MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

400’e kaç kaldı?

Ana SayfaSi̇yaset400’e kaç kaldı?
400’e kaç kaldı?

Mevcut iktidar, evvel eski cumhuriyetin kendilerinden önceki tarihiyle kavga edip siyaset üretiyor. Buna anayasa bahsi de dâhil.

03 Haziran, 2025, Salı 06:20
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Çağhan Uyar
Çağhan Uyar

İktidar, anayasayı değiştirmek isterse birkaç hamlede 400 milletvekilini bulabilir. Belki anayasa tartışmalarından siyaset devşirmek amacıyla hiç değiştirme gibi bir niyeti yoktur, belki de taşların yerine oturmasını bekliyordur. Şu aşamada bunu bilemeyiz, bekleyip göreceğiz. Onlar eskiden olduğu gibi çatışma zemininden beslenerek siyaset üretmeye çalışıyor sadece. 

Şu sıralar hemen herkesin üstüne düşünmeden geçemediği bir soru var. İktidar paydaşlarının, 400 milletvekiliyle mecliste anayasayı değiştirebilecek çoğunluğa ulaşmasına ne kadar kaldığı hesap ediliyor.

Muhalifler için iktidarın 400 sandalyeye ulaşması, Atatürk ve cumhuriyet ideallerinden daha da uzaklaşma, seküler hayat tarzına daha fazla müdahale, çağdaş yaşamın askıya alınması, özgürlüklerin ve demokratik hakların alabildiğince kısıtlanması gibi anlamlar taşıyor. Haksız da sayılmazlar doğrusu. Zira kafalarının içinde, yıllar öncesinden “400 milletvekilini verin ve bu iş huzur içinde çözülsün” sözlerinin yankılandığına eminim.

400 milletvekili, muhalif partilere gönül vermiş yurttaşlarımız açısından toplumsal bir travmaya bile dönüşmüş olabilir!

İktidar sıralarındaysa, anayasayı değiştirebilmek amacıyla 400 milletvekiline erişmede kaç sandalye kaldığı adeta parmak hesabıyla sayılmaya başladı.

Hâl böyleyken Türkiye’nin iktidarıyla muhalefetiyle milletvekili muhasebesine soyunmasına şaşmamak lazım.

İktidar paydaşlarının ve olası bir anayasa değişikliğinde iktidar bloğunu destekleme potansiyeli yüksek partiler (ve keza bağımsızlar) alt alta konularak bir toplam elde ediliyor.

Herkesin hesabı kendince farklı olmakla beraber, DEM’in durduğu yer biraz kritik gibigörünüyor.

Kimileri açısından eski düşman (ondan önce de dost ama!), şimdilerinse gözde dost ve müttefiki DEM’in desteğiyle iktidarın 400 milletvekiline ulaşabileceği değerlendiriliyor. Bunun yanında bazı küçük partilerin de ağırlığı var elbette.

Ancak DEM, bahsedildiği kadar anahtar olmayabilir de!

Meclis çoğunluğu itibariyle DEM’in yeri önemli fakat unutmayalım ki iktidarın müthiş bir politik manevra kabiliyeti vardır. Türk siyasetinin geçmişte pek görmediği kadar geniş bir hareket alanı söz konusudur.

Son 20 senedir, sürekli zıt siyasi kutupları birbiriyle ittifaka ikna edebilecek bir esnekliğe sahip.

İktidar, siyasî şerit değişikliklerini çoğu zaman hiç zorlanmadan yapabiliyor. Çünkü kendisine kolaylık sağlayan sayısız araca sahip. Elini kolunu bağlayan da hiçbir şey yok üstelik.

MHP ve Büyük Birlik’in içinde bulunduğu ittifak denklemine aynı anda Hüdapar’ı katabiliyor mesela. Şunun şurasında birkaç yıl öncesine kadar iktidara demediğini bırakmayan Vatan Partisi’ni dahi yanına almış durumda.

Onun yanında Kemalist veya ulusalcı bir çizgide durduğuna önemle değinen Hulki Cevizoğlu ile Mehmet Ali Çelebi gibi isimleri iktidar saflarında görüyoruz.

Mevcut iktidar, evvel eski cumhuriyetin kendilerinden önceki tarihiyle kavga edip siyaset üretiyor. Buna anayasa bahsi de dâhil. Başka bir deyişle anayasa değişikliğine ilişkin söylemler, iktidarın politik yakıtıdır. Anayasayı değiştirdiğinde, siyasal bakımdan yakıtsız kalıyor!

Demem o ki; iktidar elindeki sınırsız güçle, sonsuz araçla hemen her kesimi içine çekebilecek kudrete sahip. İyi Parti’yi önemli ölçüde eritmiş, daha öncesinde CHP’den bile transferler yapmış bir iktidardan söz ediyoruz.

Bu durumda iktidar için DEM olmuş veya olmamış çok önemli gibi durmuyor. İktidar partisi, 400 milletvekiline ulaşmak isterse elindeki araçları devreye sokar ve ulaşır bence.

En basitinden Kemal Kılıçdaroğlu’nun “muhteşem”  iktidara yürüme projesiyle meclis sıralarına oturttuğu eski AKP’lilere el uzatılabilir mesela. Kaldı ki parlamentoda, siyasal veya ideolojik olarak iktidarın komşuları hiç de azımsanacak gibi değil!

İktidar, komşularını yanına çekmek isterse bir “şeker” vermesine bakar. Bu illa cumhurbaşkanlığının görev süresini uzatmak anlamında olmayabilir. Paketin içerisinde cumhurbaşkanlığına ilişkin yasa değişiklikleri de olur ama iktidar komşularının muhafazakâr ya da demokrat eğilimlerini okşayan bir dizi madde öne çıkarılır. Onlar da cumhurbaşkanlığına dair düzenlemelere değil öbür maddelere oy vermiş olur.

İktidar partisinin bir-iki hamlesine bakar bunların hepsi. 400 milletvekiline ulaşmak istese her türlü ulaşır.

O zaman bütün bu dönen gündem ne diyebilirsiniz haklı olarak.

Kanımca iktidar için anayasa değişikliği şu noktada öncelikli değil.

İktidar partisi, geçmişte Türkiye’yi defalarca referanduma götürdü. Her defasında aynı tezi öne sürdü. Buna göre mevcut anayasa, son tahlilde darbe ürünü olduğu için demokrasiyi ve özgürlükleri kısıtlıyordu. O zaman anayasa değişmeliydi.

Gerçi şimdilerde demokrasi veya özgürlük bahsini hiç açmadan anayasa değişikliğinden söz ediyorlar ama…

Düzenlenen her referandumda “darbe anayasasının” değişmesi gerektiğinden dem vursalar da belli başlı maddeleri değiştirmekle yetindiler. Darbeci diye yerden yere vurdukları anayasaya dokunmadılar.

Demek ki sorun anayasa değişikliği değilmiş. Anayasa değişikliği üzerinden siyaset devşirmekmiş.

Çünkü mevcut iktidar, evvel eski cumhuriyetin kendilerinden önceki tarihiyle kavga edip siyaset üretiyor. Buna anayasa bahsi de dâhil. Başka bir deyişle anayasa değişikliğine ilişkin söylemler, iktidarın politik yakıtıdır. Anayasayı değiştirdiğinde, siyasal bakımdan yakıtsız kalıyor!

Hadi, gene de anayasayı değiştirdi diyelim, neyi değiştirecek?

Anayasada iktidarın elini kolunu bağlayan bir şey yok. Bir dönem daha cumhurbaşkanlığı içinse bir erken seçim kararına bakar. 

Benim bildiğim iktidar, daha sonrasını da planlamaz. Zira o kadar uzun erimli hesap kitap yapmaz.

Bunun en net delili, kendi yaptıkları anayasaya iki dönem kuralı koymalarıdır. (Partilerinde de üç dönem kuralı var fakat onu hiç gündeme bile almıyorlar!)

Uzun sözün kısası; iktidar, anayasayı değiştirmek isterse birkaç hamlede 400 milletvekilini bulabilir. Belki anayasa tartışmalarından siyaset devşirmek amacıyla hiç değiştirme gibi bir niyeti yoktur, belki de taşların yerine oturmasını bekliyordur. Şu aşamada bunu bilemeyiz, bekleyip göreceğiz. Onlar eskiden olduğu gibi çatışma zemininden beslenerek siyaset üretmeye çalışıyor sadece. Hoş, henüz işler “400 milletvekilini verin ve bu iş huzur içinde çözülsün” noktasına da gelmedi!

  • 27 Mayıs’ın arkasında Amerika mı vardı? 27 Mayıs’ın arkasında Amerika mı vardı?
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Anayasa DeğişikliğiMilletvekili Sayısı

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Grevin zamanı  
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Marmara’ya bak Marmara’ya
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Türkiye’de modern bir Ludovico Oyunu
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran İnsan neden anlam arar?
    M. Coşkun Cangöz
    M. Coşkun Cangöz Parayla saadet olur mu?
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Devlet dini bir kez daha tekeline alıyor
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Yapay Zeka çağında meslek seçimi
    Seda Aktaş
    Seda Aktaş İdeal bedenin yıkılışı: Beden politikalarına karşı bir direniş, body horror
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Madrid’den yükselen ses: İki devletli çözüm için umut mu, son çığlık mı?
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak Romantik Yol’un en büyülü köyü: Rothenburg ob der Tauber
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı Türkiye’nin enflasyon sorunu sadece daraltıcı para politikasıyla çözülür mü?
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Kılıçdaroğlu’na işbirlikçi demenin dayanılmaz hafifliği
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Nuh kimi kurtardı?
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Uçurumun kenarında bir ayna: İnsan neden zıddına aşık olur?
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Erdoğan ne diyor?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Sosyal yardımlı zaferlerin sonu: AK Parti’nin yeni gerçekliği 
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar 400’e kaç kaldı?
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Eleştiri ve İktidar
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı