri temsil etmek ön plandadır. Bezos’un düğünü de tam olarak bunu yaptı. Peki ama bu gösterinin perde arkası neye işaret ediyor?

Venedik’te hâlâ yaşayan yaklaşık 48 bin kişi için bu tür törenlerin kazandırdığı “gelir” soyut bir kavramdan ibaret. Bezos’un yaptığı 50 milyon dolarlık bağış ve yatırımın gündelik yaşama nasıl yansıdığı meçhul. Şehrin merkezindeki evler, artık neredeyse tamamen turistlere kiralanıyor. Ben bir dönem 800 Euro kira ödeyerek yaşadığım evin üst katını bıraktığımda, orası ikiye bölünmüş ve kişi başı 1850 Euro’ya kiraya verilmişti. Çünkü günlük kiralama modeli, uzun vadeli kiracıdan çok daha kârlı.

Venedikliler, artık turisti “gelir” olarak değil, yaşam alanlarını daraltan bir etken olarak görüyor. Yerel halkın terk ettiği her sokağı bir turist dolduruyor. “No Space for Bezos” pankartları sadece bir düğüne değil, bu dönüşüme karşı sessiz bir çığlık aslında.

Benim için Palazzo Cavalli’de kıyılan sade bir nikâh, Rialto’da oynanan Erik Dalı, kendi çiçeğimle rehberlik ettiğim yürüyüş ve sokaktaki Venediklilerin içten “viva gli sposi” tezahüratı paha biçilmezdi. Bezos’un milyon dolarlık düğünü elbette etkileyici sahneler sundu. Ama gösteri bittiğinde geriye ne kaldı?

Veneto Eyaleti Başkanı Luca Zaia, eleştirileri yanıtlamakta gecikmedi. “O hâlde kimse gelmesin, Paris’te, Londra’da evlensinler. Venedikliler istemiyor diye bu kadar cömert bağış yapan insanları mı üzelim?” diyerek düğüne sahip çıktı. Bu açıklama da gösterdi ki mesele yalnızca bir düğün değil; kültür, sınıf, şehircilik ve siyaset düzleminde de farklı pozisyonların bir yansımasıydı.

Gösteri Bittiğinde Geriye Ne Kaldı?

Bezos’un düğünü sona erdi. Işıklar söndü, gondollar iskeleye bağlandı, San Giorgio Adası bir kez daha sessizliğe gömüldü. Ama şehir unutmaz. Venedik, her gösteriden sonra ardında ne kaldığını hafızasında taşır. Bu defa ardında bütün dünyaya sesini duyuran bir sitem kaldı.

Venedik’in merkezinde, sokaklarında ve meydanlarında "No Space for Bezos" yazılı pankartlar açıldı. Aktivistler, bu gösterinin şehrin kültürel dokusuna değil, onu satın alma gücüne hizmet ettiğini haykırdı. Extinction Rebellion üyeleri, sahte bir Bezos heykelini kanallarda yüzdürerek şehrin sembolik özelleştirilmesine karşı ses yükselttiler. San Marco Meydanı’nda düzenlenen “sahte düğün” performanslarında “1% dünyayı mahvediyor” sloganları atıldı. Bütün bu gösteriler elbette içinde oldukça büyük bir sistem eleştirisini de getirdi, Venedikliler bu sefer sessiz bir ayin yerine getirmeyi değil adeta kapitalizmin çarkları arasında yaşadığı o sıkışmışlığın etkisiyle dalgalara karşı bir konum almayı tercih etti.

Bazı eylemciler, düğünün ilk planlandığı mekân olan Misericordia çevresini sembolik olarak kapatmaya çalıştı. Kanallarda şişme timsahlarla su yolu trafiğini yavaşlattılar. Güvenlik önlemleri nedeniyle etkinlik Arsenale’ye kaydırıldı. Bir şehir, kendi sokaklarında bir organizasyona yer bulamaz hale geldi.

Protestoları bastırmak için polis müdahale etti. Gözaltına alınan aktivistler oldu. Bazılarına “yetkisiz gösteri” suçlaması yöneltildi. Sessizce yaşamak isteyen şehrin sesi, bir günlüğüne duyulmak istendiğinde yine bastırıldı.

Bezos’un 50 milyon dolarlık bağışı basında geniş yer buldu. Ancak bu paranın şehirde kimlerin hayatına temas ettiği hâlâ belirsiz. Evet, bazı yapılar restore edilecek, kimi vakıflar destek görecek. Ama kira ödeyemediği için Mestre’ye taşınmak zorunda kalan genç bir Venedikli için bu bağışın gerçek bir karşılığı yok. Ya da doğduğu sokakta bir zamanlar yalnızca kürek seslerinin yankılandığı sabahlarda, artık turist motorlarının gürültüsüyle uyanan yaşlı biri için…

Venedik bir sahneye dönüştükçe, içerik yerini görüntüye bırakıyor. Filozof Massimo Cacciari’nin de işaret ettiği gibi, bu tür bağışlar sembolik jestler olmaktan öteye geçmiyor. Şehir, evet, büyük bir törenle yeniden dünya gündemine taşındı. Ama bu gösteri, içinde yaşayanlara ne verdi?

İtalya’da bu düğün sadece magazin sayfalarında kalmadı. Özellikle Venedikliler arasında, bu kadar cömert bir bağış karşılığında şehir sahici bir kazanç mı elde etti, yoksa bir kez daha vitrine mi dönüştü, sorusu çokça tartışıldı. Veneto Eyaleti Başkanı Luca Zaia, eleştirileri yanıtlamakta gecikmedi. “O hâlde kimse gelmesin, Paris’te, Londra’da evlensinler. Venedikliler istemiyor diye bu kadar cömert bağış yapan insanları mı üzelim?” diyerek düğüne sahip çıktı. Bu açıklama da gösterdi ki mesele yalnızca bir düğün değil; kültür, sınıf, şehircilik ve siyaset düzleminde de farklı pozisyonların bir yansımasıydı. Tartışma programlarında sağ siyasetin bu tür etkinliklere onay verdiği, solun ise şehir belleğini ve yerel halkı savunarak karşı çıktığı açıkça görüldü.

Gösteri sona erdi. Geriye kalan birkaç başlık, birkaç göz kamaştırıcı kare ve bir o kadar da unutulmuş insan sesi. Venedik hâlâ burada... Ama bu kez kendi yorgun gölgesinde, biraz daha sessiz, biraz daha düşünceli.

Bu arada merak edenler için: 900 saatte dikilen gelinlikten özel jetlerle gelen Hollywood ünlülerine, Bezos’un eski eşiyle şimdiki eşi arasındaki magazin karşılaştırmalarına kadar her detayın izini süren onlarca sayfa var. Onların işini onlara bırakalım. Çünkü bu yazının derdi ne kaç metrelik bir duvak ne de kimlerin konuk olduğu...

Burada anlatılan, bu şehrin belleği.

Burada sorulan, çok daha derin bir soru:

Biz bu şehri nasıl terk ediyoruz ve Venedik, bizim ardımızdan neyi hatırlıyor?

  • Miken Sanatı Miken Sanatı
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
VenedikFilozof Massimo CacciariJeff BezosVeneto Eyaleti Başkanı Luca Zaia

Yorum Yazın

Serap Mumcu
Serap Mumcu

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Eser Karakaş
Eser Karakaş 30 Haziran davası üzerinden ülkenin makus talihi
Yüksel Işık
Yüksel Işık Kaosun karşısında, umudun yanında 
Murat Kartalkaya
Murat Kartalkaya Azgın küresel iştah!
Serap Mumcu
Serap Mumcu Venedik’in son maskesi: Bezos’un Düğünü, kentin geleceği ve gerçek sahipleri
Hasan Bülent Kahraman
Hasan Bülent Kahraman 27 Mayıs 1960 Darbesine Yeni Bakışlar (3)
Reha Çamuroğlu
Reha Çamuroğlu Yine mi CHP?
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Zenginliğin illüzyonu 
Murat Aksoy
Murat Aksoy Kılıçdaroğlu CHP’yi “devlet”le barıştırmak istiyor olabilir mi?
Fahri Bakırcı
Fahri Bakırcı CHP’de parti disiplini üzerine
Başak Yağmur Eray
Başak Yağmur Eray Butlan, hırs ve meşruiyet: Bir siyasi müdahale anatomisi
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel Bölgedeki gelişmeler ve CHP üzerindeki baskı
Buse Ayazma
Buse Ayazma Ama kafası nasıl güzel (!)
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik Hindistan’ın Orta Doğu’daki diplomatik yükselişi
Tunay Şendal
Tunay Şendal Muhalefetin ontolojik ve pratik rolü
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Yolda olmak: Türkiye’den İsveç’e bisikletin sosyolojisi
Bilal Sambur
Bilal Sambur Düşünmek olarak ‘din’
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Dante bugün Türkiye’de olsaydı: Cehennem katmanları ve Araf’ta bekleyenler
Tuğba Arslan
Tuğba Arslan Yaşar Kemal’in Anadolu sarısı
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy Deneme türünün doğuşu - Montaigne'in hikayesi
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın Bir beyitin gölgesinde
Devrim Barış Çelik
Devrim Barış Çelik Genel başkanlık makamı ve siyasal terbiye üzerine
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Olumlama yap senin de olsun
Tuğba Yıldırım
Tuğba Yıldırım Büyükada’nın iki yüzü: Huzurun gölgesinde kalabalık
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı