MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Türkiye’nin mutsuz gençleri…

Ana SayfaKöşe YazilariTürkiye’nin mutsuz gençleri…
Türkiye’nin mutsuz gençleri…

Türkiye’nin mutsuz gençleri…

12 Haziran, 2024, Çarşamba 04:40
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Gençlerimize hayattaki en önemli başarı kriterinin "mutlu olmak" olduğu aşılanmalıdır. Mutluluğun kriterleri herkes için farklılık arz etmektedir. Eğer birey kendini iyi tanırsa, yeteneklerini de fark eder ve yetenekleri doğrultusunda hayatına yön verir. Nitekim, mutlu insan yetiştiremiyoruz, eğitim sistemimizin en önemli sorunu budur.3 milyonu aşkın gencimiz bu hafta sonu Yüksek Öğretim Kurumları sınavına girdiler. Tüm gençlerimize emeklerinin karşılığını almalarını diliyorum.Bir akademisyen olarak sınav organizasyonunda yer aldım. Her yıl kendime aynı soruları soruyorum daha iyi bir sistem geliştirilemez mi? Geleceğimiz olan gençlerimiz için hayat memat meselesi haline gelen bu sınavları daha az anlamlı hale nasıl getirebiliriz? Bu sorulara gelin hepimiz, birlikte cevap arayalım?Şahsım olarak aklıma gelen çözümleri sıralayacağım, tüm okuyucularımızdan da çözüm önerileri bekliyoruz….

1. Lise müfredatında değişiklik ve sınav sayısını 3’e çıkarmak

Lise eğitiminde ilk üç yıl temel yeterlilik ve alan yeterlilik eğitimleriyle öğrencilerimizi donatılmalıdır. Lise son sınıfında ise sadece YKS sınavına hazırlık, konu tekrarları, kariyer planlama, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik, zaman yönetimi, stres yönetimi, yaşam koçluğu eğitimleri verilmelidir. YKS sınavı sayısı ise, kasım sonu, şubat sonu ve mayıs sonu olmak üzere 3’e çıkarılmalıdır. Öğrenciler üniversite seçiminde KPSS sınavında aldıkları puanları 2 yıl kullanabildikleri gibi; YKS’den aldıkları üç puandan en yüksek olanı ile tercih yapabilmelidirler. Böylece;
  • Öğrencilerimiz sınava girmeden 1 yıl öncesinden sınavda sorumlu oldukları tüm konuları görmüş olacaklardır.
  • Öğrencilerimiz birinci sınavda istedikleri puanı alamadıklarında, yıl kaybına uğramayacaklar, daha yüksek bir motivasyon ile 3 ay sonraki sınava hazırlanacaklardır.
  • Sınav haftası yaşanacak olumsuzluklar nedeniyle sınava girememe stresinden kurtulacaklar, nasıl olsa 3 ay sonra yine sınav olacağı için; daha rahat sınava hazırlanacaklardır.
  • Her yıl sınav öncesi “1 dakika ile 1 yıl kaybedildi” şeklinde can sıkıcı sorunlar yaşanmayacaktır.
Sınav sayısının 3’e çıkarılması konusunda gelecek eleştiriler olacaktır, bu eleştirilerden biri 3 ayrı puan ile üniversite tercihi nasıl yapılacaktır? Sorusudur. Bu konuda birikimli ve başarılı öğrenciler her üç sınavda da başarılarını teyit ederek, zaten sıralamalarını koruyacakları için sorun yaşanmayacaktır, tam tersi şanssızlık nedeniyle hak ettiği başarıyı sınav sonucuna yansıtamayan ve yok olup giden cevherleri tespit etmiş olacağız.İkinci eleştiri ise, her sınav bir maliyettir, şeklinde düşünülebilir, tüm maliyetleri öğrencilerimiz karşılamakta ayrıca, geleceğimiz olan gençlerden tasarruf edilmesi düşünülemez. Gençlerimize yapılan her harcama, bir yatırım harcamasıdır.
12 yıllık temel eğitim yeniden planlanarak, her bireyin mutlaka yetkinliklerine göre takip edilerek geleceğin meslekleri doğrultusunda eğitilmelidir. Böylece birey 12 yıllık temel eğitim sonucunda 19-20 yaşına geldiğinde çalışabileceği ve hayatını sürdürebileceği bir mesleği olmalıdır.

2. Eğitim süresinin kısaltılması ve mesleki okulların önemli hale getirilmesi

7 yaşında okula başlayan bir birey 12 yıllık eğitim sürecini tamamlandığında 19 yaşına gelmektedir. 18 yaşını doldurmuş olduğu için tüm hak ve yetkilere sahip olan birey eğitim hayatı boyunca sadece teorik eğitimlerle zamanını harcadığı için, hiçbir mesleğe ve yetkinliğe sahip olmayan milyonlarca gençten biri olarak, üniversite sınavını bir çıkış yolu olarak görmektedir. Çünkü o yaştan sonra meslek edinmek artık mümkün görünmediği için, tek çare herhangi bir bölümden mezun olmaktır.Peki ne yapılmalı?12 yıllık temel eğitim yeniden planlanarak, her bireyin mutlaka yetkinliklerine göre takip edilerek geleceğin meslekleri doğrultusunda eğitilmelidir. Böylece birey 12 yıllık temel eğitim sonucunda 19-20 yaşına geldiğinde çalışabileceği ve hayatını sürdürebileceği bir mesleği olmalıdır. Üniversiteyi mesleğinde bilgi derinliği için okumalıdır, istihdam edilmek için üniversite okumak zorunda olmamalıdır.Nitekim, eğitimli işsizlerin yanında, mesleki yeterlilik gerektiren işlerdeki ara personel sıkıntısının aynı anda yaşanması kaçınılmazdır.
Yaşam koşullarını 50 yıl öncesiyle kıyasladığımızda, teknolojinin gelişimiyle hayat standartları artmasına rağmen, mutluluk aynı düzeyde artmamaktadır. Çünkü, bizler kendimizi tanımadan, kendimizi keşfetmeden, ne istediğimiz bilmeden hayatın akışına kapılıp gidiyoruz…

3. Üniversite eğitiminin hayattaki önemli başarı kriteri olarak görülmesi

Gençlerimize hayattaki en önemli başarı kriterinin “mutlu olmak” olduğu aşılanmalıdır. Mutluluğun kriterleri herkes için farklılık arz etmektedir. Eğer birey kendini iyi tanırsa, yeteneklerini de fark eder ve yetenekleri doğrultusunda hayatına yön verir. Kendini tanıyan, yetenekleri doğrultusunda hayatına yön veren biri hem kaliteli işler başarır, hem de kaliteli bir yaşama sahip olur. Böylece hayatın en önemli ve geçerli başarı ölçütü mutluluk kriterini de yakalamış olur.Nitekim, mutlu insan yetiştiremiyoruz, eğitim sistemimizin en önemli sorunu budur.Başarının kriteri doktor olmak ise, doktorlara sorun mutlular mı?Başarının kriteri mühendis olmak ise, mühendislere sorun mutlular mı?Başarının kriteri profesör olmak ise, profesörlere sorun mutlular mı?Başarının kriteri varlıklı olmak ise, varlıklı insanlara sorun mutlular mı?Evet, yaşam koşullarını 50 yıl öncesiyle kıyasladığımızda, teknolojinin gelişimiyle hayat standartları artmasına rağmen, mutluluk aynı düzeyde artmamaktadır.Çünkü, bizler kendimizi tanımadan, kendimizi keşfetmeden, ne istediğimiz bilmeden hayatın akışına kapılıp gidiyoruzMutlu bir gelecek diliyorum…
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Emir Yaşar
    Emir Yaşar Özgürlük için Liberalizme veda
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Ares’in kılıcı, Hades’in kapısı: Unutmanın kıyameti üzerine bir deneme
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk İsrail’le mücadelede paradigma değişikliği ihtiyacı
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı İsrail - İran Savaşı’nın küresel ekonomiye etkileri
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Konfor alanının sessiz zincirleri ve yolculuğun çağrısı 
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Yeni milliyetçilik ve Öcalan
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Irak işgalinden sonra benzer oyun
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Dış Güçler: Sert adamlar, yumuşak hafızalar
    Sinem Arslan
    Sinem Arslan Barış süreçlerinde taraflar arası mutabakatlarda “Yapıcı Muğlaklık”: Neden tercih edilir? Gerçekten yapıcı mı, yıkıcı mı?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Demir Perde’nin çöküşü, İran’ın Ateşi: 1983’ün Mirası
    Hasan Bülent Kahraman
    Hasan Bülent Kahraman 27 Mayıs 1960 Darbesine Yeni Bakışlar (1)
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Erdoğan’ın uğradığı en büyük hezimet
    Adnan Ekinci
    Adnan Ekinci Anayasa Günlüğü - İlk Gün
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Ey CHP: Titre ve Kendine Dön
    Tuğba Muslu
    Tuğba Muslu Düşünmeyen nesiller projesi
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beyaz Saray’da aşk başkadır!
    Osman Erden
    Osman Erden “Führer’e İtaat”
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı