MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Trump ve Çin arasında AB: Olası çatışma alanları

Ana SayfaDiş Poli̇ti̇kaTrump ve Çin arasında AB: Olası çatışma alanları
Trump ve Çin arasında AB: Olası çatışma alanları
21 Kasım, 2024, Perşembe 07:38
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Özgür Çoban
Özgür Çoban

İlk döneminde AB'ye adeta kök söktüren, dengesiz ruh halini diplomatik ilişkilere de yansıtan aşırı sağcı Trump'ın başkanlığında, AB'yi yeni dönemde de pek çok sıkıntı bekliyor. Bizzat Trump tarafından planlı şekilde NATO’nun zayıflatılması, demokrasi düşmanı faşistlerin cesaretlendirilmesi ve Çin ile ilişkiler perspektifinde transatlantik ticaret savaşının yeniden başlatılması yeni dönemde öne çıkacak sorunlardan başlıcaları olacaktır.

Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) bir sonraki başkanı olması beklenen Donald Trump'ın ilk dönemine hazırlıksız yakalanan Avrupa Birliği (AB), ikinci döneme de maalesef ters ayakta yakalandı. İlk döneminde AB'ye adeta kök söktüren, dengesiz ruh halini diplomatik ilişkilere de yansıtan aşırı sağcı Trump'ın başkanlığında, AB'yi yeni dönemde de pek çok sıkıntı bekliyor. Bizzat Trump tarafından planlı şekilde NATO’nun zayıflatılması, demokrasi düşmanı faşistlerin cesaretlendirilmesi ve Çin ile ilişkiler perspektifinde transatlantik ticaret savaşının yeniden başlatılması yeni dönemde öne çıkacak sorunlardan başlıcaları olacaktır.

Donald Trump, seçim sürecinde katıldığı bir tv programında AB'yi çok sert eleştirmiş, "AB adeta mini Çin. Bizim hiçbir şeyimizi satın almıyorlar. Arabalarımızı almıyorlar, tarım ürünlerimizi almıyorlar.  ABD ve AB arasındaki ticaret açığı giderek büyüyor" demişti. Görünen o ki yeni dönemde ABD ve AB arasında paradokslar, sürprizler ve kafa karışıklarıyla dolu bir ilişki yaşanacak. Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola da bunun farkında olacak ki ABD ile ilişkilere yönelik geçenlerde, "ABD'ye karşı eşit bir duruş sergilenmesi ve herkes için 'kazan-kazan' durumu olduğunu iyi anlatmak gerekiyor" dedi. Bu sözlerden, AB yöneticilerinin Trump'ın o cehalet ve kibir kokan tavırlarıyla yine kendilerini aşağılamaya çalışacağından bir hayli çekindikleri anlaşılıyor.

Bununla birlikte Trump’ın seçimden zaferle çıkmasının, Avrupa için "iyi haber" olmadığı açık bir şekilde ortada. Trump'ın zamane faşistlerinin ağızlarından hiç eksik etmedikleri telaffuzu süslü ama içi boş "Önce Amerika" sloganı etrafında şekillenecek politikasının; transatlantik, ekonomik ve politik sonuçları yakın zamanda görülecektir. Bunların yanında Avrupa, derinleşme riski barındıran ABD-Çin ticaret savaşında arada kalma riskiyle de karşı karşıya bulunuyor. Transatlantik ilişkilerin ciddi şekilde gerilmesi ihtimali, Avrupa’yı oldukça sıkıntılı bir süreçte yakaladı. Avrupa ekonomilerinin inovasyon, yatırım ve üretkenlik konularında ABD ve Çin’in gerisinde kaldığı bu dönemde ayrıca, birliğin iki lokomotifi Almanya ve Fransa, aşırı sağın güçlenerek demokrasiyi zorlaması nedeniyle siyasi krizler de yaşıyor. Yani AB, Trump'ın ilk dönemine göre daha dağınık bir görüntü sergiliyor ve tabiri caizse "kaos" içerisinde debeleniyor. Bununla birlikte daha da kötü olan şu ki AB, birinci Trump döneminde sahip olduğu Alman politikacı Angela Merkel benzeri özgürlük ve demokrasiyi güçlü bir şekilde destekleyen politikacılardan da yoksun. 

Trump yönetiminin Çin'e karşı daha agresif bir pozisyon belirlemesi durumunda, AB’nin bu "orta yolcu" tutumu ABD ile arasında gerilimlere neden olabilir ki Trump'ın ilk döneminde zaten tam da böyle olmuştu.

ÇİN MESELESİ

Öte yandan, ekonomik veriler Çin'in, AB’nin en büyük ticaret ortaklarından biri olduğunu gösteriyor. Ancak burada da bir başka sorun ortaya çıkıyor. AB, Çin'i sadece "ekonomik ortak" değil aynı zamanda "ticari rakip" olarak da görüyor. Çin’in devlet destekli güçlü şirketlerine yönelik, Avrupa pazarlarındaki rekabet avantajının yok edilmesi ve insan hakkı ihlâlleri gibi konularda ciddi endişeler taşıyan AB yine de Çin ile ticari dengeyi koruma kararlılığıyla hareket ediyor. Bu ekonomik projeksiyon, Çin’i dışlamayı değil daha dengeli bir ilişki tesis edilmesi ilkesini benimsiyor. Tam bu noktada, Trump yönetiminin Çin'e karşı daha agresif bir pozisyon belirlemesi durumunda, AB’nin bu "orta yolcu" tutumu ABD ile arasında gerilimlere neden olabilir ki Trump'ın ilk döneminde zaten tam da böyle olmuştu. Bu nedenle, Trump’ın başkanlığı sırasında ABD’nin Avrupa ile ilişkileri ciddi şekilde gerilmişti. NATO’nun finansmanı, ticaret dengesizlikleri ve ABD’nin uluslararası anlaşmalardan çekilmesi gibi konular, transatlantik ittifakını zayıf düşürmüştü.

AB ve Trump arasındaki ilişki sistematiği, yukarıda da ana hatlarıyla resmetmeye çalıştığımız arızalı zemine oturursa neler yaşanabilir? Trump, Avrupa’nın Çin ile ticari ilişkilerini sert bir şekilde azaltmasını talep edebilir. Ancak, vurguladığımız üzere Avrupa ülkeleri için Çin piyasası vazgeçilmez bir ihracat kapısı. Örneğin Almanya, özellikle otomotiv ve makine sektörlerinde Çin ile güçlü ticari bağlara sahip. Bu bağların kesilmesi, Avrupa ekonomisini derinden etkileyebilir. Bununla birlikte ABD, yine AB’den Çin'e yönelik Uygur Türkleri ve Hong Kong’daki insan hakları ihlallerine karşı daha güçlü yaptırımlar talep edebilir ancak Avrupa, bu tür yaptırımların ekonomik çıkarlarına zarar verebileceğini düşündüğü için daha temkinli davranacaktır. Sıkıntı üstüne sıkıntı anlayacağınız. Görülen o ki AB'nin yönetici kadrosunun epeyce kıvrak ve esnek davranması gerekeceği bir dönem yaklaşıyor.

AB, yeni dönemde hem Çin ile ilişkilerini korumak hem de ABD ile stratejik ortaklığını sürdürmek için karmaşık bir denge politikası oluşturmak zorunda kalabilir. Ancak, bu süreçte AB’nin "stratejik özerkliği"ni güçlendirmesi, kendi uzun vadeli çıkarlarını koruması için kritik önem taşıyor.

DENGE POLİTİKASI

Tüm bunlara ek olarak, Trump’ın yeni döneminde, Brüksel koridorlarında Çin ve ABD arasında dengeyi kurmak için bazı yeni stratejiler gündeme gelebilir. Örneğin, AB "stratejik özerklik" hedefini daha da sağlamlaştırmak isteyebilir. Bu politikanın özünde, AB’nin kendi çıkarlarını önceleyerek, ABD ve Çin ile ilişkilerini dengelemesi ilkesi de yer alıyor. Bu politikanın, yeni dönemde oldukça detaylandırılması ve daha işlevsel hale getirilmesi tartışmaya açılacaktır mutlaka. Trump'ın baskısından kurtulmak isteyen AB, yeni ticari ortaklar arayışına da girecektir. Bu bağlamda AB, Çin’e olan ekonomik bağımlılığı azaltmak için Hindistan, ASEAN (Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği) ülkeleri ve Latin Amerika ile daha güçlü ticari ilişki arayışına girebilir. Bunun işaretleri gelmeye başladı. Örneğin, Almanya bir süre önce Filipinler ve Brezilya sağlık alanında personel transferi anlaşması imzalamıştı.

Sonuç olarak; AB, yeni dönemde hem Çin ile ilişkilerini korumak hem de ABD ile stratejik ortaklığını sürdürmek için karmaşık bir denge politikası oluşturmak zorunda kalabilir. Ancak, bu süreçte AB’nin "stratejik özerkliği"ni güçlendirmesi, kendi uzun vadeli çıkarlarını koruması için kritik önem taşıyor. Trump yönetiminin baskısına rağmen, AB’nin bağımsız ve çok taraflı bir diplomasi izlemesi, küresel düzende daha güçlü bir aktör olarak yer almasına yardımcı olabilir ancak bu süreç, AB üyesi devletler arasındaki politik uyumu sağlamayı da gerektiriyor doğal olarak. İşin "uyum" ile ilgili bu aşaması meselenin en sıkıntılı kısmını oluşturuyor bana göre. Trump ve Putin fanatiği neofaşistler oldukça güçlenmişken, kıta politikasını domine eder hale gelmişken bu uyumu sağlamanın bir hayli güç olacağı görülüyor. Politik varlıklarını Trump ve Putin ikilisine adayan kıta faşistleri, muhtemelen bu denge sağlama meselesini ellerinden geldiğince engellemeye çalışacaklardır. Faşistlerin, bu süreçte Avrupa'yı dünya faşistlerinin kutup yıldızları olan Trump-Putin ikilisinin güdümüne sokmak için çabalayacaklarını da göreceğiz muhtemelen. Avrupalı faşistlerin önde gelenlerinden Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın, neofaşist Almanya için Alternatif'in yöneticilerinin, Fransız faşist Marine Le Pen ve diğerlerinin Trump'ın zaferinden sonra attığı sevinç çığlıkları, Brüksel'dekilerin kulaklarını epeyce rahatsız tırmalamıştır. Bu tabloda, Trump, Putin ve faşistler arasında sıkışacak AB'nin; demokrasisini, saygınlığını ve stratejik konumunu koruyabilmek için epeyce çaba sarf edeceği bir dönem başlıyor.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
ASEANÇinABDTrumpNATOAvrupa Birliği

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Özgür Çoban
Özgür Çoban

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Murat Aksoy
Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
Tunay Şendal
Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
Mehmet Hasgüler
Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
Ali Kılıç
Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
Hakan Şahin
Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
Buse Ayazma
Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
Mesut Balcan
Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
tanpınar haber altı
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı