MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Hiçbir şey olmasa da bir şeyler olmuştur zihniyeti

Ana SayfaSi̇yasetHiçbir şey olmasa da bir şeyler olmuştur zihniyeti
Hiçbir şey olmasa da bir şeyler olmuştur zihniyeti

Her kesim, kendi siyasî mahallesine toz kondurmamak için elinden geleni yapıyor. Karşı tarafla ilgili gördüklerineyse “kesin yapmıştır bir şey” deyip geçiyor.

08 Temmuz, 2025, Salı 06:20
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Çağhan Uyar
Çağhan Uyar

Şimdilerde özellikle iktidarın kemik seçmeni, CHP’li belediyelerin bir şeyler karıştırdığına inanıyor. Yarın öbür gün iş işten geçecek ama kime ne fayda? Bu esnada biz biraz daha fakirleşeceğiz, daha az hizmet alacağız ve çok kalitesiz bir hayatı müthiş pahalı yaşamaya devam edeceğiz.

Gün geçmiyor ki CHP’li belediyelere yönelik şafak operasyonlarıyla uyanmayalım. Geçtiğimiz haftaya İzmir operasyonlarıyla başlayıp Manavgat ile kapatmıştık. Ne oluyor demeye kalmadan, hafta sonuna Adana, Adıyaman ve Antalya operasyonlarıyla merhaba dedik.

Sosyal medyada iktidarın CHP’li belediyeleri alfabetik sıraya aldığı esprileri döndü. Her ne kadar belediyelere yönelik giderek genişleyen operasyonlar, toplumun kimi kesimlerince biraz alaya alınsa da alfabetik sıraya alınma mevzusunu hepten yabana atmamak gerekir diye düşünüyorum. Zira büyük olasılıkla, bu hafta Halk TV ve Sözcü TV gibi iktidara muhalif kanallar karartılacak. 

Haber kanalları arasında en çok izleyici kitlesine ulaşan televizyonların on gün boyunca kapatıldığı bir atmosferde iktidar istediği gibi at koşturabilir. Hemen her gün başka CHP’li belediyelere operasyonlar düzenlenebilir. Kimse de duymaz, görmez.

Gerçi bizim halkımız duyup görse de çoğu zaman pek bir şey ifade etmiyor. Türkiye’de o kadar şiddetli bir siyasal cepheleşme iklimi var ki toplumu kör, sağır, dilsiz ediyor.

Her kesim, kendi siyasî mahallesine toz kondurmamak için elinden geleni yapıyor. Karşı tarafla ilgili gördüklerineyse “kesin yapmıştır bir şey” deyip geçiyor. Aslında Türk toplumunun, siyasete bakışının ağırlıkla duygusal olmasından ileri geliyor bu durum.

Özellikle Türk sağı, çok basmakalıp bir siyaset yolu tuttuğu için takipçilerini eleştirme veya sorgulamaya sürüklemez. Çok genel geçer, idraki basit, üzerine fazla düşünmeye zorlamayan bir hatta kalmaya özen gösterir. Böylece Türk sağı düşünsel bakımdan zayıflarken duygusal açıdan sürekli ivmelenir.

Türk sağının toplumun duygularına odaklanması nedeniyle siyasal tabanla lider veya liderler arasında tutkunluk derecesine varan bir ilişki başlar. Onlara göre lider, ne yaparsa yapsın doğrudur. Liderler eleştirilemez, sorgulanamaz. Karşı taraf ise her daim potansiyel suçludur.

CHP’li belediyelere yönelik operasyonlar da siyasete bu bakış tarzı etrafında şekilleniyor. 

Başkan CHP’li miymiş?

O zaman bir şeyler karıştırmıştır.

Toplumun bakışı böyle ne yazık ki.

Eminim üç aşağı beş yukarı hemen herkesin karşılaştığı bir şeydir bu.

Mesela ben lisans öğrenimimi görürken iktidar, geçmişte yolları beraber yürüyüp beraber ıslandığı dinci yapılanmayla henüz kavga etmeye başlamıştı. Fetö, o ana kadar çok hayırhah bir dini cemaat iken ve aralarından su sızmazken birden ortalık karışıverdi. Ama iktidarın tabanı da ne olduğunu daha tam çözebilmiş değildi.

O tarihlerde bir gün üniversite kantininde otururken söz, mevcut iktidarın kabaca ilk on yılında cemaat olarak anılan fakat sonradan terör örgütü şeklinde nitelenen yapıya geldi. Benim bu tür cemaat ve tarikat gibi yapılara bakışım eskiden beri nettir. Hiç de değişmedi.

Kantindeki öğrenciler, söz konusu yapılanmanın ne kadar hayırlı işler yaptığından bahsediyordu. Daha sonra tartışmaya başladık. Ben Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet değerlerinden dem vurup cemaat ve tarikat gibi yapılanmaların Türkiye’yi kasten geri bırakmaya çalıştığının altını ısrarla çiziyordum.

Tartışma iyice alevlenince, örgüt elebaşı Fetullah Gülen’e epey saydırmaya başladığımı hatırlıyorum. Hatta “şerefsiz” demiştim.

Karşımdaki öğrenciler “ama öyle deme” efendime söyleyeyim “Allah bütün kullarını şerefli yaratmıştır” kabilinden sözler sarf etmeye başlamışlardı.

Ben çizgimi koruyordum tabi.

Ama gelin görün ki, naklettiğim bu anıdan kısa bir süre sonra 17/25 Aralık olayları meydana geldi. Aynı öğrencileri tekrar kantinde gördüğümde “ne oldu sizin cemaat?” dedim.

Bu soruyu kasıtlı sormuştum. Çünkü iktidar kanadı, cemaat tabanını kendi içinde eritmişti. Gülen’e karşı olumsuz bir algı baş göstermişti. Kaldı ki aldığım cevap da tezimi doğrulamıştı.

O öğrencilerden aldığım cevap şuydu: “Şerefsizler! Paralel devlet kurmuşlar”

E hani Allah bütün kullarını şerefli yaratmıştı dedim.

Ik. Mık.

Aradan biraz zaman geçtikten sonra gene öğrendim ki o tartışmaya katılan öğrencilerden birisi cemaat evinde kalıyormuş. İktidarla bunlar birbirine girince evden ayrılmış. Ne oldu, niye ayrıldın diye sordum.

İşte ev çok kalabalıktı da, temizlik ve sair sorun oluyordu da gibi cevaplar vermişti.

Filler tepişirken altında kalacağım diyemiyordu tabi.

Hadi bir anımı daha anlatayım.

Gene üniversite yıllarındaydım fakat filler henüz tepişmeye başlamamıştı bu sefer. Ergenekon ve Balyoz operasyonları gündemdeydi. Uyduruk darbe senaryolarıyla her gün başka bir subayı tutukluyorlar, Silivri’ye koyuyorlardı. Birileri de çıkıp göbek atıyordu.

Tam o tarihlerde aynı bölümde okuduğumuz Konyalı bir öğrencinin dayısı gelmişti. Dayı-yeğen fanatik iktidar destekçileriydiler. Ayaküstü sohbette konu gündemdeki operasyonlara gelince Konyalı öğrencinin dayısı “bu kadar kişi alındığına göre kesin bir şeyler yapmışlardır” demişti.

Bu sözü her hatırladığımda, aklıma AKP’li Ali İhsan Yavuz’un “hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu” ifadesi gelir hep.

O dayı ve yeğen şimdilerde ne düşünüyor bilmiyorum.

Bahsettiğim örneklerle hemen herkes karşılaşmıştır diye düşünüyorum. Bizim insanımız gelişmeler üzerine uzun uzadıya kafa yormuyor. Rüzgâr nereden kuvvetli eserse oraya savruluveriyor. 

Şimdilerde özellikle iktidarın kemik seçmeni, CHP’li belediyelerin bir şeyler karıştırdığına inanıyor. Yarın öbür gün iş işten geçecek ama kime ne fayda?

Bu esnada biz biraz daha fakirleşeceğiz, daha az hizmet alacağız ve çok kalitesiz bir hayatı müthiş pahalı yaşamaya devam edeceğiz.

Nazım Hikmet’in dediği gibi; 

“ah, benim insanlarım,

yalanla besliyorlar sizi, halbuki açsınız, etle, ekmekle beslenmeğe muhtaçsınız.”

  • Değerli Kemal Bey Değerli Kemal Bey
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
CHPTutukulu Belediye BaşkanlarıSoruşturma

Yorum Yazın

Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yargı eliyle silkelenen CHP ve muhalefet
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Hiçbir şey olmasa da bir şeyler olmuştur zihniyeti
    Akın Özçer
    Akın Özçer Anayasa referandumu
    Zana Gümüş
    Zana Gümüş Strazburg’da boş bırakılan koltuk
    Emir Berke Yaşar
    Emir Berke Yaşar CHP'nin olmadığı bir Türkiye, doğal kaynakları olmayan bir Rusya'dır
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Erdoğan’ın büyük siyasi gafı: “CHP Ankara merkezli siyaset yapmalı”
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Dijital uçurum 2.0: Yeni sömürgeciliğin veri kolonileri
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Sarı öküzler çoğalmadan…
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Kalbimizi kıra kıra!
    Ömer Terzi
    Ömer Terzi Adaletin Nabzı: Murat Çalık Dosyası
    Osman Erden
    Osman Erden Osman Kavala’nın durumu bizi neden ilgilendiriyor?
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Tebrikler elitler, ‘harika’ adamınızı geri getirdiniz
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy “Bir telefon kadar uzağım”
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Demokrasi mücadelesinin paydaşlığında muhalefet
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Aristo’dan Marx’a: Assos’ta dört günlük düşünce şöleni
    Fatih Öztürk
    Fatih Öztürk Butlana koşarken politik sorun doktrinini hatırlamak: Siyaset mühendisliği
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Hürriyet mi, hassasiyet mi?
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı