Bir zamanlar sansürle kavga eden kuş, şimdi sessizliğin bekçisi oldu. Türkiye, on bir yıl sonra, yine bir Mart ayında sansürle yüzleşti…
Bir zamanlar meydanlardan hedef gösterilen platform, Twitter ile Türkiye’nin, 2013’te başlayan bu gerilimi, yıllar içinde şekil değiştirdi. Erişim engelleri, mahkeme kararları ve içerik kaldırma talepleriyle başlayan süreç, bugün artık sansürlerle dolu farklı bir döneme girmiş durumda. Twitter, yeni adıyla X, sadece bir sosyal medya platformu değil; aynı zamanda hükümetlerin taleplerine verdiği yanıtlarla tartışılan bir mecra haline geldi.
Elon Musk, “İfade özgürlüğü cenneti” yapacağını söylemişti. Fakat elde edilen veriler, X’in bir “Sansür cehennemi” olduğunu gösteriyor.
2013: “Twitter denilen bela”
Sosyal medyanın kamusal hayat üzerindeki etkisi, Türkiye’de belki de en sert şekilde 2013 yılının sıcak Haziran günlerinde tartışmaya açıldı.
Gezi Parkı protestolarının devam ettiği 2 Haziran 2013 tarihinde, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Twitter’ı sokak olaylarının artmasına sebep olan bir platform olarak görüyor, photoshopla cesetler yayınlandığını ve halkı galeyana getirdiklerini ifade şöyle ediyordu: "Şu anda Twitter denilen bir bela var, yalanın daniskası burada. Sosyal medya denilen şey aslında toplumların baş belasıdır."
Bu açıklamadan hemen sonra, dönemin CHP milletvekili Özgür Özel’in TBMM'ye sunduğu bir soru önergesinde, Erdoğan'ın 2,7 milyon takipçili Twitter hesabının varlığını sorguladı. Sosyal medyayı eleştiren bir liderin bu platformu kullanmasının tutarlı olup olmadığını sordu. Yıllar sonra Özgür Özel, yine bir Mart ayında bu sefer başka bir soruyu direkt Twitter yetkililerine soracaktı...
Hem de “CHP Genel Başkanı” sıfatıyla…
2014: Türkiye’de Twitter erişim engeli ve uluslararası tepkiler
Tarihler 11 sene önceyi, yani Mart 2014’ü gösterdiğinde, Türkiye çalkantılı bir siyasi dönemden geçiyordu. FETÖ ile AK Parti Hükûmeti arasındaki kavga, tarafların sözcülerinin de inkâr etmediği bir hâl almıştı; artık taraflar birbirine karşı güç gösterileri yapmaktan çekinmiyordu. 17-25 Aralık, yasa dışı yollarla elde edilen tapeler ve gizli belgeler ülke gündemini sarsarken, bugünlerde sıkça duyduğumuz 'Turpun büyüğü heybede" metaforu da kamuoyu diline yerleşiyordu.
Süleyman Özışık'ın iddiasına göre; 25 Mart'ta, yani seçime günler kala yayınlanacak kaset “Türkiye’de kıyametleri koparacak”tı.
20 Mart 2014 tarihinde, İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararıyla Twitter'a Türkiye'den erişim engellendi. Gerekçesiyse kişilik haklarının ihlali ve mahkeme kararlarına uymama. Bu karar, uluslararası kamuoyunda da geniş yankı buldu. Twitter erişime engellendiği gün, Türkiye’den beş hashtag Dünya trend listesine girdi, erişim engelinin aksine Twitter kullanımı daha da arttı.
Bahsi geçen tapeler ise hiç yayınlanmadı.
Twitter'a erişimin Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın "Twitter mivitır hepsinin kökünü kazıyacağız. Uluslararası camia şunu der, hiç beni ilgilendirmiyor” sözlerinden bir gün sonra engellenmesi de dikkat çekti.
Channel 4 Editörü Paul Mason bu durumu ilginç bir bakış açısıyla yorumladı:
"Bu, Arizona hapishanelerinden Moskova'daki yer altı eylemlerine kadar uzanan küresel kültür savaşının bir parçasıdır. Sosyal medya, sosyal muhafazakarlık ve dindar yapılar için varoluşsal bir tehdide dönüşmüştür."
Bu sözler, dünya basınının Twitter’ı konumladığı yeri göstermesi açısından çok önemliydi.
2018–2021: Artan talepler ve “direniş”
Twitter Şeffaflık Raporlarında Türkiye, EngelliWeb
EngelliWeb'in raporuna göre, Türkiye 2018'den itibaren Twitter'a en çok içerik kaldırma talebi gönderen ülkelerden biri oldu. Mahkeme kararları ve idari taleplerle binlerce hesabın kapatılması istendi. Rapor, Twitter bu dönemde hâlâ kısmi bir direnç gösterse de, zamanla daha fazla içeriğin görünmez kılındığını ortaya koyuyor.
Bu yıllar boyunca Türkiye, içerik kaldırma taleplerinde dünya sıralamalarında hep ilk üçte yer aldı. Ancak Twitter'ın resmi olarak uyguladığı kısıtlamalar hep talebin altında kalıyordu.
Musk Dönemi: “Yanlış yerde geziyor bu kuş”
1 Nisan 2022’de Elon Musk Twitter'ı satın aldı. Platformun adı "X" olarak değişti ve bu değişimin ardından 2024 Eylül'e kadar hiçbir şeffaflık raporu yayımlanmadı. İki yıl boyunca devletlerden gelen taleplerle ilgili kamuoyuna açık hiçbir veri sunulmadı. Bu sessizlik, platformun yönetim felsefesinin değiştiğine dair güçlü sinyaller verdi. Platformun sadece ismi değil, yaklaşımı da açık bir şekilde değişti.
Mavinin güveni temsil eden açık tonunun üzerindeki beyaz hür kuşu kaldırdılar, yerine siyah, kırık camların üzerine kazınmış “X” logosunu yerleştirdiler.
2024’ün ikinci yarısında yayımlanan ilk raporla birlikte yeni dönemin rakamları ortaya çıktı:
X, dünya genelinde 72.703 içerik kaldırma talebi aldı, %71’ini yerine getirdi.
18.737 bilgi talebinin %52’sini karşıladı.
Türkiye, Japonya’nın ardından en çok talepte bulunan ikinci ülke oldu:
9.364 içerik kaldırma talebinden 6.332’si karşılandı.
X, Türkiye’den gelen taleplerin %86’sına uydu.
Aynı yıl, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kişisel hesabı, uluslararası bir dijital diplomasi araştırmasında Twitter’daki en güçlü üçüncü lider olarak listelendi. 19 milyonu aşkın takipçiyle, Avrupa’nın en etkili siyasi figürü unvanını da korudu.
Twitter ve Türkiye, “Sevgi – nefret ilişkisi” olarak tanımlanan, özellikle duygular yoğun olduğunda kullanılan bir ilişki türüne sahipti artık…
2025 Mart: Saraçhane buluşmaları ve hızlı erişim engelleri
19 Mart 2025’te başlayan sokak protestoları sırasında, olay görüntülerini paylaşan sosyal medya hesaplarına yönelik erişim engelleri dikkat çekici bir hızda uygulandı. Bireysel kullanıcılara, yüksek takipçili doğrulanmış hesaplara, oyunculara, derneklere ve haber sayfalarına dakikalar içerisinde erişim engeli geldi.
Daha önce benzer süreçlerin haftalar sürdüğü düşünüldüğünde, bu yaşananlar yeni bir dönemin habercisi…
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, X hesabından yaptığı paylaşımda yetkililere, bir darbe girişiminin en önemli ayağının halkın haber alma özgürlüğünü kısıtlamak olduğunu belirterek, “Siz bugün antidemokratik uygulamalara alet olursanız, erişim engeli taleplerini uygularsanız bu millet size ne yapar iyi düşünün!” dedi.
Türkiye’de “Dijital Göç” Denemesi
Ve tabii ki, her yasak gibi bu yasakta kendi isyancısını doğurdu…
Türkiye’de, “Dijital Göç” kavramı ilk kez bu kadar sesli dillendirilmeye başladı.
Türkiye’de muhalif sosyal medya kullanıcıları, yaşanan sansür ve erişim engelleriyle birlikte, X’ten alternatif platformlara geçiş yapmaya başladı. Bu geçişin adresi ise merkeziyetsiz yapısıyla öne çıkan Bluesky oldu.
Merkeziyetsiz yapısıyla Bluesky, kullanıcılarına kendi görünürlüğünü kontrol etme, içerik yönetimine dahil olma ve algoritmalar üzerinde söz hakkı tanıma iddiasını taşıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından X’te yaşanan hızlı erişim engelleri ve hesap kapatmaları, bu göçü başlatan etken oldu.
Fakat bu dijital göç girişimi de başarılı olmadı…
Avcı Ne Kadar Hile Bilirse, Tilki O Kadar Yol Bilir
İfade özgürlüğünün daraldığı bu dijital atmosferde, tek çare göç etmek değil.
Sosyal medyada Basel (@baselkanir) adıyla tanınan fenomen Bekir Aslan, sansür sistemine çoban matı yaptı. Yürüyüşleri yerinde görüntüleyip paylaşan Basel, muhalif hesaplara erişim engeli geldiğini gördüğünde paniğe kapılmadı.
Hesabının engelleneceğini öngören Bekir Aslan, önce kullanıcı adını değiştirdi. Ardından, bıraktığı eski kullanıcı adıyla yeni bir hesap açtı. Böylece erişim engelini, artık kullanılmayan bir adrese yönlendirmiş oldu. Ana hesabı ise görünürlüğünü korudu.

Bu kurnaz manevra, algoritmaların ve sansürün gölgesinde yaşayan yurttaşların ne kadar yaratıcı olabileceğini bir kez daha gösterdi.
Dünyayı sarsan Elon, Türkiye’yi duymadı
İfade özgürlüğünü savunma iddiasıyla Twitter’ı satın alan Elon Musk, Türkiye’deki gelişmeler karşısında dikkat çekici bir sessizlik içinde.
Musk’ın bu sessizliği, geçtiğimiz yıllarda sergilediği politik çıkışlarla tezat oluşturuyor. Geçtiğimiz yaz, Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer'ı protestoları bastırma biçimi nedeniyle sert şekilde eleştirmiş, İngiltere’yi Sovyetler Birliği ile kıyaslamıştı. Avrupa Birliği’nin eski dijital işler komiseri Thierry Breton’ı ise “Avrupa'nın tiranı” olarak nitelendirmişti. Musk, Fransa’da aşırı sağcı lider Marine Le Pen’i zimmete para geçirmekten suçlu bulan mahkemeye de sert tepki göstermişti.
Avrupa siyasetinde yaşanan tüm gelişmelere yorum yapan Musk bu sefer sessiz.
X yönetimi ise platformun protesto sürecinde hangi taleplerle karşılaştığı, ne kadar içeriği kaldırdığı ya da kimin erişimini engellediği konusunda net bir açıklama yapmıyor. 23 Mart günü yaptıkları açıklamada, mahkeme kararlarına itiraz ettiklerini belirttiler.
Kısacası; Elon Musk’ın “İfade özgürlüğü cenneti” vaadi, Türkiye’de karanlık bir tabloya dönüştü. Bir zamanlar sansürle kavga ettiğini iddia eden Twitter, şimdi sansürün sağ kolu...
Sıkı bir sosyal medya kullanıcısı olan bir yurttaş olarak, Yüksek Sadakat’in nefis parçasıyla yazımı bitirmek istiyorum:
Belki üstümüzden bir kuş geçer
Kanadından bir tüy düşer
İner döne döne gökyüzünden
Hiçbir yüz güzel değil senin yüzünden









.png)

















Yorum Yazın