MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Bildirinin sosyalist pasajları: Türkiye siyasetinde yeni bir raf düzeni

Ana SayfaSi̇yasetBildirinin sosyalist pasajları: Türkiye siyasetinde yeni bir raf düzeni
Bildirinin sosyalist pasajları: Türkiye siyasetinde yeni bir raf düzeni

İktidar cephesi, metinden yalnızca PKK’nın kendini feshettiğini anlıyor. Milliyetçi blok ise Lozan’la ilgili satırlara odaklanıyor. Oysa metnin pek çok kritik alt okumaya açık yapısı içinde, daha az ilgi çeken bir boyut benim gözümde vurgulanmayı hak ediyor.

14 Mayıs, 2025, Çarşamba 06:30
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan

Bir Komünist Manifesto olmasa da, PKK bildirisi sosyalist bir metin olarak başlayıp bitiyor. Türkiye’nin sivil siyaset alanı için sosyalizmden bahseden metinlerin önemi tartışılmaz. Barışa giden yolda sosyalizmden söz etmek kesinlikle faydalı bir faaliyettir.

PKK’nın silah bırakma sürecine dair bildirisi, Türkiye’nin zaten atlıların gezdiği züccaciye dükkânına bir fil gibi dalarak raflardaki son bibloları da devirdi. Türkiye’nin demokrasi ve hukuk sıralamasının 140’lar civarında yer aldığı düşünüldüğünde, bu külli altüst oluşun sivil toplumun zayıf olduğu bir ülke için mutlaka kötü olmadığını düşünüyorum. Belki bu vesileyle toplum, yeni bir raf düzeninde daha fazla söz sahibi olmak için harekete geçer.

Öte yandan, bildirinin tarifindeki anlaşmazlık, meşhur “kör ve fil” metaforunu akla getiriyor. Empatiden yoksun, karşı tarafı dinlemekten uzak bir iktidarın körüklediği körebe oyunu içinde, bildirinin yorumlanması da körlerin fili tarifinden farksız. “Biz senin neyine itibar edelim?” sorusuna bugüne kadar tatmin edici bir cevap veremeyen bir iktidara güvenmek kolay değil.

İktidar cephesi, metinden yalnızca PKK’nın kendini feshettiğini anlıyor. Milliyetçi blok ise Lozan’la ilgili satırlara odaklanıyor. Oysa metnin pek çok kritik alt okumaya açık yapısı içinde, daha az ilgi çeken bir boyut benim gözümde vurgulanmayı hak ediyor: Abdullah Öcalan’ın önceki mesajlarında da vurguladığı, reel sosyalizmi eleştiren ancak sosyalizmden kopamayan anlayışın ifadesi.

PKK’nın reel sosyalist temelde kurulmuş olmasına dair geliştirdiği özeleştiri, bildirinin son cümlesinde zirveye ulaşıyor. “Ulus devletçi sosyalizmin yenilgisi”ne karşılık “demokratik toplum sosyalizminin zaferi” sloganı, kalın puntolarla göze sokuluyor. İktidar cephesinde en ufak bir huzursuzluğa yol açmayan bu sol fraksiyon çatışması tadındaki özeleştiri, belli ki PKK için yaşamsal bir yol ayrımı niteliğinde.

Uzun yıllar boyunca silahlı örgüt kodlarında kapalı devre kalmış bir yapı için entelektüel tartışmalar önem taşır. Ancak bunu dışarıdan algılamak kolay değil. Buna karşılık, benim gibi Türkiye tarihini soğuk savaş ekseninde okuyan ve Türkiye’yi soğuk savaşın yenik ülkesi olarak tanımlayan biri için, “Bildirinin sosyalizm pasajları”, üzerine düşünmeye değer başlıklar sunuyor.

1945’te başlayan ve neredeyse hiç bitmeyen 80 yıllık soğuk savaş retoriği içinde, bu bildirinin içine sığan sosyalist manifestonun Türk sağının bugünkü muktedir temsilcileri için kayda değer bulunmaması şaşırtıcı değil. Onlar, işlerine yarayan cümlelerin reçelini, turşusunu çoktan kurdu

“Demokratik Toplum Sosyalizmi” kavramı, ulus devletçi sosyalizme karşı konumlandırılmış. Ulus devletçi sosyalizm oksimoron görünse de buradaki niyeti az çok anlayabiliyoruz: PKK’nın, yani Kürdistan İşçi Partisi’nin, reel sosyalist argümanlarla bir Kürt ulus devleti kurma çabası buymuş ve yenilgiyle sonuçlanmış. 

Buna karşıt olarak ifade edilen kavramın siyaset literatüründeki karşılığı ise “Demokratik Sosyalizm” gibi görünüyor. “Demokratik Toplum Sosyalizmi” diye bir terim mevcut değil. Bildiriyi kaleme alanların zihninde bu kavramın farklı bir anlamı olsa bile, reel sosyalizme karşı demokratik sosyalizm anlamlı bir alternatif olarak öne çıkıyor.

Bildiri, reel sosyalizmi, Kürt ulus devletine ulaşma çabasının nafile bir gayreti olarak tanımlıyor. Bunun karşısına koyduğu kavramın bir ucu, revizyonist olmakla itham edilen Alman sosyalist Bernstein’a, diğer ucu ise İngiltere’de Üçüncü Yol’u hayata geçirmeye çalışan Tony Blair’e uzanıyor. 

Sosyalizmin, Sovyetler Birliği’nin sultasında geçirdiği yaklaşık 70 yıllık serüveni boyunca bir diktaya dönüşmesi ve 1945’te ABD’nin fitilini ateşlediği soğuk savaşa yenik düşmesi, reel sosyalist ideali zaten tarih sahnesinden silmişti. Bugün Kuzey Kore’de karikatür düzeyinde varlığını sürdüren bu versiyonun devrinin kapandığını tespit etmek için PKK’nın 34 yıl daha beklemesi gerekmiş.

Son sürecin tartışmasız mimarı MHP lideri Bahçeli, gözlerinde neredeyse yaşlarla kutladığı PKK fesih bildirisinin sosyalist sloganlarla kapanmasına takılmıyor. Türkiye’de soğuk savaş boyunca, resmi ideolojiye muhalif olan herkes, öyle ya da böyle komünizmin ekmeğine yağ sürmekle suçlanırdı.

Türk halkının genlerine “din elden gidecek” sanrısını da aşılayarak büyütülen anti-komünizm ağacı, Menderes’ten Erdoğan-Bahçeli ittifakına kadar sağ siyasetçilere hep meyve tedarik etti. 

Buna CHP gibi ortanın solu da, CHP’nin daha solundaki örgütler de, Kürt muhalefeti de dahildi. Sivil ve askeri bürokrasi, Celal Bayar’ın unutulmaz “Bu Kış Komünizm Gelecek” uyarısına karşı her zaman teyakkuzdaydı. MHP’nin anti-komünist duruşu bu mücadelede en öndeydi. İslamcı siyasetin bileşenleri de Komünizmle Mücadele Derneklerinde stajlarını tamamlamıştı.

Türk halkının genlerine “din elden gidecek” sanrısını da aşılayarak büyütülen anti-komünizm ağacı, Menderes’ten Erdoğan-Bahçeli ittifakına kadar sağ siyasetçilere hep meyve tedarik etti. 

1945’te başlayan ve neredeyse hiç bitmeyen 80 yıllık soğuk savaş retoriği içinde, bu bildirinin içine sığan sosyalist manifestonun Türk sağının bugünkü muktedir temsilcileri için kayda değer bulunmaması şaşırtıcı değil. Onlar, işlerine yarayan cümlelerin reçelini, turşusunu çoktan kurdu

Oysa ki bir Komünist Manifesto olmasa da, PKK bildirisi sosyalist bir metin olarak başlayıp bitiyor. Türkiye’nin sivil siyaset alanı için sosyalizmden bahseden metinlerin önemi tartışılmaz. Barışa giden yolda sosyalizmden söz etmek kesinlikle faydalı bir faaliyettir.

  • Sırrı Süreyya Önder’in son sırrı Sırrı Süreyya Önder’in son sırrı
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
PKKSilahsızlanmaSosyalizmKomünist Manifesto

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Sema Erder
Sema Erder Bağımlılık, kayırmacılık ve dayanışma
Başak Yağmur Eray
Başak Yağmur Eray Vefanın ve vicdanın lideri: Özgür Özel
Cengiz Kapmaz
Cengiz Kapmaz Silahlı direnişten silahsız direnişe: Öcalan’ın yeni toplum tasavvuru
Erdem Bağcı
Erdem Bağcı TCMB’nin faiz düşürmesi rasyonel mi?
Özgür Çoban
Özgür Çoban Hollanda’da siyasi deprem: Faşistlerle iş birliğinin bedeli
Ali Kılıç
Ali Kılıç Ferdi Zeyrek’in ardından
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel Türkiye ve Dünya
Armağan Öztürk
Armağan Öztürk Sağ popülizm, sivil Atatürkçülük ve CHP
Emrah Aslan
Emrah Aslan Son kaleyi savunmak: CHP’yi savunmak demokrasiyi savunmaktır
Tuğba Muslu
Tuğba Muslu Neresi vatan
Onur Tuğrul Karabıçak
Onur Tuğrul Karabıçak CHP’nin Yol Haritası ve Direnişin Temel Noktası: Müzakere
Kübra Evliyaoğlu
Kübra Evliyaoğlu Dik durmanın bedeli: Kurbanlık, bilinç ve içimizdeki Polyksena üzerine bir düşünce yürüyüşü
Beril Esra Atahan
Beril Esra Atahan Aşkın Kuantumu: Beden, zihin ve ruh üçlemesinde bir dalgacık 
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Siyasi kriz derinleştirildi,  Özgür Özel sertleşti
Murat Aksoy
Murat Aksoy Foucault, cezaevi ve Silivri’den keyfi sevkler
Akın Özçer
Akın Özçer Bu Meclis yeni anayasa yapabilir mi?
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu Ferdi Zeyrek neden ve nasıl öldü?
Sertaç Eke
Sertaç Eke CHP’nin yol ayrımı: Muhakeme mi, müdahale mi? 
İdil Elveriş
İdil Elveriş Sürekli yangın söndürmek yerine yangını engellemek: Sorunların olduğu geçici mekanlarda bile
Çağhan Uyar
Çağhan Uyar CHP, Bayburt’a gidiyor
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
tanpınar haber altı
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı