MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Emeklinin derdi herkesin derdi 

Ana SayfaDosya>emeklilerEmeklinin derdi herkesin derdi 
Emeklinin derdi herkesin derdi 

Emeklinin derdi herkesin derdi 

25 Haziran, 2024, Salı 04:50
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Bütçe tedbirleri, enflasyon, ekonomik kriz gibi nedenlerle emeklilerin alım gücünün ve refahının zayıflaması sadece tüketici güvenine ve ekonominin büyümesine olumsuz etki yapmakla kalmıyor. Emeklilerin durumu sosyal barışı ve toplumsal adaleti de yaralıyor.  Yazıma eklemek için emeklilerle ilgili bir görsel ararken bu tür materyal sağlayan internet sitelerinde karşıma çoğunlukla gülen, doğada ya da kentte hareket halinde olan, aynı yaş grubundakilerle ya da çocuklarla, gençlerle sosyalleşen kadınlar ve erkekler çıktı. Yukarıdaki bunların sadece bir tanesi. Bu gibi görsellerin pek çoğunun yurtdışı (genellikle de batı ülkeleri) kaynaklı olması beni Türkiye’deki emeklilerin hali nasıl resim ediliyor acaba diye ülkemizdeki medya kuruluşlarının internet sitelerine yöneltti. Burada banka ve ATM kuyruğunda bekleyen, parklarda ya da duvar diplerinde oturarak vakit geçiren, pazarlarda fiyat etiketlerine bakan yaşlı ve mutsuz erkekler ve kadınlar var. Türkiye kaynaklı medyada sıkça karşıma çıksa da telif olabileceği düşüncesiyle buraya almadığım bir fotoğraf durumu genel olarak yansıtıyor aslında. Bu görselde iki kelimeyle durum özetlenmişti: “Emekliyim, Mutsuzum” nokta. 
DİSK-AR verilerine göre Türkiye’de emekli ve hak sahiplerinin ortalama aylığı 2012 yılında 357 avro iken 2021 yılında 230 avroya gerilemiş. Gelinen noktada Türkiye 32 Avrupa ülkesinin yer aldığı listede en düşük ortalama emekli ve hak sahibi aylığına sahip ikinci ülke konumunda. Oysa ki 2012 yılındaki yeri 9. sıraydı.

EMEKLİ NEDEN MUTSUZ?

SGK’nın 2023 yıl sonu verilerine göre Türkiye’de emekli, malül ve yaşlılık aylığı hak edenler olmak üzere pasif sigortalı olarak tanımlanan 16 milyon kişi bulunuyor. Yani toplam nüfusun yaklaşık yüzde 19'u emekli ve hak sahibi. Oysaki 2022'de emekli sayısı 13,9 milyon ve nüfusa oranı da yüzde 16,3'tü. 2023 yılındaki bu artış 1,7 milyon EYT’linin emeklilik sistemine eklenmesiyle birlikte ortaya çıktı.Öte yandan, EYT’liler emekliliği hak etmiş olsalar da yarısı çalışmaya devam ediyor. Ortalama yaşı daha fazla olan diğer emeklilerin ise üçte biri çalışıyor. Ancak, emeklilerin boş vakitlerini değerlendirmek için çalışmadığı aşağıdaki grafikte net bir şekilde anlaşılıyor. Ve tabii neden mutsuz oldukları da.Kaynak: SGK, İPADİSK-AR verilerine göre Türkiye’de emekli ve hak sahiplerinin ortalama aylığı 2012 yılında 357 avro iken 2021 yılında 230 avroya gerilemiş. Gelinen noktada Türkiye 32 Avrupa ülkesinin yer aldığı listede en düşük ortalama emekli ve hak sahibi aylığına sahip ikinci ülke konumunda. Oysa ki 2012 yılındaki yeri 9. sıraydı.Bu ikiye bakarak veri yüksek enflasyon ve geçtiğimiz 5 yıllık dönemde yaşanan kur şokları nedeniyle emekli ve dar gelirli çalışanın alım gücünün hızla gerilediğini ve yoksullukta buluştuğunu söyleyebiliriz.
Nüfusun yüzde 19'unu oluşturan bir yurttaş topluluğunun problemlerinin toplumun diğer kesimleri üzerinde sosyal, ekonomik ve politik etkileri olacaktır. Nitekim Mart 2024 yerel seçimlerinde oluşan politik tablonun en önemli belirleyicileri arasında emeklilerin olduğu seçimden sonra konuşulan konuların başında geliyordu.

PEKİ, EMEKLİNİN PROBLEMLERİ NEDEN HERKESİ İLGİLENDİRİYOR?

Birincisi; emekli ve hak sahiplerinin toplam nüfus içindeki payının büyüklüğü. Elbette, nüfusun yüzde 19'unu oluşturan bir yurttaş topluluğunun problemlerinin toplumun diğer kesimleri üzerinde sosyal, ekonomik ve politik etkileri olacaktır. Nitekim Mart 2024 yerel seçimlerinde oluşan politik tablonun en önemli belirleyicileri arasında emeklilerin olduğu seçimden sonra konuşulan konuların başında geliyordu. İkincisi; emekli ve hak sahiplerinin aylıklarının ödenmesinde kendine yeterli bir emeklilik sistemi bulunmuyor ve sisteminin açıkları devlet bütçesi tarafından karşılanıyor. Dünyada emeklilik sistemlerinin aktüeryal (gelir-gider) dengesinin sağlıklı olup olmadığının önemli bir göstergesi ve sisteme prim ödeyen (aktif) sigortalılarla sistemden aylık alan (pasif) sigortalılar arasındaki oranı ifade eden “aktif/pasif oranı”dır. Uzmanlar tarafından bu oranın 4 civarında olması gerektiği ifade edilse de OECD ülkelerinde genellikle 2'nin altında olduğu görülüyor. Türkiye’de ise 2021 yılında 1,9 olan aktif/pasif sigortalı oranı EYT’lilerin de sisteme girişiyle birlikte 2023 yılında 1,6'ya gerilemiş durumda. Dolayısıyla çalışan sayısı ile emekli sayısı arasındaki makasın giderek daralması emeklilik sisteminin de giderek artan bir şekilde açık vermesine yol açıyor. Bu da emekli ve hak sahiplerine ödemelerin sadece sisteme prim yatıran sigortalıların değil bütün vergi ödeyenlerin katkısıyla ve devletin borçlanmasıyla yapılabildiği anlamına geliyor.Üçüncüsü; bütçe tedbirleri, enflasyon, ekonomik kriz gibi nedenlerle emeklilerin alım gücünün ve refahının zayıflaması sadece tüketici güvenine ve ekonominin büyümesine olumsuz etki yapmakla kalmıyor. Emeklilerin durumu sosyal barışı ve toplumsal adaleti de yaralıyor.  Dördüncüsü; emeklilik sisteminin kendine yeterli olmaması nedeniyle emekli ve hak sahiplerinin aylıklarında yapılacak düzenlemeler doğrudan doğruya devlet bütçesine etki ediyor. Bu kapsamda gündeme gelen popülist uygulamalar kamu maliyesi dengelerini ve enflasyon bekleyişlerini bozuyor. Bunun yansımaları da bütün yurttaşlara etki edecek şekilde ortaya çıkıyor.Liste daha da uzayıp gider.
Bu aşamada, gelirler politikasının asgari ücretli ve emeklilerin refah seviyesini aşamalı olarak yükseltecek bir şekilde belirlenmesinin yanı sıra bu tamamlayıcı yapısal reform adımlarının belirlenmesi gerekiyor.

NE YAPMALI?

Emekli sayısının bir yılda yüzde 10'dan fazla arttığı 2023 yılı emeklilik sistemindeki açığı kalıcı bir şekilde genişleten bir yıl oldu. Buna paralel olarak da devlet bütçesinden SGK’ya transferler önemli artış gösterdi. Diğer taraftan ekonomi yönetimi 2024 yılı için GSYH’ye oran olarak yüzde 6,4 olarak programlanan bütçe açığının azaltılmasını ve sürdürülebilir seviyelere çekilmesini hedefliyor. Bu durum yılın ilk altı ayı için yüzde 49,25 zam alan emeklilerin yüzde 75'e ulaşan enflasyon karşısında eriyen aylıkları için yılın ikinci yarısında enflasyonun üzerinde zam yapılması talebi ile çatışıyor. Öte yandan, yapılabilecek ilave zammın yüzde 39 seviyesine indirilmesi hedeflenen enflasyon üzerinde risk yaratacağı da sıklıkla ifade ediliyor.Ancak, bütçede yapısal bozulmanın 2016 yılında başladığı, pandemi döneminde üretim problemleri ve arz yetersizliği varken düşük faiz politikası ile ekonominin körüklendiği ve bunun sonucu olarak enflasyon sarmalının ortaya çıktığı göz ardı edilmemelidir. Geldiğimiz noktada kamu maliyesi dengelerinin düzeltilmesi ve enflasyonun düşürülmesini hedefleyen ekonomik programın maliyeti olacaktır. Bununla beraber, kayıt dışı ekonomi, enflasyon koşullarında ortaya çıkan fırsatçı piyasa davranışı ve değer artışları nedeniyle oluşan rant karşısında dezenflasyon sürecinde ortaya çıkacak maliyetin dar gelirli çalışanlar ve emekliler tarafından karşılanması pek adil görünmüyor.Bu aşamada, gelirler politikasının asgari ücretli ve emeklilerin refah seviyesini aşamalı olarak yükseltecek bir şekilde belirlenmesinin yanı sıra bu tamamlayıcı yapısal reform adımlarının belirlenmesi gerekiyor. Bu bağlamda;
  • emeklilik ve sağlık sistemlerini birbirinden ayırarak şeffaflaştıracak bir sosyal güvenlik reformuna, 
  • vergide kayıt dışılığın önlenmesine ilişkin güçlü tedbirlerin yanı sıra değer artışlarının vergilendirildiği, dolaylı vergilerin sistem içindeki payının azaltıldığı bir vergi reformuna,
  • vergi mükelleflerinin parasının karşılığını sağlayacak şekilde bütçe harcamalarının yeniden önceliklendirilmesine,
  • basit ve anlaşılır bir mali kural ile bunu izleyecek bir mali konseyin oluşturulmasına,
  • Bilanço uyumsuzluğu kaynaklı maliyetlerin ortadan kaldırılması ve dışsal şoklara karşı direncin artırılmasını teminen Devletin varlık ve yükümlülüklerinin bütüncül bir yaklaşımla yönetilmesine ilişkin uygulamalar hayata geçirildiğinde dezenflasyon süreci başarıya ulaşacağı gibi öncelikli olarak dar gelirli kesimlerin refahı olmak üzere toplumsal refah hızlı bir şekilde artacaktır.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
    Buse Ayazma
    Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
    Mesut Balcan
    Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı