MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Emekliye verilen bin liralık zammın düşündürdükleri

Ana SayfaEkonomi̇Emekliye verilen bin liralık zammın düşündürdükleri
Emekliye verilen bin liralık zammın düşündürdükleri

Bütçeden emeğe mi yoksa sermayeye mi daha fazla pay ayırdığınız sizin topluma ve olaylara bakış açınızı yansıtan en önemli kriterdir benim için. Bizim bütçemizden emeklimize bu kadar pay düşüyorsa ve üstelik ülkemiz tarihinde görülmemiş derecede bir gıda enflasyonu varken bunu yapıyorsak, bu insanlara yeterince değer vermediğimizi düşünmekten başka bir çaremiz kalmıyor.

17 Mart, 2025, Pazartesi 06:30
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Serkan Kaya
Serkan Kaya

Belki de bütün hayatlarını emeklilik zamanında yaşayacakları küçük bir refahın hayali ile geçiren milyonlarca insan, ne yazık ki karnını zor doyurdukları bir dönem yaşıyorlar. İkramiyeye yönelik beklentileri de elbette daha fazla idi, ama ülkeyi yönetenler bütçemizden onlara sadece 1000 liralık bir zammı layık gördüler!

Türk halkı, aile ve sosyal bağları çok güçlü bir toplumdur. Bu sayede birçok ekonomik ve sosyal sorunu daha kolay atlatabilmekte ve en zor zamanlarda ayağa kalkmayı bilmektedir. Planlama konusunda ne kadar çok eksiğimiz varsa, krizden çıkma konusunda da o kadar maharetli bir toplumuz diyebiliriz. İşte bu yüzdendir ki mesela deprem kuşağında, depreme dayanıksız evler inşa edebiliyor ama en ağır depremlerin bile yaralarını kolayca sarabiliyoruz.

Ramazan ayları da sosyal dayanışmaların en üste çıktığı zaman dilimleri oluyor. Herkes için farklı bir anlamı olan bu mübarek ayın bende uyandırdığı his her zaman yardımlaşma ve dayanışma olmuştur. İnsanların birbirine yardım etmeyi adeta bir görev addettiği bu zamanlarda ülkenin her köşesinde bir iyilik seferberliğine tanık olmak işten bile değildir. Ancak bu yıl durum biraz farklı sanki. Ekonomik krizin etkisiyle insanlar yardım ederken eskisi kadar cömert olamıyorlar. Toplumun belli bir zengin tabakası dışında hemen herkesin satın alma gücü düşmüş durumda. Eskiden yer bulunmayan restoranlar şimdi iftar vakitlerinde genellikle dolmuyor bile. Belediyelerin iftar çadırlarının sayısı da, önündeki kuyruk da artıyor. Aileler bile diğer aile bireylerini davet ederken iki kere düşünmek zorunda kalıyorlar. Sofralardan eksilen gıda ürünlerini saymıyorum bile, eski zengin iftar sofraları adeta bir nostalji haline geldi.

Ve bu ramazanda emeklilerin bayram ikramiyelerinin 3 bin liradan 4 bin liraya çıktığı haberini aldık. Elbette bu duruma üzülmemek mümkün değil. Belki de bütün hayatlarını emeklilik zamanında yaşayacakları küçük bir refahın hayali ile geçiren milyonlarca insan, ne yazık ki karnını zor doyurdukları bir dönem yaşıyorlar. İkramiyeye yönelik beklentileri de elbette daha fazla idi, ama ülkeyi yönetenler bütçemizden onlara sadece 1000 liralık bir zammı layık gördüler!

Tasarruf denilen şey yine dar gelirlinin katlandığı bir sürece dönüştü. Mesela tasarruf tedbiri olarak, engellilere ders veren sözleşmeli öğretmenlerin sözleşmeleri iptal edildi ya da yenilenmedi.

Bütçe demişken, günümüz karmaşasında çok farkında olamasak da siyasetin gerçek fonksiyonunu anlamaktan uzaklaştığımızı hissettim bu vesile ile. Nedir siyaset? Bu soruya herkesin farklı bir cevabı vardır. Bence siyaset en basit anlatımla, bütçeyi neye/nereye/kime harcadığınızdır. Bütçeden emeğe mi yoksa sermayeye mi daha fazla pay ayırdığınız sizin topluma ve olaylara bakış açınızı yansıtan en önemli kriterdir benim için. Bizim bütçemizden emeklimize bu kadar pay düşüyorsa ve üstelik ülkemiz tarihinde görülmemiş derecede bir gıda enflasyonu varken bunu yapıyorsak, bu insanlara yeterince değer vermediğimizi düşünmekten başka bir çaremiz kalmıyor. EYT ile denge bozuldu, devlet daha fazlasını nasıl verecek dediğinizi duyar gibiyim. EYT’nin bütçeye oldukça yüksek bir yük getirdiğinin farkındayım. Ama siz EYT çıktı diye daha düşük bir makam arabası kullanmaya başlayan bir kamu görevlisi gördünüz mü? Ya da geçiş garantili yolların, köprülerin müteahhitleri ile oturup, EYT yüküne hep birlikte katlanmalıyız diye pazarlık yapıldığını? Görmedik! Tasarruf denilen şey yine dar gelirlinin katlandığı bir sürece dönüştü. Mesela tasarruf tedbiri olarak, engellilere ders veren sözleşmeli öğretmenlerin sözleşmeleri iptal edildi ya da yenilenmedi. EYT’den önce daha yüksek emekli maaşı alanların maaşı reel olarak azaltıldı. Yani aslında bütçeden dar gelirliye düşen kısmın paydaşı çoğaltıldı ama bütçenin dar gelirliye düşen kısmı reel olarak artmadı.

Aşağıda bu konu hakkında bazı grafikler paylaşmak istiyorum. Bunlardan bir tanesi dünyadaki bazı ülkelerin milletvekili maaşları ile asgari ücret arasındaki oranı gösteriyor. Bu fark bizde 9 kat. Emekli milletvekillerinde ve yan geliri olanlarda bu fark doğal olarak daha fazla oluyor. Bu arada milletvekillerinin sahip oldukları sosyal hakları eklediğimizde makas çok daha fazla açılıyor.

 

2018 yılındaki tabloya göre bu fark 11 kattan 9 kata düşmüş ise de hala çok yüksek. Burada sorun bence milletvekili maaşlarının yüksek olmasında değil, asgari ücretin düşük olmasından ve milletvekillerinin bütçeden daha az pay alma konusundaki isteksizliğinden kaynaklanıyor. Ben bu durumu şu örnekle açıklamak istiyorum. Bir ailede aile reisinin, yaşadıkları ekonomik bir sıkıntı sırasında kendi sigarasını, eğlence harcamalarını hiç azaltmayıp, okula giden çocuğunun harçlığını azaltması ne kadar adil ise bu durum da o kadar adildir!

Aşağıdaki diğer tabloda ise Türkiye’de gıda enflasyonu oranları var. Özellikle pandemi sonrasında Türkiye gıda enflasyonuna çare üretmekte zorlanıyor. Bu kadar verimli topraklara sahip bir ülkenin bu kadar pahalıya karnını doyurmasının üzüntüsü bir yana artık dar gelirli ailelerimiz için bu durum bir beka sorununa dönmüş durumda. Zira insanların gelirleri artmazken zorunlu tüketim harcamaları inanılmaz şekilde artıyor ve ne yazık ki gıda tasarruf edilecek bir alan değil. Daha fazla makarna ile beslenen çocuklar, eti ayda 1 kez gören sofralar bizim hakkımız olmamalı.

 

Alttaki tabloda dünyada en fazla gıda enflasyonu yaşayan ülkeler bulunmakta. Türkiye’nin 4. sırada olması oturup hepimizin şapkamızı önümüze koyup düşünmesi gereken vahim bir durumdur.

Şimdi bu tablolar çerçevesinde baktığımızda emeklimize verilen 4 bin liralık ikramiyenin ne kadar az ve değersiz olduğunu hepimizin anlaması gerekiyor. Türkiye gibi hemen her alanda yüksek potansiyeli bulunan bir ülke için bu tabloların kabul edilmesi mümkün değildir. Türkiye, bütçe tercihlerinde de uyguladığı ekonomik politikalarda da daha adil olmak zorundadır. Aksi yukarıda belirttiğim gibi kaybedilen nesiller ve beka problemidir!

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
EmekliBütçe

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Serkan Kaya
    Serkan Kaya

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
    Buse Ayazma
    Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
    Mesut Balcan
    Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı