Bugün, zaten ahı gitmiş vahı kalmış borsayı biraz daha düşürmek dışında, Mehmet Şimşek’in görevden ayrılmasının günlük yaşama etkisi ne olabilir? Dolar biraz yükselirse, toplanan rezervlerle dengeleme sağlanır. Hem ihracatçılar da “Dolar çok ucuz” diye ağlamıyor mu? Enflasyon artarsa, arkamızda TÜİK var. Faizleri düşürür, kredi kullanımını sadece bize oy verecek kesimlere açarız; olur biter. Bu filmi izlemiştik, ama olsun. Neticede, Matrix de bir film değil mi?
Öncelikle bir itirafla başlamalıyım. Bu itiraf, Yeni Şafak’ın Mehmet Şimşek’in “Rasyonelliğe dönüyoruz” diyerek devraldığı ekonomi kaptanlığına yönelik “Al rasyoneliteni başına çal” tadındaki manşetiyle yakından ilgili.
Bir önceki yazıyı kaleme alırken, Cumhurbaşkanı’nın bile gururla zikrettiği 30 milyar TL’lik KGF paketini Türk Lirası’ndan dolara çevirirken, 750 milyon dolar olması gereken rakamı yanlışlıkla 7 milyar dolar olarak hesapladım. Yazıyı sitede yayınlanmış gördüğümde, hesabımın ne denli hatalı olduğunu bir anda fark ettim.
250 milyar TL, 2017’de 70 milyar dolar ediyordu; ancak 30 milyar TL, 2025’te 7 milyar dolar etmiyordu. Cumhurbaşkanı’na açıklatılan paketin, 2017 rakamının yüzde 1’inden biraz fazla olabileceği gerçeği, benim bile aklıma yatmamıştı.
Sekiz yıl önce, henüz Başkanlık Sistemi kurulmadan, 70 milyar dolar kredi basan ekonomi, Erdoğan’ın bize “faizle, dövizle, enflasyonla” nasıl baş edilir gösterdiği sekiz yılın ardından ancak 750 milyon dolar basabiliyordu. 2017’nin 70 milyar dolarını bulmak için basılması gereken TL kredi tutarı 2,8 trilyon lira, 7 milyar doların karşılığı ise 280 milyar liraydı. Benim “Bu kadar da olmaz” diyerek 7 milyar dolara eşitlediğim KGF paketi, Şimşek’in meşhur “çerez parası” betimlemesinin 2025 versiyonu olmuştu. Bu nedenle, Yeni Şafak’ın “Rasyonel çöküş” manşetini görmek beni hiç şaşırtmadı.
2017’de 70 milyar dolarlık krediyle Başkanlık yolunu ardına kadar açanlar, KGF ırmağında yıkanmanın tadını almış, mayolarını giymişti. Karşılarına 0,75 milyar dolarlık paketle gelen Şimşek’e “KGF’ni al da git” demelerine şaşmak için pek sebep yok.
Öte yandan Sn.Mehmet Şimşek’in ne denli iyi bir satışçı olduğunu daha önce yazmıştım.
Yeni Şafak’ın Türkiye’nin belirli bir istikamette yol alması için gösterilen ve üçüncü on yılına ulaşan çabanın, politik gücün temerküzü zirvedeyken heba olmasına seyirci kalmak istememesi doğal.
Şimşek’in satmaya çalıştığı şey, malum Türkiye’nin makroekonomik istikrarıydı. Var olmayan bir şeyi satmak, dünyanın en zor işidir; Şimşek bunu çok iyi başarıyordu. Makroekonomik istikrarın kurulması zor, yıkılması kolay, yeniden tesisi ise daha zordur.
Yeni Şafak’ın, haber veren bir gazete olmaktan ziyade AKP’nin varoluş nedeni olan ideolojik kaygıların merkez üssü olduğu kuşkusuz. Türkiye’nin belirli bir istikamette yol alması için gösterilen ve üçüncü on yılına ulaşan çabanın, politik gücün temerküzü zirvedeyken heba olmasına seyirci kalmak istememeleri doğal. Yasin Aktay gibi hem siyasette hem ekonomide yol alan kalemleriyle, kaybedilecek şeylerin çok farkındalar.
Öte yandan, Mehmet Şimşek’in de aynı yolun yolcusu, aynı ideolojinin bayraktarı olduğuna dair kuşkumuz yok.
Yeni Şafak ile Mehmet Şimşek arasındaki tek fark, bizim “Econ101” dediğimiz İktisada Giriş dersi. Şimşek, Econ101’den haberdar; Yeni Şafak tayfası içinse Econ101 derdi yok. “Ben ekonomistim” diyen Sn Erdoğan gibi tepenin yamaçlarını dolduran ekibin tamamı da zaten doğuştan ekonomist.
Bu noktada, ne Şimşek’in ne de Yeni Şafak’ın anladığı bir ders var: ADM101, yani toplum sözleşmesi ve meşruiyetin anlatıldığı Siyaset Bilimine Giriş. Meşruiyete dayanmayan politik sistemlerin kırılganlığı üzerine eğitim şart, sözün kısası.
Bugün, zaten ahı gitmiş vahı kalmış borsayı biraz daha düşürmek dışında, Mehmet Şimşek’in görevden ayrılmasının günlük yaşama etkisi ne olabilir? Dolar biraz yükselirse, toplanan rezervlerle dengeleme sağlanır. Hem ihracatçılar da “Dolar çok ucuz” diye ağlamıyor mu? Enflasyon artarsa, arkamızda TÜİK var. Faizleri düşürür, kredi kullanımını sadece bize oy verecek kesimlere açarız; olur biter. Makro ihtiyati çerçeve hepimize yeter. Bugüne kadar yetmedi mi?
Bu filmi izlemiştik, ama olsun. Neticede, Matrix de bir film değil mi?

Yorum Yazın