MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Tanpınar'a Huzur Yok 36. Bölüm: Namlunun ucundasın

Ana SayfaEdebi̇yatTanpınar'a Huzur Yok 36. Bölüm: Namlunun ucundasın
Tanpınar'a Huzur Yok 36. Bölüm: Namlunun ucundasın
22 Eylül, 2024, Pazar 07:41
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Murat Menteş
Murat Menteş
Size birçok sırlardan haberdar olmanızı sağlayacak bir sır vereceğim.
 

Gizli Radyo, ismiyle müsemma bir kanal. Pazartesi, Perşembe ve Pazar geceleri 10 ila 10.30 arası Kunter Kunt adlı bir adam, yarım saat konuşuyor ve yayın kesiliyor. Programın adı Uyku Treni. Tanpınar’a bu esrarengiz radyodan Bedri Ruhselman bahsetmişti: “Size birçok sırlardan haberdar olmanızı sağlayacak bir sır vereceğim.”

Şair-profesör, Grundig marka radyoyu açıp frekansı ayarladı. Birkaç dakika bekledi. Ve Borodin’in Prens Igor operasının ikinci sahnesindeki Polovetsian Dansları’ndan [Половецкие пляски] Erkeklerin Dansı [R minör] bölümü eşliğinde anons duyuldu: “Gizli Radyo herşeye rağmen takdim eder: Uyku Treni… Hazırlayan ve sunan: Kunter Kunt…”

Ve sunucu konuşmaya başladı:

Merhabalar efendim.

İnsan dört şeyi seçemez: 1- Anne ve babasını, 2- milliyetini, 3- dış görünüşünü, 4- devlet başkanını.

İzhar etmek istediğim ikinci husus şu: Nükleer bombaların gölgesinde terlemek suretiyle idrak ettiğimiz Soğuk Savaş, esasen bir psikolojik harptir. O nedir? Harp harici işgal taktiklerinden ve propagandadan planlı bir şekilde istifade ederek, kontrol altına alınacak grupların fikirlerini, tutumlarını, duygu ve davranışlarını; hakim devletin menfaatleri cihetinde şekillendirecek haber, görüş ve bilgilerin yayılmasıdır.

Nasıl? İstihbarat servisleri sayesinde, casuslar marifetiyle ve ajanlar vasıtasıyla.

En makbul propaganda tarzı ise, grupların ve kişilerin, hakim gücün arzu ettiği cihette hareket ederken, hür iradeleriyle davrandıklarını, kendi kabullerinin ve tercihlerinin gereğini yerine getirdiklerini sanmalarını temin etmektir.

Her ne kadar Kruşçev “Sosis üretir gibi füze üretebiliriz” diyerek şecaat [yiğitlik] arzetse de, ABD biliyor ki Sovyetler’in elinde yalnızca 4 adet nükleer bomba var. Bu sayı, ABD’nin cephaneliğindeki bomba sayısının binde biridir.

Sovyetler’in muvaffakiyeti, Manhattan Projesi’nde çalışan Rus asıllı George Koval’ın ve kimi alkolik, buhranlı veya tamahkar [açgözlü] CIA casuslarının sızdırdığı bilgileri elde tutmaktan ibarettir.

Truman dönemindeki sorular, Eisenhower başa geçtiğinde çoktan cevaplanmıştı. Yani, Amerika, Sovyetler’i rakip görmüyor, geri kalmış ülkeleri korkutacak bir öcü sayıyor. SSCB, öcülüğün avantajlarını kullanıyor mu? Evet. Öcüyseniz, milyonlarca korkağı istismar edebilirsiniz. Nitekim öyle de oluyor.

Sömürü döneminin kapandığı, ülkelerin başkentlerden yönetildiği minvalindeki argümanlar, lakırdıdan ibarettir.

Amerikan Hariciye Nazırı John Foster Dulles ile CIA Şefi Allen Dulles özbeöz kardeş. Yani dış politika ile casusluk faaliyetleri paralel yürüyor.

 
“CIA’in casus kovanı” diye nitelenen başkent hangisi biliyor musunuz? Ankara.
 

1953’te İran Başbakanı Musaddık’ı deviren ihtilal Dulles’ların marifetidir. Musaddık, İran petrolünü İngiliz şirketlerine vermek yerine, kendi ülkesine yarar sağlayacak şekilde değerlendirmeye girişmişti. İsviçre’de hukuk öğrenimi görmüş Musaddık iktidardayken devletten maaş almıyor, tüm giderlerini kendi karşılıyordu.

1954’te Guatemala Jacobo Arbenz Guzman’ı da CIA devirdi. Arbenz’in selefi Arevalo, ülkenin kaynaklarına, ulaştırma ağına ve siyasilerine hükmeden ABD şirketi United Fruit Company’nin [UCF] ülkede at koşturmasını imkansız kılan reformlarıyla halkın takdirini kazanmıştı. CIA ve UCF, ABD basınında ve Senatoda Guatemala’nın “Sovyet uydusuna” dönüştüğü şayiasını yaydı. Sürgündeki Guatemalalılar ve paralı askerlerden müteşekkil isyancılar ordusu kurdular. Başına Castillo Armas’ı getirdiler. Askerleri, Florida’daki kamplarda eğittiler. 1954’te ordu, Guatemala’ya saldırdı. Arbenz, katliamı önlemek için istifa edeceğini beyan etti. Fakat Amerikan uçakları, başkenti bombaladı. Ülkeyi ele geçiren Armas, ABD Başkan Yardımcısı Nixon’a “Ne yapmamı isterseniz, söylemeniz yeter” diyecek kadar açık sözlüydü. Mamafih, askerî darbenin destekçisi Amerikan Hariciye Nazırı John Foster Dulles, UCF’in eski avukatıydı.

Gerçek şu ki, mühendislik projesi yürüten, maarif sistemini verimli kılmaya çalışan, kendi dilinin ifade imkanlarını genişletmek gayesiyle romanlar yazan… hülasa [kısaca] milletinin menfaatlerini gözeten herkesin hayatı tehlikede. İşten kovulur yahut yaftalanırsınız. Sükut suikastına uğratılır yahut gözden düşürülürsünüz. Ötelenir, dışlanırsınız. İşitilmeniz, görülmeniz, gayretlerinizin semere vermesi engellenir. Durdurulamazsanız, öldürülürsünüz.

Diyeceğim, sömürünün yerini, kontrol almıştır. Evet. Kontrol altında tutulan memleketinizdeki metal, petrol, ağaç… bilumum hammaddeler alınır, otomobil, uçak, buzdolabı ve benzeri mamullere dönüştürülür. Ve size satılır. Siz hem köle hem de müşterisiniz azizim. Maddi manevi herhangi bir değer üretmenize mahal verilmez.

Kontrol altında tutulma zilleti, bir silsiledir [bağlı dizi, sıra]. Hak etmediğiniz, tasarlanmasında ve üretiminde hiçbir katkınız olmayan ürünleri satın-alıp kullanırsınız. Bunu bir felsefi problem ya da haysiyet meselesi saymak, aklınızın ucundan geçmez.

Zihniniz ve gönlünüz, o derinden bağlandığınız ideolojiyle meşguldür. Esasen vatandaşlarınıza, kardeşlerinize düşmansınız ve onlarla kavgada galibiyet peşindesiniz.

Tam 18 sene, ezanın Türkçe mi, Arapça mı okunacağına dair münakaşa edersiniz. Amerika uranyum bombasını 9 Ağustos 1945’te Nagazaki’nin kuzeyindeki Urakami bölgesine atmakta neden beis görmedi, düşünün bi’ zahmet. Urakami’de Katolik katedrali vardı. Rahibi, cemaatiyle 8 bin 500 Hıristiyan duman oldu. Modern dünyada Tanrı galiba biraz küçüldü ve kim bilir nereye kayboldu.

1950’de Komünizmle Mücadele Derneği CIA’in yönlendirmesiyle kuruldu. Tekrar ediyorum: SSCB yahut komünizm bir tehlike değil, öcüydü.

Komünistlik münevverlerin ve talebelerin hapse tıkılıp volta atmalarına ve ömürlerinin kalanında da bir kısırdöngüye girmelerine sebep oldu.

Proletarya, esaret kozmosundan çıkmayı düşünmüyordu; günlük ekmeğinin, mümkünse katığın peşindeydi.

Yalnızca ayaktakımının değil, münevverlerin de haletiruhiyesini, cehalet tayin etmektedir.

Bu ahval ve şerait içinde size kalan yegane makam, boşa kürek çekme şampiyonluğudur.

Maarif [öğretim] sistemimiz, 150 klasik eseri okuyan talebeleri mezun ediyordu düne kadar. Bundan niçin vazgeçildi? Demokrasimiz neden çocuklarımızın bilgisiz ve kültürsüz kalmasına sebep oluyor?

Üzülerek söylüyorum ki, eğer milletinizin lehine bir işe daldıysanız, namlunun ucundasınız demektir.

Kültür ve sanat alanında çalışıyorsunuz diye kendinizi savaşın dışında zannetmeyiniz.

 
İnsan dört şeyi seçemez: 1- Anne ve babasını, 2- milliyetini, 3- dış görünüşünü, 4- devlet başkanını
 

Jackson Pollock, Mark Rothko, Willem de Kooning gibi ressamlarca temsil edilen abstract expressionism [soyut dışavurumculuk] cereyanı, birçoğu komünist yahut komünizm sempatizanı olan mümessillerinin [temsilci] ruhu bile duymaksızın, ABD’yi, SSCB’nin aksine, sanata ve sanatçıya özgürlük bahşeden bir ülke gibi göstermek üzere kullanılıyor.

CIA’in Uluslararası Organizasyonlar Birimi [International Organizations Division, IOD] Başkanı Tom Braden, istihbarat teşkilatına bağlı vakıflar kuruyor ve onların desteğiyle abstract expressionism’in yayılmasını sağlıyor. Dünyada 800 matbu yayına fon veren IOD, bu mevkutelerin [süreli yayın] gizli yayın yönetmeni konumundadır.

Casuslar, istihbarat profesyonelleridir. Asıl işleri çalmak, yalan söylemek ve öldürmektir. Ajanlar ise, kendi ülkelerinin sırlarını, bazen şahsi menfaatleri uğruna satan, sızdıran ya da budalalıklarından ötürü, gafilce açığa vuran kimselerdir. Ajanlar umumiyetle basın mensupları, bürokratlar ve mahallî aktörler arasından seçilir. Kontrol altında tutulan memleketlerde, az buçuk etki gücüne sahip herkes bilerek ya da bilmeyerek ajan pozisyonuna düşer ve orada kalır.

“CIA’in casus kovanı” diye nitelenen başkent hangisi biliyor musunuz? Ankara.

Anlattıklarım size hezeyan gibi mi geliyor? Liderleri, kahramanları, yurtsever, hak yolda emin adımlarla yürüyen, davasının bayrağını taşıyan, ne yaptığını bilen, ezelden beri hür yaşamış, hür yaşayan, iradesi kuvvetli, doğru bildiğinden şaşmayan, alnı öpülesi, bedel ödemiş… kişileri töhmet altında bırakıyorum belki?

Öyleyse kendinize şu sualleri sorunuz: Neden seçimler seçme liyakati olmayanlar eliyle yapılıyor, seçilmeye şayan olmayanların zaferiyle sonuçlanıyor? Sanat alanında mükafatlar niçin kifayetsizlere takdim ediliyor? Memleketiniz nasıl birileri aniden servet sahibi oluveriyor?..

Belki de hakikat ile aranızdaki engel bizzat sizin bünyenizdedir? Bunu bir düşününüz lütfen. Sizi kim tanımladı?

Sözlerime son verirken… Memleketinizin hayrına çalışan biriyseniz, nükleer silahla yok edilen Tanrı’nınkinden daha vahim bir akıbetin sizi beklediğini teessüfle bildiriyorum. Daha vahim, zira Tanrı yok-edilemez fakat siz…

Bahtınız açık olsun.

Bendeniz, Uyku Treni’nin makinisti Kunter Kunt, iyi geceler diliyorum. Esen kalınız.

Ahmet Hamdi Bey, Kunter Kunt’un mübalağa ettiğini düşündü. Müterakki [ileri] memleketler, istihbarat teşkilatları ve beynelmilel şirketlere dair bu complot nazariyelerine lüzum var mı? Mutaassıp, radikal, militan olmamızın müsebbibi CIA mi yani? Önceliklerimizi, cihetimizi, gündemimizi casuslar belirliyor öyle mi? Yok canım, mümkün değil…

Tefrikanın tüm bölümlerini okumak için yukarıdaki görsele tıkla ☝️

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Tanpınar'a Huzur Yok

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Murat Menteş
Murat Menteş

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Hâluk Sunat
Hâluk Sunat Biraz da demokrasi cephesini tahkim etsek
Tunay Şendal
Tunay Şendal İç cephenin tahkiminde muhalefetin önemi
Ersin Kalaycıoğlu
Ersin Kalaycıoğlu Bir muhafazakâr fantezi: Devleti şirket gibi yönetmek
Murat Aksoy
Murat Aksoy Hayali bir tehdit üzerinden dokunulmazlık arayışı mı?
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik İran-İsrail Savaşı gölgesinde Şii ekseni ve yeni Sünni ittifak arayışları
Ayça Tekin-Koru
Ayça Tekin-Koru Doğal zeka mı, yapay zeka mı?
Reha Çamuroğlu
Reha Çamuroğlu Batı ve onun değerleri
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Kırık ayna
Herkül Millas
Herkül Millas Bölgesel temelde Doğu-Batı ilişkileri
Bilal Sambur
Bilal Sambur Savaş teolojisinden barış felsefesine
Mustafa Ergen
Mustafa Ergen İnovasyonun paradoksu: Tekel mi, rekabet mi?
Rabia Karakaya Polat
Rabia Karakaya Polat Belgrad Gözlemleri: Milliyetçilik, hafıza, göç ve çok katmanlı Osmanlı Mirası
M. Cem Özmen
M. Cem Özmen Nasıl mutlu olacağımızı biliyor muyuz?
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy Beşiktaş'ta Yarım Asır: Süleyman Seba
Burcu Saltık
Burcu Saltık A Milli Kadın Voleybol Takımının yaz macerası 
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz İsrail'in saldırıları karşısında CHP'siz iç cepheyi güçlendirmek
Ali Arslan
Ali Arslan Akademisyen gettolarından kurtulmak için acilen öğretim üyesi dolaşım sistemin kurulmalıdır
Başak Yağmur Eray
Başak Yağmur Eray Gökten üç elma düştü, ‘Adalet’ yere çakıldı
Ali Kılıç
Ali Kılıç İran’da çöken devlet, dağılan toplum ve gelmekte olan fırtına
Mehmet Şafak Sarı
Mehmet Şafak Sarı Çıkış Yolu Diyalogda
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Yayımlanmayacak bir gazetede yazar olmak
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
tanpınar haber altı
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı