MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Kendisinin en iyi versiyonu olan insan

ANA SAYFAFELSEFEKendisinin en iyi versiyonu olan insan
Kendisinin en iyi versiyonu olan insan

Kendisinin en iyi versiyonu olan insan

07 Haziran, 2024, Cuma 04:25
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
“Kendisinin en iyi versiyonu olmak” söylemi, beraberinde birçok sorunu da getirmeye gebedir. Felsefi olarak ulaşılamaz bir idealin peşinde koşmak, psikolojik olarak sürekli bir yetersizlik hissi ve stres yaratmak, sosyolojik olarak ise bireyi toplumsal normlara ve iktidar yapılarına bağımlı kılmak, bu söylemin olumsuz yanlarını ortaya koyar.Uzun zamandır hayatla iyi bir ilişki kurduğunu anlatmak isteyen kişilerden duyduğum bir cümle var:“Ben kimseyle yarışmıyorum. Ben, sadece kendimin en iyi versiyonu olmaya çalışıyorum.”Bunu söylerken kişilerin, kimseyle rekabet içerisinde olmadıklarını vurgulamaya çalıştıklarını anlıyorum fakat kendileriyle girdikleri sonu gelmez bir rekabetin neden bundan daha iyi bir opsiyon olduğunu düşündüklerini anlamıyorum.Çünkü aslında hayatta bir sürü kavram “var”dır, ama bir o kadarı da “yok”tur.Örneğin bence“en iyi” doğası gereği yoktur. “En iyi”nin var olması, “daha iyi” tarafından mümkünsüz kılınmıştır.Bana kalırsa insanın “en iyi” versiyonu da olamaz. Çünkü arzu nesnesi değişmek zorundadır. Ulaşılan hiçbir şey, arzu nesnesi olmaya devam edemez. Dolayısıyla insanın kendine belirlediği “en iyi”, ulaşıldığı an değişmek zorunda kalacaktır.İnsana bir teknolojik cihaz gibi devamlı güncelleme de gelemez üstelik. Kendisinin bir üst versiyonuna dakikalar içerisinde bir tuşa tıklayarak geçemez. Bunu bazen teknolojik cihaz dahi yapamaz aslında. “Yeterli kapasite” uyarısı beliriverir ekranda. Cihazda yeterli kapasite yoksa, bir üst versiyonu yüklemenize izin vermez. Her şeyi mekanik olan o “şey” bile, insana artık bir yerde durması, ilerlemek istiyorsa önce şartları uygun hale getirmesi gerektiğini söyler.
Ancak bütün bu gerçekliklerin yanında, kendisinin en iyi versiyonu olmak isteyen insan, mutluluk, tatmin, doyum gibi duyguları da farkında olmadan uzaklara bir yere konumlandırır. Kendisiyle mutluluğu arasındaki mesafeyi durmadan açar.  

MUTLULUK, DOYUM GİBİ DUYGULARI UZAKLARA KOYMAK

Ancak insan, bu cihaz kadar sistematik, bu kadar mekanik olamaz. İnsan her daim ve hemen o an gerekli olan o noktaya sıçrayamaz, zihninde ya da duygusunda o kapasiteyi hemencecik açamaz.Ancak bütün bu gerçekliklerin yanında, kendisinin en iyi versiyonu olmak isteyen insan, mutluluk, tatmin, doyum gibi duyguları da farkında olmadan uzaklara bir yere konumlandırır. Kendisiyle mutluluğu arasındaki mesafeyi durmadan açar.Mutluluk çoğu zaman, sahip olduklarımızla arzu ettiklerimiz arasındaki mesafede bir yerlerdedir.Mesafe açıldıkça mutsuzluk artar. Mesafe açıldıkça insan, sahip olduklarının “az”lığını suçlar. Ama bu mesafeyi açan şeylerden bir diğerinin de arzu ettikleri olduğunu göz ardı eder.Mutluluğu, bu ikisi arasında gerçekçi bir denge kurabilen insan hissedebilir.Peki “en” noktasını arzulayanlar? Onlar ne zaman mutlu olacaklar?“En” noktası, her zaman sönmeye mahkumdur. “En” noktası, her zaman değişmeye mahkumdur. “En” ulaşıl(a)mamak üzere vardır.
Sosyolojik perspektiften ele alındığında, “en iyi versiyon” söylemi, neoliberal ekonomik sistemin birey üzerindeki baskısını yansıtır. Modern toplumda bireyler, sürekli olarak daha üretken, daha verimli ve daha başarılı olmaları yönünde teşvik edilirler.

NEOLİBERAL SİSTEMİN BİREY ÜZERİNDEKİ BASKISI

Diğer yandan, “kendisinin en iyi versiyonu olmak” söylemi, oldukça politiktir. Sosyolojik perspektiften ele alındığında, “en iyi versiyon” söylemi, neoliberal ekonomik sistemin birey üzerindeki baskısını yansıtır. Modern toplumda bireyler, sürekli olarak daha üretken, daha verimli ve daha başarılı olmaları yönünde teşvik edilirler. Bu, bireyin kendini sürekli olarak geliştirmesi ve mükemmelliğe ulaşması gerektiği yönünde bir baskı yaratır. Foucault’nun biyopolitika kavramı, bu durumu açıklamada yardımcı olabilir; bireyler, toplumsal normlar ve iktidar yapıları tarafından sürekli olarak kontrol edilir ve yönlendirilirler. “En iyi versiyon” söylemi, bireyi bu iktidar yapılarına uyum sağlamaya zorlar ve bireyin özgün benliğini ve gerçek potansiyelini keşfetmesini engelleyebilir.Yani, “kendisinin en iyi versiyonu olmak” söylemi, beraberinde birçok sorunu da getirmeye gebedir. Felsefi olarak ulaşılamaz bir idealin peşinde koşmak, psikolojik olarak sürekli bir yetersizlik hissi ve stres yaratmak, sosyolojik olarak ise bireyi toplumsal normlara ve iktidar yapılarına bağımlı kılmak, bu söylemin olumsuz yanlarını ortaya koyar. Bu nedenle, bireylerin kendilerini sürekli olarak “en iyi” olmaya zorlamak yerine, kendi değerlerini, arzularını ve sınırlarını kabul ederek, içsel tatmini aramaları daha sağlıklı bir yaklaşım olabilir. Kendini keşfetme ve anın değerini bilme, insanın gerçek potansiyelini ortaya çıkarma yolunda daha anlamlı ve sürdürülebilir bir yol sunabilir.Emerson’un da dediği gibi, hayat varılacak bir yer değil, yolculuğun ta kendisidir.
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Disiplinli ailelerin çocukları neden daha başarılı oluyor?
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı Türkiye ekonomisi büyüme verilerinin analizi
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Tianjin Zirvesi: Xi’nin sahne kurgusu ve Erdoğan’ın stratejik hamleleri
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Çayboyu Ahrazlarına Açık Mektup
    Armağan Öztürk & Hasan Karademir
    Armağan Öztürk & Hasan Karademir PKK’nın kendini feshi, toplumsal ve politik dönüşüm
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu İfşa, dayanışma ve içimizdeki çelişkiler: Sosyalist feminist bir tartışma
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP’lilerde bitmeyen ‘küçük iktidar hastalığı’
    Ersin Kalaycıoğlu
    Ersin Kalaycıoğlu La-Ahlaki bireyselliğin yaygın olduğu toplumda siyaset
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz 1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Merkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır!
    Akın Özçer
    Akın Özçer Geri Çağırma Hakkı
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı