MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Kazak Bozkırlarında Zamanın Tanıklığı: Kazakistan’ın sessiz gücü ve Türk Dünya’sının geleceği

ANA SAYFADIŞ POLİTİKAKazak Bozkırlarında Zamanın Tanıklığı: Kazakistan’ın sessiz gücü ve Türk Dünya’sının geleceği
Kazak Bozkırlarında Zamanın Tanıklığı: Kazakistan’ın sessiz gücü ve Türk Dünya’sının geleceği

Sessiz bozkırlarında doğan umut, bugün yalnızca Kazak halkının değil, tüm Türk Dünyası'nın ortak kaderine ışık tutuyor.

09 Mayıs, 2025, Cuma 03:17
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Ali Kılıç
Ali Kılıç

Türkiye ile Kazakistan arasında imzalanan yüksek düzeyli stratejik anlaşmalar; sadece iki ülkenin değil, tüm Türk Dünyası'nın geleceğini şekillendirmeyi hedefliyor. Dış politikadan savunmaya, ulaştırmadan tarıma, siber güvenlikten yükseköğretime uzanan iş birliği alanlarında atılan adımlar, önümüzdeki dönemin temel taşı niteliğinde.

1991 yılının soğuk bir Aralık sabahı, Almaata’nın geniş bulvarlarında Sovyet döneminden kalma bayraklar sarkıyor, sessizlik içinde devrilen bir imparatorluğun gölgesi bozkıra düşüyordu. O sabah, bir gazeteci olarak oradaydım. SSCB’nin dağılmasıyla Kazakistan bağımsızlığını ilan etmişti. Tanıklık ettiğim, yalnızca bir devletin kuruluşu değil; aynı zamanda bir halkın kendi ismini yeniden yüksek sesle söyleme cesaretiydi.

Aradan geçen 35 yıl boyunca defalarca döndüm o topraklara. Her dönüşümde değişen bir Kazakistan buldum ama değişmeyen bir şey vardı: Bu ülke, sükûneti içinde derin bir kararlılıkla geleceğe yürüyordu.

Sessiz Güç ve Devlet Aklının İstikrarı

Kazakistan’ı Orta Asya’da özgün kılan yalnızca jeopolitik konumu ya da enerji kaynakları değil; aynı zamanda sessiz ama istikrarlı bir devlet aklıdır. Nazarbayev döneminden bu yana kurgulanan bu yapı, krizlerden uzak durmaya çalışan bir diplomasi ile içeride kontrollü bir dönüşüm sürecini birlikte yürüttü. 2022’deki toplumsal hareketler, halkın beklentilerini ve yeni kuşağın vizyonunu gözler önüne serdi. Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in reformları da bu sürecin bir parçası olarak değerlendirilmeli.

Bugün, Almaata sokaklarında hâlâ o ilk bağımsızlık sabahının izleri var. Ama artık sahnede, teknolojiyi iyi kullanan, dünya ile entegre, kimliğinin farkında bir gençlik var. Bu dönüşümün arka planında güçlü üniversiteler ve aydınlık vizyonlar yatıyor. El Farabi Üniversitesi, Turan Üniversitesi ve Ahmet Yesevi Üniversitesi gibi kurumlar bu süreçte öncü roller üstleniyor.

Çok Kutuplu Diplomasinin Merkezi: Rusya, Çin, Türkiye ve Ötesi

Kazakistan, Rusya ile tarihsel bağlarını sürdürürken, bu ilişkiyi artık bir vesayet yapısından ziyade stratejik ortaklık düzeyine taşımış durumda. Çin ile yürütülen Kuşak ve Yol girişimi kapsamındaki projeler, Batı ile enerji diplomasisi alanında geliştirilen çok taraflı ilişkiler, ülkenin çok kutuplu bir dış politika vizyonunu temsil ediyor.

Bu denklemin belki de en duygusal boyutu Türkiye ile olan ilişkiler. 1991’den bu yana süregelen kardeşlik hukuku, eğitim burslarından kültürel projelere, savunma sanayisinden ticarete kadar her alanda daha da derinleşti. Türk Devletleri Teşkilatı’nın ruhunu da bu gönül bağları oluşturuyor.

Ortak Miras: Dilden Kültüre, Farabi’den Altınsarin’e

Kazakistan yalnızca doğal kaynaklarıyla değil, insan sermayesiyle ve kültürel mirasıyla da Orta Asya’nın yıldızıdır. Bu topraklarda doğup, ilmin ışığını insanlığın hizmetine taşıyan Farabi; sözüyle çağları aşan Jambıl Jabayulı ve çağdaş Kazak edebiyatının temellerini atan Ibıray Altınsarin ile Ilyas Zhansugurov gibi şahsiyetler, Kazakistan’ın sadece geçmişi değil, geleceği açısından da yol göstericidir.

Dillerin, dinlerin ve etnik yapıların bir arada yaşama becerisi, Kazakistan’ın en kıymetli stratejik avantajıdır. Bu çok katmanlı toplumsal yapının Sovyet sonrası dönemde çatışmaya sürüklenmeden dönüştürülmesi, derin bir siyasal sabır ve kültürel bilinçle açıklanabilir.

Ulaştırmadan Enerjiye, Alfabe Birliğinden Türk Devri’ne

Türkiye ile Kazakistan arasında imzalanan yüksek düzeyli stratejik anlaşmalar; sadece iki ülkenin değil, tüm Türk Dünyası'nın geleceğini şekillendirmeyi hedefliyor. Dış politikadan savunmaya, ulaştırmadan tarıma, siber güvenlikten yükseköğretime uzanan iş birliği alanlarında atılan adımlar, önümüzdeki dönemin temel taşı niteliğinde.

Özellikle Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu ve Orta Koridor üzerinden artan yük taşımacılığı, Türk Dünyası'nın fiziksel bağlarını güçlendiriyor. Ulaştırma Ortak Eylem Planı ve Semerkant Zirvesi’nde imzalanan Uluslararası Kombine Yük Taşımacılığı Anlaşması, bu sürecin diplomatik altyapısını oluşturuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vurguladığı gibi, “dil birliği” bu entegrasyonun ruhudur. Alfabe birliği konusu yalnızca teknik değil, stratejik bir meseledir. Türk Dünyası'nın geleceği için ortak tarih kadar ortak alfabe de gereklidir.

Zamanın Tanığı Olmak

Otuz beş yıl önce bir haberin peşindeydim, şimdi bir halkın hikâyesine tanıklık ediyorum. Kazakistan artık genç bir devlet değil; özgüvenli, olgun ve çok yönlü bir aktör. Sessiz bozkırlarında doğan umut, bugün yalnızca Kazak halkının değil, tüm Türk Dünyası'nın ortak kaderine ışık tutuyor.

Bozkırın rüzgârı hâlâ serin esiyor. Ama artık içinde korku değil; bilgelik, direnç ve özgüven taşıyor.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
KazakistanTürk Dünyası

Yorum Yazın

Ali Kılıç
Ali Kılıç

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel Yoksulluk tırmanıyor
Murat Aksoy
Murat Aksoy Meydan siyaseti, promter/mesaj siyasetine karşı
Tunay Şendal
Tunay Şendal Türkiye’nin sosyo-kültürel sınıf çizgileri
Deniz Tarım
Deniz Tarım Öğretme ve öğrenme üzerine...
Osman Erden
Osman Erden Almanya- İsrail ilişkileri ve kültür sanat alanında ifade özgürlüğü (2)
Seda Aktaş
Seda Aktaş Hegemonik söylem altında kadın emeği: Ekonomik gerçeklikten ideolojik kurguya
Bilal Sambur
Bilal Sambur İnsanlığın güruhlaşması ve küresel ahmaklık
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik Kızıldeniz’de perde arkası güç kayması: Çin ve Rusya Batı’ya meydan okuyor
Deniz Nas
Deniz Nas Liberal demokrasinin sonu mu: İttifakların gölgesinde liberaller
Aydan Bakan
Aydan Bakan Yazının şeytanı
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Provokasyonların sigortası sürecin toplumsallaşması
Gönen Orhan
Gönen Orhan CHP'li Belediyelere operasyon neden kaçınılmaz?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Farklı bir kamusal alan deneyimi açısından Yetimhane eşi benzeri olmayan bir fırsat
Başak Yağmur Eray
Başak Yağmur Eray Sovyetler’den AKP’ye: Çöküş mü, kontrol mü?
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Konut hayalleri borsada: 25 santimetre karelik umutlar
Tuğba Muslu
Tuğba Muslu Tahakkümün iki yüzü: Doğa ve Kadın
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Çocuklar ne zaman yalan söylemeli?
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı