MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

“Türk Cumhuriyetçiliğinin Oluşumu”

Ana SayfaKi̇tap“Türk Cumhuriyetçiliğinin Oluşumu”
“Türk Cumhuriyetçiliğinin Oluşumu”

“Türk Cumhuriyetçiliğinin Oluşumu”

08 Şubat, 2024, Perşembe 21:30
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Bülent Bilmez
Bülent Bilmez

Nihayetinde özellikle ihmal edilmiş konularla ilgili yapılmış her akademik çalışmanın kıymetli olduğuna inandığım için, Turnaoğlu’nun kitabının Osmanlı-Türkiye demokrasi/anayasal hareketler tarihi konulu literatüre önemli katkı sunduğunu düşünüyorum.

Geçen yazıda hayali bir harita üzerinden kuş bakışı olarak gerçekleştirilen Osmanlı’da cumhuriyetçilik fikri turundan sonra, bu yazının konusu, cumhuriyet fikrinin ilanı öncesindeki zayıf ve muğlak kökler. Odağı ise bu konudaki literatürde yerini 2017 yılında alan, Berna Turnaoğlu’nun The Formation of Turkish Republicanism (Türk Cumhuriyetçiliğinin Oluşumu) kitabı olacak.

Tur Öncesi Kısa Prezantasyon

Princeton University Press tarafından 2017 yılında yayınlanan, Berna Turnaoğlu’nun kitabı hakkında daha önce yazılmış kitap değerlendirme yazılarını, aralarındaki uçurum bağlamında daha önce LitetarTur’umuzda ele almıştım. Banu Turnaoğlu, lisansüstü eğitimi boyunca, özellikle Cambridge Üniversitesi Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bölümündeki doktora yıllarından itibaren Osmanlı ve Türkiye’de cumhuriyetçilik konusuna odaklanmış bir meslektaşımız. Türkiye’de yeterince çalışılmamış bir alan için önemli bir kazanımdır bu. Kitabın kendisine gelince, Alp Eren Topal’ın detaylı bir inceleme sonucu kaleme aldığı kitap hakkındaki eleştirilerini haklı, ama biraz “acımasız” bulduğumu önceki yazıda belirtmiştim. Kitap konusunda daha soğukkanlı bir tarz ve ağırbaşlı bir dili tercih eden Ethan Menchinger’in de benzer eleştirilerini özet olarak sunduktan sonra, nihayetinde Menchinger’in tuhaf bir şekilde kitabı tavsiye etmediğini not etmiştim. Ancak ben literatüre katkı sunduğunu düşündüğüm bu kitabın mevcut eleştirilere rağmen okunmasını ve hatta en kısa zamanda Türkçeye kazandırılmasını tavsiye ediyorum.

            Kitabın başında iyi bir kavramsal-teorik çerçeve tartışmasının eksikliği, tematik çerçeve konusunda dağınıklığa yol açmıştır. Bu tartışma eksikliği, oldukça değerli bir siyasi düşünce tarihi çalışmasını zayıflatıyor kaçınılmaz olarak.

Kısa Turumuz Başlıyor

Yukarıdaki girizgahtan sonra, artık kitapla ilgili (turumuzun durakları olarak değerlendirilebilecek) bazı noktalar üzerinde durabilirim:

  • Türkiye’de cumhuriyet(çilik) tarihiyle ilgili mitolojik başlangıç anlatısını revize etme amacıyla yola çıkan yazarın/kitabın, Türkiye’de yerleşik olan cumhuriyet(çilik) tarihinin Mustafa Kemal (Atatürk) ve 1923 ile başlatılmasına dayalı anlatıyı sorgulamak gibi oldukça anlamlı ve devrimci/revizyonist bir amacı var. Bu anlamda, Cumhuriyet’i Atatürk’ün Türkiye’ye adeta “bir sürpriz hediye” gibi sunduğu yönündeki banal resmi anlatıyı sorgulamak ve revize etmek için anlamlı bir girişim.
  • Bu genel tezin alt-tezi olarak, Türkiye’de cumhuriyet fikrinin (cumhuriyetçiliğin) ve Şark’ta cumhuriyet deneyimlerinin Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923’teki ilanından çok daha gerilere gittiğini iddia eden yazar, daha kitabın başında bunun “yüzyıllarca yıl geriye gittiği”ni iddia ederek tezini bizzat kendisi zayıflatıyor maalesef: Konuyu bilenler de bizzat bu kitabı sonuna kadar okuyanlar da “yüzyıllarca” ifadesinin abartı olacağını söyleyecektir.
  • Kitabın başında iyi bir kavramsal-teorik çerçeve tartışmasının eksikliği, tematik çerçeve konusunda dağınıklığa yol açmıştır. Bu tartışma eksikliği, oldukça değerli bir siyasi düşünce tarihi çalışmasını zayıflatıyor kaçınılmaz olarak. Oysa sağlam bir siyaset bilimi formasyonuna sahip olduğu anlaşılan yazarın, bu birikimini kavramsal-teorik analizlerinde kullanması beklenirdi.
  • Kitapta yer verildiği kadarıyla ve şekliyle Türk Cumhuriyetçiliğinin Oluşumu konusu, esasen geniş bir makalede (essay) yetkin bir şekilde ele alınabilirmiş gibi geliyor bana. Belki de doktora çalışması olması nedeniyle kavramın ve konunun uzatılması ve genişletilmesi ihtiyacı hasıl olmuş. Esasen kitabın hazırlık aşamasında tezin ilk üç bölümü özetlenerek tek bir bölüme dönüştürülmesi ve en başa iyi bir teorik-kavramsal ve metodolojik çerçeve tartışması eklenmesi daha iyi bir sonuç verebilirmiş gibi geliyor bana.
  • Konuyla ilgili tarihyazımının Osmanlı’nın Müslim ve gayrimüslim tüm unsurlarıyla birlikte demokrasi tecrübesi ve tartışmalarını içermesi gerekliliği sebebiyle “TürkCumhuriyetçiliği” başlığının sadece etnisite-merkezli modern kolektif kimlik olarak ulusu ifade edecek şekilde belirlenmesi ve diğer unsurları kapsayamaması çok önemli (ve esasen çok yaygın) bir eksikliğin göstergesidir.
  • İçerik, söylem ve yöntem bağlamında kitaptaki eksiklik veya sorunların bazıları, genelde konuyla ilgili literatürde karşımıza çıkan sorunun tekrarı veya parçası niteliğindedir. Bunlardan birinin özellikle altını çizmek isterim: Osmanlı ve Türkiye’de cumhuriyetçiliğin veya cumhuriyet fikrinin temellerine baktığımızda Gayrimüslim birikimi göz ardı etmek olukça yaygın ama çok da sorunlu bir zaaftır. Bu eksiklikten hareketle mümkün olan her mecrada Osmanlı’da cumhuriyetçiliğin ve demokrasinin kökenlerini irdelerken (kısıtlayıcı rezervlerden azade bir şekilde) kapsayıcı bir bakış açısı için mesela Velestinli Rigas’ın mirasına değinmeyi bir zorunluluk addediyorum.
  • Cumhuriyetçilik (fikri) tarihini yüzyıllarca geriye götürme iddiasıyla yola çıkarak kitabın her bölümünü bir tarihsel döneme ayıran yazarın, her dönemle ilgili literatür ve dönem metinlerini daha seçici ve sistematik kullanması beklenirdi. Ayrıca dönem metinlerini kullanırken çok daha özenli olması gerekirdi.
  • Quentin Skinner, J. G. A. Pocock ve John Dunn önderliğinde siyasi düşünce tarihyazımında yeni bir çığır açan Cambridge ekolünün Doğu-Batı ikilemini sorgulamasından yola çıkarak Turnaoğlu’nun, Cumhuriyet(çilik) meselesini Doğu-Batı ayrımının ötesinde ele alma iddiasını zımni olarak sahiplendiği görülmektedir. Ancak Batı-dışı olarak ele aldığı Osmanlı ve Türkiye örneğini incelerken yazarın bu iddianın/sorgulamanın içini doldurabildiğini söylemek mümkün değildir maalesef. Bu konuda başarılı ve ezber bozucu bir sorgulama için Türkçesi 2020 yılında Koç Üniversitesi Yayınları tarafından yayınlanan Patricia Springborg’un Batı Cumhuriyetçiliği ve Şark Hükümdarı kitabına örnek olarak bakılabilir.
  • Kitapta analitik eleştirel anlatının merkezine, önemli bir tez olarak, üç tip cumhuriyetçilik sınıflandırması tezi oturulmuştur: İslami/İslamcı, liberal ve radikal cumhuriyetçilik. Ancak kitapta bu sınıflandırma, köşeli ve aşırı basitleştirilmiş ve bir kategorizasyon şeklinde çıkmaktadır karşımıza. Özellikle bu yaklaşımların her birinin temsilcileri olarak sunulan şahsiyetlerde ve metinlerde cumhuriyet fikri, aşırı genellemeler ve köşeli tespitlerle tartışılmaktadır.

Cumhuriyetçilik (fikri) tarihini yüzyıllarca geriye götürme iddiasıyla yola çıkarak kitabın her bölümünü bir tarihsel döneme ayıran yazarın, her dönemle ilgili literatür ve dönem metinlerini daha seçici ve sistematik kullanması beklenirdi. Ayrıca dönem metinlerini kullanırken çok daha özenli olması gerekirdi.

 Turu Tamamlarken

Nihayetinde özellikle ihmal edilmiş konularla ilgili yapılmış her akademik çalışmanın kıymetli olduğuna inandığım için, Turnaoğlu’nun kitabının Osmanlı-Türkiye demokrasi/anayasal hareketler tarihi konulu literatüre önemli katkı sunduğunu düşünüyorum. Elbette iyi niyetle yapılan bilimsel eleştirinin kümülatif bilgiyi sorgulayarak kıymetlendirdiği unutulmadan bu LiteraTur’da ve önceki yazılarda öne çıkarılan eleştiriler ve rezervlerle birlikte, bu kitabın okunmasını ve en kısa zamanda Türkçeye kazandırılmasını tavsiye ederim. 

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Bülent Bilmez
    Bülent Bilmez

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
    Buse Ayazma
    Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
    Mesut Balcan
    Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı