MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Türklerin de Kürtlerin de dilleri biraz değişmeli!

Ana SayfaSi̇yasetTürklerin de Kürtlerin de dilleri biraz değişmeli!
Türklerin de Kürtlerin de dilleri biraz değişmeli!
29 Ekim, 2024, Salı 07:25
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu

Empati yeteneğini arttırmak ve özellikle Türklere, çeşitli konularda biraz kendilerini Kürtlerin yerine koyarak düşünmelerini önermek bence başlanması gereken yer. Kürtler onurlarına düşkün bir halk, tıpkı birçok halk gibi.

Yıllardır, bu satırların yazarı da dahil, iktidarlara “Kürt meselesi bir mesele olmaktan çıkarılsın!” dedik durduk ama şimdiye dek bir denemenin ardından bu mesele hala bu toplumun temel meselesi olmaktan çıkarılmış değil. Konu yıllar içinde öyle bir konu haline geldi ki artık, Öcalan’ın dediği gibi, çözülme çabalarının içine bir de yabancı bir ülkenin dahil olması gerekliliği girdi. Neden diye soracak olursanız, yıllardır birbirleriyle savaşmış iki topluluğun kaybettiği “güven” duygusunun yeniden inşa edilmesi gerekiyor ki bu da dayanılacak bir referans noktasına ihtiyaç gösteriyor. Bütün benzer olaylarda olduğu gibi.

Tabii bu bir gerçek olarak ortada duruyor ama henüz daha oraya gelmedik de. Bahçeli’nin “kuvvetli” sözleri ve jestleri arkasında Cumhurbaşkanı’nın bir iki destek cümlesi dışında bir açıklaması da yok. Bunun nasıl bir anlamı var bilmiyorum. Ama kimilerinin ima ettiği gibi Bahçeli’nin çıkışının Erdoğan’dan habersiz ve Erdoğan’ı sıkıştırmak için yapılmış bir iş olduğuna ben inanmıyorum. Çünkü bu iş çocuk oyuncağı değil. Çok sayıda hayatları ilgilendiren bir konu bu ve bu konunun üzerinde sörf yapmaya kalkmak kimsenin haddi de değil. Bu kimse Bahçeli olsa bile.

Bu konu tartışılmaya başladığında Türklerin çoğunun bu konu hakkında zır cahil oldukları da ortaya çıkıyor. Örneğin sorunun çözümü lehine sosyal medyada yazılan yazıların altına yazılanlardan bunu görmek mümkün. Ya trol olduğundan ya da Türk milliyetçisi gözlüğüyle baktığından dolayı rahatsız olanlar dışında görüş serdedenlerin çoğunun yazdıkları ise maalesef benim yukarıda yaptığım teşhisi doğruluyor. Sosyal medyada, “Yani Kürtlerin neyi yok da bizim var? Hepsi vatandaş olduğuna göre aynı haklara sahip değil miyiz? Kürtler ne istiyorlar?” gibi biraz yukarıdan, biraz empati yoksunu, biraz da bu toplumu tanımayan görüşlere bolca rastlamak mümkün.

Bir başka ifadeyle Türk devleti sorunun kaynağına inmektense Kürtleri ötekileştiren bir dil ve söylemi tercih ediyor. İşte bütün bu sebeplerle Türkler Kürtleri tanımıyorlar. Kardeşiz diyorlar ama kardeşlerinin duygu ve düşünce dünyalarıyla pek ilgileri yok.

KÜRTLERİ ÖTEKİLEŞTİREN BİR DİL

Ama doğrusu bu insanları da kınamamak lazım belki de. Öyle ya yıllardır süren bu savaşla ilgili bilgiler devlet tarafından üstelik de “milliyetçi” bir dil ve söylemle insanlara veriliyor. Devlet olarak bu savaşı başlatanların neden başlattığını, neden bu insanların köylerinin yakılıp yıkıldığını, neden bir Diyarbakır Hapishanesi yaratıldığını ve neden binlerce insanın öldürüldüğünü toplumun Türk tarafı pek de bilmiyor. Bir başka ifadeyle Türk devleti sorunun kaynağına inmektense Kürtleri ötekileştiren bir dil ve söylemi tercih ediyor. İşte bütün bu sebeplerle Türkler Kürtleri tanımıyorlar. Kardeşiz diyorlar ama kardeşlerinin duygu ve düşünce dünyalarıyla pek ilgileri yok.

Bu nedenle de bu sorunu çözmeden önce, bir ara 2010’lı yıllarda olmuştu, dil ve söylem yumuşaması gerekiyor. “Bebek katili!” diyerek Kürtlerle anlaşmak pek mümkün değildir. Kaldı ki bu savaşta kaybedilen bebeklerin hangi taraftan olduğuna bakarsanız belki de bu söylediğiniz doğru da değildir! Öte yandan bunlar emperyalizmin uşakları bunlarla barışmak da doğru değildir demek de aynı şekilde yumuşamak zorunda olan bir dil ve söylem. Onun için bu sorunun gerçekten çözülmesini isteyenlerin önlerinde duran en önemli bariyer bence bu.

Üstelik bu dönüşümü yapmak öyle çok da zor değil bence. Empati yeteneğini arttırmak ve özellikle Türklere, çeşitli konularda biraz kendilerini Kürtlerin yerine koyarak düşünmelerini önermek bence başlanması gereken yer.

Kürtler onurlarına düşkün bir halk, tıpkı birçok halk gibi. Ama Türklerle kurulan ilişki, İmparatorluğun çöküş yıllarında ve özellikle ulus-devlet kurulurken biraz zorlama olmuş. Onların talepleri yeterince anlaşılmamış ya da dikkate alınmamış. Biraz “din kardeşiyiz” muhabbeti içinde geçiştirilmiş. Bundan dolayı da ulus-devlet” yeterince kapsayıcı bir “biz” duygusu üretememiştir. İşte şimdi başlatılan bu konuşmalarla bu eksiklik giderilebilir ve gerçekten geniş bir “biz” duygusu üretilebilir. Konu çok önemli. O nedenle de “aklıselim” davranıp katkıda bulunmak gerekir. Ateşe körükle gitmek yerine…

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Erol Katırcıoğlu

Yorum Yazın

Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Top şimdi iktidarın sahasında
    İlter Turan
    İlter Turan Aşırı seçkin üretimi sorun yaratabilir
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz PKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler
    Fatih Öztürk
    Fatih Öztürk Yargısal Aktivizm: Yargı eliyle siyaseti şekillendirirken Robert Justin Lipkin’i okumak ve Ran Hirschl’i dinlemek
    Serap Mumcu
    Serap Mumcu Yunan Sanatı’na giriş
    Nazlı Akyüz
    Nazlı Akyüz Bir koridordan fazlası: Zengezur hattında Rusya-Azerbaycan gerilimi
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı 2025 yıl sonu için beklenen riskler
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya PISA 2025 ile Eğitimin yeni rotası: İklim okuryazarlığı ve geleceğin sorumlu vatandaşları
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Büyüyünce ne olacaktın
    Mehmet Akif Koç
    Mehmet Akif Koç Modern İran nesrinin sosyalist-Türk öncüsü: Gulam-Hüseyin Sâedî
    Buğra Gökçe
    Buğra Gökçe Serenad
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk CHP’nin AKP ile müzakere yapma zorunluluğu
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Aynı nehrin kuyusu: Sonsuz döngüler
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Duvarlarda Mualla, küpürde direniş
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak Economist Konferansı’ndan 
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Bazen cennet, bazen cehennem: Bipolar biriyle ilişki yaşamak 
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı