MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Orta gelir tuzağı: Türkiye\'nin makus talihi mi?

ANA SAYFAGENELOrta gelir tuzağı: Türkiye\'nin makus talihi mi?
Orta gelir tuzağı: Türkiye\'nin makus talihi mi?
25 Ağustos, 2024, Pazar 07:48
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu
yazı içi reklam

Orta gelir tuzağı, hızlı ekonomik büyüme yaşayan ve düşük gelirli bir ülkeden orta gelirli bir ülkeye dönüşen bir ülkenin, bu seviyede takılıp kalması ve yüksek gelirli statüye geçememesi durumudur. Türkiye, bu sorunu çok uzun yıllardır yaşıyor. Faiz, enflasyon ve cari açık sarmalına takılıp gidiyoruz. Bu arada, en değerli varlığımız olan nitelikli insan gücümüzü gelişmiş ülkelere kaptırıyoruz. Türkiye'nin makus talihi değişebilir mi? Elbette. Ama bu, ancak gerçekçi ve cesur adımlarla mümkün.

Türkiye, onlarca yıldır süregelen bir döngünün içinde sıkışıp kalmış durumda: Orta gelir tuzağı. Bu kavramı, "gelişemeyen ülkeler kulübü" olarak adlandırabiliriz. Peki, bu kaderi değiştirmek mümkün mü? Türkiye, gerçek bir refah ülkesi olabilir mi? Bu sorunun cevabı, sadece ekonominin değil, toplumun ve siyasetin de büyük değişimlerle yüzleşmesine bağlı.

Türkiye’nin içinde bulunduğu bu durum, Cumhuriyet tarihinin neredeyse her döneminde tartışıldı. Ancak şimdi daha kritik bir aşamadayız. Dünyanın dört bir yanında fırtınalar koparken, biz de bu fırtınaların etkisiyle savruluyoruz. Ukrayna-Rusya Savaşı, İran-İsrail gerilimi, ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz kararları... Bunlar, sadece dışsal etkenler gibi görünebilir. Ama gerçek şu ki, bu gelişmeler Türkiye'nin borçlanma yükünü ve petrol gibi temel emtia fiyatlarını doğrudan etkiliyor. Ve biz içeride, en temel yapısal reformları bile hayata geçirmekte zorlanıyoruz.

Her on yılda bir, Türkiye olarak umudumuzu tazeledik. Bir hamle yaptık, zenginler kulübüne katılmak için duvarı aşmaya çalıştık. Ama ne oldu? Güney Kore, İspanya, Polonya gibi ülkeler bu duvarı aşıp başarıya ulaştı. Bizse her seferinde duvara çarptık. Şimdi ise İsrail ve Vietnam gibi ülkelerin yükselişini hayretle izliyoruz. Onlar bu tuzağı aşarken, biz neden yerimizde sayıyoruz?

Bazılarınızın itiraz ettiğini duyar gibiyim. "Lüks restoranlar, mağazalar tıklım tıklım. Bodrum, Alaçatı yabancılar için bile pahalı ama Türkler burada tatil yapıyor, paralar saçılıyor." Bu gerçekten bir zenginlik mi? Hayır, bu sadece gelir dağılımının ne kadar bozuk olduğunu gösteriyor. Türkiye’de yaratılan servetin yüzde 40’ı, nüfusun yüzde 1’inin elinde. 2021 Eylül'ünden sonra Türkiye’nin makro ekonomik dengeleri hızla bozuldu. Negatif faize erişebilen ayrıcalıklı bir kesim, yüksek enflasyon ortamında daha da zenginleşti. Sonuç mu? Daha fazla şatafat, daha fazla gösteriş, ama gerçek zenginlik değil. Sadece sofraya konulan yemeği bazılarının daha fazla yediğini ve şişmanladığını görüyoruz.

Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir, 2023 yılında 12.475 ABD doları olarak ölçüldü. Bu rakamla dünyada 72. sıradayız. Aynı yıl, kişi başına düşen gelirde orta gelir seviyesi 14 bin dolar olarak belirlendi. Bu seviyeyi aştığımızda zengin ülkeler arasına gireceğiz. Ama 21. yüzyılda hala bu tuzağa takılmış durumdayız.

21. YÜZYILDA HALA BU TUZAĞA TAKILMIŞ DURUMDAYIZ

Bir ülkenin zenginliği, o ülkenin bir yılda ürettiği mal ve hizmet toplamıyla ve bundan kişi başına düşen payla ölçülür. Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir, 2023 yılında 12.475 ABD doları olarak ölçüldü. Bu rakamla dünyada 72. sıradayız. Aynı yıl, kişi başına düşen gelirde orta gelir seviyesi 14 bin dolar olarak belirlendi. Bu seviyeyi aştığımızda zengin ülkeler arasına gireceğiz. Ama 21. yüzyılda hala bu tuzağa takılmış durumdayız.

Orta gelir tuzağı, hızlı ekonomik büyüme yaşayan ve düşük gelirli bir ülkeden orta gelirli bir ülkeye dönüşen bir ülkenin, bu seviyede takılıp kalması ve yüksek gelirli statüye geçememesi durumudur. Türkiye, bu sorunu çok uzun yıllardır yaşıyor. Faiz, enflasyon ve cari açık sarmalına takılıp gidiyoruz. Bu arada, en değerli varlığımız olan nitelikli insan gücümüzü gelişmiş ülkelere kaptırıyoruz. Artık kapsamlı ve iddialı bir kalkınma programına ihtiyacımız var. Bu program sürdürülebilir, eşitlikçi ve yeşil bir ekonomi inşa etmeyi hedeflemeli.

Türkiye'nin makus talihi değişebilir mi? Elbette. Ama bu, ancak gerçekçi ve cesur adımlarla mümkün. Haftaya orta gelir tuzağının nedenlerini ve bu tuzaktan nasıl çıkabileceğimizi detaylı bir şekilde ele alacağım. Şimdi, bu yazı bir başlangıç olsun. Tartışmayı sürdürelim ve Türkiye'nin kaderini birlikte değiştirelim.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorumlar

yorum avatar

İki bin üç yüz yıl önce feneriyle dürüst insan arayan, zorlanan Diyojen, bugün ülkesinin siyasal, ekonomik, eğitim yönden "cesur adımlar atan, gerçeğe tutkulu yöneticiler arardı" sanırım.Beğeniyle okuduğum bilgilendiğim yazı derin derin düşündürdü, üzüldüm...Teşekkürler sayın Bozoğlu....

gülseren alçı

26-08-2024 20:01

yorum avatar

Tuzağı kuran kim? Bu tuzağın işbirlikçileri kim? Sorunun, nedenlerini bulmadan çözüm üretmek zor.

Ergün Bakacak

25-08-2024 13:32

yorum avatar

Ev sahipleri mağdur... TBK 347 kiracıya 12 yıl ev tahsis eden madde kiracı lehine 3⃣ yılla (2+1) sınırlanmalıdır. 3 yılın sonunda taraflar yeni sözleşme imzalamalı, aksi takdirde konut 1 ay içinde boşaltılmalıdır. - Kira davaları İSTİNAFTAN MUAF tutulmalıdır. NET!

Melih

25-08-2024 13:30

yorum avatar

Ev sahipleri mağdur... TBK 347 kiracıya 12 yıl ev tahsis eden madde kiracı lehine 3⃣ yılla (2+1) sınırlanmalıdır. 3 yılın sonunda taraflar yeni sözleşme imzalamalı, aksi takdirde konut 1 ay içinde boşaltılmalıdır. - Kira davaları İSTİNAFTAN MUAF tutulmalıdır. NET!

Melih

25-08-2024 13:29

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Terörist İsrail Türkiye’ye saldırabilir mi?
    Murat Paker
    Murat Paker CHP üzerinden narsisizm, haset ve politik liderlik
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Biz ne yaşıyoruz, biz ne yapıyoruz?
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Gösteri toplumu: Yaşamı geri alabilir miyiz?
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP yönetiminin hiç mi suçu yok?
    Hasan Çetin
    Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
    Sema Erder
    Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
    Akın Özçer
    Akın Özçer Yanlışta ısrar
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı