Bundan yaklaşık üç hafta önce anket şirketlerinin Almanya’daki çalışmalarına binaen bir yazı yazmıştım; AfD’nin oylarının neden bu kadar yükseldiğine ve anketlerdeki yükselişine değinmiştim.
14 Eylül Pazar günü yani Özgür Özel’in Büyük Tandoğan mitingini yaptığı gün, Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde yerel seçimler gerçekleşti. İnsanlar oylarını kullandı, tercihlerini yaptı ve sonuçlar açıklanmaya başladı.
Bu seçimler önemliydi çünkü bu eyalet Almanya’nın en kalabalık, toplumsal ve ekonomik olarak çeşitliliğin en fazla olduğu bu eyaleti, hem göç kökenlilerin yoğunluğu hem de endüstriyel-kentsel-kırsal dengeleriyle sık sık “mini Almanya” benzetmesine konu olur. Bu seçimler ve seçim sonuçları bi nevi Almanya Genel Seçimleri’nin provası gibi.
Seçimler alışılmışın dışında sonuçlarla tamamlandı. Son genel seçimlerde olduğu gibi SPD (Sosyal Demokrat Parti) ve Yeşiller Partisi (Die Grüne) inanılmaz derecede oy kaybetti. Özellikle de göçmen nüfusunun yoğun olduğu bir eyalet olduğunu düşündüğümüzde Yeşiller Partisi’nin -6,5 ve SPD’nin -2,2 oranlarında oylarını kaybetmeleri bu iki partinin tercih edilmemesinde kendilerine karşı özeleştiri vermesi gerektiğini gösteriyor. Bu eyalet sosyolojik yapısından dolayı uzun zamandır, Almanya Solu’nun diğer yerlere kıyasla nispeten daha güçlü olduğu bir bölge. Fakat SPD’nin 22,1 ve Yeşiller’in 13,5 puan almaları Almanya demokratik solunun toplumdaki birtakım problemlere karşı somut çözümler üretemediğini gösteriyor.
Öte yandan geçmiş seçimlere göre oylarını arttıran partilerden biri Die Linke. Die Linke, 5,6 puanlık bir oy oranına sahip olsa bile bundan önceki seçimlere göre oyunu 1,8 puan arttırdı. Özellikle Linke, üniversite çevrelerinden ve bazı Müslümanlardan çok fazla oy almakta. Bunun sebebi de Filistin – İsrail meselesinde Almanya’daki diğer sol partilere nazaran net bir tavır sergilemesi denebilir. Özellikle Almanya Yeşiller Partisi, küresel kardeş partilerinin aksine daha flu bir tutum sergilemekte. Bundan ötürü Müslüman seçmenlerin oyunu alamamakta.
Hem geçtiğimiz genel seçimde hem de NRW (North Ren Westfalia) yerel seçimlerinde Sosyal Demokratların ve Yeşiller’in oy kaybedip, Die Linke’nin oylarını arttırmasındaki en önemli faktörlerden bir tanesi de Linke siyasetçilerinin oluşturduğu siyasi diskur. Die Linke politikacıları geçtiğimiz iki seçimde de seçim kampanyalarını yürütürken varlık vergisi getireceklerini dillendirdiler. Direkt olarak Almanya’nın en zengin %1’lik kesimini hedeflerine koydular. Üstüne sağlık ve eğitim gibi temel hizmetlerin, sermayedarlardan alınan vergilerle kamu tarafından ücretsiz bir şekilde karşılanması gerektiğini öne sürdüler. Özetle servetin, tabana dağılmasını talep eden bir seçim kampanyaları vardı. Hatta sloganlarından biri de ‘’BMW içi milyarları var ama halk için yok.’’ oldu (bu sloganı ben çevirdim orijinali Almanca). Sonuç olarak Die Linke’nin sol popülizmden beslenen vaatleri, partinin oylarını az da olsa arttırmasını sağladı.
Bu yerel seçimlerde neredeyse her dair siyasi parti kayıp yaşarken hiç beklenmeyen bir şekilde oylarını katlayan parti ortaya çıktı ki bence hiç şaşırtıcı olmadı, o da Alternative For Deutschland yani AfD. AfD, bundan önceki seçimlerde yüzde 5,1 oy oranına sahipti ve oy oranını yüzde 9,4 arttırarak yüzde 14,5’e çekti. AfD’nin Almanya’nın batısında güçsüz olduğunu varsayarsak bu inanılmaz bir artış ve AfD için olağanüstü bir seçim başarısı.
Göçmenlerden dolayı Almanya’da emeğin ucuzlaması, Rusya – Ukrayna Savaşı’ndan sonra gelen ekonomik gerilemeler, Avrupa’daki genel artan enflasyon gibi sorunlara karşı AfD, diğer partilere nazaran daha somut çözümler ortaya sundu. Rusya’nın işgali başladıktan sonra Avrupa ülkeleri enerji kaynakları konusunda sorun yaşarken özellikle Yeşiller halkın sorunlarını gözardı eden çözümler ortaya koydu, bu durum da zayıflamalarına neden oldu. Böyle bir atmosferde AfD oylarını daha da arttırdı.
NRW Yerel Seçimleri’nden sonra Türkiye adına en çok konuşulan konulardan biri de Yeşiller Partisi adayı Berivan Aymaz’ın Köln Büyükşehir Belediye Başkanlığı yarışını birinci olarak tamamlayıp ikinci tura kalması oldu. Oyların yaklaşık olarak yüzde 28’ini aldı ve Yeşiller için başarıya imza attı. Aymaz’ı yaklaşık olarak yüzde 21 oy oranı ile Sosyal Demokratların adayı olan Torsten Burmester takip etti. Ancak Aymaz, yüzde 50+1’i geçemediğinden ötürü ilk tur sonucunda belediye başkanı olamadı.
Bana soracak olursanız AfD’nin potansiyel olarak tehlike olduğu yerlerde merkez sol ile merkez sağ’ın koalisyonları görebiliriz. Daha da açmak gerekirse, Gelsenkirchen’de SPD adayı Andrea Henze ile AfD adayı Norbert Emmerich arasında yarış var; AfD %29,8 ile ikinci. Burada Hristiyan Demokratlar, Sosyal Demokratlar ve Yeşiller’in aşırı sağ’a karşı kuracağı bir koalisyonu görebiliriz. Elbette ki en çok oy alan Sosyal Demokratları destekleyeceklerdir. Köln’de Aymaz seçilebilir mi bilemiyorum, burada muhafazakarların ve milliyetçilerin Sosyal Demokratları mı yoksa Yeşilleri mi destekleyeceği merak konusu olacak.

Yorum Yazın