MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Yeni çözüm süreci: Sessiz bir başlangıç, belirsiz bir gelecek

ANA SAYFASİYASETYeni çözüm süreci: Sessiz bir başlangıç, belirsiz bir gelecek
Yeni çözüm süreci: Sessiz bir başlangıç, belirsiz bir gelecek

Silahlara veda sürecinin gerekli yasal zemininin hazırlanması, silah bırakanların toplumsal hayata katılımlarının hukuksal güvencelerinin sağlanması ve silahsız çatışma çözümü yöntemleriyle Kürt sorununun eşit yurttaşlık hakları temelinde demokratik çözümünün yol haritası ve programının netleştirilmesi için hazırlıkların ivedilikle yapılması siyasal bir zorunluluktur.

23 Eylül, 2025, Salı 00:25
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz
yazı içi reklam

Kürt sorununda yeni çözüm sürecinin ilk işareti, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin TBMM’de DEM Partisi eş başkanlarıyla tokalaşmasıdır;  bir hafta sonra  bir yıl dolmuş olacak. Bu bir yıllık süre zarfında beklenmedik ve birçok kişiyi şaşırtan gelişmeler yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor.

Tarafların ortaklaşa tanımlayamadığı bu yeni çözüm süreci bugüne kadar taraflar için ciddi bir sorun çıkmadan ilerliyor. Ancak süreç, doğrudan tarafların dışında kalan siyasal ve toplumsal kesimler açısından hâlâ büyük bir muamma. Toplumun ezici çoğunluğunda pasif, ılımlı bir destek ve temkinli bekleyiş hâli büyük ölçüde sürüyor; olumlu anlamda heyecan veya yoğun bir umut ise henüz gelişmiş değil.

Bölgesel ve uluslararası alanda yeni çözüm sürecine ters etki yapabilecek sert gelişmelerin olması olasılığının yüksek olması büyük bir risk olarak varlığını sürdürüyor.  2013–2015 çözüm sürecinde olduğu gibi Rojava ve Suriye’deki gelişmelerin barış arayışını tekrar kesintiye uğratmasından endişe ediliyor.

Bugünkü toplumsal tablo—heyecansızlık, pasif ve ılımlı destek ile temkinli bekleyiş—birçok neden ve gelişmenin bir araya gelmesiyle ortaya çıktı. Bunun temel sebebi, yeni çözüm sürecini ortaya çıkaran siyasal ve toplumsal dinamiklerin yeterince doğru kavranamaması. Bu konuda bir kafa karışıklığı ve anlama güçlüğü yaşanıyor.

Başka bir ifadeyle, başka ülkelerde benzer sorunların çözüm süreçlerinde elde edilen deneyimlerle yeni çözüm sürecinin farklılığının yeterince idrak edilmemiş olması ve sorunun birinci derecede aktörleri ile taraflar arasındaki acının yaygınlığının çok büyük olması durumu açıklıyor.

Yeni çözüm süreci, klasik anlamda temel insan haklarının, eşit yurttaşlık bilincinin, hukukun tanınmasının, mağduriyetlerin giderilmesinin ve toplumsal adaletin sağlanmasının öncelikli hedefi olarak geliştirilmiş bir süreç değil. Başka bir ifadeyle süreç, Türkiye’nin demokratikleşmesini esas alan bir program olarak başlamadı. Ülkenin güvenlik ve beka kaygılarını, ayrıca çeşitli bölgesel gelişmelerin siyasal risklerini savuşturmayı önceleyen yasa ve politikaların yol açtığı bir zeminde şekillendi. Taraflar, PKK’nin silahsızlandırılması ve silahlı varlığına son verilmesi konularına öncelik verme konusunda mutabakata varmış durumda.

Sorunu demokratikleşme, hak ve özgürlükler ihtiyacı penceresinden değil, iç-dış güvenlik, beka yaklaşımıyla ele alan otoriter yönetimlerden iç tutarlılık beklemek gerçekçi ve gerçekleşebilir bir şey olamaz. Barış ve demokratikleşme mücadelesi toplumsallaştığı ölçüde siyasi erkin mecburiyetten gerçekleştirmek durumda kaldığı toplumsallaşan hak ve özgür taleplerini karşılamak durumunda kalırlar. 

PKK lideri Abdullah Öcalan, bu mutabakat sürecini 24 Ekim 2024’te, yeğeni ve DEM Parti Urfa milletvekili Ömer Öcalan ile uzun bir aradan sonra yaptığı görüşmede şu sözlerle tanımladı: “Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim.” Ardından 25 Şubat 2025 tarihli ve 27 Şubat 2025’te kamuoyuna duyurulan “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ile süreç resmileşti. Her iki açıklamada da Kürt sorununun çözümünden çok, silahlara veda edilmesinin zamanının geldiği vurgulanıyor. Bunu bir mücadele çağrısı olarak okumak sorumluluk üstlenmek doğru bir yaklaşımdır.

Komisyon negatif barışın hukuki dönüşümü

Bu durumun doğal sonucu olarak siyasal iktidar ve parlamento, öncelikle silahların devre dışı bırakılması için yasal zemini hazırlama ve silah bırakanların toplumsal ve siyasal yaşama katılmalarını sağlayacak entegrasyon mekanizmalarını güvence altına alma sorumluluğunu üstlenmiş durumda.

Öcalan açıklamalarında üstlendiği riskli sorumluluğu güçlü ve net biçimde vurguluyor. Bu tutum, dünyadaki benzer çatışma çözümü modellerinden farklı bir mutabakat yöntemi benimsendiğini gösteriyor. Ayrıca Ankara’ya hukuka dönme, adaleti ve eşitliği sağlama çağrısı yapıyor; topluma ise bunun için demokratik mücadeleyi geliştirme ve toplumsal sorumluluk üstlenme çağrısı yöneltiyor. Başka bir ifadeyle, Türk anaakım siyasetine ve sivil topluma, Kürtlerle eşit ve demokratik bir arada yaşamın siyasal, sosyal, kültürel ve hukuksal zemininin yaratılması için birlikte mücadele etme çağrısı yapıyor. Bu ağır, zorlu ve uzun süreli yükümlülüğün kıymeti henüz tam olarak kavranmış değil. Oysa bu, tarihsel bir fırsat ve sorumluluktur. Bu nedenle TBMM’de oluşturulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu tarihsel bir rol üstlenmiş durumda.

Silahlara veda sürecinin (PKK’nin feshi ve silahların yakılması) gerekli yasal zemininin hazırlanması, silah bırakanların toplumsal hayata katılımlarının hukuksal güvencelerinin sağlanması ve silahsız çatışma çözümü yöntemleriyle Kürt sorununun eşit yurttaşlık hakları temelinde demokratik çözümünün yol haritası ve programının netleştirilmesi için hazırlıkların ivedilikle yapılması siyasal bir zorunluluktur. Bu hazırlıkların toplumsal katılımı ve desteği artırmayı öncelikli amaç edinerek ve zaman yayılmasına izin vermeden yürütülmesi kritik önemdedir.

Bu bakımdan, Ekim ayında TBMM’de başlayacak yeni yasama yılında gündeme gelmesi beklenen yasal düzenlemeler, yeni çözüm sürecinin geleceği bakımından iki açıdan turnusol kağıdı işlevi görecektir.

İlki, mevcut negatif barışın hukuksal zemininin tanımlanması ve pozitif barışa (eşit yurttaşlık temelinde kalıcı barışa) geçişin yol haritasının, programının ne ölçüde demokratik ve herkese açık olacağının sınanmasıdır. 

İkincisi, sürecin toplumsallaşmasına hizmet eden katılımcı bir yaklaşımın öngörülüp öngörülmediğinin test edilmesidir. Bugüne kadar olduğu gibi devlet merkezli bir yeni çözüm süreci bir biçimde negatif barışı sağlayabilir; ancak eşit yurttaşlık temelinde pozitif barışı inşa etmesi gerçekçi görünmüyor. Sürecin sonunda silahların devreden çıkarılması sağlansa bile, Kürt sorunu toplumsal düzeyde daha da kronikleşebilir. Sosyal, siyasal, kültürel ve psikolojik alanlarda çatışmanın derinleşmesi, toplumun yaralarını büyütebilir. Sosyal, siyasal, kültürel ve toplumsal psikolojik alanda kültürel çatışma derinleşir. Toplumu kemiren kurt büyüyebilir.

 

 

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yeni çözüm süreci: Sessiz bir başlangıç, belirsiz bir gelecek
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Komisyona bir öneri
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar CHP’nin kayyum çıkmazı
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Osmanlı–İngiltere İlişkileri (2): Prens Edward’ın Birinci İstanbul Gezisi (1862)
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP siyaseti hızlanan zamana yetişebilecek mi?
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Bayrampaşa ve maskeli balo
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Yeter ki ekonomi konuşmayalım!
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık CHP yeniden yola çıkarken…
    Ahmet Öztopkara
    Ahmet Öztopkara Evet, Göztepe Satılık… Daha Güçlü Olmak İçin…
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal CHP’nin 22. Olağanüstü Kurultayı
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel "Hayat kısa kuşlar uçuyor"
    Reha Çamuroğlu
    Reha Çamuroğlu Mesele midir?
    Akın Özçer
    Akın Özçer Bolsonaro’nun tarihi mahkûmiyeti
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 18. İstanbul Bienali başladı: “Üç Ayaklı Kedi” metaforu başka nasıl okunabilir?
    Deniz Nas
    Deniz Nas Almanya’da neler oluyor: North Rhine-Westphalia 2025 Yerel Seçimleri değerlendirmesi
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı