CHP yöneticileri gelişmelere karşı çözüm önerileriyle birlikte gündeme getiremezlerse, bu kez gerçekten atı alan Üsküdar’ı geçebilir. Ve soyut “her şey çok güzel olacak” nostaljisi yerini hüzün dolu bekleyişe terk edebilir. Alternatif; mevcut iktidara benzemeye çalışılarak, ya da Bölgemizdeki gelişmelere salt ABD penceresinden bakılarak, üretilemez.
Türkiye salt Cumhuriyet Tarihinin değil, üzerinde yaşadığımız Anadolu topraklarındaki geçmişinin, -belki- en ağır bunalımlı dönemini yaşıyor. Her yeni güne, bir öncekinde tanık olduğumuz, “bu kadarı da olmaz” dedirten olaylarla uyanıyoruz.
Son birkaç gün içinde gündeme gelen, diploma sahtekarlığına ilişkin haberler; bu ülkenin geçmişinde rastlanmadık olayların yaşandığını gösteriyor. Yetkilerin Ankara’da ve tek elde toplandığı bir dönemdeyiz. Süreç içinde İletişim teknolojilerinde baş döndüren gelişmeler, hiç kuşkusuz Türkiye’yi de etkiliyor. Örneğin bazı işbilirler kamuya ait bilgilerin saklandıkları, en üst düzeyde korunmaları gereken, veri bankalarında diledikleri işlemleri yapabiliyorlar.
Haberlere bakılırsa bu iktidar döneminde üst düzey görevlere gelen, bürokratlar ve bazı siyasetçilerin diplomaları da bu yöntemle düzenlenmiş. Geçtiğimiz günlerde Üniversitelere giriş sınavlarında, umulmadık ölçüde başarı sağlayan öğrenciler arasında da bu yöntemlerden yararlananların bulunduğu öne sürülüyor. Üstelik diploması tartışılan, iktidar cephesinden bir milletvekilinin, bir Üniversite sahibi olduğu günlerden geçiyoruz.
Yukarıda özetlenen örnekler yaşanırken, “kamu işçileri” toplu sözleşme görüşmelerinde hak ettikleri zamları alamıyorlar. Atanmış sendika yönetimleri ile iktidar arasındaki ilişkiler bir türlü açıklığa kavuşamıyor.
AKP-MHP ortaklığı çeyrek yüzyıla yaklaşan iktidarlarının son döneminde, ekonomideki başarısızlıklarını unutturmak ve BOP kapsamında üstlenmek zorunda oldukları anlaşılan, yükümlülüklerini yerine getirme telaşındalar.
CHP’nin son yerel seçimlerdeki başarılarını etkisizleştirmek amacıyla İstanbul başta Belediye Başkanları ve bürokratlar tutuklanıyor. MHP’nin beklenmedik çıkışı ile gündeme gelen, “umut hakkı” üzerine kurgulanan gelişmeler yaşanıyor. İktidar çevrelerine göre “Terörist Başı” olan Öcalan, beklenmedik bir anda “Kurucu Önderlik” ile kimliklendiriliyor.
TBMM‘de iç tüzüğe göre oluşturulmayan uzun adlı komisyonun, CHP’li üyelerin katılımıyla, alelacele gizlilik kararı alınırken, sınırlarımızda Türkiye’yi yakından ilgilendiren önemli bir gelişme göze çarpıyor.
Uzun yıllar süren, Azerbaycan-Ermenistan anlaşmazlığının Nahcivan ile Türkiye’yi bağlayan, Zengezur koridorunun 99 yıl süreyle ABD yönetimine verilmesiyle çözüldüğü haberleri medyaya yansıyor. Suriye’de Esad rejiminin çöküşüyle Güneydoğu’muzdaki gelişmelerin ardından, Kuzeydoğu sınırlarımızdaki bu önemli gelişme, Meclis Komisyonu’nun gizlilik kararı tartışmalarının gölgesinde kalmamalı.
CHP yöneticileri gelişmelere karşı çözüm önerileriyle birlikte gündeme getiremezlerse, bu kez gerçekten atı alan Üsküdar’ı geçebilir. Ve soyut “her şey çok güzel olacak” nostaljisi yerini hüzün dolu bekleyişe terk edebilir. Alternatif; mevcut iktidara benzemeye çalışılarak ya da bölgemizdeki gelişmelere salt ABD penceresinden bakılarak, üretilemez.

Yorum Yazın