2023 seçimlerinden hemen sonra pek çok yazı yazmış; yenilgiyi tartışmıştım. Onlardan birini şöyle bitirmiştim.
“(N)ormal işleyişe sahip demokrasilerde seçim yenilgisi, alınması gereken pek çok dersi içerir. Alınması gereken en son ders, yetkililerin değişimidir. Sonuçtan bakarak sorumluluğu biri(leri)ne yüklemenin, ‘sorumlusu sensin’ demenin kolay olduğunun farkındayım. Gene de belirtmek isterim ki istifa da demokratik bir haktır ve yeri geldiğinde kullanılmasını bilmek bir erdemdir.”
Bir başka yazımda da şunları dile getirmiştim:
“Hepimiz, sorumluluğumuz kadar hesap vermek mecburiyetindeyiz(…) gene de asıl gerçeği görebilmemizi önünü perdelediği için simgesel bir istifa yüreğimizi soğutabilir. İhtiyacımız yürek soğuması değil; yenilginin altından kalkabilecek bir irade göstermektir. Liderlik, böyle zamanlarda kendini gösterir.”
Sonra da, bugün de birlikte siyaset yaptığımız bir yol arkadaşımla kendisini ziyaret edip, “arınmanın” önemine vurgu yapmıştık.
Arınmanın siyaset açısından ne kadar elzem olduğunu anlatmıştık.
İçinde bulunduğumuz sıkıntılı, tehlikeli veya kötü bir durumdan kurtulma çabasını anlatan bir sözcüktür, arınmak. Sözcüğün en saf haliyle temizlenmektir. Çetrefilli, meşakkatli ama pek çok fırsatı da barındıran hayatın herhangi bir dönemecinde herkesin önüne çıkma olasılığı yüksek bir ikilemin en güzel tarafını oluşturur arınmak…
Hele hele herhangi bir nedenle herhangi bir iktidarın ucunda tutmuşsanız, arınma sözcüğünü hiç yanınızdan ayırmamalısınız. “İktidar kirletir” çünkü. “Azıcık kirlenmekten bir şey olmaz” derseniz, karşınıza ikilemin diğer tarafı çıkar; ikilemin diğer tarafı, “battıkça batmaktır”.
Yanlışta ısrar ederseniz, o yanlış sizi bataklığa kadar götürür.
İKTİDAR, BÖLÜP, PARÇALAMAK VE YÖNETMEK İSTİYOR
Sonraki zamanlarda yaptığı açıklamalardan da anlaşılacağı üzere sözcük zihnine yer etmiş ama son iki yıl içinde iktidarın her türlü iletişim mecrasını kullanarak yönelttiği suçlamaları tahkim etmek amacıyla kullanır olmuş.
Hemen her çıplak gözün gördüğü şu idi: Muktedir, iktidarını sürdürmek amacıyla engel olarak gördüğü potansiyel güçleri dağıtmak için her yola başvuruyor. Bu sürecin, 2015 yenilgisinden sonra başladığını söylemek mümkün.
İlk olarak, Türkiye demokrasisinin işler hale gelmesi için “muhalefetin amiral gemisi” konumundaki CHP’ye omuz veren Saadet Partisi’nde denenmiş; oradan YRP’nin çıkması sağlanmıştı. Ardından MHP’de denenmiş ve MHP parçalanmıştı. MHP’nin adını elinde tutan güç, bugün iktidarın “kolu – kanadı” haline gelmişse nedeni, ucu küresel güçlere kadar uzanan bir planın parçasıdır.
Planın kapsama alanı Ortadoğu, İran ve hatta Kafkasya’dır. Ortadoğu’da ve İran’da küresel bir planı gerçekleştirebilmek için Türkiye’nin “elden geçmesi”; Türkiye’nin “elden geçmesi” için de CHP’nin “elden geçmesi” gerekirdi.
2023 seçimleri, bu planın, CHP’de uygulanabilmesi için bir “fırsat” kabul edildi. Sıradan insanların dahi görebildiği “strateji yanlışları”, olağanüstü başarı olarak gösterilmek istendi ve nihayetinde elini kolunu sallayarak gelen yenilgiden sonra CHP de, “tartışma masası”na yatırılarak etkisizleştirilmek için her yol denendi. Çok hırpalandı CHP ama düşmedi.
BİRLİK, MÜCADELE, ZAFER
2025 Kurultayına işte bu süreçlerden geçip geldik.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, “Birlikte geçtik köprülerden, birlikte türküler söyledik. Birlikte göğüsledik zoru biz. Güzeli birlikte düşledik. Sesimiz kısık çıktı bazen. Yine de türküler söyledik. Sendeledik yolda ilerlerken ama hiç geriye dönmedik… İşte teslim olmayanlar burada. İşte direnenler burada” sözleri de bu sürecin özetidir.
Özel’in dediği gibi, zor zamanlardan geçiyor, Türkiye de, CHP de. Bugüne dek ödene bedellerin belki çok daha fazlası ödenecek.
Vaat edilecek ve savunulacak tek nirengi noktası, mücadeledir. Mücadele ederken, her türlü olumsuzlukla karşılaşmak mümkündür. Ancak imkansız görüneni mümkün hale getirmenin; yani Türkiye’yi özgürlükçü, laik ve demokratik bir ülke yapmanın, herkesin kendisini özgürce ve hiçbir baskıya maruz kalmadan ifade edebilmesinin yolu da mücadeleden geçer. Özgür Özel’in “birlikte yürüme” çağrısı, bu açıdan önemlidir. Birlikte olursak, mücadelemiz zafere ulaşır.
Ne diyorduk?
“Mücadele edenler her zaman kazanamayabilir ama kazananlar, mücadele edenlerdir.”
39. Kurultayı, muhalefetteki son kurultay haline getirmenin yegâne yolu da budur.




























Yorum Yazın