MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Yeni Avrupa normali: Mülteciler için toplama kampları ve hızlı sınır dışı  

Ana SayfaDiş Poli̇ti̇kaYeni Avrupa normali: Mülteciler için toplama kampları ve hızlı sınır dışı  
Yeni Avrupa normali: Mülteciler için toplama kampları ve hızlı sınır dışı  
24 Ekim, 2024, Perşembe 07:10
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Özgür Çoban
Özgür Çoban

AB'nin göç yönetiminde attığı adımlar, düzensiz göçle mücadelede yeni bir aşamaya işaret ediyor. Sınır dışı süreçlerinin hızlandırılması ve üçüncü ülkelerdeki toplama kamplarının devreye girmesi, Avrupa’nın göç politikalarında köklü değişikliklere neden olabilecek yeni dinamikler.

Türkiye kamuoyu, iktidarın gündem değiştirme aksiyonlarından bunalmış ve artık nefes alamaz haldeyken, bıkkınlık, yorgunluk, mutsuzluk ve umutsuzluk tavan yapmışken Avrupa'da da bazı gelişmeler, değişiklikler oluyor. Bunların da kayıt altına alınması önemli zira politika ve toplumsal psikolojiye içkin bu değişikliklerin önemli bölümü olumlu ya da umut vadeden türden değil maalesef. Mesele şu, Türkiye gibi bu derece içine doğru kırılmış bir ülke için yaşanabilecek en büyük tehlikelerden biri örneğin, dış dünya ile temasın azalması olabilir. Dış dünyayı sağlıklı bir şekilde takip imkânı olmadığı için "İsrail'in Türkiye'ye saldırmak üzere olduğuna" ya da "bir gece ansızın Yunanistan'ın işgal edilebileceğine" ikna olan, bu türden propaganda zırvalarına inanan milyonlar yaratabilir ve buradan yükselen duyguları gönlünüzce yağmalayabilirsiniz.

Aslına bakarsanız bu propaganda zırvalarına ilişkin Avrupa'da da durum pek farklı değil. Fazla değil bundan 5 yıl önce "fantezi" ve "distopya" olarak adlandırılan birçok şey içinde bulunduğumuz şu zaman diliminde gerçekleşiyor. Örneğin, İtalya'nın faşist diktatör Mussolini hayranı, neonazi başbakanı Giorgia Meloni, artık tüm AB'ye yol gösteren yeni bir "Duce" olma yolunda hızla ilerliyor. Öyle ki kendisi, Avrupa'yı yeniden toplama kampları kurmaya ikna etmek üzere. Meloni'nin Arnavutluk'ta, İtalya'ya kaçak yollardan girmeye çalışan sığınmacıları yerleştirmeyi düşündüğü toplama kampları, bugün tüm AB ülkelerine "örnek model" olarak sunuluyor. Peki bunu sunma işini kim yapıyor? Meloni hayranı Avrupa Komisyonu Başkanı Alman muhafazakâr politikacı Ursula von der Leyen. Von der Leyen, Meloni'nin yeni toplama kampı projelerini öve öve bitiremiyor.

İTALYA’NIN FAŞİST PLANI TÜM AVRUPA’DA KISKANÇLIKLA İZLENİYOR

Bununla da kalmıyor. İtalya'nın toplama kampları kurulmasını içeren ilişkin faşist planı, Von der Leyen'in yanı sıra neredeyse tüm Avrupa'da büyük bir hayranlık ve kıskançlıkla izleniyor. Örneğin, Hollanda da aynısını yapmak için Uganda ile görüşüyor, Finlandiya Rusya sınırına çitler çekiyor ve yukarıda da belirttiğimiz gibi Ursula von der Leyen bu konuda resmi açıklamalar yaparak, İtalya'yı örnek gösteriyor. El País gazetesinde geçenlerde okuduğum bir makale, Avrupa'nın giderek sağcılaşmasını, "Toplumlar giderek daha acımasız hale geliyor ve kayıtsızlığımızın sonucu daha şiddetli ve zalim bir toplum olacak" sözleriyle değerlendiriyordu. Acımasızlığın beslendiği en yıkıcı ideolojinin faşizm olduğunu belirtmeye gerek yok sanıyorum. Almanya'da küresel katil Adolf Hitler iktidarı ele geçirdikten sonra yandaşları, sosyalistleri ve Yahudileri aşağılayıp, ülkeden göçe zorlamak için güçlü bir müshil olan Hintyağı içirip o insanları sokaklarda altlarına pisleye pisleye dolaşmaya zorluyorlardı. Acımasızlık böyle bir şeydi işte. Bunların yeni versiyonlarının bahse konu, sözde adı "iltica merkezleri" olan bu kamplarda sahneye konulmayacağının garantisini kim verebilir?

Bununla birlikte Von der Leyen, bir yandan toplama kamplarının propagandasını yaparken diğer yandan "sınır dışı edilmeyi kolaylaştıracak" bir yasa hazırlığında olduklarını ifade etti. AB üyesi ülkelerin düzensiz göçle mücadelesinde önemli bir gündem maddesi haline gelen sığınmacıların sınır dışı edilmesi ve üçüncü ülkelerde iltica merkezlerinin kurulması, Avrupa'nın göç politikalarındaki gerilimleri ve yeni strateji arayışını açık bir şekilde gözler önüne seriyor. Son dönemde, özellikle İtalya'nın Arnavutluk'ta açtığı iltica merkezleri (toplama kampları), göç krizinin yönetimi konusunda yeni bir yöntem olarak dikkati çekiyor. Bu kapsamda, Avrupa Birliği (AB), yıllardır devam eden sığınmacı akınına çözüm bulmak için çeşitli politikalar geliştirmiş olsa da özellikle Orta Doğu kaynaklı 2015'teki büyük göçün birliğe üye ülkeler arasındaki dayanışma duygusunu epeyce yıprattığı söylenebilir. Bu konuda, ülkeler arasında "göçmenlerin paylaşımı", "sınır güvenliği" ve "sığınma süreçleri" gibi meselelerde ciddi anlaşmazlıklar yaşandı, yaşanıyor. Göç krizi sırasında Almanya gibi ülkeler daha insancıl bir politika izlerken, Macaristan ve Polonya gibi ülkeler ise daha katı sınır önlemlerine başvurdu.

Zaman içinde sığınmacıların entegre olmakta zorlanmaları, yerleşik kültürle karşılıklı olarak gerilim yaşamaları nedeniyle birçok ülke, sınır dışı sürecinin hızlandırılmasını ve göçmenlerin gelişinin engellenmesini savunmaya başladı. Bu bağlamda, Von der Leyen'in sınır dışılara ilişkin yeni bir yasa üzerinde çalışıldığını açıklaması, Avrupa medyasında epeyce ilgiyle karşılandı. Fransız Le Monde gazetesi, AB'nin sığınmacıların iltica başvurularını hızla değerlendirme ve kabul edilmeyenleri daha çabuk sınır dışı etme yönünde aldığı kararı,  "dönüm noktası" olarak değerlendirirken, The Guardian'da yayımlanan bir analizde, hızlandırılmış sınır dışı uygulamalarının bireysel hakları ihlâl edebileceği ve birçok sığınmacının riskli ülkelere gönderilebileceği uyarısında bulunuldu. Bu arada, göç yönetimi politikalarının insan haklarıyla dengelenmesi gerektiğini savunanlar da seslerini yükseltmeye başladı. Dengelenmesi gerekiyor da neofaşistler bu derece güçlenmişken ve demokrasi üzerinde baskıyı artırırken bu "insan hakları" meselesi, "denge" falan nasıl olacak bir bilen olduğunu sanmıyorum. İnsan hakları ve neofaşizm... Bunlar yana yana pek bir komik duruyor öyle değil mi?

Avrupa'nın sığınmacı politikasında hızla değişen dinamikler, şu anda ülkelerde bulunan ve beklemede olan sığınmacıların geleceği konusunda belirsizliklerin artmasına da neden oluyor. AB, bir yandan göçmenlerin kabul ve entegrasyon süreçlerini hızlandırırken, diğer yandan geri gönderme mekanizmalarını güçlendirmek istiyor.

GERİ GÖNDERME MEKANİZMALARI GÜÇLENDİRİLMEK İSTENİYOR

Von der Leyen'in bahsettiği yeni yaklaşım, diğer bir yönüyle sığınmacıların AB sınırları içerisine girmeden iltica başvurusunda bulunmalarını sağlayarak, ülkeler üzerindeki baskıyı azaltmayı amaçlıyor. Corriere della Sera gazetesi, İtalya'nın Arnavutluk'ta toplama kampları kurulmasına ilişkin stratejisinin, düzensiz göçü kontrol altına almak için atılmış önemli bir adım olabileceğini belirtirken, çok sayıda politika uzmanı bu tür merkezlerin sığınmacıların haklarını ve hayatlarını riske atabileceğini öne sürüyor. Şu aşamada, Avrupalı politikacılar arasında sığınmacıların haklarını falan düşünen olduğunu pek sanmıyorum. Onlar, "ülkelerde yaşanan tüm sorunların yegâne kaynağı" olarak gördükleri mültecilerden bir an önce kurtulmayı istiyorlar, o kadar. 

Diğer yandan, Avrupa'nın sığınmacı politikasında hızla değişen dinamikler, şu anda ülkelerde bulunan ve beklemede olan sığınmacıların geleceği konusunda belirsizliklerin artmasına da neden oluyor. AB, bir yandan göçmenlerin kabul ve entegrasyon süreçlerini hızlandırırken, diğer yandan geri gönderme mekanizmalarını güçlendirmek istiyor. Bu görüntü, AB’nin göç politikalarının büyük bir sınav ve kaosla karşı karşıya olduğu anlatıyor aslında. Özellikle ekonomik krizler, iklim değişikliği ve siyasi istikrarsızlık gibi küresel etkenlerin göçü artıracağı göz önüne alındığında, mevcut politikaların uzun vadeli çözüm üretip üretemeyeceği tartışmalı. Bazı siyaset uzmanları, sığınmacıların geri gönderilmesi süreçlerinin hızlandırılmasının ve üçüncü ülkelerdeki toplama merkezlerin devreye girmesinin, göç krizine kısa vadeli çözümler sunabileceğini ifade etseler de uzun vadede, bu politikaların etkili olup olmayacağının ciddi bir şekilde sorgulanması gerekiyor. Burada dikkat edilmesi gereken, iltica başvurusunda bulunan insanların haklarının ve yaşamlarının korunması, adil bir süreç geçirmeleri ve güvenli bölgelere gönderilmeleri gibi meseleler olmalı. 

Sonuç olarak, AB'nin göç yönetiminde attığı adımlar, düzensiz göçle mücadelede yeni bir aşamaya işaret ediyor. Sınır dışı süreçlerinin hızlandırılması ve üçüncü ülkelerdeki toplama kamplarının devreye girmesi, Avrupa’nın göç politikalarında köklü değişikliklere neden olabilecek yeni dinamikler. Özellikle insan hakları örgütlerinin eleştirileri ve yukarıda da değindiğim Avrupa basınında yer alan endişeler, bu politikaların ileride nasıl bir yöne evrileceğine dair önemli ipuçları sunuyor. Şu aşamada, Avrupa ülkeleri açısından bu göç meselesinin sulh yoluyla çözülebileceğine dair bir belirti bulunmuyor. Çözüm önerileri daha çok aşırı sağcı perspektifin etkisiyle, "ülkeleri göç ve göçmenden arındırmak" fikri üzerine bina ediliyor. Buradan yola çıkarak yaşlı kıtada huzur inşa etmek mümkün olabilir mi?

  • Muhafazakârlar ve aşırı sağ: Almanya'da bulanıklaşan ideolojik sınırlar Muhafazakârlar ve aşırı sağ: Almanya'da bulanıklaşan ideolojik sınırlar
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Avrupa BirliğiABGöçmenMeloniİtalyaUrsula von der LeyenGeri Gönderme MErkezleri

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Özgür Çoban
Özgür Çoban

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Murat Aksoy
Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
Tunay Şendal
Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
Mehmet Hasgüler
Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
Ali Kılıç
Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
Hakan Şahin
Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
Buse Ayazma
Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
Mesut Balcan
Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
tanpınar haber altı
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı