Dijital anlatılar, genel ve yerel bağlamda güçlenen seçmen-seçilmiş/seçilecek ilişkisini şekillendirmeye devam edecek. Ancak, bu ilişkinin ne kadar samimi olduğu veya sadece seçim dönemlerinde devreye giren bir taktik mi olduğu her zaman tartışmalı bir konu olarak kalacak
Galatasaray Üniversitesi Stratejik İletişim Yönetimi Konferanslarının (GSUSTRAT-VII) bu yılki teması, “Teknoloji ve Siyasal İletişim: Yeni Eğilimler ve Stratejiler” olarak belirlendi. 14 Mart’ta gerçekleşen konferansta, yapay zekâ destekli siyasal iletişimden dezenformasyon yasalarına, TikTok’un siyasetteki yükselişinden ABD başkanlık seçimlerindeki dijital propagandaya kadar geniş bir yelpazeye yayılan araştırmalara ev sahipliği yaptı.
Bu konferansa, Doç. Dr. Özlem Danacı Yüce ile Reel(s)Politik: Kısa Videoların Uzun Etkisi – 2024 Yerel Seçimlerinde Instagram Reels Kullanımı Üzerine Bir Alan Araştırması başlıklı geniş kapsamlı bir çalışmanın bir bölümünü ortaya koyan bildiriyle katıldık. Özlem Danacı Yüce ile gerçekleştirdiğimiz sunumda, yerel siyaset ve dijital hikâye anlatımı ilişkisini saha verileriyle ele alarak, Beykoz özelinde sosyal medya kullanımının seçmen mobilizasyonu üzerindeki etkilerini ilgili alanda çalışmalar yapan araştırmacılar ve salondaki dinleyicilerle tartıştık. Bu çalışmamızın ön bulgularından ikisi, siyasetin giderek daha fazla dijital platformlara taşındığı ve dijital platformlarda yayınlanan kısa videoların yalnızca bir seçim kampanya aracı olmanın ötesinde, yerelde kimliği de şekillendiren bir alan haline geldiği idi.
Beykoz neden kritik bir örneklem?
Konferanstaki birçok bildiri, siyasal iletişimin genel çerçevesini dijitalleşme perspektifinden ele alırken, Beykoz çalışması doğrudan saha verileriyle dijitalde hikâye anlatımı ve siyasetçilerce tahayyül edilen seçmen mobilizasyonu arasındaki bağı açığa çıkardı.
Beykoz, seçim sosyolojisi açısından İstanbul’un dönüşen ilçelerinden biri. 2024 yerel seçimlerinde katılımcı gözlem çalışması sonrası parti elitleri ile yapılan görüşmelerde, buranın bir Karadeniz ilçesi yapısında yerel bağların kuvvetli olduğu ve kültürel grupların ortaklaştığı bir mikro kozmosolduğu sıkça vurgulandı.
CHP’nin bir önceki dönem İl Başkan Yardımcısı Güzin’in sözleri de bu doğrultudaydı:
“Beykoz'da farklı dinamikleri göz önüne almak zorundasınız. (...) Yani burayı
analiz ettiğinde belki Anadolu'yu tanıyabilirsin. (...) Buradaki örneklemeyi biz hep
deriz: Beykoz'daki seçim sonuçları Türkiye'nin seçim sonuçlarını veriyor.”
Bu alıntıdan hareketle bu çalışma, Beykoz’u yalnızca yerel siyasetin değil, Türkiye genelindeki siyasal eğilimlerin de okunabileceği bir laboratuvar olarak da konumlandırıyor. Bu sayede bir ilçe üzerinden okunan bir seçim hikayesini de ihtiva ediyor..
Beykoz’daki siyasal dinamiklerin bir diğer önemli unsuru, yerel aidiyet hissiyatının seçim kampanyalarında belirleyici bir rol oynamasıdır. Siyasetçiler yerel kimliği öne çıkaran söylemler geliştirmekte ve bu da kampanya sürecinde dijital içeriklerde de yerel vurgunun öne çıkmasını sağlamaktadır. Seçim sürecinde en sık karşılaşılan sloganlardan biri olan ve birçok siyasal parti tarafından temellük edilen “Beykoz’u Beykozlular yönetecek” söylemi, yerel seçmen kitlesinin duygusal aidiyetini güçlendirmeye yönelik bir strateji olarak dikkat çekti.
Yerel Kimlik ve Dijital Mobilizasyon
Beykoz'daki yerel aktörlerin, seçmen ile kurduğu ilişkide mahalle bazlı siyaset anlayışını koruduğu, ancak dijitaldeki imkân sayesinde bu ilişkiyi sosyal medya aracılığıyla ulaşamadığı kitlelere de taşıdığı gözlemlendi. Reels video formatının ön plana çıktığı bu iletişim çalışmalarında içerikler; nostalji, yerel aidiyet ve mahalle kültürünü vurgulayan temalarla desteklendiği ve seçmenin yerele özgü duygusal bağlılığının güçlenmesinin hedeflendiği çalışmanın çıkarımlarından biri oldu. Özellikle bu içeriklerde siyasal partilerin kurumsal kimliklerinin dışında müzik, ilçe kültürü ve yerel ikonografi gibi unsurların yoğun bir şekilde kullanılması çalışmanın nicel boyutunu şekillendirdi.
Biz araştırmacılar, bu kavramlar üzerine çalışmalarımızı sürdürürken, iyi bir medya okur-yazarının da karşılaştığı içeriklerin yalnızca bir seçimi daha kazanmaya mı hizmet ettiğini sorgulamaktan vazgeçmemesi gerekir. Çünkü asıl soru şudur: Dijitaldeki bu kurgu, seçmeni gerçekten anlamak için mi var, yoksa yalnızca ona yön vermek için mi?
Negatif kampanya stratejileri ve Reels’in rolü
Beykoz'daki seçim sürecinde Instagram Reels’in yalnızca pozitif mesajlar vermek için değil, rakip adayları zayıflatmaya yönelik stratejik hamleler için de kullanıldığı görüldü. İçeriklerde sık rastlanılan “ithal aday” söyleminin rakip adaylar üzerinde yarattığı etkiydi. Dijital mobilizasyon stratejilerinin en dikkat çekenlerinden biri, rakip adayın Beykoz’un dışından geldiğini vurgulayarak, seçmenin yerel aidiyet hissini daha da kuvvetlendirmek oldu. Beykoz AK Parti meclis üyesi Serdar’ın bu yorumu yerelde inşa edilen duyguyu kanıtlıyor:
“Bence kanaatim şu, Beykoz'da insanlar bir karşı duruş gösterdiler, tamam mı? Bir AK Parti'nin adayına karşı bir istemsizlik durumu çıktı ortaya, öyle bir refleks oluştu. Aslında hani Beykoz'u Beykozlular yönetsin mantığı, bana göre kısmen sahada karşılık buldu.”
Bununla birlikte, Beykoz’un yerel kimlik söyleminin siyasiler tarafından nasıl yeniden üretildiğine dair güncel gelişmeler de bu çerçevede önem kazanıyor. Özellikle son dönemde seçilmiş Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in yolsuzluk soruşturması kapsamında görevinden alınması ve Beylikdüzü kökenli, Beykozlu olmayan bir meclis üyesinin başkan vekilliğine İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından işaret edilmesi, Beykozluluğun aslında siyasetçilerce kullanışlı bir aparat olarak tahayyül (imagined) edildiğini de gösteriyor. Bu tür durumlar, seçmen iradesinin ve yerel kimlik söylemlerinin siyasal aktörler tarafından seçim dönemlerinde nasıl araçsallaştırıldığı ile ilgili soru işaretlerini de gündeme getirmesi gerekiyor.
Dijital siyasetin mikro-hedefleme çağı
Beykoz’da özelinde gerçekleşen bu ön-araştırma, siyasal iletişimin yalnızca ulusal ölçekli araçlarla şekillenmediğinin, yerel siyasetçilerin artık doğrudan dijital platformlar üzerinden de seçmen mobilizasyonunu sağladığının ön göstergesi. Instagram Reels, mikro-hedefleme, duygusal çerçeveleme ve negatif kampanya stratejileriyle yerel siyasette yeni bir gücün alanını oluşturuyor.
Dijital anlatılar, genel ve yerel bağlamda güçlenen seçmen-seçilmiş/seçilecek ilişkisini şekillendirmeye devam edecek. Ancak, bu ilişkinin ne kadar samimi olduğu veya sadece seçim dönemlerinde devreye giren bir taktik mi olduğu her zaman tartışmalı bir konu olarak kalacak
Biz araştırmacılar, bu kavramlar üzerine çalışmalarımızı sürdürürken, iyi bir medya okur-yazarının da karşılaştığı içeriklerin yalnızca bir seçimi daha kazanmaya mı hizmet ettiğini sorgulamaktan vazgeçmemesi gerekir. Çünkü asıl soru şudur: Dijitaldeki bu kurgu, seçmeni gerçekten anlamak için mi var, yoksa yalnızca ona yön vermek için mi?

Yorum Yazın