MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Türkiye’nin gücü gücü yetene düzeni

Ana SayfaSi̇yasetTürkiye’nin gücü gücü yetene düzeni
Türkiye’nin gücü gücü yetene düzeni

Doğrusu bu nedenle de ben CHP’nin ana muhalefet partisi olarak yöneldiği bu “sokak” siyasetini benimsiyorum benimsemesine ama bu noktada da CHP’nin ciddi bir sorunu olduğunu da düşünüyorum

01 Nisan, 2025, Salı 03:05
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu

CHP’yi yönetenlerin başarısı, AKP’nin yarattığı “gücü gücü yetene” siyasal boşluğunu doldurabilmek için gerçekten toplumda “mağdur” kesimleri yanına almalarıyla mümkün olacaktır. Bu da açıktır ki başta Kürtler olmak üzere, Aleviler ve Sünni Müslümanlar gibi geniş kesimleri içine alabilecek  bir söylem ve pratik gerektiriyor. CHP bunu yapabilir mi? Bence yapabilmek için her türlü imkana sahiptir.

Küreselleşme ulus-devletlerin “norm” ve “değer” üretme imkanlarını sınırladıkça, ulus-devletler içinde devletin kendilerine ait olduğunu düşünen kesimlerle (ya da var olan devlet düzeninin devamında kendisi için yarar gören kesimlerle), kendi kimliklerinin de hesaba katılacağı yeni bir demokrasi talep eden kesimler arasında siyasal bir gerginlik yaratmaktadır. Bu gerginlik hemen hemen bütün ulus-devletlerde derece derece de olsa  bir ucu “milliyetçilik” diğer ucu da “radikal bir demokrasi” talebi olarak yaşanmaktadır.

Geçenlerde yazdığım “Gücü Gücü Yetene Düzeni” başlıklı yazımda bu değişimin uluslararası düzen bakımından anlamı üzerinde durmuştum. O yazıda demiştim ki : “Ulus-devletler dünyasında milliyetçiliklerin yeniden yükselişi liberal demokrasinin de önemini yitiriyor oluşuyla yakından ilgilidir. Özellikle Trump’lı bir dünya düzeninde “liberal demokrasinin” baş savunucusu Amerika gibi bir gücün bu iddiadan vazgeçip pragmatist bir biçimde sadece Amerika’nın çıkarlarını öne çıkaran milliyetçi bir biçimde davranması esasında dünya siyasetinde de bir boşluk yaratarak “gücü-gücü yetene” bir düzenin oluşmasını yaygınlaştırıyor.”

Aslında Trump’ın bu kez sahneye çıkışından önce bu yönde ilk adım kuşkusuz Türkiye’de Erdoğan yönetimiyle atılmıştı.  O güne kadar, iyi kötü farklı (ve kimisi bağımsız) kurumlardan oluşan ve vatandaşları arasında eşit bir mesafede durmaya çalışan bir devlet formundan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı verilen, bütün devlet kurumlarının Saray’a, daha doğrusu tek kişiye bağlanmasıyla oluşan yeni bir formla yeni bir sınıra çekilmiş oldu. Dolayısıyla bu yeni devlet sistemi ile eski devlet sistemi arasında siyasal bir boşluk oluştu ve bu boşluk gücü elinde bulunduranların, yani iktidarın büyük ölçüde etkili olduğu “gücü-gücü yetene” bir düzenin oluşmasıyla sonuçlandı.

Tabii “güç” deyince yalnızca “sermaye” gücünden değil “devlet” gücünden de söz ediyoruz. Nitekim iktidar elinde bulundurduğu gerek sermaye ve gerekse devlet gücünü kullanarak bu siyasi boşlukta at gezdiriyor. Özellikle yargı ve bazı bağımsız çalışması gereken kurumları (RTÜK gibi)kullanarak kendisine karşı olan bütün grupları ve siyasi partileri baskı altında tutabiliyor. Açıktır ki eski düzenle yeni düzen arasında oluşmuş bu “gücü-gücü yetene” boşluğu doldurulamazsa iktidarın bu boşlukta istediği gibi ve istediği kadar kalması da kaçınılmaz.

Doğrusu bu nedenle de ben CHP’nin ana muhalefet partisi olarak yöneldiği bu “sokak” siyasetini benimsiyorum benimsemesine ama bu noktada da CHP’nin ciddi bir sorunu olduğunu da düşünüyorum. 

Peki muhalefet bu boşluğu nasıl doldurulabilir? Daha doğrusu doldurabilir mi?

Kestirmeden gidersek ben bu boşluğun parlamentodaki muhalefetle doldurulabilecek bir boşluk olduğuna inanmıyorum. Çünkü parlamentonun mevcut yapısı orada yapılacak bir muhalefetle bu boşluğu doldurabilecek bir enerji üretmenin mümkün olmadığını söylüyor. O nedenle de bence de doğru strateji CHP’nin benimsediği demokratik hakların sınırları içinde yapılacak olan “sokak” siyasetidir.

Doğrusu bu nedenle de ben CHP’nin ana muhalefet partisi olarak yöneldiği bu “sokak” siyasetini benimsiyorum benimsemesine ama bu noktada da CHP’nin ciddi bir sorunu olduğunu da düşünüyorum. Bu sorun da CHP’nin söz konusu muhalif güçlerin ortak bir amaca yönelebilmesi için gereken bir söyleme tam olarak sahip olmaması gerçeğiyle ilgilidir.

Açıktır ki Kürtlerin barış çabalarına engel olmak şiarıyla siyaset yapan bir Ümit Özdağ ile Kürtleri bir araya getirmek pek mümkün değildir. O nedenle de CHP’yi yönetenlerin başarısı, AKP’nin yarattığı “gücü gücü yetene” siyasal boşluğunu doldurabilmek için gerçekten toplumda “mağdur” kesimleri yanına almalarıyla mümkün olacaktır. Bu da açıktır ki başta Kürtler olmak üzere, Aleviler ve (tarikat ve cemaat zulmünden rahatsız olan) Sünni Müslümanlar gibi geniş kesimleri içine alabilecek  bir söylem ve pratik gerektiriyor. CHP bunu yapabilir mi? Bence yapabilmek için her türlü imkana sahiptir.

Yani yapabilir!

Ne dersiniz?
 

  • Türkiye’nin gücü gücü yetene düzeni Türkiye’nin gücü gücü yetene düzeni
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
CHPCumhuriyet Halk Partisi

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
    Buse Ayazma
    Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
    Mesut Balcan
    Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı