MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Kamusal alandan sonra sıra vatandaşlık tanımında mı?

Ana SayfaSi̇yasetKamusal alandan sonra sıra vatandaşlık tanımında mı?
Kamusal alandan sonra sıra vatandaşlık tanımında mı?

İktidar bloku, kamusal alanda kimlerin siyaset yapmasını ve hangi sınırlar içinde siyaset yapacağını da belirlemek istiyor.

20 Temmuz, 2025, Pazar 09:44
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Murat Aksoy
Murat Aksoy

Erdoğan/Devlet bloku Yerli ve Milli söylemi üzerinden yeni bir kamusal alanı inşa çabasından sonra şimdi de yeni bir “makbul vatandaş” inşa girişimine soyunuyorlar. Bu yeni vatandaşlığın temeli, Cumhuriyet döneminin referansı olan aydınlanmış ve cemaatsel bağlardan kurtulmuş “laik/Türk” birey değil, etnik kimliği ikincilleştiren, kültürel kimlik olan “Sünni Müslüman/Türk/iyeli” üst kimlik varsayan yeni bir vatandaşlık söylemine meşruiyet kazandırma girişimidir. Türk-Kürt-Arap söylemi yeni “makbul vatandaş”ı mı ima ediyor göreceğiz. 

Terörsüz Türkiye sürecinde 11 Temmuz’da PKK’nın silah bırakmasında sonra gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKP Genel Başkanı sıfatıyla Kızılcahamam’da yaptı konuşmada sarf ettiği “Türk-Kürt-Arap” birliği söylemi tartışılmaya devam ediyor.  

Özellikle “Arap” kimliğinin ne olduğu, neyi ima ettiği belirsizliğini koruyor. Bir bakış, bunun ülkedeki Suriyeli Arapları kastettiğini, bir başka bakış ise bunun bölgesel bir emperyal söyleme denk düştüğünü ima ediyor.

Peki gerçekten Erdoğan ne demek istedi?

Türk-Kürt- Arap birlikteliği rast gele söylenen kimlikler mi yoksa bilinçli bir tercihi mi ima ediyor?

Ben bunun tesadüfi değil bilinçli bir tercih olduğunu düşünüyorum. Ve Erdoğan için bu kimlik kombinasyonu esas olarak, kültürel kimlik olarak “Müslüman”lık üst kimliği şemsiyesinde Sünni ümmet liderliği ve bir bölgesel güç merkezi olma hedefini ima etmektedir.

Bu açıdan Erdoğan-Devlet eklemlenmesinde yeni bir aşama demektir.

Daha önceki pek çok yazımda ifade ettiğim gibi bugün karşımızda Cumhur İttifakı olarak duran AKP-MHP birlikteliği 15 Temmuz 2016’daki kanlı darbe girişimi sonrasında değil 7 Haziran seçimleri öncesinde muhtemelen Nisan-Mayıs 2015’de başlamış ve Bahçeli üzerinden Erdoğan, siyaseten devlete eklemlenme süreci başlamıştır.

Nihayet, 15 Temmuz kanlı darbe girişimi sonrasında yaşanan her şey Erdoğan’ın adım adım devletle iç içe geçme süreci olarak gerçekleşmiştir. Bahçeli’nin fiili olanı meşru hale getirme amaçlı yeni sistem önerisi bütün bu sürecin hukuki meşruiyetini sağlamıştır. 

Tabii bütün bu sürecin bir sonucu da AKP’nin hukuki olarak parti olmasına rağmen siyasi işleyiş açısından bir kurumsal şirkete dönüşmesidir.

***

Bütün bu süreçte devlet için öncelik, kendi ideolojik özünü ve kurumsal varlığını korumak olduğu andan itibaren bunu gerçekleştirdiği siyasi partinin, siyasi partinin kimliğinin bir önemi olmamıştır. Bunu geçmişte laik/Türk kimliği önceleyen CHP, DP, AP, DYP, ANAP’la yapması ile Sünni/Türk AKP’yle yapması arasında bir fark yoktur.

Devletin geçmişten bu yana bu toplumda kutsanan bir “değer” olduğunu eklersek, durum daha açık biçimde karşımıza çıkar.

“Beka” söylemi, “Yerli ve Milli” söylemi esas olarak, TRT’de yayınlanan büyük bütçeli tarihsel kahramanlık anlatıları bu “Devlet”in sadece korunması değil sahiplenilmesi ve onun gücünün de ilanıdır.

Ben bu ortaklığı, “Erdoğan/Devlet Bloku” olarak tanımlıyorum.

2022’den itibaren kullanıma giren “Yerli ve Milli Muhalefet” talebi esas olarak Erdoğan/Devlet Bloku’nun kendi çizdiği alana, kendi siyasal tercihlerine uyma talebidir. Bu bir anlamda yeni bir kamusal alan çizme talebidir.

İktidar bloku, kamusal alanda kimlerin siyaset yapmasını ve hangi sınırlar içinde siyaset yapacağını da belirlemek istiyor. Bu kamusal alanda var olabilecek sanatçısından gazetecisine, edebiyatçısından akademisyenine, STK’sından sanayicisine hepsinin temel referansı yerli ve milli yani iktidar blokunu desteklemekten geçiyor.

Kendini bu kimliğin dışında tanımlayan herkes bu yeni düzen için bir anlamda öteki, meşru olmayan ve gayri millidir. Bunu siyasi muhalefet de dahildir.

Bugün iktidar ile muhalefet arasında var olan gerginliğin özü de, bu siyasal alanının sınırlarının belirleme mücadelesidir. Erdoğan/Devlet bloku bu sınırı devlet adına genişletmek; muhalefet ise toplum adına genişletmek istemektedir.

YENİ VATANDAŞLIK TANIMINA GİRİŞ

İşte “Türk-Kürt-Arap” kimliği söylemi tam bu noktada devreye girmektedir.

Sonuç olarak Erdoğan/Devlet bloku sadece kimlerin siyaseti girebileceği yani  kamusal alanı tanımlamakla kalmıyor bir adım daha atarak; hangi siyasal kimlikle siyaset yapacağını da yani kamusal alana çıkabileceğini de belirlemek istemektedir. Bu, bir anlamda vatandaşlık kimliğinin de yeniden inşa girişimidir. Yani yeni bir  “makbul vatandaş” inşa girişimi.

Bu yeni vatandaşlığın temeli, Cumhuriyet döneminin referansı olan aydınlanmış ve cemaatsel bağlardan kurtulmuş “laik/Türk” birey değil, etnik kimliği ikincilleştiren, kültürel kimlik olan “Sünni Müslüman/Türk/iyeli” üst kimlik varsayan yeni bir vatandaşlık söylemine meşruiyet kazandırma girişimidir.

Açıkçası 2015 sonrası yaşanan tüm süreç, siyasal tercih ve pratikleriyle büyük ölçüde Cumhuriyetin kuruluş dönemini referans alıyor.

Sonuç olarak Erdoğan/Devlet iktidarının siyasal dönüşümü ve tercihleri Kemalizm’in dayandığı otoriter zihniyetin pratiklerinin devamından başka bir şey değildir. Devlet sadece Türkiye’de tüm dünyada özünü korumak üzere otoriterdir. Devletin demokratikleştirmesi ve denetlenmesi ancak toplumun gerek siyasi partiler gerekse sivil alandaki siyasi kanallar üzerinden siyasete katılımı ile mümkündür.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Türk-Kürt-Arap BirliğiÇözüm SüreciRecep Tayyip Erdoğan

Yorum Yazın

Murat Aksoy
Murat Aksoy

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Murat Aksoy
Murat Aksoy Kamusal alandan sonra sıra vatandaşlık tanımında mı?
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel Koçgiri ile başlayan ve Ümmete uzanan ilginç bir siyasal yolculuk
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Kalkınmayı vergisiz düşünmek: Bir hayalin peşinde Türkiye
Yavuz Saltık
Yavuz Saltık Yemekle gelen yoksulluk: Türkiye’nin sessiz salgını
Nilden Bayazıt
Nilden Bayazıt Necati Özkan’dan bir tane var
Tuğba Yıldırım
Tuğba Yıldırım Genç bir gazeteci gözünden duayene veda
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Ani Katedrali’ni "Fethiye Camii" olarak adlandırmak ne anlama geliyor?
Tunay Şendal
Tunay Şendal Türk-Kürt-Arap birliği modelinin Türkiye için riskleri
Bilgehan Uçak
Bilgehan Uçak Zakintos’un plajları ve restoranları
Herkül Millas
Herkül Millas Taner Timur ve Modernleşme
Başak Yağmur Eray
Başak Yağmur Eray Kötülüğün sıradanlığı üzerinden Türkiye’ye bakmak
Onur Tuğrul Karabıçak
Onur Tuğrul Karabıçak Altun’un ardından: Boğaziçi, İletişim Başkanlığı, iktidar ve kültürel hegemonya
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Bir hafıza ve direniş ritüeli olarak Fatih Altaylı’nın koltuğu
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy Zamanı Ölçmek - Takvimin Doğuşu (1)
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Batı Karadeniz’in ruhunda pedal çevirmek
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Dağın öteki yüzü
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Cumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Yeni Proje Okulları Yönetmeliği ne getiriyor, mevcut uygulamalardan ve IB DP’den nasıl farklılaşıyor?
Özgür Çoban
Özgür Çoban Polonya'da TVP vakası: Devletin televizyonu, iktidarın borazanı
Ali Kılıç
Ali Kılıç İran: Sükûnetten doğan fırtına
Oğuz Demir
Oğuz Demir Politika faizi mi, Saray’ın faizi mi?: Bütçe alarm verirken iktidarda çatlak sesleri
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı