MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Yıldız’ın CHP yanılgısı 

Ana SayfaSi̇yasetYıldız’ın CHP yanılgısı 
Yıldız’ın CHP yanılgısı 

Bugünkü siyasi iklimde Türkiye’de siyasi partileri, ‘sol-sağ’ olarak tanımlamak ne anlamlı ne de açıklayıcıdır. Bu bağlamda Türkiye'de siyasi partilerin konumlarını ‘statüko-değişim’ aksından konumlandırmak daha anlamlı ve açıklayıcıdır. 

27 Mayıs, 2025, Salı 07:30
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Murat Aksoy
Murat Aksoy

AKP’nin devletçiliğe hapsolduğu dönem CHP’nin tam tersi yönde devletçilikten uzaklaşıp toplumla tanışması, toplumsal sorunları keşfetmesi ve o sorunları siyasete taşımaya soyunduğu dönemdir ve bu, bugün de devam etmektedir. Yani bugün CHP, Yıldız’ın iddiasının aksine toplumsal talepleri siyasete taşıyan, siyasi alanının genişlemesini hedefleyen değişimci bir partidir.  

Yazıya uzun bir alıntı ile başlayalım. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız aşağıdaki mesajını Sosyalist Enternasyonel toplantısı bağlamında CHP ve lideri Özel’i eleştirmek için yazmış. Üstelik referans olarak da İdris Küçükömer’i almış. 

Birlikte okuyalım; “Daha önce X’te yaptığım paylaşımda ne yazmıştık: Prof. Dr. İdris Küçükömer, 70’li yıllarda İstanbul Üniversitesi’nden tanıdığım ‘yabancılaşma’ kavramı üzerine yazdığı yazılar çok ses getirmiş bir entelektüel bir iktisat filozofuydu. Birçok eserinde CHP’nin tek parti dönemi boyunca kitleler üzerinde kurduğu ağır baskıyı anlatır:

‘CHP ve ona bağlı Batıcı bürokratlar halkla ters düşmüşlerdir. Bütün tarihi boyunca bürokrasinin partisi olan, askeri bürokrasinin darbe girişimlerine çoğu zaman tam destek veren CHP’nin 1960‘ların ikinci yarısında benimsediği sol söylemin gerçekle hiç ilgisi olmamıştır. Batıcı bürokratik zümrenin partisi CHP sanılanın aksine ilericilik niteliği taşımaz.”

Kuşkusuz Küçükömer, Türkiye’deki siyasi yelpazeyi (sağ-sol)analizi bağlamında yazığı yazılarla özgün birisidir. Onun sağ ve sol üzerine düşünceleri klasik okumanın dışında kabul edilebilir. 

Bu konudaki temel tezini kabaca; “Türkiye’de sol zannedilen hareket aslında sağdır.” şeklinde özetlemek mümkündür. Küçükömer, CHP ve  Kemalist elitleri halktan kopuk, tepeden inmeci bir anlayışla hareket ettikleri için “sol” değil, “bürokratik sağ” olarak tanımlar.

Küçükömer’i tezi üzerine tartışma her zaman yapılabilir.  Ancak eğer Yıldız, yukarıdaki tespiti bugünkü CHP ve Özer için yapıyorsa açık ifade edelim ki, büyük yanılgı içindedir.

CHP’yi, eksikliklerini ve yapması gerekenleri bağlamında sıkça eleştirenlerden biriyim. Ama şu çok açık ki, bugünkü CHP Yıldız’ın eleştirilerini hak eden bir parti değil. Yıldız’ın Küçükömer’den referans verdiği CHP, tek parti dönemi ya da 1993’ten yeniden açılan Baykal liderliğinde CHP için de bu eleştiriler haklı olabilir. Ama Ecevit’in başında olduğu 1972-78 dönemi ve 2010’dan 2023’e kadar Kılıçdaroğlu ve sonrasında Özel’in liderliğindeki CHP, Yıldız’ın Küçükömer referansı ile tanımladığı parti değildir. 

Yani CHP’de birbirinden farklı dönemlerde, farklı ideolojiler ve siyaset yapma tarzları oldu. Ve bu açıdan CHP, bu süreklilik içinde bir bütün olarak sol ya da sosyal demokrat parti de olmadı. Bu en iyimser haliyle ancak bir temenni olabilir.

Bugünkü siyasi iklimde Türkiye’de siyasi partileri, ‘sol-sağ’ olarak tanımlamak ne anlamlı ne de açıklayıcıdır. Bu bağlamda Türkiye'de siyasi partilerin konumlarını ‘statüko-değişim’ aksından konumlandırmak daha anlamlı ve açıklayıcıdır. 

SOL-SAĞ DEĞİL DEĞİŞİM-STATÜKO 

Diğer yandan bugün siyasi partilerin siyasi yelpazedeki konumları konusunda onları solcu ya da sağcı olarak tariflemek de ne kadar anlamlıdır tartışılır. 

Bugün mevcut CHP’yi Yıldız’ın eleştirilerinin tersine sosyal demokrat parti olarak tanımlamak teorik olarak mümkün olsa da;bugünkü siyasi iklimde Türkiye’de siyasi partileri, ‘sol-sağ’ olarak tanımlamak ne anlamlı ne de açıklayıcıdır. 

Bu bağlamda Türkiye'de siyasi partilerin konumlarını ‘statüko-değişim’ aksından konumlandırmak daha anlamlı ve açıklayıcıdır.

Bunun nedeni gerek Türkiye'deki devlet-toplum ilişkisinin asimetrik yapısı gerekse 2018’den hayata geçen ve devlet toplum ilişkisini devlet lehine daha da asimetrik hale getiren Türk Tipi Alaturka Başkanlık Sistemi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir. 

Devlet lehine olan bu asimetrik yapının en temel sonucu -ideolojik temelli, dar tabanlı küçük partileri bir kenarda tutarsak-, kitle partilerinin olduğu alanda büyük harfle ‘SİYASET’in olmamasıdır. 

Yani küçük harfle ‘siyaset’ devletin çizdiği alanda, devletin izin verdiği aktörlerin uğraşı olmuş ve ‘Siyaset’i devlet elitleri yani bürokrasi yapmıştır. Bu ‘Siyaset’in sınırlarını toplumsal talepler değil, devletin belirlediği öncelikler belirlemiştir. 

Bu açıdan siyasal meşruiyetlerini devletten alan, devletin çizdiği alanda siyaset yapan partilerin isimleri farklı olsa da, siyasal olarak ortak keseni ‘statüko’dur. Bunu ‘sağ’ olarak tanımlamak doğal olarak mümkündür. 

Bu açıdan Küçükömer’in bu dönem için yaptığı kavramsallaştırma ve açıklama anlamlıdır. 

Statüko karşısında toplumu sahiplenen, toplumsal talepleri siyaseten temsil etmeye, toplumun gerçek sorunlarının siyasal alana taşıyan partiler, bu yönleri ile ‘değişim’ci partiler olarak ‘sol’cudur. 

Bu bağlamda AKP’nin ilk on yılı toplumsal talepleri siyasete taşıyan, Türkiye’nin temel sorunları konusunda inisiyatif alan bir parti olarak değişimci bir partidir. Ve o dönem sadece bu yönü ile ciddi devlet baskısı ile karşı karşıya kalmıştır. Ancak aynı partinin son 14-15 yılı ise önce devletle tanışan sonra devletçiliğe hapsolan statükocu partiye dönüşümdür. AKP’nin bu siyasi savruluşunda anahtar olan parti, MHP; lider ise Bahçeli’dir.  

DEĞİŞİM/YENİLENME KOŞULLARI

AKP’nin devletçiliğe hapsolduğu dönem CHP’nin tam tersi yönde devletçilikten uzaklaşıp toplumla tanışması, toplumsal sorunları keşfetmesi ve o sorunları siyasete taşımaya soyunduğu dönemdir ve bu, bugün de devam etmektedir. Yani bugün CHP, Yıldız’ın iddiasının aksine toplumsal talepleri siyasete taşıyan, siyasi alanının genişlemesini hedefleyen değişimci bir partidir. 

CHP’nin bu hedefin başarılı olması ise; 

1. ‘AKP/Erdoğan karşıtlığı’ üzerine inşa edilmiş siyaseten uzak durmak,

2. Hak ve özgürlükler, toplumsal taleplerin siyasete taşınmasının temsilcisi olmak, 

3. Evrensel sol değerleri özümseyen yerli bir siyaset dili geliştirmek,

4. Kuruluş aşamasında yeterince başarılamayan kültürel, etnik ve dinsel çoğulculuğa kucak açmak, 

5. Kendini sol tanımlayan parti ve kurumlarla sorun temelli işbirliği geliştirmek, 

6. Geçmişe, kuruculuk dönemi dahil hiçbir önyargı olmadan eleştirel bakabilmek,

7. Son olarak bütün bunları zihnen içselleştirmiş genç bir kadro ile yola devam etmesine bağlıdır. 

Yazıya Feti Yıldız’ın CHP’ye yönelik eleştirileri ile başladık. Onunla bitirelim. Yıldız’ın CHP’ye hasrettiği eleştiriler, esas olarak bugün MHP’nin de dahil olduğu Cumhur İttifakı için yapmak yanlış olmayacaktır.

  • Öncelik anayasa mı, demokratikleşme mi? Öncelik anayasa mı, demokratikleşme mi?
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Cumhuriyet Halk PartisiCHPMHP Genel Başkan Yardımcısı Feti YıldızSosyalist Enternasyonel

Yorum Yazın

Murat Aksoy
Murat Aksoy

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Yeliz’in top atışları: Soğuk Savaş’tan kalma ucuz taktikler
Reha Çamuroğlu
Reha Çamuroğlu İktidar medyası 
Bilal Sambur
Bilal Sambur Kabilecilikle barış olur mu?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Çelik Gülersoy’un sıra dışı kamusal alan deneyimi 
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy Venüs'e bakmak Zühre'yi görmek
Murat Aksoy
Murat Aksoy Top şimdi iktidarın sahasında
İlter Turan
İlter Turan Aşırı seçkin üretimi sorun yaratabilir
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz PKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler
Fatih Öztürk
Fatih Öztürk Yargısal Aktivizm: Yargı eliyle siyaseti şekillendirirken Robert Justin Lipkin’i okumak ve Ran Hirschl’i dinlemek
Serap Mumcu
Serap Mumcu Yunan Sanatı’na giriş
Nazlı Akyüz
Nazlı Akyüz Bir koridordan fazlası: Zengezur hattında Rusya-Azerbaycan gerilimi
Erdem Bağcı
Erdem Bağcı 2025 yıl sonu için beklenen riskler
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya PISA 2025 ile Eğitimin yeni rotası: İklim okuryazarlığı ve geleceğin sorumlu vatandaşları
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Büyüyünce ne olacaktın
Mehmet Akif Koç
Mehmet Akif Koç Modern İran nesrinin sosyalist-Türk öncüsü: Gulam-Hüseyin Sâedî
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı