MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Tül perdenin ardında saklanan Avrupa 

Ana SayfaDiş Poli̇ti̇kaTül perdenin ardında saklanan Avrupa 
Tül perdenin ardında saklanan Avrupa 

Solingen bir istisna değildi. O bir kırılmaydı. Yüz yıl boyunca sömürgelerinden elde ettikleriyle refah toplumu kuran Avrupa, 1960’lı yıllarda Türkiye’den, Kuzey Afrika’dan, Balkanlar’dan, Orta Doğu’dan gelen işçileriyle sanayi çarklarını döndürürken göçmenleri “misafir” saydı ama bir türlü ev sahibi yapmadı.

29 Mayıs, 2025, Perşembe 06:57
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Ali Kılıç
Ali Kılıç

Solingen’den bugüne değişmeyen tek şey, yangının hâlâ sönmemiş oluşudur. Artık tül perdelerin arkasına saklanan korkaklığın değil, sokaklara çıkan vicdanın zamanı. Çünkü o gün Solingen’de yanan yalnızca bir ev değil, sessiz kalan herkesin insanlığıydı.

Ve hâlâ, bu yangını söndürmek için geç değil. Çünkü, Kin Öldürür, Sevgi Yaşatır!

Tarih 29 Mayıs 1993.

Almanya’nın kalbinde, Solingen’de beş insan diri diri yakıldı. Alevlerin sardığı o evin çevresinde zaman durmuştu. Henüz dumanı tüten enkazın önüne vardığımda, basın kartımı gösterip olay yerine ilerledim. Yanmış binanın karşısında, kaldırım kenarına çökmüş bir adam dikkatimi çekti. Başını iki elinin arasına almış, yere bakıyordu. Yaklaştım. Bu adam Kuzey Ren-Vestfalya Eyalet Başbakanı Johannes Rau idi. Sonraları cumhurbaşkanı da oldu. “Bu olay toplumumuz için utanç verici,” dedi. “Yabancı düşmanlığına karşı omuz omuza durmak zorundayız. Türk-Alman dostluk dernekleri kurarak birlikte mücadele edelim.”

Ama o gün yalnızca bir ev yanmadı. O gün, Avrupa’nın vicdanı kavruldu. İnsan hakları, eşit yurttaşlık, çokkültürlülük gibi onurlu idealler, tül perdelerin arkasından izlenerek seyirlik hale getirildi. Alman komşular evlerinden çıkmadı. Çıksalar ne olurdu bilinmezdi; ama o gün susarak, utancın bir parçası oldular.

Solingen bir istisna değildi. O bir kırılmaydı. Yüz yıl boyunca sömürgelerinden elde ettikleriyle refah toplumu kuran Avrupa, 1960’lı yıllarda Türkiye’den, Kuzey Afrika’dan, Balkanlar’dan, Orta Doğu’dan gelen işçileriyle sanayi çarklarını döndürürken göçmenleri “misafir” saydı ama bir türlü ev sahibi yapmadı. Misafir olanlar sonsuza dek dışarda tutulmak istendi. Ama şehirlerin arka sokaklarında büyüyen çocuklar, artık evin asıl sahipleri olduklarını haykırmaya başladılar.

Ve sistem buna hazır değildi. Solingen bu yüzden yaşandı.

Mevlüde Genç, o korkunç yangında kızlarını, torunlarını kaybetti. Ama öfkeyi değil, barışı seçti. O, Batı’nın gözlerinin içine bakarak, affetmeyi seçti. Mevlüde Ana’nın duruşu, Avrupa’nın göçmen hafızasına işlenmiş bir adalet çağrısıydı. Bir annenin yangından geriye kalan küllerde bile insanlık arayışıdır onun adı.

Ama bugün geldiğimiz noktada, o çağrı yerini yeniden yükselen öfke korosuna bırakıyor. Doğu Almanya’dan Macaristan’a, Fransa’dan Hollanda’ya kadar aşırı sağ bir tsunami gibi yükseliyor. Irkçı söylemler yalnızca sokaklara değil, artık parlamentolara taşınıyor. Her seçim gecesi, insanlık biraz daha sandıklarda boğuluyor.

Avrupa merkez partileri ise hâlâ ‘mış gibi’ yapıyor. Yabancı düşmanlığı münferitmiş gibi. Oysa artık bu dalga, bir siyasal paradigma değişimini işaret ediyor.

Göçmenler yalnızca ekonomik değil, kültürel ve varoluşsal bir meydan okuma olarak görülüyor. Ve Avrupa bu gerçekle yüzleşmekten kaçtıkça kendi demokrasisini de tüketiyor.

Solingen’den bugüne değişmeyen tek şey, yangının hâlâ sönmemiş oluşudur.

Bugün artık mesele Türklerin, Arapların, Afrikalıların değil; insanlığın ortak bir medeniyet sınavıdır. Sessiz kalmak, yalnızca mazluma değil, topluma da ihanettir. Eğer biz bugün Solingen’i yalnızca bir anma törenine, birkaç demece ve çiçeğe indirgiyorsak, o zaman aynı karanlık yarın başka bir kapıyı çalabilir.

Artık tül perdelerin arkasına saklanan korkaklığın değil, sokaklara çıkan vicdanın zamanı.

Çünkü o gün Solingen’de yanan yalnızca bir ev değil, sessiz kalan herkesin insanlığıydı.

Ve hâlâ, bu yangını söndürmek için geç değil.

Çünkü, Kin Öldürür, Sevgi Yaşatır!

  • Kırgızistan’ın jeopolitik yol ayrımı Kırgızistan’ın jeopolitik yol ayrımı
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
AlmanyaSolingenYangınGöçmen

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Ali Kılıç
Ali Kılıç

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Yeni anayasanın zamanı şimdi değil
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Gezi’deki projeyi kim yaptıysa saklanmasın, çıksın ortaya 
Gönen Orhan
Gönen Orhan Katılımcı bütçe için belediye başkanlarına çağrı (3)
Tuğba Muslu
Tuğba Muslu Mutsuzlar ülkesi 
M. Coşkun Cangöz
M. Coşkun Cangöz Arjantinleşmedik. Ama Filipinleşebilecek miyiz?
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Yükseköğretimde kariyer odaklı ve beceri temelli eğitim
Özgür Çoban
Özgür Çoban Meloni-Frederiksen kutsal ittifakı: Sosyal demokratların aşırı sağ ile flörtü
Hakan Şahin
Hakan Şahin Ceza Hukukunun “Tarla Topçusu” “Maddi Gerçek” mi?
Ali Kılıç
Ali Kılıç Tül perdenin ardında saklanan Avrupa 
Cengiz Kapmaz
Cengiz Kapmaz İki süreç, iki strateji: Çözüm süreci ve silahsızlandırma süreci arasındaki temel 7 fark
Mehmet Akif Koç
Mehmet Akif Koç Türkiye’de yayıncılığın serüveni istatistiklere nasıl yansıyor?
Erdem Bağcı
Erdem Bağcı Rusya - Ukrayna Savaşı’nın Türkiye ekonomisine etkileri 
Murat Aksoy
Murat Aksoy İBB soruşturmaları neden ikna edici değil?
Ahmet T. Kuru
Ahmet T. Kuru Türkiye’nin post-Cemaat sorunu
Armağan Öztürk
Armağan Öztürk CHP’siz Anayasa yapılabilir mi?
Mehmet Hasgüler
Mehmet Hasgüler Kıbrıs havanında su dövmek
Beril Esra Atahan
Beril Esra Atahan Kırılmadan eğilmek: Zihinsel esneklik üzerine
Kübra Evliyaoğlu
Kübra Evliyaoğlu Bir gece rüyamda gördüm o resmi
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
tanpınar haber altı
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı