MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

İspanya’nın deneyimi ışığında terörü sonlandırma süreci

Ana SayfaSi̇yasetİspanya’nın deneyimi ışığında terörü sonlandırma süreci
İspanya’nın deneyimi ışığında terörü sonlandırma süreci

İspanya’nın 90’lı yılların ortasından itibaren izlediğim ayrılıkçı terörle mücadelesi ve terörü sonlandırma süreci nedeniyle PKK’nın silah bırakma ve kendini feshetme kararı ardından yapılması gerekenler hakkında görüşlerime başvurulduğu oluyor.

16 Mayıs, 2025, Cuma 02:20
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Akın Özçer
Akın Özçer

PKK’nın fesih bildirisini kendisi zafer kazanmış gibi kaleme almış olması, bildiride Lausanne Anlaşması gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş belgesine karşı çıkmış ve soykırım iddiasında bulunmuş olması hepimizi rahatsız ediyor elbette. Ama ETA’nın gerek silah bırakımı gerek fesih kararı ardından yaptığı açıklamalar da benzer şekilde terör örgütünün mücadelesinin ne kadar haklı olduğu, bu sayede nereden nereye gelindiği öyküsünü içeriyor.

İspanya’nın 90’lı yılların ortasından itibaren izlediğim ayrılıkçı terörle mücadelesi ve terörü sonlandırma süreci nedeniyle PKK’nın silah bırakma ve kendini feshetme kararı ardından yapılması gerekenler hakkında görüşlerime başvurulduğu oluyor. “Agur, ETA artık yok” isimli son kitabımın önsözünde de belirttiğim gibi, İspanya’nın deneyiminin önemi, ayrılıkçı Bask terör örgütü ETA’nın (Bask Yurdu ve Özgürlük)  hem Birleşik Krallık’ta IRA (İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu)  hem de Kolombiya’da FARC’tan (Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri) farklı olarak tek yanlı silah bırakmış (2011)  silahlarını yok etmiş (2014-17) ve devletle anlaşma yapmadan, karşılığında bir şey talep etmeden kendini feshetmiş (2018) olması. İspanya deneyimi bu nedenle önemli. 

78 anayasasının asimetrik özerk topluluklara (comunidad autónoma)  dayalı bir devlet oluşturmuş, bölge (region) ve milliyet (nacionalidad) ayrımı yaparak bu birimlerin özerklik hakkını güvence altına almış olması nedeniyle İspanya örneği uzun yıllar Türkiye’de tabu olmuştu. Öyle ki medyaya yansıdığı kadarıyla 10 Ekim 1993’te katıldığı Viyana’daki Avrupa Konseyi toplantısında dönemin Başbakanı Tansu Çiller Bask modelinden söz ettiği için Türkiye’de siyaset arenası karışmış, homurtular yükselmişti. Sayın Çiller de bir daha modelden söz etmemişti. İspanya’nın ademi merkeziyetçi bir sisteme geçmesinin nedeni siyasi tarihinden kaynaklanıyor aslında. 30’lu yıllardaki Cumhuriyet döneminde gerek Katalanlar gerek Basklar kısa bir süre için de olsa özerklik statüsü kazanmışlar ve Franco diktatörlüğü sona erince bu haklarını yeniden talep etmişlerdi. Özetle, her ülkenin siyasi geçmişi farklı. 

Bugüne kadar yazageldiğim gibi, İspanya’nın terörle mücadelesinde en etkin silahı, karşı terör örgütlenmesi GAL’in sona ermesinin ardından kullanmaya başladığı demokratik hukuk devletinin tüm araçlarıydı. Bu araçlar arasında elbette askeri ve polisiye önlemler ve yargı kararları önemliydi ama çok daha önemlisi hangi siyasi görüşten olurlarsa olsunlar herkesin teröre karşı bir araya gelmesiydi. Demokratik hukuk devleti denildiğinde, özerklik sistemine sahip olup olmamasını değil, AİHM’in (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) içtihatları (1976 Handyside kararından bu yana) doğrultusunda anayasaya aykırı olanlar dahil her görüşün, şiddet ve teröre çağrı içermemesi kaydıyla, ifadesi ve örgütlenmesinin serbest olduğunu anlamak gerekir. 

İspanyol anayasasında siyasi partilerle ilgili madde yer almıyor. Anayasanın derneklerle ilgili 22. Maddesi sadece gizli ve paramiliter dernek kurulamayacağını hükme bağlıyor. 2002 tarihli Siyasi Partiler Yasası’na bakıldığında, sadece devletin demokratik niteliğine karşı olan, temel hak ve özgürlüklere karşı eylemlerde bulunan, terör çağrısı yapan ve terör örgütüyle bağı çeşitli eylemleriyle (terör eylemini hoş görmek, terörizmi kamuoyu önünde kınamamak, listelerine terörizmden mahkûm edilmiş kişileri koymak gibi) sistematik olarak ortaya koyan siyasi partilerin yasa dışı ilan edilebileceği hükme bağlanıyor. 2003’te ETA’nın siyasi kolu olan Batasuna ve türevleri Yüksek Mahkeme tarafından bu yasa uyarınca yasaklanmıştı. AİHM de 2009’da Batasuna’nın ifade ve örgütlenme özgürlüğünün kısıtlandığına dair İspanya’ya karşı yaptığı başvuruyu reddetmişti. 

Türkiye’nin İspanya’dan farkı ise, devekuşu politikası izlemeden açıkça söylemek gerekirse henüz demokratik bir hukuk devleti olmamasıdır. Anayasada değiştirilmesi gerekenlerin yanı sıra bugün başta 11. madde olmak üzere uygulanmayan maddeler de var ne yazık ki. İfade ve örgütlenme özgürlüğü alanı özellikle AİHM’in içtihatlarına hala uygun değil.

PKK ETA’dan, Türkiye İspanya’dan ne kadar farklı?

Biri Fransa gibi gelişmiş bir ülkenin bir bölgesinde (Pyrénées Atlantiques) diğeri Irak ve Suriye gibi az gelişmiş iki ülkenin kontrolü dışında kalan bölgelerde üstelik iki ayrı isimle üstlenmiş bu iki örgütün benzer koşullar içinde bulunmadığı aşikâr. KCK (Kürdistan Topluluklar Birliği) çatısı altında yer alan PKK’nın silah bırakması, kendini feshetmesi, buna karşılık PKK’lıların da içinde bulunduğu ve ABD tarafından eğitilip donatılmış PYD/YPG’nin bu kapsama girmemesi Sayın Cumhurbaşkanı’nın da kabul ettiği gibi Türkiye’ye yönelik tehdidin tamamen giderilmesi bakımından yeterli değil. Ama her şeye karşın PKK’nın silah bırakması önemli.  PKK’nın silah bırakmanın yanı sıra, daha silahlarını teslim etmeden fesih kararı alması, başka bir deyişle tüzel kişiliğin silah tesliminden önce bitmesi biraz tuhaf olsa da. 

PKK’nın fesih bildirisini kendisi zafer kazanmış gibi kaleme almış olması, bildiride Lausanne Anlaşması gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş belgesine karşı çıkmış ve soykırım iddiasında bulunmuş olması hepimizi rahatsız ediyor elbette. Ama ETA’nın gerek silah bırakımı gerek fesih kararı ardından yaptığı açıklamalar da benzer şekilde terör örgütünün mücadelesinin ne kadar haklı olduğu, bu sayede nereden nereye gelindiği öyküsünü içeriyor. 

Türkiye’nin İspanya’dan farkı ise, devekuşu politikası izlemeden açıkça söylemek gerekirse henüz demokratik bir hukuk devleti olmamasıdır. Anayasada değiştirilmesi gerekenlerin yanı sıra bugün başta 11. madde olmak üzere uygulanmayan maddeler de var ne yazık ki. İfade ve örgütlenme özgürlüğü alanı özellikle AİHM’in içtihatlarına hala uygun değil. Örneğin anayasanın 68/4. maddesinde, “siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez “ deniliyor. Komünizme karşı yazıldığı anlaşılan ve şiddet ve terörden, terör örgütüyle iltisaktan söz etmemesi bir yana, bu madde bu şekliyle anayasaya aykırı fikirleri savunan siyasi partilerin kurulamayacağını da hükme bağlıyor. O bakımdan AİHM’in Anayasa Mahkememizin bu maddeye dayanarak HEP’ ten bu yana çeşitli isimlerle kurulmuş aynı çizgide oldukları için kapatılmış siyasi partilerin yaptıkları başvurularda Türkiye’yi haksız bulmasını çifte standart kabul etmek mümkün değil.  PKK’nın kendini feshetmesinin ardından bir anayasa değişikliği yapılacaksa öncelikle bu maddenin AİHM içtihatlarına uygun olarak güncellenmesi gerekir. 

Türkiye’de anayasanın 68/4 maddesi yürürlükteyken DEM’in talep edebileceği 42 ve 66.  madde değişiklikleri üzerinden kamuoyunda bir tartışma başlatılmış durumda. Üstelik bu anayasa değişikliğinin halkoyuna gidilmeden yapılabileceğini öne sürenler var. Oysa önemli olan, herhangi bir siyasi partinin bu maddelerin değiştirilmesini savunabileceği hukuki ortamın sağlanmasıdır.

42 ve 66. madde değişikliği neden şart olsun? 

Terör örgütleri önce siyasi çözüm, sonra askeri çözüm, yani silah bırakımı olsun isterler. Devletlerin önceliği ise öncelikle askeri çözüm, sonra siyasi çözümdür. Siyasi çözüm de terör örgütünün siyasi taleplerini yerine getirmek değildir. Örgütün siyasi kolunun siyaset yolunu açmaktır. Aksi takdirde, terör örgütü silah zoruyla değil ama silah bırakma karşılığı siyasi taleplerini gerçekleştirmiş olur. İspanya bu konuda herhangi bir şey yapmamıştır. Çünkü ETA’nın talep ettiği Bask Ülkesi’nin (Euskal Herria) bağımsızlığı savunan siyasi kolları vardır. ETA silah bırakmadan bile çeşitli isimler alan siyasi kolları Bask Ülkesi’nin bağımsızlığını serbestçe savunabilmekteydi. 

Türkiye’de anayasanın 68/4 maddesi yürürlükteyken DEM’in talep edebileceği 42 ve 66. madde değişiklikleri üzerinden kamuoyunda bir tartışma başlatılmış durumda. Üstelik bu anayasa değişikliğinin halkoyuna gidilmeden yapılabileceğini öne sürenler var. Oysa önemli olan, herhangi bir siyasi partinin bu maddelerin değiştirilmesini savunabileceği hukuki ortamın sağlanmasıdır. Siyasi partiler, terörle bağlantıları olmamak kaydıyla, serbestçe özerkliği, federalizmi veya ayrılıkçılığı savunabilmelidir. Sonuçta savundukları sistemi hayata geçirebilmek için nitelikli çoğunluğa ulaşmaları neredeyse imkansızdır. 42 ve 66. maddeler için de durumun farklı olmadığını düşünüyorum. 

Sonuç olarak kısa vadede dağdan inecek kan dökmemiş militanlara sağlanacak ceza indirimleri için TCK’da, hükümlüler için infaz yasasında, ayrıca terörle mücadele kanununda değişiklikler, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından açıkladığı gibi kayyım atanmasını istisna kılacak (idarenin değil yargı kararıyla olması gerekir diye anlıyorum) yasal düzenlemeler yapılacağı anlaşılıyor.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
ETAIRAFARCPKK

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Akın Özçer
    Akın Özçer

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Akın Özçer
    Akın Özçer İspanya’nın deneyimi ışığında terörü sonlandırma süreci
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz PKK dönüşecek, buharlaşmayacak
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Sadece ‘mücadele partisi’ mi olmak iktidarı getirir mi?
    Cengiz Kapmaz
    Cengiz Kapmaz PKK’nin feshedilmesi KCK’nin feshedilmesi midir?
    M. Coşkun Cangöz
    M. Coşkun Cangöz KDV Ödeyenler Karbonu da Taşır mı?
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Duyguların tarihselliği: Hissetmenin politik ve kültürel rejimleri
    Sedef Erken
    Sedef Erken Birilerinin bakım meselesindeki gidişe “Dur” demesi gerekiyor
    Galip Genç
    Galip Genç Kazanan aday hikâyesini en iyi anlatandır: Instagram Reels ve Seçmen Mobilizasyonu
    Özgür Çoban
    Özgür Çoban Schengen duvarı: AB ile Türkiye arasında derinleşen vize krizi 
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Çin’in yapay zeka destekli eğitim reformu - Türkiye karşılaştırması (4)
    Rabia Karakaya Polat
    Rabia Karakaya Polat İmamoğlu’nun X hesabının kapatılmasının ardından: Özgürlük veya denetim alanı olarak Sosyal Medya
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bildirinin sosyalist pasajları: Türkiye siyasetinde yeni bir raf düzeni
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk PKK kendini feshetti: Peki şimdi ne olacak?
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Anneme, tüm kadınlara: Bir kadınlık mirası üzerine
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Sevgi, çocuklukla pazarlık yapmaktır
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı