MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Sosyal demokratlar: Kaderimiz bir Ege kasabasında emeklilik mi?

Ana SayfaKöşe YazilariSosyal demokratlar: Kaderimiz bir Ege kasabasında emeklilik mi?
Sosyal demokratlar: Kaderimiz bir Ege kasabasında emeklilik mi?

Sosyal demokratlar: Kaderimiz bir Ege kasabasında emeklilik mi?

08 Şubat, 2024, Perşembe 21:33
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Matematiksel olarak baktığımızda Türkiye’de halkın yarısı muhalif partileri ve adayları destekliyor. Buna karşın AKP, sanki arkasında %70’leri bulan bir halk desteği varmışçasına politika yürütebiliyor, öyle bir özgüven sergileyebiliyor. Ege’de taşınmayı biraz ertelersek alternatif üretebilirizTürkiye’de sosyal demokratların iktidar olma konusunda travmatik bir his taşıdıkları sır değil. Çok partili hayata geçişin üzerinden yaklaşık 74 yıl geçmesine rağmen, çok kısa zaman aralıkları haricinde Türkiye’de sosyal demokrat bir partinin iktidara geldiğini görmedik. Farklı dönemlerde sağ partilerin tek başına ya da birbirleriyle koalisyon kurarak sıkça iktidara gelmesi rutin ve genel bir özellik olurken, bir sol partinin iktidara ortak olması ise istisna kabul edilen bir husus olageldi. Hâl böyleyken sosyal demokratlar yaygın bir “Bu ülkede gelecekte sosyal demokrat iktidar görür müyüz?” hissiyatını taşırken, “Zaten bu ülkeden bir şey olacağı yok, en iyisi gidip bir Ege kasabasına yerleşmek” ifadesi de bu hissiyatın en yaygın tezahürü.Peki sahiden bu hisler bizim kaderimiz mi? Başka bir çıkışımız yok mu?

UMUTSUZLUĞUN KRONİKLEŞMESİ

Sosyal demokrat tabanın ilk sorunu, kronikleşmiş bir umutsuzluğu içselleştirmesi. Bu ruh hâlini salt AKP iktidarıyla açıklamak da yeterli olmayacaktır. 12 Eylül 1980’den başlayıp bugünlere dek gelen yaklaşık 44 yıllık süreçte Türk sosyal demokrasisi, 1989 ve 2019 yerel seçimleri haricinde kayda değer bir başarı ve kazanım elde edemedi. Koalisyon ortağı olarak iktidara ortak olduğu dönemlerde de tabanının beklentilerini karşılamaktan epey uzaktı. Bu durum, tabandaki “kazanamıyoruz” algısını pekiştirmekle kalmadı, “kazansak da kendimiz gibi olup da politika uygulayamıyoruz” hissinin yerleşmesine yol açtı.AKP’nin son 22 yılda Türk siyasetinin hemen her alanını açık şekilde domine etmesi, şüphesiz sosyal demokratlardaki umutsuzluk halinin daha da derinleşmesinde en büyük pay sahibi. Zamanla, hemen her seçimde benzeri bir seçim sonucu haritası gördüğünü düşünen, AKP’nin seçimi kaybetse bile asla gitmeyeceğine inanan, sosyal demokratların seçimi kazansa bile yönetmeyi beceremeyeceğini düşünen geniş bir seçmen kitlesi ortaya çıktı. 2019 yerel seçiminde biraz olsun aşılan bu durum, son Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yeniden baskın his hâline geldi.
En büyük rakibimiz, içimizdeki umutsuzluk ve siniklik. Bunu yıkmazsak ve aşamazsak, onlarca yılımız ve geleceğimiz AKP ya da başka sağ partilerin tahakkümü altında geçmeye mahkûm. Tatlı ve şirin bir Ege kasabasına elbette gidelim. Ancak özgüvenli, mutlu ve umutlu bir şekilde gidelim. Yolumuz uzun.

AKP’DEN DAHA BÜYÜK BİR TEHLİKE: UMUTSUZLUĞUN SIRADANLAŞMASI

Matematiksel olarak baktığımızda Türkiye’de halkın yarısı muhalif partileri ve adayları destekliyor. Buna karşın AKP, sanki arkasında %70’leri bulan bir halk desteği varmışçasına politika yürütebiliyor, öyle bir özgüven sergileyebiliyor. AKP’ye bu gücü ve özgüveni sağlayan en temel husus, ülkenin yarısını oluşturan muhalif kitleyi temsil eden partilerin sinikliği, vizyonsuzluğu ve dağınıklığı. Partilerdeki dağınıklık ve siniklik, doğrudan ve dolaylı olarak halka da yansıyor.Bu hissiyatın sosyal demokratlara yansıması ise daha travmatik, yoğun ve içsel şekilde gerçekleşiyor. 1980’den beri süren bir sürekli kaybetme ve “kazansa da kaybetme” hâli, hemen her sosyal demokrat yurttaşın zihnini ve ruhunu kemiren bir iblisten farksız. Tam da bu nedenle henüz hayatının baharında olan, 20’lerinde ve 30’larında pek çok sosyal demokrattan emeklilik hayallerini, Ege bölgesinde bir sahil kasabasına yerleşip sessiz, sakin bir hayat kurma hayallerini duymanız mümkün. Normal şartlarda hayata, ülkeye ve siyasete dair beklentilerinin yüksek olmasını beklediğiniz bir kitle, 60 yaş üstü ruh hâliyle emekli hayatı hayallerine sığınmak zorunda kalmakta.

DÖNGÜYÜ KIRMAK

Peki bu döngü kırılır? Ya da bu kronik döngüyü kırabilecek reel bir enstrüman var mı?Bu sorulara net yanıtlar vermek, reçeteler sunmak pek mümkün değil gibi görünse de akıl yürütüp belli sonuçlara varmak mümkün. Neler yapılabilir?Söz gelimi, üyesi olduğumuz siyasi partiyi doğru zamanda, doğru yerde konumlanmaya zorlamak adına parti siyasetine daha çok dahil olmak, oradaki alanları boş bırakmamak, akla ilk gelen şeylerden.Yaşadığımız mikro çevrede örgütlenmenin, bir şeyleri değiştirmenin, harekete geçmenin yaratacağı minik farkları görerek motive olmak da bir diğer şey.  Bunun politik boyutu, yerel siyasete daha fazla dahil olmak ve yerel siyaset dinamiklerine örgüt siyaseti üzerinden etkide bulunmaya çalışmak.En büyük rakibimiz, içimizdeki umutsuzluk ve siniklik. Bunu yıkmazsak ve aşamazsak, onlarca yılımız ve geleceğimiz AKP ya da başka sağ partilerin tahakkümü altında geçmeye mahkûm.Tatlı ve şirin bir Ege kasabasına elbette gidelim. Ancak özgüvenli, mutlu ve umutlu bir şekilde gidelim. Yolumuz uzun.
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Fatih Altaylı’dan bağımsız medyaya 
    Özgür Çoban
    Özgür Çoban İsrail–Almanya ilişkileri: Pragmatik ya da duygusal 
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Astana Zirvesi ve Çin’in Sessiz Yürüyüşü
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Çöl Gezegeni’nden Ortadoğu’ya: Dune’un zamansız mesajı
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Günde sadece iki saat eğitim
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı TCMB Temmuz itibariyle faizleri düşürmeli mi?
    Eda Çağlayan Ertok
    Eda Çağlayan Ertok Toplumsala bakışta görünenle dijitalin savaşı 
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı Güçlendirilmiş iç cephe üzerine
    Onur Tuğrul Karabıçak
    Onur Tuğrul Karabıçak İç cepheyi sıkı tutmak: Siyasal iktidarın yeni bir sahne yaratması için yıllardır kullandığı söylem
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Muharrem İnce ve Baba Ocağı
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Eşekler ve eşitlikçi bir dünya hayali
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Taç ve gövde
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Sevgi yetmiyor: İnsanların asıl savaşı sürdürmekle
    Sema Erder
    Sema Erder Yeni iletişim çağında otoriter popülizm 
    Akın Özçer
    Akın Özçer Özgür Özel CHP’de neyi değiştirdi?
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Soyadlarımız farklı ama adımız Türkiye!
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz “Barış için savaşın kahramanlarına ihtiyaç duymadan toplum olmak”
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar CHP: Baba evi
    M. Coşkun Cangöz
    M. Coşkun Cangöz Mutluluk Endeksinin Gör Dediği ile Görmedikleri: Küresel Oyun Parkındaki Salıncak Kavgası
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Gaokao vs. YKS: Aynı sınav, farklı sonuç
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı