Elbette gelenler kendi kültürlerini de bölgeye getirdi. Özellikle aileleriyle İstanbul’a gelen tüccarların okul, kilise, kasap, fırın gibi günlük hayatın ihtiyaçlarını da karşılamaları gerekiyordu. Artan nüfus sonucunda Beyoğlu’nda yaşam gittikçe zorlaşmaya başlayıp, düzensizleşince bölgede ticaret yapan isimler bir araya gelerek aynı Paris’te olduğu gibi modern belediyeciliğin başlaması için karar alırlar.
Beyoğlu ve Galata özellikle 19. Yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren yüksek bir hızla gelişmeye başlamış ve nüfusu artmıştır. Kuşkusuz bu gelişmenin temelinde Kanuni Sultan Süleyman ile başlayan kapitülasyonlar sayesinde bölgeye hızla yerleşen Fransız nüfusun artmasının da payı vardır. 16 Ağustos 1838 tarihinde Boğazdaki Baltalimanı semtinde imzalandığı için bu adı alan, Baltalimanı Anlaşması da Beyoğlu ve Galata tarihinde yeni ve çok önemli bir sayfa açmıştır. Çünkü bu anlaşmayla Osmanlı devleti İngiltere’ye bir dizi ekonomik imtiyaz sağlamıştır. Anlaşma, Osmanlı devleti ve İngiltere arasında imzalandığı halde kısa sürede pek çok Avrupalı devlet İngiltere’ye sağlanan ekonomik imtiyazlardan faydalanmaya başlamıştır.
Bu çekici imtiyazlar nedeniyle Avrupa’dan pek çok küçük ve büyük işletme sahibi, sermayedarlar ticaret yapmak amacıyla İstanbul’a gelmiş ve Galata, Beyoğlu civarına yerleşmiştir. Böylece Baltalimanı anlaşmasının imzalanmasından sonra kısa süre içinde bölgeye gelen Avrupalı nüfusun sayısı daha da artmıştır. Elbette gelenler sadece sermaye sahibi zengin batılılar değildi. İçlerinde iş bulmak amacıyla gelen mühendislerden Avrupalı tüccarların yanında çalışma fırsatı arayan yoksul memurlara, işçilere kadar çok farklı kesimlerden yeni göçmenler bölgeye yerleştiler. Yapılan akademik çalışmalara göre Fransızca, İtalyanca ve Rumca başta olmak üzere 19. Yy da Beyoğlu çevresinde 28 farklı dil konuşuluyordu.
Elbette gelenler kendi kültürlerini de bölgeye getirdi. Özellikle aileleriyle İstanbul’a gelen tüccarların okul, kilise, kasap, fırın gibi günlük hayatın ihtiyaçlarını da karşılamaları gerekiyordu. Bunlar içinde fırıncıların özel bir yeri vardır. Önceleri sadece Avrupalılara hizmet eden fırınların çıkardığı ekmek ve diğer hamur ürünlerini zamanla bölgede yaşayan Müslümanlara da hizmet vermeye başladı. Böylece bugün ekmek için kullandığımız “francala ekmek” tabiri de ortaya çıktı.
Beyoğlu ve çevresine 19. Yüzyılda batıdan gelenlerin içinde kendi ülkelerinde dikiş tutturamamış onlarca kişi de vardı. Özellikle Marsilya’dan gemilerle kontrolsüz şekilde gelen gençler kendi aralarında gruplaşarak aileleri rahatsız etmeye başlayınca Osmanlı yönetimine şikayetler artmıştır. Mahallelerde artan huzursuzluk nedeniyle Osmanlı yönetimi bu duruma bir çare bulmaya çalışır. Sonunda Osmanlı Devleti o dönemde çok moda olan şekilde bu gençlerin Amerika’ya gitmeleri için çare arar. Gençler, Osmanlı Devletinden kendilerine New York’a giden buharlı gemiler için bilet almalarını ve cep harçlığı vermelerini ister. Osmanlı devleti bu istekleri karşılar ve sokaklarda sorun yaratan çok sayıda Marsilyalı genç İstanbul’dan ayrılır.
Artan nüfus sonucunda Beyoğlu’nda yaşam gittikçe zorlaşmaya başlayıp, düzensizleşince bölgede ticaret yapan isimler bir araya gelerek aynı Paris’te olduğu gibi modern belediyeciliğin başlaması için karar alırlar. Osmanlı yönetimi de batılıların bu isteklerini olumlu şekilde karşılar. Böylece 1857 yılında 6. Daire olarak tarihe geçen Beyoğlu Belediyesi kurulur. Belediyenin 6. Daire adını almasının nedeni Paris’te 6. Bölge olarak adlandırılan semtin o dönemin şartlarında modern bir yerleşim olması ve aynı modernliği İstanbul’a taşıma amacıdır. Aslında kentin farklı bölgelerinin de Beyoğlu örneğinde olduğu gibi isimlendirilerek modern belediyeciliğin tüm İstanbul’da başlaması niyetlenmiş ama bu ancak Cumhuriyetin ilanından sonra tam olarak gerçekleşmiştir.
Kurulan 6. Daire yönetiminin büyük çoğunluğu batılı tüccarlar ve bankerlerden oluşmaktaydı. Başkanlığa batılılarla ilişkileri oldukça iyi olan Mehmet Kamil Bey getirildi. 6. Daire bölge için oldukça önemli hizmetlerde bulunmuş olsa da tarihi mezarlıkların kaldırılması gibi bazı kararları tartışmalıdır.
6. Daire yönetiminin ilk yaptığı iş harita ve kadastro işlemlerini başlatmak olmuştur. Ardından sokakların temizlenmesi, güvenlik sağlanması, sokak isimlerini gösteren tabelaların asılması, adres sistemini kurması, sokak aydınlatmasının başlaması gibi önemli hizmetleri olmuştur.

Yorum Yazın