MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Türkiye’de herkesin ötekisi: Engelliler

ANA SAYFASİYASETTürkiye’de herkesin ötekisi: Engelliler
Türkiye’de herkesin ötekisi: Engelliler

Kürsüde engelli bir aday, mecliste bastonuyla yürüyen bir vekil, tekerlekli sandalyesiyle kürsüde konuşan bir temsilci hâlâ “alışılmadık görüntüler” gibi algılanıyor. Oysa bizim yerimiz tam da orası: kararların alındığı yerler, temsilin olduğu masalar.

08 Nisan, 2025, Salı 06:25
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Sedef Erken
Sedef Erken
yazı içi reklam

Engellilik hâli, bu sistemin “istenmeyen” görüntüsü olarak kabul ediliyor. Kürsüde engelli bir aday, mecliste bastonuyla yürüyen bir vekil, tekerlekli sandalyesiyle kürsüde konuşan bir temsilci hâlâ “alışılmadık görüntüler” gibi algılanıyor. Oysa bizim yerimiz tam da orası: kararların alındığı yerler, temsilin olduğu masalar. Ama artık susmayacağız. Çünkü temsil hakkı lütuf değil, anayasal bir hak. Ne yazık ki bu ülkede engelliler herkesin ötekisi.

Bu ülkede engelli olmak, yalnızca bir sağlık sorunu ya da farklılık değil çoğu zaman görünmezlik, dışlanmışlık ve yok sayılmak anlamına geliyor.

Engelliler, toplumun tüm katmanlarında “öteki” haline gelmiş durumda. Heryerde listenin en sonunda.

Eğitimde, istihdamda, sosyal hayatta, şehir planlamasında, adalette, siyasette… 

Her yerde ama hiçbir yerde gibiler.

Bir anne olarak, son onbeş yılımı bu görünmez duvarları yıkmak için harcadım.

Bir birey olarak, hakkım olanı istemeye kalktığımda hep “sabret” denildi. Sizi anlıyoruz, çok haklısınız, çok doğru söylüyorsunuz. Ama sonuç değişmedi.

Bir yurttaş olarak, bu ülkenin bir parçası olmaya çalıştıkça, kapılar yüzüme kapandı.

Bu ülke gençleri için kota koyuyor, kadınları siyasete davet ediyor, bazı toplumsal gruplara hatta farklı partilerden geçenlere bile popülerlik adına hemen yer açılıyor. 

Parti programlarında “eşitlik” yazıyor. Kongre kürsülerinde “temsilde adalet” deniyor.

Ama iş kadrolara, kotalara, temsiliyet mekanizmalarına gelince engelliler yok.

POLİTİK SAĞLAMCILIK ENGELLİLERE GEÇİT VERMİYOR

Engelliler sadece bir “sosyal yardım nesnesi” değil.

Onlar bu toplumun, bu ülkenin özgür bireyleri.

Ve temsil hakkı istiyorlar. Karar alma mekanizmalarında yer almak, seslerini duyurmak, kendilerini savunmak istiyorlar.

Bu toplumun yüzde 12’si engelli bireylerden oluşuyor. Aileleriyle beraber bir parti kursalar iktidara aday olacak kadar kalabalık bir grup.

Onlar sadece “yardım edilen” değil, hak sahibi, eşit yurttaşlar. Ancak siyasi aktörler engelli temsiline yaklaşırken hâlâ “lütuf” duygusuyla hareket ediyor. Politik sağlamcılık sözlerde değil ama eylemlerde açıkça görülüyor. Sözde eşit yurttaş denilen engelliler karar mekanizmalarında yer bulamıyor.

Sağlamcılık, sadece bireyler arası ilişkilerde değil; artık doğrudan politika alanını da sarmış, zehirli bir sarmaşık gibi.

Siyasetten uzak tutuldukça sesimiz duyulmuyor.

Mecliste olmadıkça politikalar bizi kapsamıyor.

Sokakta olmadıkça şehir bizim olmuyor.

Medyada olmadıkça görünmezliğimiz sürüyor.

ARTIK YETER DEME ZAMANI

Siyasetin dili, karar alma süreçleri, aday belirleme yöntemleri, kimin “temsil edilmeye değer” görüldüğünü belirleyen bakış açısı… 

Hepsi sağlam bedene, sağlam zihne, güçlü sese, güçlü imaja ve popüler olana odaklanıyor. 

Siyaset hâlâ “sağlıklı, güçlü, dayanıklı, engelsiz” olmayı bir yeterlilik göstergesi olarak görüyor. 

Karizmatik görünmek, uzun konuşmalar yapmak, kampanya koşullarına “dayanıklı” olmak gibi ölçütler öne çıkarılıyor.

Engellilik hâli, bu sistemin “istenmeyen” görüntüsü olarak kabul ediliyor. 

Kürsüde engelli bir aday, mecliste bastonuyla yürüyen bir vekil, tekerlekli sandalyesiyle kürsüde konuşan bir temsilci hâlâ “alışılmadık görüntüler” gibi algılanıyor. Oysa bizim yerimiz tam da orası: kararların alındığı yerler, temsilin olduğu masalar.

Ne acıdır ki, bu önyargı solundan sağına tüm siyasi yelpazeyi kuşatmış durumda.

Ama artık susmayacağız. Çünkü temsil hakkı lütuf değil, anayasal bir hak.

Katılım, bize yapılan bir iyilik değil, demokrasinin gereği.

Ve görünür olmak, bir rica değil, var olmanın ta kendisi.

Yıllardır söylüyoruz:

Bu ülkede engelliler herkesin ötekisi.

Ama artık bu ötekiliği kabul etmiyoruz. Etmeyeceğiz.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
EngellilerTemsil HakkıPolitik Sağlamcılık

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Sedef Erken
    Sedef Erken

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP yönetiminin hiç mi suçu yok?
    Hasan Çetin
    Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
    Sema Erder
    Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
    Akın Özçer
    Akın Özçer Yanlışta ısrar
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Düyunu Umumiye ve Reji Deneyi
    Reha Çamuroğlu
    Reha Çamuroğlu Değişen savaşlar, değişen insanlar
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı  “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (3)
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Karşı-Devrimci hafızanın intikamcı tarih anlatısı
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Yeni Aracılar Çağı: Reklamdan akademiye, Agentic Web ve ArXiv’in yükselişi
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı