MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Kılıçdaroğlu CHP’yi “devlet”le barıştırmak istiyor olabilir mi?

Ana SayfaSi̇yasetKılıçdaroğlu CHP’yi “devlet”le barıştırmak istiyor olabilir mi?
Kılıçdaroğlu CHP’yi “devlet”le barıştırmak istiyor olabilir mi?
29 Haziran, 2025, Pazar 01:39
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Murat Aksoy
Murat Aksoy

Olası yeni Kılıçdaroğlu yönetimi, CHP’ye uygulanan baskıyı kırmak için iktidarla konuşan, müzakere eden bir siyaset izlemek ve devletin yasaklı çocuk olmaktan kurtulmak istiyor. Kılıçdaroğlu’nun kendisini bunu böyle ifade etmeyecek olsa da bu siyaset, iktidar/devlet blokunun çizdiği siyasi alanı kabullenmek olur. Genel merkez odaklı siyasetin özü ancak bu olabilir

30 Haziran’da görülecek davada 38. Olağan Kurultay’ın “mutlak butlan” gerekçesi ile yok sayılması durumunda önceki Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun partiyi kayyuma bırakmamak için başkanlığa dönmek istediğini artık biliyoruz.

Kılıçdaroğlu’nun diğer açıklamalarına baktığımızda, olası değişimin basit lider değişimi olmayacağını; CHP’nin siyasi önceliklerinden siyaset yapma tarzına kadar geniş bir yelpazede büyük bir değişim yaşayacağını da anlıyoruz. 

Olası Kılıçdaroğlu liderliğinde CHP’de yaşanacak ilk değişim, partinin 20 Mart’tan itibaren hakla birlikte siyaset yapma stratejisinin sona ereceği. Yani çarşamba ve haftasonu mitingleri sona erecek.

Bu mitinglerin 19 Mart’ta gözaltına alınıp sonra tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarının tutuksuz yargılanmalarını ve iddianamelerinin bir an önce hazırlanması amacıyla düzenlendiğini düşündüğünde, olası yeni parti yönetimi bu öncelikten vazgeçecek görünüyor.

Bu yeni siyaset anlayışına göre, 19 Mart süreci ile ilgili genel merkez eksenli siyaset ile izlenecek ve olası gelişmelere göre tavır alınacak.

İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu’nun kendisini ziyaret etikten sonra yaptıkları açıklamaları sonrası yaptığı serzenişi dikkate aldığımızda, o ve arkadaşlarının tutuksuz yargılanmaları konusunda açık bir tavır almayacağını da açık biçimde beyan etmiş olmaktadır.

Görünen o ki, olası Kılıçdaroğlu yönetiminin genel merkez eksenli siyasetinin merkezi, büyük ölçüde “devletle barışma” stratejisine dayanacak.

Ne demek istediğimi biraz açayım.

İktidar/devlet bloku, 2023 seçimleri öncesinde Cumhur İttifakı’nı “Yerli ve Milli” ilan ederken, tüm muhalefeti de bir anlamada gayri-milli yani öteki ilan etti.

İktidar/devlet blokunun Yerli ve Milli tanımı devletin çizdiği siyasi alanda, onun izin verdiği sınırlar içinde muhalefet yapmak anlamına geliyor. Bunu o dönemde“iç cephe”yi güçlendirme arayışı ile ifade etmişlerdi.

Ancak CHP’de ne Kılıçdaroğlu yönetimi ile ne de Özel yönetimi ile iktidar blokunun çizmek istediği bu siyasi alanı kabul etmedi ve kendi siyasetini sürdürdü.

Tabi sadece CHP değil muhalefet partilerinin büyük kısmı da buna dahildir. CHP ve diğer muhalefetin bu süreçte en büyük şansı, bu pozisyonlarını destekleyecek güçlü bir toplumsal muhalefetin varlığı olmasıdır.

Bu açıdan CHP başta olmak üzere muhalefetin en büyük şansı kadınlar başta olmak genç seçmen kitlesinin sayısının her yıl artışıdır. Bu durum muhalefet için şans, Cumhur İttifakı için ise büyük şanssızlıktır.

İşte bu gerçeklerden dolayı iktidar/devlet bloku, 2018’den sonra bir zamanlar devletin sahibi olmakla övünen CHP’yi adım adım kriminalize ederek bir anlamda “devletin yeni yasaklı çocuğu” ilan etme siyasetini devreye soktu.

O yüzden kendi medyasının da, siyasal söyleminin ana gündemi sürekli CHP oldu. Bugün CHP’nin yerel yönetimden genel merkeze kadar yaşadığı tüm baskının nedeni iktidar/devlet blokunun onu Yerli ve Milli muhalefet safına katma arzusudur.

Nitekim geçtiğimiz yıl Ağustos’tan itibaren sıkça ifade edilen “iç cephe”yi güçlendirme gerekliliği üzerine kurulan söylem, Yerli ve Milli muhalefeti tahkim etme aracından başka bir şey değildir.

İşte olası yeni Kılıçdaroğlu yönetimi, CHP’ye uygulanan bu baskıyı kırmak için iktidarla konuşan, müzakere eden bir siyaset izleyerek devletin yasaklı çocuğu olmaktan kurtulmak istiyor. Kılıçdaroğlu’nun kendisini bunu böyle ifade etmeyecek olsa da, böylesi bir siyasi tercih iktidar/devlet blokunun çizdiği siyasi alanda siyaseti kabullenmek olur. Genel merkez odaklı siyaset bu olabilir.

Olası yeni yönetimin böyle bir siyasallaşma tercihi, sadece CHP içinde ve çeperinde değil, siyasi ve toplumsal muhalefette de ciddi bir tepki doğmasına yol açar. CHP’de iç gerilimi ve bölünmeyi zorlayacak sonuçları ortaya çıkarabilir. Bu durum, CHP liderliğinde ortaya çıkan muhalefet enerjisinin de yok edilmesi demektir. Nitekim son 10 gün yaşanan tartışma bile buna hizmet etmiştir.

Açıkçası Kılıçdaroğlu’nun 13 yıllık genel başkanlık döneminde CHP’de hedeflediği ve kısmen başarılı olduğunu düşündüğüm ne yazık ki 4 Kasım 2023 gecesi kötü bir finalle sonlandı. Son günlerde kendisinin yaptığı açıklamalar üzerine sosyal medyada Kılıçdaroğlu aleyhine başlamış olan “Seni İstemiyoruz” kampanyası bile onun ve çevresini yeniden düşünmeye itmesini umarım.

Aklıselim siyasetçinin yapması gereken budur.

Yok eğer seçmene "nasıl olsa oy verirler" kibri ile; parti yöneticileri ve teşkilata da "bir kaç gün itiraz eder, sonra alışırlar" kibir ve yaklaşımı üzerine kurulacak yönetim anlayışı parti için de, Kılıçdaroğlu için de sonu hayal kırıklığı ile biten bir son olur. 

Evet duruşma yarın. Mahkemenin nasıl bir karar vereceğini göreceğiz. Ama ben hala parti içinde bir ortak aklın, devreye girerekbütün bu tartışmaları boşa çıkaracağına olan inancımı korumak istiyorum.

Çünkü üzerinde konuşulan olasılığın gerçekleşmesi sadece CHP değil muhalefetin ve Türkiye’nin kaybetmesine yol açar. Kazanan iktidar bloku ve CHP içinde küçük iktidarlarıyla yetinen küçük bir azınlık olur.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Mutlak ButlanKemal KılıçdaroğluCumhuriyet Halk PartisiCHP

Yorum Yazın

Murat Aksoy
Murat Aksoy

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Hasan Bülent Kahraman
Hasan Bülent Kahraman 27 Mayıs 1960 Darbesine Yeni Bakışlar (3)
Reha Çamuroğlu
Reha Çamuroğlu Yine mi CHP?
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Zenginliğin illüzyonu 
Murat Aksoy
Murat Aksoy Kılıçdaroğlu CHP’yi “devlet”le barıştırmak istiyor olabilir mi?
Fahri Bakırcı
Fahri Bakırcı CHP’de parti disiplini üzerine
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel Bölgedeki gelişmeler ve CHP üzerindeki baskı
Buse Ayazma
Buse Ayazma Ama kafası nasıl güzel (!)
Başak Yağmur Eray
Başak Yağmur Eray Butlan, hırs ve meşruiyet: Bir siyasi müdahale anatomisi
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik Hindistan’ın Orta Doğu’daki diplomatik yükselişi
Tunay Şendal
Tunay Şendal Muhalefetin ontolojik ve pratik rolü
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Yolda olmak: Türkiye’den İsveç’e bisikletin sosyolojisi
Bilal Sambur
Bilal Sambur Düşünmek olarak ‘din’
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Dante bugün Türkiye’de olsaydı: Cehennem katmanları ve Araf’ta bekleyenler
Tuğba Arslan
Tuğba Arslan Yaşar Kemal’in Anadolu sarısı
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy Deneme türünün doğuşu - Montaigne'in hikayesi
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın Bir beyitin gölgesinde
Devrim Barış Çelik
Devrim Barış Çelik Genel başkanlık makamı ve siyasal terbiye üzerine
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Olumlama yap senin de olsun
Tuğba Yıldırım
Tuğba Yıldırım Büyükada’nın iki yüzü: Huzurun gölgesinde kalabalık
Ahmet T. Kuru
Ahmet T. Kuru Genç siyaset: Mamdani, ABD ve Türkiye
Şahin Eroğlu
Şahin Eroğlu Tanınmanın Hapishanesi: Kimlik politikalarının varoluşsal tıkanışı
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz TBMM’de ‘çözüm komisyonu’
Emir Berke Yaşar
Emir Berke Yaşar Türkiye gençleri, Netflix izlediği sürece Türkiye Demokrasisi için umut var
Özgür Çoban
Özgür Çoban İsrail–Almanya ilişkileri: Pragmatik ya da duygusal 
Ali Kılıç
Ali Kılıç Astana Zirvesi ve Çin’in Sessiz Yürüyüşü
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Günde sadece iki saat eğitim
Erdem Bağcı
Erdem Bağcı TCMB Temmuz itibariyle faizleri düşürmeli mi?
Eda Çağlayan Ertok
Eda Çağlayan Ertok Toplumsala bakışta görünenle dijitalin savaşı 
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı