MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Faiz düşer, beklentiler yükselir: Konutlar da uçar mı?

ANA SAYFAEKONOMİFaiz düşer, beklentiler yükselir: Konutlar da uçar mı?
Faiz düşer, beklentiler yükselir: Konutlar da uçar mı?
29 Eylül, 2024, Pazar 04:30
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu

Faiz oranlarının birkaç puan aşağı çekilmesi, gayrimenkul piyasasında bir patlama yaratacak kadar kuvvetli bir tetikleyici olmayabilir. Politika faizinin 50’den 45’e inmesi, elbette konut kredisi almak isteyenler için bir rahatlama sunar, fakat gayrimenkul fiyatlarını “uçuracak” seviyede bir etkisi olup olmayacağı tartışmalı.

18 Eylül 2024 tarihinde, Amerika Birleşik Devletleri’nde Merkez Bankası (FED) 2020 yılından bu yana ilk defa faiz indirimine gitti. Çin ve Avrupa Birliği başta olmak üzere birçok ülkede ya faiz indirimine gittiler ya da gideceklerinin işaretini veriyorlar. Ülkemizde de bir süredir izlenen sıkı para politikası sonucu politika faizi yüzde 50. Hem dünyadaki gelişmeler hem de ekonomi politikasının yapıcılarının verdiği mesajlar Türkiye’de faiz indiriminin gündeme gelmesine ve tartışılmasına neden oluyor?

Bir sabah uyandığında, tüm belirsizlikler ve karmaşa içinde ekonominin gösterge niteliğindeki ibresi birden dönmeye başlarsa ne olur? Ankara, bir kez daha kışa hazırlanırken, yalnızca hava soğumuyor; piyasalarda faiz oranları üzerinden bir soğuk rüzgârı iliklerinde hissediyor. Yılın sonuna doğru yaklaşırken, Merkez Bankası’nın faizleri düşürme ihtimali üzerine spekülasyonlar yükseliyor.

Olasılıklara göre, tasarruf sahipleri faiz, altın gibi değerli madenler, döviz ya da gayrimenkul seçenekleri arasında karar vermeye çalışıyor. Bu yazıda Türkiye’de Merkez Bankası’nın faiz indirimine gitme olasılığına karşı gayrimenkul fiyatlarının yönünü tartışmaya çalışacağım. Kimileri, bu olasılığın gayrimenkul fiyatlarında ani bir patlamaya yol açabileceğini söylerken, diğerleri daha temkinli. Peki, gerçekten bu kadar basit mi?

Faizlerin düşmesi, en basit anlatımıyla borçlanma maliyetlerinin azalması anlamına gelir. Bu durum, konut almak isteyenlerin krediye daha kolay ulaşabileceği anlamına gelir. Ancak herkesin unuttuğu ya da gözden kaçırdığı bir nokta var: Faiz oranlarının birkaç puan aşağı çekilmesi, gayrimenkul piyasasında bir patlama yaratacak kadar kuvvetli bir tetikleyici olmayabilir. Politika faizinin 50’den 45’e inmesi, elbette konut kredisi almak isteyenler için bir rahatlama sunar, fakat gayrimenkul fiyatlarını “uçuracak” seviyede bir etkisi olup olmayacağı tartışmalı.

Gayrimenkul fiyatlarında gözle görülür bir hareketlenmenin temelinde yalnızca faiz oranları değil, reel faiz, enflasyon beklentileri, siyasi istikrar ve piyasa dinamikleri yatmaktadır. Türkiye ekonomisi, yıllardır yüksek enflasyon ve döviz kuru dalgalanmaları arasında sıkışmış durumda. Bu sıkışıklık içinde faizlerin düşmesiyle birlikte konut talebinde bir canlanma beklemek elbette makul. Ancak talep artışının, enflasyonun üzerinde bir gayrimenkul fiyat artışına dönüşmesi, faiz indirimlerinin ötesinde bir ekonominin genel sağlığına ve beklentilerine bağlı.

Faiz oranlarındaki düşüş her zaman reel ekonomideki hareketi birebir yansıtmaz. Özellikle de konut gibi büyük yatırım kararlarının etkilenmesi zaman alabilir. İnsanlar, borçlanmanın maliyetine ek olarak gelecekteki ekonomik beklentilerini de göz önünde bulundururlar.

KONUT GİBİ YATIRIM KARARLARINI ETKİLEMESİ ZAMAN ALABİLİR

Faizlerin düşmesi, her ne kadar yatırımcılara ve bireylere rahatlama sağlasa da, Türkiye’de gayrimenkul fiyatlarının geleceğini belirleyecek olan birçok başka faktör var. Bu faktörlerin başında reel faiz oranları ve para politikasının sıkılığı gelmekte. Eğer faiz oranı enflasyon oranının üzerinde seyretmeye devam ederse, yani para politikası sıkı kalırsa, yatırımcılar hâlâ bankalarda yüksek getiri elde edebilir ve bu durum gayrimenkule olan talebin bir anda artmasını engelleyebilir.

Unutulmaması gereken bir nokta da şu: Faiz oranlarındaki düşüş her zaman reel ekonomideki hareketi birebir yansıtmaz. Özellikle de konut gibi büyük yatırım kararlarının etkilenmesi zaman alabilir. İnsanlar, borçlanmanın maliyetine ek olarak gelecekteki ekonomik beklentilerini de göz önünde bulundururlar. Faiz düşüşü ne kadar cazip görünse de, eğer belirsizlik ve risk devam ediyorsa, piyasanın tepkisi sınırlı kalabilir.

Gayrimenkul, en basit anlamıyla, bir güven yatırımından ibarettir. İnsanlar, bir ülkenin geleceğine, ekonomik ve siyasi istikrara duydukları güven ölçüsünde bu tür yatırımlar yapar. Türkiye’de bugün yaşanan belirsizlikler ve sıkı para politikasının süreceğine dair sinyaller, gayrimenkul piyasasında hareketlenmenin zaman alacağını gösteriyor. Faiz oranlarının düşmesiyle birlikte bir hareketlenme beklenebilir, ancak bu hareketlenmenin konut fiyatlarında “uçuş” yaratması, ekonomide daha derin bir güvenin oluşmasıyla mümkün. 

Öte yandan, gayrimenkul piyasasındaki bir diğer önemli unsur, arz ve talep dengesidir. Türkiye’de son yıllarda artan inşaat maliyetleri, arzı sınırlamış durumda. Şu anda fiyat artışlarına konuta olan talep değil maliyet unsuru neden oluyor. Bugün faiz oranları düşerse, elbette bir hareketlenme yaşanabilir; ancak bu hareketin ne kadar süreceği, ekonominin diğer temel göstergelerine ve beklentilere bağlıdır. Konut piyasasında bir “patlama” bekleyenlerin, ekonomik matematiği ve gerçekleri doğru okumaları önemli. Bu noktada, politika yapıcıların tutarlılığı ve ekonomide güven tesis edilmesi, gayrimenkul piyasasının geleceğini şekillendirecek en önemli faktörler.

Piyasaları ve ekonomiyi yönetenler, beklentileri yönetmenin önemini bilirler. Faiz oranlarında indirime gitmek, borçlanma maliyetlerini düşürebilir; ancak önemli olan, bu indirimin ekonomide güven tesis ederek konut piyasasında sürdürülebilir bir canlılık yaratıp yaratmayacağıdır. Piyasa dinamikleri, arz ve talep dengesi, siyasi beklentiler, enflasyon oranları ve reel faiz gibi birçok faktör, gayrimenkul piyasasındaki hareketliliği belirler. Bütün bu belirsizliklerin ışığında, bir yatırım seçeneği olarak gayrimenkul yatırımının biraz daha zamana ihtiyacı var gibi görünüyor.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorumlar

yorum avatar

Kesinlikle . Mantıklı bir yazı. G.menkul piyasasini "maliyet" diye bilinçli olarak sisirenler de okur umarım.

Serhat Aziz

29-09-2024 18:13

Yorum Yazın

Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Herkül Millas
    Herkül Millas Batı ile Doğu’nun farkları
    Gülşah Eker
    Gülşah Eker Şehirleri dinlemek: Yerel karar alma süreçlerinde veri neden önemli?
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Alaska satranç tahtası
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak Simi’nin plajları
    Aydan Bakan
    Aydan Bakan Sevgili küçüğüm
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ne kadar iyi olabilirsin ki!
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Hiçbir yer evin değilse, her yer evin oluyor
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yargının siyaset kıskacı ve Yeni Çözüm Süreci dengeleri
    Yavuz Saltık
    Yavuz Saltık Kültür ve sanat yoksunluğu: Görünmeyen uçurum
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Görünüşün gücü ve hakikatin çürüme ile imtihanı
    Ahmet Ziya Gökalp
    Ahmet Ziya Gökalp Gerçek, Anlatının Gölgesinde Kayboluyor
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Finans Alla Turca
    Fatih Öztürk
    Fatih Öztürk Türkiye Cumhuriyeti Demokrasisi’ni kurtarmak (3): Temsilcilerin azli
    İlter Turan
    İlter Turan Önceliklerimizi yeniden gözden geçirmek gerekiyor
    Sema Erder
    Sema Erder Dost/Düşman siyaseti ve yer değiştiren kimlikler
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Çerçioğlu'nun transferi ya da siyasetin 'sıfır'lanması
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı Türkiye'nin makroekonomik görünümü
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Teknoloji, pedagoji ve içeriğin kesişiminde ‘etkili öğretim’
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı